21 Aralık Ne Hatırlatıyor Acaba ?

21 Aralık Ne Hatırlatıyor Acaba ?
27 Aralık 2005

EY KIBRIS TÜRK GENCİ :


Bu gün barış yapmak istediğin insanların kim olduklarını biliyor musun ? Barış düşmanı olma; Ancak barış yapayım derken kendi ölüm çukurunu barış yapmak istediğin insanlara kazdırma sakın !..

Geçmişi bilmen için aşağıda sırf bilgin olsun diye aktardıklarımızı okumamazlık etme. Aksi takdirde, Kıbrıs’ta barışı elde edeyim derken, kendi istikbalini yokedeceksin.

Kıbrıs'taki sorunun boyutunu anlamak, Türk tarafının haklılığını görmek ve neden bu meselede tüm Türk Milleti'nin bu denli hassas olduğunu kavramak için, 1974 öncesi dönemde Kıbrıslı Türklere karşı uygulamaya konan soykırım girişimini incelemek gerekir.

Bugün o günleri yaşamamış yahutta unutmuş olanlarımız mutlaka vardır. Şüphesiz Kıbrıs Türk 'ü bu katliamları yaşarken henüz dünyaya gelemiş olanlar yahut, çelik çomak oynayanlar bu gün gerek KKTC 'de ve gerekse Türkiye'de iktidardırlar.Bilhassa bu konumda olanların hatırlaması gerekir o günleri...

Bu dönemde adadaki savunmasız Türk halkına karşı gerçekleştirilen insanlık dışı katliam ve işkenceleri vicdanla değerlendiren her insanın, bunların "bir daha asla" yaşanmaması gerekir. Zira bu bir insanlık suçudur.

Kıbrıs’ta “ TÜRK SOYKIRIMI ” ’nın hazırlayıcı Ortodoks papazı Mihail Muskos Makarios ’dur. Makarios, eli kanlı papaz, aynı zamanda da Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'dır.



Şöyle o günleri yaşamayanlara ve bugün o günleri unutmuş olarak hareket edenlere bazı hatırlatmalar yapalım. Anıları tazeliyelim. Dilerseniz... Tazeliyelim ki, o günleri unutanlar, hatırlamayanlar yahut ta o günlerde yaşamamış olanlar tekrar hatırlasın...

Kumsal Katliamı
Gibbons 'un Kumsal katliamı konusundaki gözlemleri şöyledir:
"Silahlı adamlar kapıları kırdılar; dipçikleyerek, döverek, yumruklayarak ve küfrederek Türk evlerine doluştular. Kumsal'dan geri çekiliş başladı. Bir kere daha, Nazilerin saldırısı altında bozguna uğrayan Avrupa'da olduğu gibi aileler, şaşırmış, dehşete düşmüş bir halde kulaklarında tüfeklerin gürültüsü ve makinelilerin takırtısının yankısıyla evlerinden soğuk sokaklara döküldüler.

Kayıp düşerek, birbirlerine tutunarak koşmaya başladılar. Sokakta bir kadının " Allah rızası için birisi yardım etmeyecek mi ? " diyen çığlığı yankılandı ".

Kumsal'ın " Türk sakinlerinin 159'u o gece kaçamadı. Banyodaki dört kişi ve ev sahibesinden başka dört kişi daha o gece öldürüldü. 150'si rehin alındı. Rehinelerden bir kısmını bir daha gören olmadı."


( H. Scott Gibbons, Peace Without Honour, s. 76 )



Ocak 1964'de Kıbrıs'ta bir İtalyan gazetecinin gözlemleri ise şu şekilde idi: " Şu anda Türklerin köylerinden göçlerine şahit oluyoruz. Rum terörü acımasız; binlerce kişi evlerini, topraklarını, sürülerini terk ediyor. Bu sefer Helenlik laflarının ve Plato'nun bütününün bu barbarca ve kudurmuş davranışları gizlemesi imkansız. Türk köylerinde akşam üstü saat dörtte sokağa çıkma yasağı yürürlüğe giriyor. Tehditler, silah sesleri ve kundakçılık girişimleri karanlık basar basmaz başlıyor. Ne kadın, ne de çocuğun gözetilmediği Noel katliamından sonra, herhangi bir mukavemet imkansız gözüküyor. "

( Giorgio Bocca, Il Giorno, 14 Ocak 1964 )



"Kıbrıs'ın istilasından sonra yüzlerce Kıbrıslı Türk, Milli Muhafızlarca rehine alınmış, Türk kadınlarının ırzına geçilmiş, çocuklar cadde ortasında öldürülmüş ve Limasol'daki Türk mahalleleri tamamen yakılmıştı."

( David Leigh, The Times, Londra, 23 Temmuz 1974 )



"Yunanlıların kasaplığını insan zekası kavrayamaz... Magosa etrafındaki köylerde Rum Milli Muhafızları, vahşetin eşsiz örneklerini gösterdiler. Türk evlerine girdiler; acımasızca kadın ve çocuklara mermi sıktılar; birçok Türk'ün gırtlağını kestiler;
Türk kadınlarını toplayarak ırzlarına geçtiler..."

( Almanya'nın Sesi, 30 Temmuz 1974 )



"Kıbrıs Rumları, XX. yüzyılda, çağdışı davranışlar sergileyerek giriştikleri katliamlarda masum Kıbrıs Türklerini hunharca öldürmekle kalmayıp kazdıkları çukurlara yarı canlı insanları da doldurmuşlardır. İşte gün ışığında mezardaki pek çok insan cesedi Yunan vahşetini dünya kamuoyuna tanıtıyor. Toplu mezarlardan çıkarılan Kıbrıslı masum Türklerin cesetleri, yıllardan beri adada derebeylik yasalarını uygulayan Rumların, ne derece vahşi olduklarını kanıtlıyordu..."

( James Rayner, Ezilmiş Çiçekler, Lefkoşe, 1982, s. 25 )

İnsan haklarına saygılı uygar bir insan olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şu çağrıyı yapıyoruz : Avrupa Birliği’nin üye olarak aldığı Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ne menem bir devlet olduğunu acaba biliyor mu ?

Peki ya siz ; İnsan Hakları Mahkemesi olarak 1963 – 1974 yılları arasında Kıbrıs’ta Rum Vahşeti’ nin boyutlarını biliyor musunuz ? O günleri yaşamaış olan bu gün ise KKTC için karar verecek konumda olanlara önemle hatırlatırız...

Bir hatırlatmada " Yok Oluş " yasasının çıkması için çaba gösterenler... 21 Aralık 1963 tarihini nasıl unuttursunuz ?

Yunanlıların ve Rumların yaptıkları vahşeti, yabancıların gözlemiyle bir okusunlar bakalım Rum sevdalıları...Bu vahşilerle mi beraber yaşamak istiyorlar?

Paylaşımınız için çok teşekkür ederim DELİKURT kardeşim.

"Yunanlıların kasaplığını insan zekası kavrayamaz... Magosa etrafındaki köylerde Rum Milli Muhafızları, vahşetin eşsiz örneklerini gösterdiler."
Bir Alman bile bunu söyledikten sonra.....
Teşekkürler

Cevap: 21 Aralık Ne Hatırlatıyor Acaba ?

KIBRIS ŞEHİTLERİ

Kıbrıs'ta vatanın bölünmezliği uğruna hayatlarını hiçe sayarak büyük bir cesaret ve kahramanlıkla canlarını verip gökteki hilal ile yıldızı bayrak, toprağıda vatan yaparak kara toprağın bağrında sıra dağlar gibi yatan şehitlerimiz vatan savunmasını canlarından üstün tutmuş vatan sevgisini nesilden nesile anlatarak ruhlarını şad ediyorsak siz şehitlerimizin kahramanlığını vatanseverliğini de nesilden nesile anlatarak sizleri unutmayacağımız gibi unutturmayacağız da!
Sizlerin yeri çok güzel, şehitliğin her kişiye nasip olamayacağını biliyoruz, ama yokluğunuza dayanmak çok zor. Sizleri çocuklarınız; ana, baba ve eşleriniz rüyasında görüyorlar. Sizlere sarılıyor ama uyandığımızda göz yaşından başka birşey kalmıyor. İnsan engellerini aştıkta, kader engellerini aşamadık. Kader bu sahadet mertebesine ermiş arkadalarımızın geride bıraktıkları ve bizlere emanet ettikleri şehit eşleri, çocukları anne ve babaları ile malül gazilerimize sesleniyoruz. Derneğimize üye olmakla devletimizin bizlere tanıdığı her türlü maddi manevi katkılarının neler olduğu imkanlarına sahip olacak ve sizlerin üye olmasıyla daha da güç kazanacağız.

1964 YILI ŞEHİTLERİ ​

ŞEHİTİN ADI SOYADI ​

Cevap: 21 Aralık Ne Hatırlatıyor Acaba ?

Bence rumlar bize katliam yaptılar diye avrupa birliğine alındı.

Hangi barıştan bahsediyorlar.

Cevap: 21 Aralık Ne Hatırlatıyor Acaba ?

32 yıl sonra ortaya çıkan bir araştırma Kıbrıs Rum lideri Papadopulos’un ABD’ye gönderdiği mesajı ortaya çıkardı: "Hesabımıza göre 75 dakikada, bütün Türkleri temizleriz"

Yunan Eleftherotypia gazetesi, Papadopulos’un gençlik yıllarında Kıbrıs’taki tüm Türklerin kıyımından yana bir tutum sergilediğini yazdı.

Kıbrıs harekâtının 32’nci yıldönümünde Kıbrıs Rum lideri Tasos Papadopulos’un gençlik yıllarında Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi (enosis) için gösterdiği uğraşıların arasında Kıbrıs’taki tüm Türklerin kıyımından yana bir tutum içinde bulunduğu açıklandı.

Planlarımız hazır

Yunan Eleftherotypia gazetesinde Kıbrıs Rum gazeteci-yazar Drusiottis imzalı yayınlanan bir araştırmaya göre, 1964 yılında Rum çetelerinin Türk köylerine yaptıkları kanlı baskınlardan sonra Türkiye, Kıbrıs’a askeri bir operasyon düzenlemeye hazırlanırken dönemin çete reislerinden Tasos Papadopulos’un Rum hükümeti adına ABD’ye şu mesajı veriyordu: "Türk filosu Kıbrıs’ın 12 millik kara suları içinde girmesi olasılığında yaptığımız hesaplara göre adaya kadar kat edeceği 75 dakikalık zaman içinde kendi savunmamızı sağlamak amacıyla adadaki bütün Türkleri temizlemeye kararlıyız. Bunu gerçekleştirmek için gerekli planlarımız ve olanaklarımız mevcuttur!" Dönemin Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı Bonanos’un verdiği ifadelere göre Papadopulos, düzenlenen olağanüstü askeri şura toplantısında "Türkiye adaya havadan ya da denizden bir askeri operasyon düzenlerse adadaki bütün Türklerin yok edilmesini" önerdi.

Aynı araştırmaya göre Türkiye’nin gerek 1964 gerekse 1967’te Kıbrıs’taki kanlı olayları bastırmak gerekçesiyle ve garantörlük hakkını kullanarak askeri müdahale hazırlığı ABD tarafından önlenmişti. Ancak 1974’te Yunan askeri yönetiminin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı gerçekleştirdiği askeri darbeden sonra, ABD Türkiye’nin Kıbrıs’a askeri operasyon düzenlemesine ses çıkarmamıştı.