AKP kesimi tam kadro yaylım ateş halinde.
Hedeflerinde bildiri yayınlayan Yargıtay Başkanlar Kurulu ile ona destek veren Danıştay var.
Neymiş efendim, yargı böyle bir bildiriyi nasıl yayınlayabilirmiş!
Neymiş efendim, yargı nasıl taraf olabilirmiş!
Behey aymazlar, yargı dediğiniz şey adalete, yasalara ve Anayasal çizgiye uymaya taraftarlık değil midir?
Yargı, ben tarafsızım deyip yazılı olan kuralların dışına çıkabilir mi?
Çıkamazsa söyler misiniz bugün yargının yaptığı nedir?
Herkesi hukuka yani var olan kurallara davet değil midir?
Efendim, yayınlanan bildiri Anayasa Mahkemesi üyelerine etki yaparmış!
Bu da yargının etki altında kalması ve de siyasallaşması imiş!
Bunu söyleyene bak hele!
Yahu, sen değil misin Avrupa Birliği müdahale edince alkış tutan!
Sen değil misin AB komiserlerinin baskısına çanak tutan!
Sen değil misin Avrupa Parlamentosu’ndan Türkiye’ye kınama bildirisinin çıkarılması için kulis yapan!
Sen değil misin AB’den yargımıza baskı gelince Tevfik Fikret’in Abdülhamit Han’a suikast yapan Ermeni teröristini “Ey Şanlı Avcı” diye selamlaması misali Garp’a minnet duyguları ile sempati mesajlarını ileten!
Ve o sen şimdi hiç sıkılmadan Yargıtay’ın açıklamasına feveran ediyorsun!
Sorarım sana, aynı Yargıtay ya da Danıştay AB gibi davransa acaba karşı çıkar mıydın?
Vallahi de çıkmazdın, billahi de çıkmazdın.
Demek ki senin derdin hukuk ya da kurallar değil, senin derdin AKP!
Senin hukukun da ahlakın da vicdanın da AKP! Öyle, çünkü sen AKP ile varsın, sen AKP ile sen olmuşsun. O gidince biliyorsun ki sen de gideceksin. Feveranın asıl bunun için.
Evet sevgili okurlar, bize göre Yargıtay Başkanlar Kurulunun o bildirisi hukuka ve kurallara sahiplenmenin deklarasyonudur.
Yargıtay Başkanlar Kurulu kendinden bekleneni yapmıştır. Sesi kısılan büyük çoğunluk adına bu tutumları sebebiyle kendilerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bir ülke düşününüz ki, yargı düzeni ve sistemi tamamen değiştirilmek istenirken bundan yargının en temel kurumları haberdar olmayacak ama değişiklik taslakları AB komiserlerinin onayına sunulacak!
Böyle bir tabloya yargı tepki göstermeyip de alkış mı tutacaktı!
Dalkavukluğa Prim
Halkbank’tan Taraf’a kollama
Halkbank’ın başında AKP döneminde atanan İmam Hatipli bir Genel Müdür var. Hüseyin Aydın isimli bu Genel Müdür tartışılacak imzalar atıyor. Son tasarrufu iki gün önce gazetelere dağıttığı ilanlar. Halkbank’ın 70. yılı münasebetiyle yaptığı büyük ilan kampanyasında Star,Yenişafak, Zaman, Bugün, Türkiye ve Taraf gibi AKP’ye yandaş gazeteler de yer alırken Yeniçağ bu listede yoktu. Aynı uygulama AKP yanlısı internet portalları arasında da görüldü. AKP’ye dalkavukluk yapan bazı internet sitelerine ilan verilirken diğerleri görmezden gelindi...
Tam bu noktada Hüseyin Aydın’a soralım: Halkbank bu ilanları hangi ölçü ya da kritere göre veriyor? Malum Taraf Gazetesi’nin tirajı ve satışı ortada.Yeniçağ, Taraf’ın neredeyse 6 katı daha fazla satıyor (ki bunların tamamı bayi satışıdır, elden dağıtımı yoktur.) Belli ki kriter AKP’nin desteklenmesidir.
Nitekim bunun öyle olduğu yüz binlerce satan AKP muhalifi Vatan Gazetesi’nin de ilan kapsamının dışında bırakılması ile sabittir... İyi de Halkbank bir kamu kuruluşudur yani millete aittir. Millete ait olan bir şeyi bu biçimde siyasi hesaba dönük olarak kullanılmasının hukuki bir müeyyidesi yok mudur? Hüseyin Aydın bir kaç bin satan Taraf Gazetesi’ne kendi cebinden değil, milletin cebinden o kaynakları hangi ölçü ya da kritede göre kanalize ediyor...
Gün gelecek hukuk bunun hesabını soracaktır... Bu vesile ile Hüseyin Aydın’a soracağım bir başka soru da şudur: Halkbank’ın banka şubelerini yenileme işini hangi şirkete verdiniz? Bu şirketin sahibi kimdir. Cevabını gönderirseniz yayınlayacağız.
Sorumlular sorgulanmalı
19 Mayıs kıyafetini onaylamıyorum!
Gerçi Bülent Ardınç eleştirisinden geri adım attı ama ben belki de ilk kez bugün onunla aynı şeyleri savunacağım. Evet, Manisa’da Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerinin 19 Mayıs tören kıyafetlerini hiç mi hiç tasvip etmedim. Gençlerimiz milli bayram da değil de adeta marjinal bir İtalya’nın moda kreasyonunda gibiydi.
Ne o öyle, bayram gösterilerinde dekolteler, mini mini etekler, kaş göz boyamaları şunlar bunlar. Açıklıkla söylemek gerekir ki, o fotoğraflar Atatürk’ün gençliğini hiç mi hiç yansıtmıyor. Bunun adı da çağdaşlık, ilericilik, Cumhuriyetçilik değil soytarılıktır. Bugün Kutlu Cumhuriyet ve ilkeleri birilerinin gözünde öcü gibi ise bunda böylesi soytarılıkların da payı vardır.
Bize göre bunun sorumluları üniversite yönetimince sorgulanmalıdır.
Teşekkürler
Koray Aydın’ı alkışlayalım!
Ankara’da Şirinoğlu Stratejik Araştırmalar Merkezi, Çocukları Suç ve Suçlulardan Koruma Vakfı ve Güvenlik Yargı Muhabirleri Derneği dün Yurttaşlık ödüllerini dağıttı... Sabih Kanadoğlu gibi çok sayıda tanınmış hukukçu, aydın ve siyasetçinin katıldığı ödül töreninde MHP’nin yıldız isimlerinden Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın da Yüce Divan’da yargılandığı 4 yıl boyunca yargıya olan güveni ve saygısı sebebiyle “Türkiye’de yargıçlar var” adıyla ödül aldı...
Gerçekten de bugünün yargıya hücum fotoğrafı ile Koray Aydın’ın mahkemeye olan saygı tablosu tam bir ibret vesikası gibidir... Koray Bey uzun yargılama sürecinde bugünküler gibi yargı aleyhine ajitasyonlar yapmamış, hukuka olan güvenini hep ama hep korumuştur.
Kuşkusuz, Koray Bey’deki o rahatlık da kendi suçsuzluğuna olan mutlak inancının elbette payı vardır da, hukuka ve mahkemeye olan saygısı da bir başka boyuttur. Koray Aydın 4 yıllık yargı sürecinin sonunda sadece kendisini, partisini ve ülkücüleri beraat ettirmemiş aynı zamanda namuslu yönetici ve siyasetçiyi de aklamıştır...
Buradan hareketle adalete ve kurallara olan inancı ve bunu yansıtması sebebiyle toplum olarak Sayın Koray Aydın’a bir teşekkür borcumuzun olduğunu düşünüyoruz.