Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Açıklama Yok!
Dünkü yazımız gündem oldu, haber siteleri ve televizyon kanalları ülkeye önce gelen sonrada gönderilmek istenen balalar ile ilgili haberler yaptılar.
TÜK veya Tarım Bakanlığı bu konuda bir açıklama yapmadı dün gün boyunca. Açıkçası açıklama yapmalarını da zaten beklemiyordum.
Ama bugün konunun meclis gündemine gelmesi kuvvetle muhtemel. Bakalım meclis gündemine konun gelmesi ile Tarım Bakanı Sennaroğlu ne cevap verecek?
Tekrardan soruyoruz,
· Bir yıl önce Ukranya’dan Türkiye’ye gelen ve bir yıl İzmir’de kalan ve çürüyen balaları KKTC’ye kim getirdi?
· Gelmesi için ne kadar para harcandı?
· Geri gönderilmesi için ne kadar para harcanacak?
· Bu paraları kim karşılayacak?
Bugün de bir açıklama gelmezse yarın biz belgeleri ile konuyu gündeme getirmeye devam edeceğiz.
İki yanlış bir doğru eder mi?
Allah ve peygamber aşkına soruyorum iki yanlış bir doğru eder mi?
BİRİNCİSİ: Tufan Erhürman Hoca, bir yasa hazırladı, kimseye akıl sorma ihtiyacı hissetmedi, yasanın belli kısımları su yüzüne çıkınca önce basına kızdı sonra bırakıp gitmekle tehdit etti.
Oysa Tufan Hoca bir kısım basının yaptığı gibi yerlere göklere sığdırılmayacak kadar alim ise, alim insanlar gibi davranmalı, alçak gönüllülük gösterip ilk başta yapması gerekeni şimdi yapar ve yasayı basın örgütleri ile birlikte hazırlardı.
Yapması gereken “giderim ha” diye tehdit etmek yerine hatamı anladım telafi edeceğim demektir. İşte o vakit yerlere göklere adını yazdırabilir. Aksi durumda hem bizim basın camiası küçük düşüyor hem üstüne yıkılan misyon ve vizyon.
İKİNCİSİ: CTP Girne milletvekili Dr. Abbas Sınay’ın sahte rapor yazması olayı. Dün önemli köşe yazarları konuyu köşelerinde işlediler. Levent Özadam vekil Sınay’ın özür dilemesi gerektiği üzerinde dururken Yenidüzen Gazetesinden Cenk Mutluyakalı ile “sistem böyle” zaten herkes yapıyor” demeye getirdi işi.
Oysa ortada bir “Sahtecilik ”var bir “düzmece” var. Kaç kişinin her gün sahte rapor yazdığı konusu elbet önemli ama bir vekilin bunu yapmış olması daha vahim.
Çıkıp istifa edip özür dileyeceği yerde “raporu falan sızdırdı, falanın işi bu işler, Ahmet’te yapıyor, Mehmet’te yapıyor denmesi olayın vahametini ortadan kaldırmıyor ki?
Aksine “halkın vekili” örnek olmalı, eğer sistem bozuk ise düzeltilmesi için ön ayak olmalı.
Görüyorsunuz işte hem “haksızlar” hem “güçlüler”. Adalet bu işin neresinde?
Özkan YORGANCIOĞLU: Derin Aktaşlı’nın konseri için vergi istenmesinden sonra devreye girip konunun halledilmesi talimatını vermişsiniz. Duyarlılığınız için bin kez teşekkür ederiz.
Serdar DENKTAŞ: Dün tüm kurmayları bakanlığa toplayıp çok özel bir toplantı gerçekleştirmişsiniz. Ne kararı çıktı bu özel toplantının ardından.
Önder SENNAROĞLU: Balya konusu bugün meclis gündemine gelebilir. Bize cevap vermediniz ama mecliste cevap vermek gerekecek, hazırlıklı olmakta fayda var.
Abbas SINAY: Bugün mecliste sizin de kulaklarınız çınlayabilir. Sabah tansiyonu ölçtürüp öyle gitmekte fayda var meclise.
Faiz SUCUOĞLU: Lefkoşa ilçesi olarak Gönyeli için bu akşam nihai kararı verecekmişsiniz. Gazabınız mübarek olsun.
Ersin TATAR: Hazır İzmir’e kadar gitmişken söyleyin bakalım Binali Bey İzmir’i alabilecek mi? Zira Ertan Birinci alacağını iddia ediyor.
Serhat AKPINAR: Lefkoşa surlar içi daha adınızın duyulması ile birlikte hareketlendi. Birde üniversite kurulunca nasıl canlanacak kim bilir?
İsmail Durdu ÖZER: Cuma son gün. Cuma’ya kadar düşünüp bir karar vermeniz gerekiyor.
Barbaros SAVAŞÇI: Lefkoşa Polisini tebrik etmek lazım. Büyük bir çeteyi çökerttiği için. Sizi ve tüm mesai arkadaşlarınızı tebrik ediyoruz Lefkoşalılar adına. Lefkoşa’ya huzur geldi sayenizde.
Azra TAÇOY: Seçim dönemi geldi gene gezmelere kadın arkadaşlarınızla çıkmak zorunda kaldınız. Artık 100 gün Hasan beyi unutun.
Zorlu TÖRE: Önceki gece eve geç gitmişsiniz, üstelik cep telefonlarınız da kapalıymış. Evdekiler paniklemiş. Yanınızda şarj aleti almayı unutmayın.
Fatih ÖZTÜRK: Köpek gezdirirken az kalsın cep telefonunu ovada kaybediyormuşsunuz. Aman kendinizi kaybetmeyin de.
Behçet ÖZNACAR: 4. Alay’da gözle görünür değişiklikler yapmışsınız. Spor alanı daha tertipli daha düzenli olmuş. Sizi de gayet dinç gördük komutanım.
Burhan CAMBAZ: Önceki gece Şükür Burahan’la sabaha kadar ağlayıp ağlayıp içmişsiniz. Üzüntünüz geçti mi bari?
Osman NAZLI: Sen kalk taa Londra’ya kadar git ve başın önde geri gel. Ne diyelim, allah beterinden saklasın. Zira derbi zamanı geliyor.
Devrim METİN: Yaşlılarımızı pek güzle ağırlamışsınız Merit Park Otel olarak. Yaza da böyle etkinlikler yapmanız dileği ile başarılarınızın devamını diliyoruz.
Halil FALYALI: Sonunda MTG’ye el atmışsınız ve sular durulmuş. Bu arada bir başka konuda da el atmanız gereken bir durum her an ortaya çıkabilir, kaybolmayın ortalıktan.
Alican KABAKCI: Şu bala işine siz ne diyorsunuz. Oysa bu işi yapmadan önce bir bilene sorsalar böyle bir hataya düşerler miydi hiç?
Fuat NAMSOY: Lapta sahil yolu projesi sadece bölge insanını değil, tüm deniz sevdalıları için hayırlı ve uğurlu olsun.
GÜNÜN SÖZÜ
“Bu adada yıllarca varlık ve özgürlük mücadelesi veren, Kıbrıs Türk halkının temel hedefi, gönderlerimizden Türk bayrağının inmemesi, minarelerimizden ezan sesinin eksilmemesiydi. Kıbrıs Türk halkı İstiklal Marşı’nı her kelimesiyle içine sindirmiş, özümsemiş bir halktır. Ne andımızı, ne İstiklal Marşı’mızı, ne de Ulu Önder Atatürk’ün gençliğe hitabını ezberinden çıkarmış, ne de çıkarılmasına izin vermiştir.”
UBP Genel Sekreteri Sunat Atun
BİZİM TEMEL
Temel'in karisi Fadime çok kıskançmış. Temel'in elbiselerini kontrol eder saç bulursa cıngar çıkarırmış. Bir gün Fadime saç bulamamış, yine cıngar çıkarmış:
- Uyy Temel, şimtu kel karularla mi oynaşaysun?
GÜNÜN FOTOGRAFI
Erdoğan Baybars ve küçük şehzade