Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

Emine Sütcü

Onursal Üye
Katılım
15 Kas 2008
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ADİL DAVRANMAYAN BİR AB ÇÖZÜMDE ARABULUCU OLAMAZ

ABAD kararından sonra görüşmeler devam eder mi diye sormuştum 24 Nisan tarihli köşe yazımda.


Bir anlaşmaya varabilmek için müzakere şarttır.


Müzakere dediğimiz görüşmeler de umutları yeşertmek için sürdürülür.


Ancak; bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm Rum liderleri gibi Hristofyas da, Kıbrıs konusunu bütün Dünyaya yanlış aksettirmiş ve müzakerelerdeki tutumları gibi bütün gayretleri, ABD ve AB ülkelerinin, hatta BM’nin konuyu tamamen Rum’ların mağduriyeti konusu gibi algılanmasını sağlamaktır. Bunu başardılar mı ? Kısmen de olsa başardılar. Çünkü Kıbrıs sorununun 1950’li yıllardan itibaren kendileri tarafından başlatıldığını değil, sanki 1974 sonrası başladığı yalanını yaydılar. Kıbrıs Türkü’ne yaşattıkları zulmü ve katliamları da unutturmaya çalıştılar. Bu yalanla da, Güney Kıbrıs’ın tek taraflı olarak AB’ye alınmasını sağladılar.

Peki o zaman, “AB” tarihi gerçekleri göz ardı edip, adil davranmadıkça, Kıbrıs sorunu nasıl çözülecek ? Bu kadar taraflı bir tutum sergileyen AB, aslında bir Hristiyan klubü olduğunu ispatlamaya mı çalışıyor?


Kıbrıs sorununun mutlaka çözülebilecek olduğunu iddia eden Avrupalı yetkililerin savunma noktaları adalet olmalı. Onların adaleti, teraziyi güneye doğru ağırlaştımak mıdır?


Şu bir gerçek ki; Orams Davası sadece KKTC’deki bir taşınmaz malı konu alan bir mülkiyet davası değildir. KKTC’deki her türlü ticari ve sivil olayları da konu alan her konuda Rum mahkemelerini keyfi kararlar üretmeye yetkili kılan durumu yaratan bir davadır.


Sonuçta, Orams Davası, Rum’lara, KKTC’deki tüm özel ve tüzel kişileri, özellikle de AB ülkelerinde yaşayan Kıbrıs Türklerini, KKTC’de mülk edinen, ülkemize yatırım yapan AB vatandaşı tüm yabancıları yargılama hakkını vermiştir.


Zaten, 2004 Referandumundan bu yana Kıbrıs Türküne verilen vaadlerin, hiç birini yerine getirmeyen ve bugün de bizi, Yunanlı ve Rum yargıçların kararlarına mahkum eden AB’den her iki tarafa eşit mesafede bir duruş ya da adil bir davranış beklenir miydi?

Kısacası, Yunanlı Yargıç Vassilios Skouris başkanlığındaki “Avrupa Toplulukları Adalet Divanı(ATAD) Orams davasını sonuçlandırmış ve Rum Otoritesine bizi teslim etmiştir.
Şimdi de nereye baksanız, hangi kanalı açsanız “Orams Davası” konuşuluyor.

Peki bu günler “geliyorum” dememiş miydi?

Aylar önce bugünün geleceğini öngörüleriyle beyan eden, ASAM Kıbrıs-Yunanistan Uzmanı Sema Sezer “Kıbrıs’ta hukuk yoluyla kansız soykırım” ve “KKTC'ye geliyorum diyen felaket:Orams Davası adlı makalelerinde, ABAD’ın kararının olumsuz olacağını ve bugünTalat-Hristofyas müzakerelerinin anlamsız hale gelebileceğini uyarılarıyla birlikte vurgulamış mıydı? Müzakerelerin selameti için olsun neden birşeyler yapılamadı?


Konuya suskunluk “toplumsal duyarsızlığımızdan” mı kaynaklanıyor? Bunlara net bir cevap bulamıyorsak; AB’nin gollerini bilerek yemeğe devam edeceğiz.
Üstelik bu İngiliz pasıyla atılan bir goldü sanırım.


Bu dava ile ilgli yapılması gerekenler vardı. Ancak ne iktidar ne de muhalefet üzerine düşeni yapmadı. Hepsi bir seçim derdine düştü vatandaş da zaten geçim derdinde, gereken önem maalesef verilmedi..Bu konuya duyarlılık gösteren 3-5 kişi feryat etse de sonucu değiştirememiş ve durum noktaya gelmiştir.


“Dünyanın sonu muymuş bu dava ?” diye yorumlayanlar da var. Yok hayır, dünyanın sonu değil. Ama herkesin dünyası kendinin yaşadığı yerdir. Dolayısıyle bizim dünyamız eğer KKTC ise, evet bu kararlar, KKTC’nin sonunun gelmesi için verilmiş kararlardır.


Evet Hukuk adaleti sağlamak üzere kurulmuş bir sistemdir ve ortada uluslararası gerçekler de vardır ama Kıbrıs Türk Halkının yaşadığı izolasyonlar da bir gerçektir ve tarihte yaşanan haksızlıklar ve acılar da bir gerçektir.


Ama bunları görecek o adil AB nerede? Bir Yunan Yargıçın aldığı kararla, Kıbrıs Türklerinin egemenliğini de sonlandırmıştır. Tek taraflı AB’ye aldığı GKRY mahkemelerini , KKTC’de yaşayan herkese açılacak davalarda yetkili kılmıştır.


Kısacası bu kararla, en az 100,000 kişinin mağdur olacağı bir durum yaratılmıştır. Gerek KKTC’de yaşayan yabancılar, gerekse KKTC’de mal mülk edinmiş yurt dışında yaşayan Kıbrıs’lı Türkler veya KKTC’de yaşayan Türkler.

Hatta, bu karardan sonra iki kesimlilikten, iki ayrı devletten, iki ayrı halktan ve iki ayrı egemenlikten bahsetmek sizce mümkün mü?

Bir futbol takımı düşünün, oyuncuların hepsi AB’li hakem tarafından kırmızı kart görmüş ve dışarıya atılmış, sahada tek bir kalecimiz kalmış.
Habire gol yiyoruz...Yedikçe de adeta hazmetmeyi öğreniyoruz...
Hani biz gol yemeğe alışmış bir milletiz ama bu kadarı da olmaz yani bu kadar haksızlıkla değil.


Bir Annan Planı çıktı çıkalı, Kıbrıs Türk halkı gol yiyor..
Gerçekten nereden gelirse gelsin çok kolay gol yiyoruz.


Bazen diyorum ki, acaba bu gol yeme hastalığımız, artık zevke mi dönüştü? Çünkü kendi içimizde de birbirimize gol atma yarışı gelişti.


Maalesef, Kıbrıs sahasında Türkler ve Rumlar arasındaymış gibi görünen bu maçta kaç millet oynuyor da farkında değiliz.

Sonuç olarak, AB Rumların ekmeğine yağ sürerken, Kıbrıs’lı Türklerin ekmeğine de biber sürüyor. Orams kararı çok acı ve çok yakacak...



Emine Sütcü
29 Nisan 2009
 

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
Cevap: Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

Sayın Enine Hanım; çok güzel bir benzetme yapmışsınız, Evet gol atıyorlar bize hemde tek kale oynanan bir maçta goller yiyoruz. İşin en acı tarfıda kalecisi olmayan bir kaleden yiyoruz bu golleri. kalecimiz yok oyuncumuz yok gelen atıyor giden atıyor. bize de skoru belirlemek kalıyor.
 

AKIN

New member
Katılım
29 Nis 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

Öncelikle yazınız için teşekkürler,güzel bir noktaya değinmişsiniz..

AB ne Türkiye'yi ne de KKTC'yi içerisine almayacaktır. Yaptıkları tek şey sözde "AB Uyum Yasaları" başlığı altından , Türk Milletinin benliğini,kültürünü değiştirmek ve kaleyi içten yıkmaktır.Bu da ABD'nin "Büyük Orta Doğu" ve İsrail'in "Büyük İsrail" hedeflerine ulaşması için atılan adımlardan birisi.(Yunanistan da,Ermenistan da,diğerleri de bunlardan payına düşeni alacaktır.) Hepsi bir (Hristiyanlar ve Yahudiler) olup, Müslüman milletlerin en güçlüsü olan Türkiye'yi saf dışı etmeye çalışmaktadırlar.
KKTC'mizi kurtaracak tek güç Türkiye Cumhuriyeti iken , Türkiye de buna seyirci kalmakta. Hal böyle iken; bizim bu maçta gol yememizi engelleyecek kim kaldı?
Türkiye'de de ABD adına çalışan ya da İsrail amaçlarına hizmet verenler oldukça ve biz de bunlara seyirci kaldıkça hiçbirşey yapamayız.Bunlara karşı koyanlar,sesini çıkaranlar ABD ya da İsrail ajanlarınca öldürüldükleri için bu gerçeğin bilincinde olanları korku kaplamakta.Sen,ben cesaretli olmazsak,nasıl kurtarırız bu vatanı?

Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi tek millet, tek vücut olabilmeyi sağlamak için önce içimizdeki çürükler ayıklamak gerek..
.
.
.

Konuyu biraz saptırdıysam kusra bakmayın..
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

Kıbrıs yeni süreçte stratejik bir direnç, var olma ile birlikte aynı zamanda milli bir kırılma noktasıdır da. Diğer yandan Kıbrıs emperyalist emeller yönünden bir aşamadır. Türkiye’ye yönelik emperyalist talepler yalnız Kıbrıs’la sınırlı olmadığından Kıbrıs’taki “ver kurtul” tipinde bir tavır Türkiye’ye hiçbir zaman barış getiremez. Zira çevresindeki bütün komşuları Türkiye Cumhuriyeti’ni küçültülmüş Osmanlı olduğunu düşünmekte ve bu topraklar üzerinde klasik emellerini gerçekleştirmek üzere gizli ve açık, doğrudan ve dolaylı olarak büyük emeller peşinde koşmaktadırlar. Kıbrıs ‘Türklerin Asya’ya döndürülmesi’ emelinin bir aşamasından ibarettir.
 

türkbirdev

New member
Katılım
7 Nis 2009
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Türkiye
Cevap: Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

öncelikle emine hanımı kutlarım bu güzel yazı için ayrıca sema hanımın bahsettiği yazılarını da okudum gerçekten kıbrısla ilgili engin bilgilerine katılıyorum. maalesef başsız bir akıncı gibiyiz ve bu karar bizi en az 25 yıl geriye götürdü. ancak birde işin şu yönü var oda bu tür mahkemelere emine erk gibi bir bayan avukat olarak atandığını duyar duymaz harekete geçmeliydik. şimdi ah vahla bu iş olmaz... maalesef çok zor bir duruma sokulmuş bulunuyoruz. ayrıca kktc de bu karara sevinenlerinde olduğunu gördükçe üzüntüm daha çok artıyor bunu da söylemeden edemeyeceğim...
 

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Adil Davranmayan Bir AB Çözümde Arabulucu Olamaz

Emine Hanım
Avrupa Birliğinin Türkler,Türkiye,Müslümanlar için en ufak bir faydası,samimiyeti olacağına zerre miktar inanmıyorum.Onları yalancı,sahtekar,had safhada menfaatperest,insan haklarından yoksun,adi ve rezil politikacılar,seviyesiz siyasetçiler olarak görüyorum.
Özgeçmişiniz de okudum.İçimin burkulduğu oldu.
 
Üst