Akdeniz'deki İngiliz Oyunu

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
AKDENİZ'DEKİ İNGİLİZ OYUNU


Emperyalizm Akdeniz’de BOP projesinde bir adımı daha attı. Ancak bu olay karşısında ülkelerin ve insanların değerlendirmeleri birbirinden farklılıklar göstermektedir. İsrail bu gün bulunduğu coğrafyada sokak kabadayısı gibi hareket etmektedir. Çevresindeki komşularının hepsini kendisine karşı bir tehdit unsuru olarak algılamaktadır. Bu bahaneyle de eşine az rastlanır bir biçimde yasasız, kuralsız en acımasız teröristlerin bile yapamadığı bir şekilde katliam yapmaktadır. Bütün dünya halkları biliyor ki İsrail çakma bir devlettir. Kurallarını da bu çizgide koymaktadır. Aslında emperyalist devletlerin sadece kendi kuralları vardır onun dışında bir yasa tanımaz. Amerika neden Afganistan’da dersiniz? Hala İngiltere’nin bir sürü sömürgesi varlığını sürdürmektedir. Bu çakma İsrail İngilizlerin ve Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’daki ileri karakoludur.

1917 İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Bolfour tarafından yayınlanan bildirgeyle Araplara bağımsızlık sözü verilerek Osmanlıdan koparılması sağlandı. İngilizlerin Ortadoğu’ya yerleşmeleri böylece pekiştirilmiş oldu. İngiliz sömürgesi altındaki Filistin dışarıdan gelen Yahudilere karşı direniş başlattı. Çıkan çatışmalarda yüzün üzerinde öldürülen İsraillileri savunma adına yüzün üzerinde Filistinli İngiliz polisleri tarafından katledildi. İşin garip tarafı Filistin İngiltere’nin sömürgesi, İsrail İngiltere tarafından iki bin yıllık Filistin topraklarına yerleştiriliyor, sonra bu iki halk birbiriyle savaştırılıyor hem de yıllarca. Osmanlıdan bağımsızlık isteyen ve İngilizlerle işbirliği yapan Filistin 1918 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla İngiltere tarafından işgal edilip sömürgeleştiriliyor.

Bu savaş yeni başlamadı. Türkleri bölgede istemeyen Araplar kendi aralarında birlikteliği sağlayamadı, Arap ülkeleri Filistin’in yanında yer alamadı. Bu günkü durumda Amerika İngiltere’nin Ortadoğu’daki Nüfuzunu kullanarak Usame Bin Laden masalı gibi bir masalla İran’a müdahale zemini oluşturmaya çalışmaktadır. Bütün dünya kamuoyunun dikkatlerini Hizbullah terör örgütü ve Hamasın üzerine çekerek İsrail’in savunmada olduğunu, saldırılarının güvenlikten kaynaklandığını açıklamaları tartışmaların yönünü değiştirmiştir. Bu gelişmelere İran sessiz mi kalacak sanıyorsunuz bu İran’a karşı örtülü bir tehdit niteliğindedir. İran mutlaka uygun bir zemin bularak İsrail’e meydan okuyacaktır. Akdeniz’in suları ısınmaktadır bölgede tansiyon olağanüstü derecede yüksek tutulmaktadır. Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri kendi çıkarlarını savunan yandaş iktidarları da içine düştüğü zor durumdan kurtarmaya çalışmaktadır. Gündem aniden değişmiştir. Ortadoğu’daki ülkeler asıl gündemlerini ertelemek durumunda kalmıştır.

Ortadoğu ve Kafkaslar dünya enerji merkezi konumunu kaybedinceye ve yeni bir enerji kaynağı bulununcaya kadar da bu bölgede emperyalizm kan akıtmaya devam edecektir. Ben birçok yazımda Türkiye’nin Dünya’nın özeti olduğunu söylemiştim. Bilim adamları bor elementinin dünyada enerji sorununu çözeceğini ve borla çalışan birçok projenin olduğunu söylemektedir. Dünya bor rezervinin dörtte üçün Türkiye’de bulunmaktadır. Bu yurdumuz için eşiz fırsatlar doğurmaktadır. Türkiye direk işgal edilecek bir yurt değildir. Dolaylı yollarla aldatmacalarla BOP projesi gibi ipe sapa gelmez zırvalarla, etnik ayrımcılıkla, inanç ve mezhep ayrımcılığı ile bölüp kolay lokma haline getirilerek işgale hazırlanmaktadır. Dikkat ederseniz bela hep yurdumuzun çevresinde dolaşmaktadır.

Bütün dünyada bir kavram kargaşasıdır devam ediyor. Terör örgütleri yaslaştırılmaya çalışılıp emperyalist Amerika tarafından açık açık destekleniyor. Halklar baskı ve korkuyla sindirilip terör örgütlerine oy veriyor. Böylece Amerika istediği bölgeye bu şekilde yerleşebiliyor. Diğer taraftan bu örgütle de kolayca işbirliği yapabiliyor. Pentagon yaptığı uzun vadeli planlarını hatasız uyguluyor. Ne Yunanistan’la, ne Kıbrıs’la, ne Ermenistan’la, ne de Irakla sorunlar yıllarca çözümlenemiyor. Türkiye’nin Filistin’le ve İsrail’le bir sorunu yoktur. Ancak Amerika istediği halklara yapay sorun yaratabiliyor. Ortadoğu’da İsrail, Filistin, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Mısır halkları birbirini boğazlamaya çalışıyor yıllardır. Bu halkların aralarında uzlaşmaz yapay çelişkiler yaratarak zengin petrol ve yer altı kaynakları sömürülüyor. Amerika Afganistan’a nasıl yerleşti. Yoksa zengin hazar petrolleri mi çekiyor Amerika’yı Kafkaslara.

İngiltere Osmanlı’dan beri Bor madenlerimizi İngiliz tuzu diye taşımış sessizce. Türk topraklarında sadece bu kıymetli stratejik bor madeni dışında nükleer enerji potansiyeliyle ile toryum, osminyum, plütonyum, uranyum elementleri de dünya rezervinin en büyük pastasını oluşturmaktadır. Çevremizde gelişmekte olan bu yapay sorunlar boşuna değildir. İşin garip tarafı Ortadoğu halkları ile Türk ulusu arasında fark vardır. Emperyalizm amacına ulaşamadıkça saldırganlaşmaktadır. Türk ulusu Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde aydınlanmanın ışığında çağdaşlık ve uygarlık yolunda tüm yurttaşlarını cumhuriyet potası içerisinde eriterek birlik ve beraberliğini sağlamıştır. Bu laik ve demokratik düzen Ortadoğu’daki diğer rejimlerden daha güçlü olarak emperyalizmin karşısında bir yenilmez kale gibi durmaktadır. Bu millet o kokuşmuş İngiliz oyunlarına ve başarısız pentagon planlarının tuzaklarına düşmeyecektir. Çünkü biz her bakımdan onlardan güçlüyüz. Çünkü biz Türk’üz.
 
Üst