AKP Diktasının Sonunun Başlangıcı...

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
AKP DİKTASININ SONUNUN BAŞLANGICI...

Bu manzaraları 27 Mayıs 1960 öncesinde de görmüştük. O zamanlar 20 yaşındaydık ve sonradan “yollar yürümekle aşınmaz” diyen Demirel’e sanki nazire hazırlıyorduk.

27 Mayıs 1960 öncesi yürüyüşlerde yollar aşınmış ve Demokrat Parti (DP) Diktatörlüğü devrilmişti. Tahkikat komisyonu DP’nin yıkılmasında son nokta olmuştu. Bu komisyon tutuklama yapacak, iddianame hazırlayacak, yargılama yapacak ve cezalandırıp, asabilecekti. Dikta rejimi kanuni hale getirilmişti. İhtilal oldu.

Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan asılmalı mıydı?

-Hayır!.. Asılmamalıydı.

Hele hele bir Kıbrıslı olarak Fatin Rüştü Zorlu’nun asılmasını istemek bana hiç yakışmaz. O, 1959 da, bu günkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) meşruluğunun sarsılmaz temellerini atan “Kıbrıs Cumhuriyeti” anlaşmalarını taaa o zaman yaratmıştı.

Türkiye’de 5-6 günden beri süregelen halk ayaklanması da AKP iktidarının sonunun başlangıcı demektir. Bu son nasıl olacak onu bilemem ancak, sona yaklaşıldığını rahatça söyleyebilirim.

Türk milleti AKP tarafından allak bullak edilmiş geleceğine elbette sahip çıkacaktır. Muhtaç olduğu kudret (oy) damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Başbakan’ın “Başkanlık Sistemi” uğruna “APO-PKK” ile yürüttüğü “Açılım Süreci” “Bölünme Anayasası” (Tahkikat Anayasası) ile noktalanmak istenmektedir. Buna AKP’nin 325 milletvekilinden hiçbir itiraz gelmemektedir. Büyük bir sessizlik içinde, olanları tasvip etmektedirler. Bu bakımdan yalnız Başbakan değil, AKP’liler de suçludurlar. İçlerinde memleketini seven hiç mi adam yok? İstifa et AKP’nin gücünü yık…

Adam var olmasına da, Başbakan onları menfaat bağları ile bağlamış seslerini çıkaramıyorlar.
Nedir bu menfaat bağları?

-Bir kısım garip fakir fukarayı bir çuval kömür, bir koli erzak ile,

-Bir kısım muhakemesi zayıf dindar garibanı “Dincilik” gösterileri ile,

-Bir kısım gözü dönmüş menfaat gruplarını, giz gibi devlet soygunları ile,

-İstanbul-Taksim gibi şehirlerin nefes borularına AVM yaparak, 2B arazilerinden rant dağıtmak vs. vs. vs. Deveyi hamutu ile yuttukları için ses çıkaramıyorlar.

TC zayıf karakterli vatandaşlarının %50’ye yakını, zincirlerle başbakana bağlanmışlardır. Zincirleri kıramıyorlar. Oylar düşmüyor.

Muhalefet birleşemiyor, fakat her köşede bir kaynaşma ile muhalefet liderini arıyor.

Böyle bir lider çıkmıyor. Çıkmıyorsa al sana Halk ayaklanması…

İstanbul’da Taksim’de Gezi Parkı ağaçlarının sökülmeye başlaması bardağı taşıran son damla oldu. Acaba bardak nelerle doluydu?

-Milli bayramlarımız tu kaka edilmiş, Türk bayrağı taşımak ayıp olmuştu.

-Memleketin ileri gelenleri, gazetecileri, Ordu ve tüm Generalleri, TC’nin seçilmiş milletvekilleri senelerden beri Silivri tutuk evinde çilekeş yapılmıştır.

-“Ya Allah Ya Bismillah” fikriyatı, Laikliğin yerini almıştır…

-Anayurt, “Açılım Süreci” adı altında bölünme noktasına getirildi.

-Açlık çeken fakir ile vurguncu zengin arasındaki uçurum doruğa çıkmış.

-Din siyasete karışmış, laiklik gitmiş, yobazlar kaderimizde söz sahibi olmuş.

-Yüce Atatürk’ün “Ey Türk İstikbalinin Evladı” olarak onurlandırdığı gençlerimizi dindar ve kindar olarak ikiye ayırmış, AKP’ye oy verenler Müslüman vermeyenler “Gavur İzmir” sayılmış.

-Şehitler kelle, heykeller ucube, bebek katili APO Sayın, PKK muhatap olmuş.

-Sınırlarımızda sıfır gerilim denilmiş, bütün sınırlar savaş alanına dönmüş.

-Başbakan şaşırdıkça şaşırmış, “İki ayyaşın çıkardığı kanunlar” diyerek TC’nin kurucularını aşağılar olmuştur.

“Siz isteseniz de istemeseniz de bu kışla buraya yapılacaktır” diyerek dikta tavrını açıkça ilan eden başbakan ve onu suskun suskun takip eden AKP iktidarının sonunun başlangıcına gelindiği açıkça görülmektedir.


Hoşça kalınız.

Hüseyin LAPTALI
3 Mayıs 2013
 
Üst