AKPA Ve KKTC

Kamil Özkaloğlu

Onursal Üye
Katılım
6 Ara 2008
Mesajlar
359
Tepkime puanı
0
Puanları
0
AKPA VE KKTC

Geçen gün, TAK aşağıdaki kısa haberi yayınladı…


“İngiltere’nin başkenti Londra’da 3-8 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek AKPA Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi toplantısına, Cumhuriyet Meclisi’ni temsilen CTP Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar katılacak.


Çağlar’a temaslarında Meclis Basın, Dış İlişkiler ve Protokol Müdürü Resa Savaş Paşaoğluları eşlik edecek.


Çağlar, aynı komitenin 10-12 Eylül tarihlerinde Helsinki’de yapılacak toplantılarına da katılacak ve bu amaçla Londra’dan Finlandiya’nın başkenti Helsinki’ye geçecek.


Çağlar, 12 Eylül Çarşamba günü KKTC’ye dönecek.


AKPA denen şey nedir?


Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi…


Yani AK’nin(Avrupa Konseyi’nin) bir alt kurumudur sözünü ettikleri Parlamenterler Asamblesi…

Hangi ülkelerin Parlamenterleri katılır AKPA toplantılarına?

Avrupa Konseyi(AK)’
ne üye ülkelerin parlamenterleri…

Başka ülkelerin Parlamenterleri katılabilir mi bu toplantılara?

Çok özel durumlar dışında ‘HAYIR’…

Avrupa Konseyi(AK)’
ne üye, yanılmıyorsam 46 ülke vardır…

Peki, KKTC Avrupa Konseyi(AK)’ne üye midir?

‘HAYIR’…


O zaman TAK’ın haberinde sözü edilen olay nedir?

CTP Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar toplantıya katılacakmış…

Hem de KKTC Cumhuriyet Meclisini temsil edecekmiş…

Londra’daki toplantıdan sonra da Helsinki’deki AKPA Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi toplantısına katılacakmış…

Tabii yine KKTC Cumhuriyet Meclisini temsilen…

Şimdi biz soruyoruz:
‘KKTC Cumhuriyet Meclisini temsilen
Katılacak’ ne demek?

Diğer AK üyesi ülkelerin Parlamenterlerinin oturduğu koltuklara mı oturacak?

Onlar gibi Mehmet çağlar’ın da Asamblede konuşma, öneriler sunma, varsa komisyon toplantılarına katılma hakkı olacak mı?

Toplantı süresince KKTC Cumhuriyet Meclisini temsil adına ne yapacak?

Yoksa, sessiz sedasız, toplantının disiplinini bozmadan misafir seyirci tribünlerinde oturup sadece seyir mi edecek?

- Eğer durum bu ise;
Asla KKTC’yi ve Kıbrıs Türk halkını tanımayan,
KKTC bayrak ve logosunun bulunduğu ortamlarda resim bile çektirmeyen,
Tek hedefi, KKTC’nin tasfiyesi olan,
KKTC yöneticileri ile resmi temaslarda asla bulunmayan,
KKTC adını anmayı şerefsizlik sayan,
Kıbrıs Türklerini azınlık olarak Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamağa çalışan AB ve AK gibi topluluklardan ne beklentimiz olabilir ki?

Bu yapılanın bir tek anlamı var;
‘Bizim devlet, mevlet istediğimiz yok, egemenlikten de vazgeçtik, self-determinasyon hakkımızdan da, ayrılma hakkımızdan da’…


Bunun adı;
Yüce değerleri sadece kendi halkları için geçerli olan,

Refahlarını, gerçekleştirdikleri kanlı sömürülere borçlu olan,

Geçmişleri insanlık ayıbı ile dolu olan Avrupa’dan adalet ve merhamet dilenmektir…


Bunun adı,
Teslimiyettir.


Şimdi bu yaklaşık 12 günlük serüvende,
Avrupa’nın güzel şehirlerinin lüks otellerinde saltanat sürülecek,
Kıbrıs Türk Halkının paraları mirasyediler gibi harcanacak,
Birileri ‘Ben KKTC’nin AKPA temsilcisiyim’ diye caka satacak…

Tüm bunlar ne için?

Sadece Kıbrıs Türk Halkını yanıltmak için…

AK’nin, AB’nin
kısacası Avrupa’nın KKTC’ye ve Kıbrıs Türklerine biçtiği gömlek çok açıktır…

Bu gömlek Kıbrıs Türklerine çok dar gelir,
Bu gömlek, Kıbrıs Türkleri için tam anlamıyla ‘Ateşten Gömlek’ tir…

Biz kimi aldatıyoruz Kıbrıs Türk Halkından başka…

- Biz demiyoruz ki dünyaya kapanalım ve kendi kendimizi yiyelim…

- Biz demiyoruz ki dünyaya savaş açalım…

Biz diyoruz ki;
- Teslim olmayalım.
Halkımızın, devletimizin ve Cumhuriyet Meclisimizin gururu ve haysiyeti ile oynamayalım…

Biz diyoruz ki;
- Devletimize, egemenliğimize, self-determinasyon hakkımıza ve halkımızın iradesine sahip çıkalım…

Tanınmamış olmak, var olmadığımız anlamına gelmez…

Uluslar arası hukuk ve BM Sözleşmesi bizi inkâr etmez, edemez.
Sadece bazı devletler, onların çıkarları doğrultusunda hareket etmemizi sağlamak için bize baskı, tehdit ve şantaj propagandası yaparlar…

Dünya ülkeleri KKTC’yi tasfiye etmek için seferber olmuşsa bunun tek ayıbı o ülkelerin ve kendi devletini aşağılayıp karalayarak onlarla birlikte bu seferberliğe katılan işbirlikçilerinindir…

Dünyadaki hiçbir kuruluşun veya mahkemenin bizi ortadan kaldırma hakkı ve yetkisi yoktur…

Lütfen dikkat ediniz,
Bütün yaptıkları, devletimizin tasfiyesini onaylamamızı sağlamaktır…

Eğer bugün dünya gündemindeysek;
Bunun tek nedeni, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip olmamızdır…

Sahte devlet masallarına aldanarak,
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin propagandalarına yenik düşerek,
Devletimizin tasfiyesine onay verip imza atarsak;
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iç meselesi olmaktan ileri gidemeyiz…

Bunun sonucu da felakettir, yok olmaktır…

Attığımız her adımda Cumhuriyetimizi, egemenliğimizi ve vatanımızı korumak ve kollamak en öncelikli görevimizdir…

Avrupa’nın önünde asla boyun eğmeyeceğiz…

Yapabileceğimiz en büyük hata;
Demokrasimizi ve varlığımızı ortadan kaldırmayı hedefleyen AKPA’nın
Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi toplantısına sığıntı olarak katılmaktır...



Kamil Özkaloğlu
02 Eylül 2012
 
Üst