Alışmış, Kudurmuştan Betermiş...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ALIŞMIŞ, KUDURMUŞTAN BETERMİŞ...


Evet değerli okurlarım. Atasözleri yalan söylemez. Kudurmuş bir müddet için şu veya bu nedenle kudurmuş olabilir de; alışmışın vaz geçmesi görülüyor ki daha zor...

Evet. Ancak hem alışmış hem kudurmuş dostumuz!, yoldaşımız!; barış meleği!, Türk dostu! – böyle bir dostumuz varken, düşmana ne gereksinimiz olsun ki.. Ne ise... Ancak Talat-CTP ikilisi bu Hristofyas canisinin dostumuz olduğunu idda ediyorlar da; inanana Allah akıl izan versin – evet, Hristofyas almağa alıştırılmış bir kere. Aldıkça istiyor.. Yoldaş çok bir şey de istemiyor üstelik. Sadece Türkiye’den, Türk Ordusu’ndan ve Türkiye’den gelmiş kardeşlerimizden kurtulmak ve eski Rum mülklerinin iadesini istiyor; ENOSİS’i gerçekleştirmek istiyor! O kadar! Çünkü Talat yoldaşı Hristo’ya tek devlet, tek halk, tek kimlik, tek temsiliyet ve bakalım tek daha ne haspayı zaten vermiş; bu evi de içinin kiracılarıyla al ve dilediğin yerlere yerleş, dilediğin şekilde kullan, kiracılara da hiç bir hak tanıma sakın demiş ve dizginleri eline vermiş zaten.... Hristofyas şımarmasın da kim şımarsın? Daha da istemesin de ne yapsın? İstemeye de, almaya da alışmış, alıştırılmış bir kere..

Hristo; 1950’leri de, 1963 Kanlı Noel’i de... Sırf kendisi – Hristo – ‘nun da gerçekleşene kadar uğraş vereceğine yemin vermiş ant içmiş ENOSİS uğruna katliamlara uğratılmış, baltalarla parçalanmış; toplu mezarlara gömülmüş, diri diri yakılmış, 1963’ten 1974 Mutlu Barış Harekatı’na kadar adanın %3’ünde aplukaya alınarak ambargolarla cezalandırılmış; aç susuz, ilaçsız, habersiz bırakılmış... Çeşit badireler atlatmış, ateşlerden geçmiş Türklere çektirmiş oldukları çileleri, işkenceleri, acıları, ölümleri tümden unutarak; kendinin ve beytambal kalasıca kilisesinin ve halkının da şimdi utanmadan “yeniden” (!) birleşelim demelerine iştirak etmek; kendi ipinizi kendiniz çekmek anlamına gelmezse nedir Allah aşkına şimdi?

Hristofyas’ yoldaşın bu üç isteğinin nedenlerini hala anlamamış; hala Rum’un ağzıyla konuşan ve Hristo’nun isteklerini ondan da yüksek bir sesle seslendirmekte olan; utanmadan Türkiye Büyükelçiliğinin önüne giderek sadakatsizliğin de, utanmazlığın ve nankörlüğün de ahmaklığın ve gafletin de daniskasını sergilemiş olan gafillere: Sizi kendi vb için kullanmakta olan; yoldaşına “bunlara – Kıbrıs Türklerine – ayrılma, kendi kararını, kendi kaderine belirleme hakkı TANIMA sakın” diyen; Talat-CTP ikilisinin ve; “Federasyon’u, sırf Türkiye’nin garanti haklarından ve Türk Ordusu’ndan kurtularak ENOSİ’i gerçekleştirebilmk için kabul ediyorum” diyen Hristo’nun gerçek niyetlerini nasıl göremiyorsunuz? Hristo size daha ne desin? ENOSİS’in ne anlama geldiğinden mi bi-habersiniz? Hristofyas’ın istediklerinin yerine getirilmesiyle; bugün yaşamakta olduğunuz refahın da, özgürlüğün ve güvencenin de sıfırlanacağını; sizi OSMOSİS yoluyla tüketeceğini inkar etmek gereğini bile duymayan bir idarenin merhametine(!) terkedileceğinizi göremiyor musunuz? Azınlıkların halklar arasında eritildiğini bilmiyor musunuz? Şimdi Türkiye’nin garantisi ve Mehmetçiğin güvencesinde horozlanmanızı; hala bugün “En iyi Türk ölü Türktür” diyen faşist bir halkın arasında; RMMO ve Yunan ordusunun ve Rum polislerinin hakim olduğu bir ülkede de sürdürebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Yoksa vaftiz edilmeyi, gavurluğu mu kabul ettiniiz ne? O da boş iş inanınız ki; edilenleri de gördük!.Vaftiz de edilseniz, adınızı da değişseniz; hatta bedeninizin her kovuğuna istavroz da soksanız; Rum-Yunan’ın nazarında yine de ‘bello durkolar’sınız; bunu da unutmayınız. Bakınız, kendilerine alış-verişle para bırakmak niyetiyle Güney’e geçen insanlarımıza bile saldıran, döven, söven faşistleri mi tutuklamış veya cezalandırmış bu “yeniden birleşelim” dedğiniz soysuzların polisi, hükümeti? Bir kez bile aldırıya uğrayan, dayak yiyen insanlarımızı mı kayırmış yoksa? Duyulmuş mu böyle bir olay? Hayır!

O zaman hala biraz vakit varken aklınızı başınıza alınız ve kendi çıkarları için sizi kullanmakta, harcamakta olan Talat-CTP ikilisinin ve size barış meleği olarak yutturdukları Hristofyas’ın da gerçek niyetlerini görünüz artık. KKTC’ne sahip çıkarak ÖZGÜRLÜK ve GÜVENCE’den yana olan çoğunluğa katılarak insan gibi, kendi evinde barkında yaşamak mı; yoksa gavuroğullarının emri altında kıyıda, kenarda, yine çadırlarda, olanaksız, güvensiz, aç-susuz yaşam savaşı vermek zorunda kalıp onlarla birlikte, kendi soyunuzu kendiniz tüketmek; kendi idam kararınızı kendiniz vermek mi? Hangisi???

Hatırlatmak bizden; karar sizden.........
 

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
Cevap: Alışmış, Kudurmuştan Betermiş...

''Akılsız dostum olacağına, akıllı düşmanım olsun.''

Bu sözü çok severim sizin anlattıklarınızada çok uyuyor.

saygılar
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Alışmış, Kudurmuştan Betermiş...

Gerçekten aklım almıyor.Nasıl bir kişisel menfaat bu kadar insanın hayatından daha önemli olabilir?Görmüyorlar mı başlarına neler geleceğini?Hiç mi fotoğraflara bakmıyorlar eskiden yaşananlarla ilgili, hiç mi anı dinlemiyorlar?Nereden nerelere geldik görmüyorlar mı?Bu kadar insan acı çektikten sonra Kıbrıs adasını versen bu gafillere ne fayda?Yazık oluyor çok yazık.Bizim, içimizdekilerden daha büyük düşmanımız yok.TTK
 
Üst