ALLAH’ın TOPUZU YOK, AMMA...
Evet değerli okurlarım. Allah (c.c.)’ın topuzu yok; ancak O, gerektiğinde ve ille de Türk’e kefen biçenleri minnacık bir sinekle, bir basamak merdiven, bir sandık veya hiç ummadığımız bir şekilde cezalandırmasını bilendir. Çünkü O, her şeye kadirdir...
Geçen gün Türkiye’ye, ‘Medeniyetler İttifakı Toplantısı’ için gelmiş olan Rasmussen – hangi yüzle gelmiş ve niye hala önümüzde tuttukları o sahte AB havucuna inanarak kabul edilmişse, ne ise... - ; Irak’ta kitle imha silahları vardır yalanını ortaya atıp; bugün hala Irak’ta katledilmekte olan masum insanların günahlarını almakla da kalmamış bu şerefsiz. Dinimizle alay etmiş; Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) ın karikatürünü çizmiş bir milletin, şey, ’çocuğu’ bu mister; Türkiye’ye ve Müslümanlığa karşı almış olduğu bu çirkin ve ahlaksız tavırları yüzü suyu hürmetine; en az Rasmussen kadar Türkiye’den ve Türklerden nefret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel; Sarkozi ve diğer Bildenberg’cilerin baskıslarıyla NATO’nun Sekreterliğine getirtilmiş, yüceltilmiş; ödüllendirilmiş yani... Üstelik bu Avrupa medenilerinin sözde önde gelenlerinden Danimarka’nın Başbakanı Rasmussen; Türkiye ve tüm Müslüman ülkelerden özür dileyeceği sözünde de durmamış. Durmaz tabii. Verilen sözde durmak, şerefli, haysiyetli kişilere, milletlere mahsustur! Bunlar Avrupa’lı, sözde medeniler!!! Ne ise. Derler ya Allah’ın topuzu yok diye. Ancak bu Danimarka’nın şey çocuğunun da cezası; kaldığı İstanbul otelinin merdiven basamağından düşerek kolunu omzundan çıkarmakla yerini bulmuş işte.. Ooh olsun demiyorum; daha beter, beş beter olsun diyorum...
İstiklal Savaşı Zaferi öncesi; İngiltere’nin ‘Hümanist’ yani insancıl, insanları seven !!!diye vasıflandırmış olduğu meşhur şairi Rupert Brooke da; Çanakkale’ye Türklerle savaşarak Türk topraklarını ellerinden almak için Türkiye’ye gidecek guruba ‘gönüllü’ yazılmış ve gemide giderken bakınız bu sözde ‘hümanist’ coni neler demiş: “Bu, inanılmayacak kadar güzel bir şey. Talihimizin bize bu kadar yardım edeceğini hiç sanmıyordum. Ama gidiyoruz işte... Galata Kulesi 15 pusluk toplarımızla yerle bir edilecek!”. – halt yemiş – “Deniz kana boyanıp, leşle dolacak!” – haklıydı, deniz ingiliz ve gavur leşlerleriyle dolmuştu - “Aysofya’nın mozaiklerini, halılarını yağma edeceğiz! Türk kızları benim olacak!” – Evdekilerini mamur etmişlerdi de... Ne ise..- “İnanıyorum ki bir devrin kapanacağına şahit olacağım. Tanrım hayatımda bu kadar mesut olmamıştım...” Adamdaki iştaha, Türk’e beslediği nefrete bak!!!
Bu sözde hümanist şair, şey, İngiliz ‘çocuğu’ bakınız İngiltere’den Türkiye’ye ne sapık hayaller kurarak gidiyordu. Hem İngiltere nere, Türkiye nere. De, Türkü çekemeyen, Türkün olan herşeyi sahiplenmek isteyen bu insan müsvetteleri; bu hipokrit kanı bozukların kurdukları hayallere bakarmısınız? Ancak demiştiler Allah’ın topuzu yok diye, amma; bu kan emicilerin, bu hak yeyicilerin hayalleri de ümitleri de gırtlaklarına tıkandı işte! Ama hümanist !!! şairimiz Rupert’e ne oldu bakınız. Allah ona savaşta şerefiyle ölmeyi bile nasip etmedi! Gerçi bunlarınki ‘şerefli’ bir yana dursun, kalleşliğin, yağmalamanın, hırsızlığın da çok ötesindeydi... Adamlar, kendilerinin olmayanı masum insanları katlederek almaya, sahiplenmeye, yağmalamaya gidiyorlardı!!! Coni Rupert de Daha gemideyken, onu minnacık bir SİNEK ısırdı ve onun da leşi denizde de değil, gemide kaldı işte. Tamam; yine ooh olsun demedim, o da gittiği yerde hortlasın diyorum; başka şeyler yanında!!!
Şimdi, önerileriyle, planlarıyla; olmadı ortalara döktükleri milyonlarca dolar ve avrolarıyla satın aldıkları işbirlikçileri vasıtasıyla yapmağa çalıştıkları ne zannediyorsunuz? O zaman, dünyanın beş bir yanından taşıdıkları askerler ve toplarıyla, tüfekleri ve uçaklarıyla yapamadıklarını; şimdi Kıbrıs Adası’na sahip olmakla yapabileceklerine inanıyorlar. Türkiye’de AKP ve ümmetin işbirlikçiliği ile SEVR’i uygulayacaklarını zannediyorlar... Çok beklerler. Çünkü ne AKP Türkiye, Ne Türkiye AKP’dir. KKTC’deki hükümet dersen; o da aynı. Ne Talat-CTP v.s. KKTC; ne KKTC Talat-CTP v.s.dir. Hükümetler gelip geçicidir; ama Türk yurtları ebediyen Türk yurtları, ve Türk toprakları olarak kalır! Türk milleti artık uyanmıştır ve uyanık kalacaktır! Bunun da ıspatı 19 Nisan sandıklarından; doğan güneşle birlikte gümbür gümbür çıkacağıdır...
Görülüyor ki, Allah (c.c.)’ın topuzu bir sinecik, bir basamak merdiven veya bir SANDIK da olabilir, başka başka şeyler yanında...