Allah’tan korkun!

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
ALLAH’TAN KORKUN!




1310156886.jpg

Mehmetçiği dünyanın 4 bir yanına göreve gönderenler burnumuzun dibindeki terör yuvası Kandil’i görmüyor.
Seçim sonrası düğmeye basılmış gibi kuduran ve 11 can alan teröre rağmen Kandil’e dokunulmaması
kamuoyunun vicdanını yaralıyor.
Daha ne kadar kan akmalı?
AKP’nin mücadele yerine müzakereyi tercih ettiği terör, özellikle seçimin ardından kana doymuyor, Türkiye her gün kan ağlıyor.
Teröristin dokunulmazlığı!
Meclis’in verdiği sınır ötesi harekat yetkisini Kandil’deki teröristler için kullanmayan AKP’nin tavrı ciddi soru işaretlerine yol açıyor.
Bu canların hesabı sorulur
TerÖrün son kurbanı Tunceli’de şehit düşen Hüseyin Gözübüyük oldu. Ailesi sinir krizi geçiren şehidin evine Türk bayrağı asıldı.
Kahpece vuruyorlar
Kana doymayan PKK son bir ayda 7 asker ve 2 polisi şehit edip 2 vatandaşımızı da katletti. Sokak ortasında arkadan taranan askerlerin acısı yürek yakarken, siyasi uzantılar ise sözde kahramanları katillerle övünüyor.
Alaaddin Parmaksız: ABD “Girmeyeceksin” diyor
Emekli Tümgeneral, AKP’nin ABD sözünden çıkamadığı için Kandil’e gidemediğini savundu.
Ahmet Bulut (MHP): Olay terörü aştı, isyan oldu!
Türkiye büyük bir tehlikeyle karşı karşıya... Olay artık terörü aştı ve devlete isyana dönüştü.
A.Rıza Öztürk (CHP): İrade olsa tezkere kullanılır
TBMM bir bütün olarak yetki verdi. Siyasi irade olsa sınır ötesi tezkere yetkisi kullanılırdı.
İsteyene komşu kapısı: Kandil!..
Malum güçlerin “en iyi ihraç ürünü” olarak nitelediği Türk askeri, Afganistan’dan Kosova’ya Somali’den Lübnan’a kadar her göreve sürülürken, terörün yuvası Kandil’e bir türlü giremiyor! Bazı gazeteciler ise yuvadan bildiriyor!

Kandil yolu askere kapalı
İktidar, dünyanın dört bir yanına göreve gönderdiği TSK’yı, tezkereye rağmen gazetecilerin bile elini
kolunu sallayarak gittiği Kandil’e göndermiyor.
Haber : Bilun Çelik
Son günlerde şehit sayısındaki artışa rağmen Kandil’de bulunan terör yuvalarının vurulmaması tepkilere neden oldu. Gazetecilerin elini kolunu sallayarak girdiği Kandil, tezkereye rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kapalı. Dünyanın dört bir yanına BM ve NATO şemsiyesi altında görev verilen Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden terör yuvalarına müdahale edemiyor. Uzmanlar ve siyasiler iktidarın elinde tezkere yetkisi olduğu halde bunu kullanamamasını şiddeti bir şekilde eleştirdi. Emekli Tümgeneral Alaaddin Parmaksız, terör olayların AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne artmaya devam ettiğini vurgulayarak, tezkerenin Meclis’ten birçok defa geçtiğini ve hiçbirisini kullanmadığını belirtti. Parmaksız, bu olayın sadece kamuoyunu tatmin etme durumu olduğunu ifade ederek, “Güvenlik konusunda hangi hükümet yetki için gittiyse ister yurt içinde, ister yurt dışında iktidarı ya da muhalefeti bu konuda bir sorun olmamıştır. Yetki verilmiştir. Önemli olan yetkiyi doğru yerde ve doğru zamanda kullanmak. 8 senedir artık bağırmaktan seslerimiz kısıldı bu işin yuvası Irak’ın kuzeyi diye. Ama ABD’nin sözünden çıkmayan siyasi iktidar da ABD girmeyeceksin diyor diye girmiyor. Peki, terörü kim destekliyor. İlgili ülkelerin sözcüleri, yöneticilerinin PKK’ya sözde başka, eylemde başka olduklarını görüyoruz” dedi. Parmaksız, Türkiye’nin NATO’da birçok görev üstlendiğini hatırlatarak, “PKK’ya yardım eden ülkelere bakıyorsunuz, yardım eden ülkelerin yüzde 80’i NATO üyesi. Bu nasıl müttefik” diye konuştu.

Tehdit büyük
MHP Balıkesir milletvekili Ahmet Duran Bulut da, terör ve arkasındaki güçlerin herkesçe bilindiğini belirterek, artık bu olayın terörü aştığını, devlete isyan durumuna geldiğini söyledi. Bu isyanın destekçileri olduğunu, arkasındaki lojistik desteği sağlayanların ve uluslararası siyasi desteği sağlayanların olduğunu vurgulayan Bulut, “Türkiye büyük bir saldırı ve tehlike ile bugün karşı karşıyadır. Milli devletin yapması gereken bu isyanı tüm şiddeti ile bastırmaktır. Ancak bu isyancıların dağlardan indirilmesi ve enterne edilmesinin yolu herkesçe bilindiği halde bilerek veya çeşitli baskılar altında kalarak bu olaya seyirci kalınmaktadır” şeklinde konuştu.

Siyasi irade yok
CHP Mersin milletvekili Ali Rıza Öztürk ise, ortada herhangi bir siyasi iradenin olmadığının altını çizerek, ağırlık koyabilmek için bir siyasi iradenin olması gerektiğini söyledi. Öztürk, AKP’nin 330 milletvekili ile iktidar olduğunu ama Türkiye’nin bugün kendi hukukuna ve yasalarına sahip çıkamadığını ifade ederek, “Kendi sokaklarına sahip çıkabiliyor mu? Türkiye’de yasalar çalışmıyor, hukuk çalışmıyor. Yasalar ve hukuk terörün önünde diz çökmüş vaziyette” dedi. TBMM’nin bir bütün olarak verdiği desteği iktidarın doğru bir şekilde kullanmasının gerektiğini belirten Öztürk, “Sık sık tezkereler çıkartıyor, yetki alıyor ama kullanmıyor. Temel sorun yönetilememezlik” ifadelerini kullandı.

Birçok ülkede askerimiz var
Türk askeri, birçok yurt dışı görevinde bulundu. Hükümetler, 8 Aralık 1992’de iki ayrı tezkereyle Somali ve Bosna-Hersek’e; 20 Şubat 1997’de İsrail-Filistin çatışmalarının yaşandığı El Halil’e; 10 Nisan 1997 ve 23 Temmuz 1998’de Arnavutluk’a; 8 Ekim 1998’de Kosova’ya; 10 Ekim 2001’de Afganistan’a asker göndermek için TBMM’den izin aldı. Kongo’daki seçimlerde güvenliği sağlayacak uluslararası güce, Türkiye’nin asker göndermesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi, 27 Haziran 2006’da TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. TBMM’den, Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin karar 5 Eylül 2006 tarihinde çıktı. 29 Mayıs 2007 tarihli Lübnan’da BM Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamındaki Türk askerlerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi ise TBMM’de kabul edildi. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) deniz unsurlarının, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için 10 Şubat 2009 tarihli TBMM kararı alındı. Bu yetki, 2 kere üst üste uzatıldı. BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, Libya için 24 Mart’ta alınan tezkere çerçevesinde Türk askeri bölgeye gönderildi. Geçtiğimiz hafta ise, Lübnan’daki Türk askerinin görev süresi uzatıldı.

38 günde teröre 11’inci kurbanı verdik
Tunceli’nin Pülümür ilçesinde terör örgütü PKK üyeleri ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada Uzman Onbaşı Hüseyin Gözübüyük şehit oldu. Gözübüyük’ün şehadetiyle 1 Haziran’dan bu yana teröristler tarafından şehit edilenlerin toplam sayısı 11’e yükseldi. 5 Temmuz tarihinde İl Özel İdaresine ait bir kamyonun teröristler tarafından yakılmasının ardından bölgede başlatılan operasyonlar kapsamında, Pülümür ilçesi Çakırkaya köyü kırsal alanında çıkan çatışmada Piyade Uzman Onbaşı Hüseyin Gözübüyük’ün şehit olmasının yanı sıra hafif şekilde yaralanan 2 güvenlik görevlisi de askeri helikopterle Elazığ Askeri Hastanesine sevk edildi. Tunceli 4’üncü Komando Tugay Komutanlığı’ndan helikopterlerle takviye profesyonel birlikler sevkedildi. Bölgede çatışmaların sürdüğü öğrenildi.

Hatay’da yas
Şehit Piyade Uzman Onbaşı Hüseyin Gözübüyük’ün Hatay’daki evinde yas var. Gözübüyük’ün şehit olduğu haberini, Akasya Mahallesi Rifat Tohma Apartmanı’nda yaşaşan ailesine Hatay Garnizon Komutanı Piyade Albay Semih Erdoğan, sağlık görevlileriyle birlikte verdi. Basın mensuplarının çekim yapmasına izin verilmediği evde, oğlunun şehit olduğunu öğrenen anne Aysel ve baba Ahmet Gözübüyük’ün sinir krizleri geçirdiği öğrenildi. Şehidin baba evine yakınları tarafından Türk bayrağı asıldı. Şehidin amcası Abdullah Gözübüyük, Hüseyin’in yaklaşık bir ay önce evlendiğini, eşi Arzu’nun ise Mersin’de bulunan anne ve babasını ziyarete gittiğini anlattı.

Asker-sivil demeden
1 Haziranda Mardin ili Nusaybin ilçesi Dibek köyü bölgesinde el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu bir svil hayatını kaybetti. 7 Haziranda Diyarbakır ili Çermik ilçesi Petekkaya köyü bölgesinde, sebebi henüz tespit edilemeyen ancak yine teröristlerin döşediği patlayıcıdan meydana geldiği sanılan patlama sonucu hayvan otlatan 1 vatandaş vefat etti. 22 Haziran’da Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde yola döşenen mayın sivil polis aracının geçişi sırasında patlatıldı. Patlamada 2 polis şehit oldu. Van ili Saray ilçesi Örenburç köyü bölgesinde 26 Haziranda intikal halinde bulunan askeri araca bölücü terör örgütü mensupları tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu araçta bulunan bir astsubay şehit oldu, 3 asker de yaralandı. Hakkâri ili Çukurca ilçesi dağlık arazi kesiminde, 30 Haziran 2011 günü güvenlik güçleri tarafından icra edilen faaliyet esnasında, bölücü terör örgütü mensupları tarafından araziye tuzaklanmış el yapımı mayının patlaması sonucu 1 Uzman Çavuş yaralandı. Yaralı Uzman Çavuş helikopterle Şırnak Asker Hastanesine kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Hakkâri ili Çukurca ilçesi dağlık arazi kesiminde, 1 Temmuz 2011 güvenlik güçleri tarafından icra edilen faaliyet esnasında, bir grup bölücü terör örgütü mensubu ile temas sağlandı, çıkan çatışma sonucu bir astsubay şehit oldu. 4 Temmuz’da Bingöl’de PKK’lı teröristlerin jandarma karakoluna inşaat malzemesi taşıyan kamyonete yönelik saldırısında, Tuncel Bacanak adlı asker şehit oldu. 5 Temmuz’da Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde düzenlenen silahlı saldırıda Uzman Çavuş Yahya Karakaya ve Uzman Çavuş Murat Özkozanoğlu ile Yahya Karakaya şehit oldu.

Güneş Harekatı’nı Bush engelledi
Türk Silahlı Kuvvetleri, 2007 yılının ekim ayında TBMM’den geçen tezkereden aldığı yetkiye dayanarak, 21 Şubat 2008’de Güneş Harekatı adı altında Irak’ın kuzeyine sınır harekatı gerçekleştirmişti. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un harekatın bir an önce durdurulması yönündeki uyarısının ardından TSK, bir gün sonra Kuzey Irak’tan çekilmişti. ABD Savunma Bakanlığı görevlilerinin 28 Şubat’ta Ankara’da yaptığı temasların ertesi günü harekatın sona erdirilmesi büyük tartışmalara yolaçmıştı. Dünya basını operasyonu Bush’un durdurduğunu yazmış, dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da “ABD, PKK’nın tam olarak bitirilmesini istemediği için operasyonu durdurdu” demişti. TSK ise iddiaları yalanlayıp “Harekatın süresi önceden belliydi” açıklaması yapmıştı.

Mehmetçik’in başına çuval
4 Temmuz 2003’te de Süleymaniye’de karargah kuran 11 Türk askeri, peşmerge destekli ABD askerleri tarafından gözaltına alınmıştı. Başlarına çuval geçirilen 11 asker, Bağdat’a götürülmüştü. Askerlerimiz, 60 saat sonra serbest bırakılmıştı. Tarihe ’çuval olayı’ olarak geçen bu olay emekli Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı döneminde yaşanmıştı. Wikileaks belgelerine göre, “çuval krizi” ni değerlendiren ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi CIA ajanı Ross Wilson, Türk askerinin başına çuval geçirilmesinin acısının bir kuşak boyunca geçmeyeceğini söylemişti.
 
Üst