Amerikan Şeytanlığı

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım



Stratejik müttefiki AKP’nin genel seçimlerde elini güçlendirmek için sözde basın özgürlüğü üzerinden “gerginlik stratejisi” izliyorlar.

CIA’NIN KLASİK TAKTİĞİ
ABD Ankara Büyükelçisi F. Joseph Ricciardone’nin basın özgürlüğü üzerinden iktidara karşıymış gibi görünmesi ve ABD yönetiminin de bu açıklamayı destekler tavrı, “sandık operasyonu” olarak değerlendirildi.

DANIŞIKLI DÖVÜŞ...
Uzmanlar, “ABD karşıtlığının, sadık müttefiklerini zayıflatmasından korkan okyanus ötesi güçler, kontrollü gerginlik stratejisiyle ‘sorun varmış’ izlenimini yaratıp seçimlerde AKP’ye avantaj sağlamak istiyorlar” dedi. ‰ 11’de

Dolmayı yutmayanlar

BEYTULLAH ASİL:
ABD’nin “Biz tepki gösteriyoruz ama siz işinize bakın” şeklindeki tavrı artık dikkatlerden de kaçmıyor.

TURHAN ÇİRKİN:
Seçimlere üç ay kala böyle bir
tavır ortaya konmasının anlamı, AKP’ye yardımcı olmaktır...

TAYFUN İÇLİ:
AKP, sahte kabadayılık görüntüsü vererek, ABD’nin açıklamalarını seçim malzemesi yapmak istiyor.

ŞAHİN MENGÜ:
Dünyada ABD aleyhtarlığı hızla yükseliyor. Demokratik görünmek için çaba sarfediyor olabilirler.

ABD’den secim oyunu!
Ümraniye davasına verdiği destekle bilinen ABD, yeni bir oyun tezgahlıyor. Amerika Büyükelçisi Ricciardone, Türkiye’de basın özgürlüğünden söz etmeye başladı. Bu durum şüphelere neden oldu

Haber: Fatih ERBOZ
AKP’ye her türlü desteği veren ABD’den seçime 3 ay kala ilginç açıklamalar gelmeye başladı. ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone’nin basın özgürlüğü ve Balyoz davasındaki tutuklamalara yönelik sözleri, “ABD seçim öncesi AKP ile kol kola gözükerek, iktidar partisinin oy oranını düşürmemek için” böyle bir yol seçtiği yönünde kuşkulara neden oldu. Ricciardone, önceki gün yaptığı açıklamada odatev’ye yapılan baskınla ilgili konuştu. Ricciardone, “Demokrasi için bazı temel koşullar var. Birincisi olarak medya özgürlüğüdür. Medyanın, basının özgür olması demokrasının olmazsa olmaz şartıdır. Eleştirel de olsa basın özgür olmalıdır” dedi. Ricciardone, şunları söyledi: “odatv’yle ilgili suçlamaların detaylarını bilmiyorum. Türk halkı özgür basın istiyor tıpkı ABD’de olduğu gibi. Biz de özgür basını destekliyoruz. Türkiye’de hükümet de özgür basını desteklediğini söylüyor. Bir taraftan özgür basından söz ediliyor diğer taraftan gazeteciler nasıl gözaltına alınıyor, bunu anlamıyoruz” ABD Büyükelçisi Ricciardone, Balyoz davasında gerçekleştirilen tutuklamaları da yakından takip ettiklerini söyledi.

Tepki gösterdiler
Ricciardone’in bu açıklamasına hükümet kanadından jet yanıt geldi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Büyükelçi ile yaptığı görüşmede, Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda atılan adımları övgüyle karşıladıklarını ifade ettiğini, ancak bazı gazetecilerin gözaltına alınmasına ilişkin son ifadelerinin haberlerden etkilenmesinden kaynaklanmış olabileceğini söyledi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de, “Büyükelçiler bizim içişlerimize karışamazlar, bizim iç politikamızı dizayn edemezler” diye konuştu. İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise, “Türkiye, basın özgürlüğü açısından Amerika’dan daha çok basın özgürlüğünün olduğu bir ülkedir” dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, “Yürütülen bir soruşturmayla ilgili herhangi bir büyükelçinin yargıda bulunmasını doğru bulmadıklarını” söyledi.

Tuhaf şeyler yaşanıyor
Bu gelişmeler yaşanırkenABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, yaşanan gerginliğin ardından bu kez de İstanbul’da gazetecilere açıklamalarda bulundu. Ricciardone, “Ben belli bir dava hakkında yorum yapmadım, genel bir durum değerlendirmesiydi. Başbakan’ın da dediği gibi, Türkiye hukukun üstünlüğüne dayanan bir ülke. Hukuk da özgürlükleri korumalıdır. Benim ülkem her zaman özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün yanında olacaktır. Türkiye’de tuhaf şeylerin yaşandığı zamanlar oluyor” diye konuştu.

Düğmeye Bush’la bastılar
Bu açıklamalar yapılırken, ABD’nin Ümraniye davasındaki rolünü Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı Fehmi Koru ortaya koymuştu. Koru, 28 Ocak 2008 günü Kanal 7’de ana haber bülteninde ve 1 Şubat 2008 günü Yeni Şafak’taki köşesinde, Ümraniye davası soruşturmasına ilişkin 5 Kasım 2007’deki dönemin ABD Başkanı George Bush’la Başbakan Erdoğan görüşmesinde düğmeye basıldığını belirtti. Koru’ya göre, Erdoğan’ın 21 Ocak 2008 gecesi Davos gezisini iptal ederek operasyondan 4 saat önce ABD Büyükelçisi Ross Wilson ile görüşmesi, Amerika’nın operasyonel olarak ve Büyükelçi düzeyinde işin içinde olduğunun açık kanıtı oldu. İşte böyle bir durumda ABD Büyükelçisi’nin açıklamaları şüphelere neden oldu. Siyaset uzmanları, ABD’nin seçim öncesi AKP ile kol kola gözükerek bu partinin oyunu düşürmemek için böyle bir adım atmış olabileceğini düşünüyor.
Ricciardone, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu bünyesindeki Türk-Amerikan İş Konseyi’nin İstanbul Sabancı Center’da verdiği öğle yemeğine katıldı.

Hangi dağda kurt öldü!
AKP ile ABD arasında çıkan basın özgürlüğü polemiğine muhalefetten farklı ses geldi. MHP Manisa milletvekili Erkan Akçay, ABD ile AKP arasındaki gerginliğin ancak aşıkların cilvesi olarak yorumlanabileceğini kaydetti. Akçay, bu açıklamaların ardından ’Hangi dağda kurt öldü?’ demeden durulamayacağını söyledi. Akçay, “AKP ile ABD daha önceleri birbirlerinin kankası gibi duruyorlardı. Bu açıklamalar üzerinden karşı karşıya gelmeleri aşıkların kaprisi durumunu hatırlattı” dedi.

Seçim öncesi olması manidar
MHP Hatay Milletvekili Süleyman Turhan Çirkin de, ABD’nin tavrının samimiyetsiz olduğunu söyledi. ABD ve AKP arasındaki basın özgürlüğü polemiğinin zamanlamasının dikkat çekici olduğuna işaret eden Çirkin, seçimlere üç ay kala böyle bir tavır ortaya konmasının AKP’ye yardımcı olmak anlamını taşıyabileceğini de kaydetti. Çirkin, şunları söyledi: “Seçimlere az bir zaman bunun olması da manidardır. Bu açıklamaların samimi olabilmesi için AKP iktidarının bütün icraatlarındaki demokratik uygulamaların da dikkate alınması gerekirdi. Benzer bir süreç 2007 seçim sürecinde de olduğu için ABD’nin tavrı samimiyetsizdir.”

Kör dövüş
MHP Eskişehir milletvekili Beytullah Asil, ABD Büyükelçisi ve AKP arasındaki basın özgürlüğü polemiğini bir kör dövüş olarak nitelendirdi. Asil, şunları kaydetti: “ ABD AKP’yi açıkça desteklediğini bugüne kadar gösterdi. Şimdi bir polemik konusu ortaya atıldı. Bu konuda demokratik uygulamalara bağlandı. Bugüne kadar ülkemizde AKP’nin birçok demokratik olmayan uygulamaları oldu. ABD ise bunlara yeterli tepkiyi gösterebildi mi? ABD’nin bu tavrı samimi değil.”

Onlar bile açıklama yaptı
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise, Ümraniye soruşturmasına ilişkin süreçte artık hukuksuzlukların gizlenemediğini, durumu ABD’nin bile gördüğünü ifade etti. Bunun yanında basın özgürlüğü kapsamında Türkiye’de ortaya çıkan manzaranın bir baskı olarak yorumlandığına da dikkat çeken Ersin, “Baskı ve hukuksuzluklar ABD’yi bile açıklama yapmak zorunda bıraktı” dedi.

Gizlenemiyor

CHP Eskişehir milletvekili Tayfun İçli de, Türkiye’de olanlara artık ABD’nin bile dayanamadığını ifade etti. Ricciardone’nin çıkışının ardından AKP’nin buna sahte bir dayılık ile karşılık verdiğine dikkat çeken İçli, şunları kaydetti: “AKP durumun vahametini görmek yerine adeta ABD’ye sahte kabadayılık görüntüsü vererek, ABD’nin açıklamalarını seçim malzemesi yapmak istiyor. Ancak artık Türkiye’de olanlar gizlenemiyor. Türkiye’de insan hakları ihlallerini arttığına ilişkin görüşler ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporlarına girdi.”

Demokratlık mı, görüntü mü?
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü de, başkanların değiişmesinin Ameriken dış politikalarında çok köklü değişiklikler yaşanmasına neden olmadığınının altını çizdi. Şahin Mengü, “Dünyada yükselen bir ABD alehtarlığı var. Bunun önüne geçmek için daha demokratik görünmek istiyorlar olabilir. Bunun içten bir demokratlık mı, görüntü mü olduğunu peşinen söylemek zor” dedi.

Ergül: Timsah gözyaşlarıyla aynı

Avukat Vural Ergül, ABD elçisinin açıklamalarını, “Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın döktüğü timsah gözyaşlarıyla aynı şekilde değerlendiriyorum” sözleriyle değerlendirdi. Vural, “ABD, seri Ümraniye operasyonları üzerinden AKP aracılığı ile Türkiye’de bir dizi oyunlara imza atmıştır. Kendi emellerine ulaşmak için malzeme olarak kullanmıştır. Ancak gelinen noktada ABD, AKP’nin bu davalar üzerinden Türkiye’yi dinci bir kimliğe büründürmesinden kaygı duymaya başladı. Yoksa, ABD, AKP’nin PKK’yla mutabakatı sürecinde bizzat şekillendirdiği kendi kuklası bir Kürt devleti için büyük heyecan ve mutluluk duymaktadır” diye konuştu.

Talimatla yapıldı
Emekli Büyükelçi İnal Batu da, ABD büyükelçisinin bu açıklamayı talimat alarak yaptığını söyledi. Batu şunları kaydetti: “TSK’nın generallerinin onda biri tutuklanıyor, güpe gündüz gazeteciler gözaltına alınıyor, aramalar yapılıyor. İşin ölçüsü kaçınca Amerika bir uyarıda bulunmak lüzumu hissetti. Bu kadar açıkça ve destekleyerek büyükelçileri kanalıyla Türk içişlerine böyle bir müdahale yaptırdıklarına göre Türkiye’de artık taşların iyice yerinden oynadığını, ortalığın fena halde toz duman içinde kaldığını anladı.”
 
Üst