Aşık Nüsret SÜMMANİOĞLU (TORUNİ)

hasan25

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
ERZURUMLU BÜYÜK USDAT
AŞIK NÜSRET SÜMMANİOĞLU
(1945-2003)


Der Nusret Toruni, paslandı teller
Durum hikâye bu bizdeki haller
Açıldı kapılar, göründü yollar
Dönde kabristana söyle gelmesin


Nüsret Sümmanioğlu,1945 yılında Erzurumun Narman ilçesinin Samikale köyünde dünyaya geldi.Babası Sümmaninin ortanca oğlu olan ve hikaye ustaliğıyla da bilinen Fahri Çavuştur.


Çocukluğunu çiftçilikle ve ailesine yardım ederek geçirmiştir.Küçük yaşta ailesindeki geleneğe uyarak aşıklığa heves salmış,daha sonraları babası Fahri Çavuş onu yanına alarak hem dedesinin mirasını devam ettirmek,hem de küçük Nusretin kabiliyetini geliştirmek için sazı eline vererek civar kasabaları gezdirmiştir.Sümmanioğlu,böylece aşıklığa adım atmıştır.
Bir derya olan dedesi Sümmani,nin eserlerini üstün bir başarıyla söyledi.Kendi eserlerini üretip seslendirdi.Kendisine ait iki aşık havası vardır.Köz dergisinde şiirleri yayınlandı.Babasından öğrendiği Celali Ahmet ile Mehmet Han hikayesinin türkülerini kendisi düzmüştür.20 plağı ve 40 kaseti bulunan Nüsret Sümmanioğlu,kültür bakanlığı tarafından devlet sanatçılığı ünvanını almıştır.Yurt içinde gitmediği yer kalmamış ve yurt dışında da bir çok şölene katılmıştır.Aşıklık geleneğinin bir çok dalında sayısız ödüller almıştır.1972 Konya Aşıklar Bayramı atışma dalı birinciliği bunlardan sadece birisidir.Bu birincilik sayısı 1989 yılına kadar 7 ye ulaşmıştır.

Nüsret Toruni’nin birçok divanı, koşması, şiirleri vardır. Yüzlerce kaseti bulunmaktadır. Toruni sanatı boyunca hiçbir aşığa yenilmemiştir. İrticalen söylemeyi seven Toruni normal şiir yazmaktan ziyade irticalen sazı eline aldığı zaman bir başka Toruni olup sanatını en üst seviyede gösterirdi. Türkiyede sayılı âşıklardan biri sayılan Toruni birçok âşık tarafından da manevi usta olarak da kabul edilmiştir.

Yaşamı boyunca birçok aşıkla karşılaşma yapmıştır bunlar: Aşık Nihani, Aşık Gülistan Çobanoğlu, Ali Rahmani, Yaşar Reyhani, Hüseyin Sümmanioğlu, Murat Çobanoğlu, Şeref Tşlıova,Mevlüt İhsani,Nuri Çırağı,Aşık Ruhani,Posoflu Aşık Mirza,Sarıkamışlı Dursun Cevlani,İlhami Demir ,Sivaslı Hasan Yüzbaşıoğlu,Ağrılı Aşık İhsani,Ardanuçlu Efkari Baba,Aşık Kul Nuri,Fuat Çerkezoğlu,Ahmet Poyrazoğlu,Nuri Merami,Erol Ergani,Cemal Divani,Aşık Şakir İhsanoğlu,Mustafa Aydın,İhsan Yavuzer,Rahim Sağlam ve ismini sayamadığımız birçok aşıkla karşılaşmalar yapmıştır.

Yurt dışında 14 ülkeye çeşitli zamanlarda seyahatler yapmış ,Türk kültürünün ve aşıklık geleneğinin usta bir icracısı olarak hep aranır olmuştur.aşık gecelerinde gerçektende sıra kendisine geldiği zaman dinleyicileri coşturmuş ve gönülleri şad etmiştir.Özellikle belirtmek isterim ki,nesilden nesile devam eden aşıklık geleneğinin yaşatılmasında ve bir sonraki nesile aktarımında sanatını üstün bir başarıyla icra eden Toruni için çok iddaalı cümleler kurabiliriz.Şöyleki, gelenekte önemli bir yere sahip olan ve aşık meclislerinde başlangıç bölümünde söylenmesi neredeyse mecburi olan divanı Toruniden daha güzel okuyan yoktur.


Nüsret Sümmanioğlundan bir divan dinlemenizi öneririm.Buna bir müstezatı da dahil ederek Sümmanioğlunun hikayeciliği de çok üstündür.Hikaye anlatımı oldukca samimi ve içtendir.Sürükleyici ve akıcı bir üslubu,dinleyicilerle temas kurmadaki ustalığı en önemli özelliklerindendir.En fazla beğenilen hikayeleri ise; Mahiri hikayesi,Elmas ile kahraman hikayesi ve Sümmani ile Gülperi hikayesidir. Şiirlerinde,Allah,vatan,nasihat,insan ve doğa sevgisi ile ölüm teması ağırlıklı olarak yer almıştır.


İsrafil Taştan,Ebubekir Zamani,Temel Turabi,Baki Çetin ve (merhum) Gıyasettin Eroğlu Toruninin çıraklarıdır. Aşık Sümmani adının yaşatılmasında ve aşıklık geleneğinin devamında önemli katkıları olan Nüsret Sümmanioğlu, 22.Ocak 2003 tarihinde ani bir rahatsızlığı sonucu hakkın rahmetine kavuşmuştur kendisine Allahtan rahmet diliyoruz.



AŞIK NÜSRET SÜMMANİOĞLU (TORUNİ) un şiirleri

Faydası neHedefi görmeden mermi atmanın faydası ne Tembellik züğürt düşürür yatmanın faydası ne Elinden geldikçe çalış kula kulluk eylemeMuhannetin lokmasını yutmanın faydası ne Akıl ermez bu dünyanın ahvaline halineGece hapishane olur, gündüz benzer gelineŞayet bülbül değil isen konma gülün dalınaKarga olup gül dalında ötmenin faydası ne Daima karanlık gider cehaletin dünyasıSırtına günah bağlayıp mevlâ'ya olur âsiSöz götürüp, söz getiren münafığın kendisiİki dostun arasını katmanın faydası ne Şerefle, şöhretle yaşa edebinle arındaGir insanlık çemberine dolaşma kenarındaŞahsan uygun hareket et, ağır otur yerindeDavetsiz, teklifsiz yere gitmenin faydası ne Belki de sözün yanlıştır ey Nüsüret TorunîLaf bir kez namludan çıktı, bulacaktır yeriniYersen mazlumun hakkını çekersin eciriniHakk'ın huzurunda inkâr etmenin faydası ne Sıladan bir haberSıladan bir haber aldım gel diyeGöndermiş pusula yar sabahınanGözyaşıyla sitem etmiş bil diyeYazıyı okudum zor sabahınanYüzü gülmez gurbet kahrını çekenYastığı taş olur döşeği dikenYatarken uykudan uyanır erkenYağmaya başlamış kar sabahınanAyrılık ölümden acıdır acıBaşvurdum tabibe yokmuş ilacıSana ricam budur canım postacıGötür mektubumu ver sabahınanKime sorsam gurbet elden dert yanarOturup ağlasam el deli sanarGökte uçan kuşlar sahile inerSöyleşir bülbüller gör sabahınanNusret Toruni'yim der benden bileHer ne yana gitsem çekerim çileDökülen yağmura savrulan yeleYaralı gönlümü sor sabahınan

Söyle gelmesinAl rüzigar sana var müracatımTez götür canana söyle gelmesinYıllar boyu ben aşkına muhtacımSevdiğim sultana söyle gelmesinRuhumdan doğuyor bendeki acıOlmuşum dünyada aşkın muhtacıBu tür yaraların olmaz ilacıZülfü perişana söyle gelmesinEcel beni bir köşede aralarTalihimin defterini karalarCiğerimde fiske fiske yaralarBenzedi çıbana söyle gelmesinAkıl ermez onun sır esrarınaYaktı kül eyledi aşkın narınaÇevirdi çağımı güz aylarınaOldum firi fane söyle gelmesinDer Nüsret Toruni paslandı tellerDurum hikaye bu bizde ki hallerAçıldı kapılar göründü yollarDöndü kabristana söyle gelmesin Senden izinsizYüce rabbim yerin göğün sahibiDurur akmaz sular senden izinsizBu eşyayı alem hep sana tabiZerre esmer rüzgar senden izinsizHer hikmetin bize güzellik verirYazı kış kışı yaz eyyam gösterirNe çiçekler açar ne canlı yürürVermez ağaçlar bar senden izinsizBir damlacık dahi rahmetin yağmazTan yerinden söküp şafak ağarmazEmretmezsen dünya üstüne doğmazGökten şemsi kamer senden izinsizHaşa seni kimse edemez inkarSenin rahmetin bol aleme yeterNe sinek canlanır ne turna öterGelmez ezel bahar senden izinsizDer Nüsret Toruni senindir bu canGün gelirki toprak olur bu bedenSenin lütfi ilahındır söyletenNe söyler aşıklar senden izinsiz Almanya ağıtıDöndük almanyadan sılaya doğruDağlara sis çöktü, boran ağladıNeşeli neşeli çıktık asvaltaAcı korna çaldı, süren ağladıRüyada gördük korku çöktü yüreğeBir soğukluk geldi kola, bileğeArabadan kaçıp çarptık direğeMotor kederlendi, fren ağladıDöndü cenazemiz gümüşhane'yeVarın gidin haber verin suna'yaSaat onda teslim olduk haneyeBahçeli sızladı, şiran ağladıŞerafeddin, selahattin dedilerFehime'nin sesi dağları delerHüsameddin, sinan yetim yavrularBaşucunda boyun buran ağladıDer Toruni kederliyiz bu sıraBaşınız sağolsun der komşularaİki dağ devrilip girdi mezaraÜzerinde talkın veren ağladı DeğişmemHer yönüyle güzel ana vatanımGüzelliğin hiçbir cana değişmemKemiğim iliğim damarda kanımTahdigana hindistana değişmemCennetemi saldın meskenin yerinYüksektir dağların eksilmez karınYemyeşil yaylalar serin sularınYüz fransa bin almana değişmemTürk kadını nur bağlamış yüzlerinAhu bakışların şirin sözlerinSelvi boylu gelinlerin kızlarınIrak iran gürcistana değişmemToruni yaşarken anlatır çağınMinel iman hübbül vatan ocağınGök yüzünde dalgalanan bayrağınŞöhretini tüm cihana değişmem Duman üstündeYine bahar geldi söküldü dağlarGezer koyun kuzu çimen üstündeYaylalar al giyer benzer gelineKarşiki dağlar duman üstündeBulut gürler sesi bağrım deliyorAşağıya rahmetini eliyorKoyun doğmuş kuzusuna meliyorSüt sağıyor kaşı keman üstündeTabiattır Toruni'nin merağıBaharda bezetir bahçeyi bağıBekçisidir sele vermez toprağıHazine yatıyor orman üstündeHalinden seninYalan dünya sana daha inanmamBir şey anlamadım halinden seninSen de yaşayana vermedin muratHer kim geçti ise belinden seninGenç yaşımda pırıl pırıl parlattınÇektin kemendine koştun zorlattınBüyüttün besledin ihtiyarlattınRuhum daralıyor felinden seninIşıksın benzersin karanlık hanaEttin Toruni'yi deli divaneSende yaşayanı aldın altınaKimse kurtulmaz elinden senin Kır çiçekleriBir bahar ayında yeşil yamaçtaName yazıyordu kır çiçekleriBeyaz tül giyinmiş elvan nakıştaSeyratmeye değer gör çiçekleriGöğsünde çimeni başında fesiRüzgarının konuşurdu hepisiHer insanı mecnun eder kokusuSual et leyladan sor çiçekleriBulutlar yağmuru yağmada idiUfuk karanlığı boğmada idiGüneş dağ burcundan doğmada idiDurmadan çilerdi yar çiçekleriGayet endazeliaçılmış laleNergis yaprakları ermiş kemaleSordu aşık mısın dedim bir güleDedi uzat elin der çiçekleriNüsret Toruniyi yaktı çiçeklerSanki yusuf zelha kapısın beklerHayalimden gitmez o güzelliklerGönlümde dopdolu var çiçekleri Yüzüne seninSana lazım olmayanı konuşmaHatırı bulunmaz yüzüne seninOlur olmaz yerde sırrını açmaEloğlu seyreder tozuna seninGururla kibirle alınmaz sonuçNefse esir olma vicdanan danışBilmiyorsan öğren biliyorsan konuşDünya kulak versin sözüne seninOlur be Toruni gam yeme olurÖmür geçicidir hayat kaybolurDuvarda asılı bir resmin kalırGelen geçen bakar pozuna senin NeredeCiğerlerim kebap oldu yanıyorSepip söndürmeye çare neredeGözyaşlarım doldu içim kanıyorTabib bana derki yara neredeFeryadımdan dağlar taşlar inlesinÖldüğümde mezar taşım dinlesinSen benim derdimden anlayamazsınBenim gibi bahtı kara neredeToruniyim dumandayım sisteyimGel dokunma gönlüm kırık yastayımVicdanım rahatsız ruhen hastayımKayıp oldu usül töre nerede Akşam olduBirgün sabah ile erkenYoruldum yola giderkenSadık dostum görim derkenGüneş battı akşam olduKır çiçekler elvan elvanGörse dayanmaz hiçbir canDolaşırken oyan buyanGüneş battı akşam olduEla gözlü sürmeli kaşAk yanağa dökülmüş yaşGölgeye girdi ablak taşGüneş battı akşam olduBir yan gül bir yanım dikenGurbettir ömrümü sökenToruni saz çalım derkenGüneş battı akşam oldu



 
Üst