Kazakistan, Türk Cumhuriyetleri içinde en gelişmiş olanıdır.Gelişmesindeki en önemli unsur milli bir politika ve ekonomi izlemesidir.Onbeş yıl önce tamamıyla Rusya'ya bağlı iken,bugün bir çok alanda gelişmiş ve modernleşmiştir.
Ülkede yetmiş yıllık sovyet etkisiyle herkes rusça bilmekte ve sosyal hayatta rusça konuşulmaktaydı.Devlet başkanının son yasaları sayesinde artık devlet dairelerinde Kazakça bilmeyen çalışamayacak.Aynı zamanda Kazakistanda yaşayan her vatandaşın Kazakça bilmesi zorunluluğu getirildi.
Bizim ülkemiz Arap ve batı tarzı mimariyle yapılanırken,Kazakistan modern binaların yanında Türk kültürünü ve mimarisini yaşatmakta.En son yapılan Astana havalimanı Türk çadırı görünümünde yapılmıştır.İlkbahar aylarında kımız çadırları kurularak kımız satışı yapılmakta.lokantalar yanında bu çadırlardada at etinden yapılmış yemek ve mezeler satılmaktadır.
Kazakistan'daki Türk kızları bizdeki sıkma başlılar gibi boş işlerle uğraşıp dedikodu yapıp koca beklemiyorlar.Dükkanlarda pazarda,tarımda,memurlukta,hizmet sektöründe vs. erkekten çok kadınlara sartlamak sizi şaşırtmasın.Bir ailede anne babanın beraber çalışması aile ekonomisine ne kadar katkı ediyorsa,ülkedeki kadınlarında her alanda çalışması ülke kalkınmasında önemli bir rol oynar.Bizim ülkemizde ümmetçi zihniyet sayesinde kadınlara has iş kollarında bile erkekler çalışıyor.Kazakistan'da kadınları günlük hayatta görmek çok doğal çünkü oralarda henüz kadının çalışmasını günah sayan sapık düşünce yerleşmemiş.Öz be öz Türk kültürü devam etmekte.
Bütün il ve ilçelerindeki meydanlarda bulunan lenin büstlerinin yerine artık tarihi Türk büyüklerinin büstü ve heykelleri konuyor.Böylelikle çocuklarına atalarını tanıtmak ve sevdirmek istiyorlar.Tiyatro ve sosyal etkinliklerde batı tarzı veya arap kültürü yerine(sincanda kurulan kudüs çadırı gibi)eski türk töresi ve büyüklerini tanıtmak için oyunlar sergiliyorlar.
Millileştirme gereğince sadece dilde değil tüm devlet yönetimindeki kişiler Türk soyundan olanlardan seçiliyor.Uygulanan bu politika sonucunda sayıca kazakistan Türk'lerinden fazla olan ruslar göçe zorlanmış ve Türk soylular nüfus çoğunluğunu ellerine almışlardır.Bağımsızlığını kazandığında başımızdaki hükümetler Başbuğ Atatürk'ü dinlemiş olsalardı bugün iki ülke arasındaki bağ farklı seviyede olurdu.Hükümetler Atatürkçü ve milliyetçi olmadığı için ata topraklarımızı Fettullah denen arap misyonerinin ellerine bıraktık. Fettullahın Anadoluyu araplaştırdığı yetmiyormuş gibi şimdide orta asyayı bozmak için elinden geleni yapıyor.ikibinbir yılında Kazakistana ilk gittiğimde başı kapalı bir tane kız ve ismi arapça olan kimse yoktu.Son yıllarda bu arap misyonerleri sayesinde azda olsa başı kapalı kızlara rastlamak malesef mümkün.Yine de Türkiye'ye göre yok denecek kadar az.
Bağımsızlığının ilk yıllarında başkent almaata(almatı)idi.Almaata güneyde Kazakistan Türklerinin yoğunlukla yaşadığı bir yerdi.Ülkenin orta ve kuzeyinde ise genelde ruslar yaşamaktaydı.İşte bu durumu ortadan kaldırmak ve Kazakistan Türklerini ülkenin her bölgesine yaymak için 1997 yılnda orta Kazakistanda bulunan Astana başkent yapıldı.Bu bölgede iş olanakları sağlandı ve buralardan göçen rusların yerine kazakistan Türkleri yerleştirildi.
Ülkedeki cadde ve sokakların rusça olan isimleri her geçen gün değiştirilerek yerlerine Türk büyüklerinin isimleri konuyor.Kazakistan'da okuma yazma oranı çok yüksektir. Temel eğitim onbir yıl. Her ilinde evrenkent vardır ve eğitim ve öğretim milli çizgide yürütülmektedir.
Tanrı Türk'lüğünü unutmamış bu kardeşlerimize güç versin.