Ayete’l Kürsî’den mesajlar

Gökçen

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,079
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.kibris1974.com
Ayete’l Kürsî’den mesajlar








“İki parlak sureyi, Bakara ile Âl-i İmrân surelerini okuyun. Çünkü bunlar kıyamet gününde iki gölgelik yahut iki kuş bölüğü gibi gelir, okuyucularını mahşerin sıcağından korurlar, onları müdafaa ederler. Bakara Sûresi’ni okuyun. Ona sahip olmak bereket, onu terk etmek pişmanlıktır. Sihirbazlar onu elde etmeye güç yetiremezler.”
Hadis-i Şerif










“Her şeyin bir şerefesi vardır. Kur’an*ı Kerim’in şerefesi de Bakara Sûresi’dir. Bu surede bir ayet vardır ki, Kur’an ayetlerinin efendisidir: O Ayetü’l*Kürsi’dir.”
Hadis-i Şerif









“Kim farz olan namazın arkasından Ayete’l*Kürsî’yi okursa bir sonraki namaza kadar korunur.”
Hadis-i Şerif








“Kim sabaha çıkınca Ayete’l*Kürsi’yi okursa akşama kadar (kaza ve belalardan) korunur. Kim de akşamleyin okursa sabaha kadar korunur.”

Hadis-i Şerif









Ayete’l Kürsî'yi bilmeyenimiz yoktur. Onu her zaman okuruz. Peki onun manasını ve ifade ettiği mesajları hiç düşündük mü?










Ayete’l Kürsî'nin mü’minin huzur ve mutluluğu adına ifade ettiği mesajlar da şunlardır:






1 Yüce Allah, evvela, koymuş olduğu kanun ve sebeplere sarılıp onlara tâbi olmamızı istiyor. Ancak sebeplere sarılıp da bir neticeye varama-dığımızda "O Kayyûm'dur: Yaratmış olduğu kâi-nat her an idare ve tasarrufundadır" beyanıyla bize şunu hatırlatıyor: Bu mülkün yönetimi O'nun elindedir. Kapalı gördüğünüz kapıları O sizin için açabilir; mümkün olmadığını gördü-ğünüz şeyi sizin için mümkün hale getirebilir. Sebeplerin bilkülliye sustuğu yerde 'artık her şey bitmiştir' gibi, bir ümitsizliğe kapılmayınız. Rabb’inize sığınınız, zira O, dilediğini yapmaya gücü yetendir.







2 "Onu ne bir uyuklama ne de bir uyku tutar." cümlesiyle ise, yüce Allah mümin kullarına şu mesajı veriyor: “Huzur ve emniyet içinde olunuz; çünkü kendisine iman edip teslim olduğunuz Rabb’iniz, sizinle ilgili yapılanların hiçbirinden bir an için bile olsun, habersiz değildir. 'Ben uyuyorken, düşmanlarım bana bir zarar verir' diye bir endişeye girmeyin. Asla uyumayan ve sizi daima görüp gözeten olarak Ben varım. Kulluğunuzun gereği tedbirinizi alınız, ötesini Bana bırakınız.”






3 "Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) O'nun-dur" cümlesiyle ise, inanan kalpte var olan güven ve huzur daha da pekiştiriliyor. Şöyle deniyor: “Neden korkuyorsun, yarın elde ede-meyeceğini zannettiğin rızıktan mı, yoksa ya-rın yerine getiremeyeceğinden korktuğun bir işten mi? Şunu aklından çıkarma ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Benimdir, onlarda o-lanı dilediğime veririm, dilediğimden de alıko-yarım. Sen, sana düşeni yap, sonra Bana iti-mat et. Zira, Ben Bana inanmayanlara bile rızık veriyorum, kaldı ki, sen Bana inanıyorsun.”






4 "Huzurunda -O'nun izni olmadan- kimin şefaati (müdahalesi) olabilir?" ifadesi ise, Allah, huzurunda, kendisine rağmen kimsenin kimseye bir müdahalesinin olmayacağını hatırlatarak şöyle der: Ne kadar güç sahibi olurlarsa olsunlar bu dünyada kimseden korkma. Bana rağmen kimsenin sana zarar vermesi mümkün değildir. Eğer bir acı ve zorlukla yüz yüze kalmışsan bilmiş ol ki, bu Benim seninle alâkalı olan bir takdirimdir. O halde, sen yalnızca kendi vazifeni düşün ve ötesi için endişelenme.








5 Cenab-ı Hak "(Yarattığı kullarının) önünde arkasında ne var, hepsini bilir." ifadesiyle ise, mümin kullarına şöyle der: 'Neler olduğunu ve senin için onların neler planladığını bilmediği-mi,' sakın sanmayasın. Ben onların gizli-açık her şeylerini biliyorum. 'Haberdar olmayaca-ğım bir şey olur' diye korkun olmasın. Durum böyle olunca, sen artık ey kulum, neden korkuyorsun? Senin Rabb'in uyumadığına göre sen niçin rahat uyumuyorsun?








Ayete’l Kürsî’nin meali

Kendisinden başka ilah bulunmayan O Allah; Hayy'dır: Hayat sahibidir, Kayyûm'dur: Yaratmış olduğu kâinat her an idare ve tasarrufundadır, O’nu ne bir uyuklama ne de bir uyku tutar, Göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) O'nundur, Huzurunda -O'nun izni olmadan- kimin şefaati (müdahalesi) olabilir?








(Yarattığı kullarının) önünde arkasında ne var, hepsini bilir; Onlar ise, -O'nun dilediği dışında- O'nun ilminden/bildiklerinden hiçbir şeyi kavrayamazlar, O'nun kürsüsü (hakimiyet ve tasarrufu) gökleri ve yeri (bütünüyle) kaplamıştır, Onların korunup gözetilmesi, O'na ağır da gelmez, (İşte) O (böylesine) yüce, (böylesine) büyüktür. (Bakara, 2/255.)
 
Üst