Azerbaycan ve Türkiye Askeri İlişkileri

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
Azerbaycan ve Türkiye Askeri İlişkileri

Sovyetler Birliği’nin dağılışından sonra birlik içerisinde bulunan ülkelerin ekonomi, siyasi, askeri ve eğitim alanlarına dair hem kendi aralarında hem de uluslararası platform ile işbirliğinde bulunması ve mevcut işbirliklerini geliştirmesi ilk sırada yer alan ihtiyaçlardandı. Bu yolda birlik ülkeleri Bağımsız Devletler Topluluğu’nu oluşturmuş ve bu sayede eskiden haritada bir olarak görünen ülkeler şimdi de yeni oluşturulacak işbirlikleriyle ilişkilerini sürdüreceklerdi ve tabii ki bu ülkelerin kuracağı yeni ilişkilerde jeopolitik konumları önem taşımaktaydı.

Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerini bu çizgide değerlendirecek olursak, yapılacak ortak çalışmalarda sınırsal yakınlılık elbette önem taşımaktadır. Zira Türkiye’nin Orta Asya devletlerinden çok Azerbaycan’la daha fazla ilişkide bulunması da bu yakınlığın doğurduğu sonuçlardan biridir.

Türkiye ve Azerbaycan arasında 1991’den itibaren başlayan ortaklıklar çeşitli zamanlarda bazı aksaklıklara uğramış olsa da yeni kurulan otoriteden itibaren sağlıklı akışkanlık sağlanmıştır. Ayaz Muttalibov’un Rus yanlısı politikaları Türkiye ile kurulacak ilişkileri sadece elçilik kurma düzeyinde etkilemiştir. Muttalibov’un kısa süreli yönetimi zamanında Türkiye de yeni ortaya çıkmış olan Türk Dünyası politikalarını güçlendirme yönünde çaba sarfetmekteydi.

Ayaz Muttalibov’dan sonra yönetime gelen Ebulfez Elçibey döneminde, Azerbaycan’ın dış politikası Muttalibov’un tam zıddı şekilde Türk yanlısı bir çizgi izlemekteydi. Bu yüzden Türkiye ile ekonomi, askeri, siyasi, eğitim ve kültür alanlarında birçok anlaşmalar yapılmış ve icraatlar karşılıklı olarak başlamıştır. Türkiye’nin askeri alanda Azerbaycan’la yaptığı ilk anlaşmalar da Elçibey dönemine rastlar.

1992’de Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında karşılıklı askeri eğitim konusunda anlaşma imzalanmıştır. Bu dönemde Ermeni işgalinde bulunan Karabağ meselesinden dolayı uluslararası kamuoyunun dikkatini çekme çabalarında bulunan Azerbaycan’ın, Türkiye ile askeri işbirliği konusunda anlaşmalar yapması bölgede tansiyonu yükseltebilecek etkiler de oluşturmuştur.

Elçibey’in son dönemleri ve Haydar Aliyev’in ilk dönemlerinde Türkiye ve Azerbaycan arasında askeri işbirlikleri sınırlı sayıda kalmış, mevcut ülke otoritesinin sağlamlaştırılması ve dış politikanın dengelenmesi hedeflenmiştir.

Haydar Aliyev’in izlediği denge politikası sonucunda diğer komşu devletlerle pragmatist şekilde işbirlikleri sağlanmıştır. Ancak askeri alanlarda Türkiye’ye verilen önemi diğer yıllarda yapılan anlaşmalarla göreceğiz. Çünkü Azerbaycan’ın bölgede etkin rol oynaması için Türkiye yolu ile dünya genelinde söz sahibi olan NATO ve ABD etkinliğine de katılması kaçınılmazdır.

1996’da Azerbaycan Hükümeti ile Türk Hükümeti arasında Silahlı Kuvvetlere yardım heyeti mensuplarının faaliyet ve tıp heyetinin eğitimine dair işbirliği protokolü imzalandı. 1997’de Azerbaycan Türkiye sınır hattının iki tarafında kalan onar kilometrelik alan içinde yapılacak sivil ve askeri vasıtaların uçuşunu düzenleyen protokol ve strateji işbirliğinin genişletilmesi hakkında beyanname imzalandı.

Bu zaman içerisinde Rusya ve İran ile yapılan anlaşmalar sadece karşılıklı ilişkilerin temini ve sınırsal problemlerin çözümüne yönelik bir amaç taşıyor. ABD ile yapılan anlaşmalar ise henüz tam olarak karşılıklı askeri ilişkiler niteliğine kavuşmamıştı. Şunu da unutmamak gerekir ki, Azerbaycan’ın 1998 yılına kadar Çeçen meselesinden dolayı Rusya tarafından ambargoya tabi tutulması, ülkenin Türkiye’ye olan eğilimini daha da artırmıştır. Ve gelişmelerden de anlayacağımız şekilde Azerbaycan’ın kurduğu askeri ilişkiler bir ucu Kıbrıs’a diğer ucu Erivan’a uzanan bir diplomatik mesaj niteliği de taşımaktaydı.

Azerbaycan’ın uluslararası platformda ağırlık taşıyan askeri konulardaki girişimleri de 1999’da Azerbaycan Savunma Bakanlığı’na Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından mali yardım yapılmasına ve iki ülke arasında Kosova Türk Tabur Komutanlığı terkibinde Kosova’ya gidecek Azerbaycan timinin faaliyetlerine ilişkin protokolle başlamış oldu. Kosova’nın bağımsızlığına kadar askerlerini burada tutacak olan Azerbaycan aynı zamanda NATO’nun doğuya genişleme stratejisinde de önem kazanan bir ülke olmuştu. Türkiye ile birlikte dışarıda farklı görevlerde de yer alan Azerbaycan böylece önem taşıyan konumunu daha da sağlamlaştırmaktaydı.

2000’de Azerbaycan Savunma Bakanlığı ve Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı arasında TCG AB-34 (P-134) hücumbotunun Azerbaycan’a verilmesi ve :

- Azerbaycan Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasında maliye yardımı,

- Aynı taraflar arasında teknik teçhizatın kullanılması,

- Savunma sanayisi işbirlikleri hakkında protokol imzalanmıştır.

2001’de taraflar arasında mali yardım protokolü ve Nahcivan 5. Ordu Bölgesi’nin geliştirilmesine dair protokol,

2002’de Türkiye’nin mali yardımları ve taraflar arasında harp tarihi, askeri arşiv, askeri müze ve askeri matbuat alanlarında işbirliği protokolü,

2003’te ise Azerbaycan Devlet Sınır Hizmeti’ne Türkiye tarafından eğitim, uygulama ve teknik alanlarda yardım sağlanması, mali yardım konusu, karargahlar arasında keşfiyat mevzusunda işbirliği ve Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında Doğu Batı enerji hattının güvenliği konusunda işbirliği anlaşmaları yapılmıştır.

1999 yılından itibaren bu anlaşmalarla hızlı ilerlemeler kaydeden Azerbaycan’ın girişimlerine karşın 2003 yılında Ermenistan ile Yunanistan arasında "Ermeni askerlerin Kosova’daki Yunan barış gücünde görev almaları" konusunda bir anlaşma imzalandı. Ermenistan Parlamentosu’nun 13 Aralık 2003’te onayladığı anlaşmaya göre, 30 civarında Ermeni askeri, Ocak 2004’ten itibaren Ermenistan Savunma Bakan Yardımcısı Artur Agabekyan’ın attığı imza doğrultusunda Kosova’ya gitmişti ve bu Güney Kafkasya bölgesinin Avrupa-Atlantik entegrasyonuna verilen destek olarak açıklanmıştı. Azerbaycan ordusunun Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından modernize edilmesine karşın Yunanistan da Ermenistan ordusuna çeşitli katkılar sağlamak için harekete geçti. Askeri işbirlikleri siyasi problemler konusunda da etkisini hissettirmeye başladı. Bu dönemde ülkelerin karşılıklı yardımlaşmaları ileride enerji ve ticari konulardaki etkileşimlerle birlikte farklılıklar gösterecekti.

11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin terörle mücadele politikasına tam destek veren Azerbaycan, bu andan itibaren terörle mücadele ve barış tesisi için ekiplerini Afganistan’a göndermiştir. Bununla birlikte hava sahasını ABD’ye açan Azerbaycan, Türkiye ile şimdiye kadarki askeri işbirliklerinin oluşturduğu donanım ve bölgesel aktör olma fırsat üstünlüğünü değerlendirme yolunda çabalar sarfetmektedir.

2004 ve 2005’te Türkiye’nin mali yardımı ve askeri teçhizat konusunda ve 2006’da askeri teçhizat, tıbbi heyetin uygulamaları işbirliği ve mali yardımlar konularıyla birlikte olağanüstü hal uygulamaları hakkında ortak protokol imzalandı.

2006 yılından itibaren bölgedeki şu aşamalar, işbirlikler konusunda yeni boyutların oluşmasını sağladı:

- Azerbaycan’ın KKTC açılımları,

- Türkiye’nin ABD’den füze alma girişimleri,

- Rusya’nın doğalgaz siyaseti sonucu Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında oluşan yeni ilişkiler.

Aynı yıl Yunanistan’ın Azerbaycan ile doğalgaz boru hattı projesi konusunda attığı adımlarla beraber Kafkasya’daki yeni ilişkiler tamamen Azerbaycan’ın lehine oldu. Çünkü bu gelişmelerle beraber Atina, Ermenistan konusunda daha temkinli davranacak ve Erivan da kendilerine yarar sağlayacak yeni bir uzlaşmacı yol izlemek zorunda kalacaktı.

Bağımsızlığından itibaren Azerbaycan’ın izlediği askeri işbirlikleri politikası, bölgesel güçleri ele aldığımızda tamamen bir dengeler tablosu oluşturmaktadır. Türkiye’ye verdiği önem Azerbaycan’ın uluslararası problemlerdeki tavrını da net şekilde belirlemiştir. Örneğin, Ermenistan’a Yunan askeri yardımları konusunda Kıbrıs kartını kullanabilen Azerbaycan bununla birlikte ABD ve NATO desteğini de elden kaçırmamış, Karabağ konusunda Ermenistan yanlısı davranan Rusya’ya karşı da alternatifler üretebilmiştir. Diyebiliriz ki, askeri işbirlikler konusunda Ebulfez Elçibey döneminin Türk yanlısı politikaları ve Haydar Aliyev’in bir bütün olarak bölgeyi ele alan denge politikaları, önümüzdeki yılların Kafkasya’sında Azerbaycan için çok önemli bir temel ve tecrübe sağlayacaktır.

Notlar :

- Azerbaycan Milli Savunma Bakanlığı Arşivleri

- Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan Birlikteliği Karşısında Atina-Erivan Yakınlaşması, Cavid Veliev, TUSAM
Alıntıdır.
 
Üst