Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Kıbrıs Türk öğretmen sendikaları,
‘Eğitim Enternasyonali’ ve ‘Avrupa Öğretmen Sendikaları Konfederasyonu’na üye imiş…
Eylül ayında ‘Avrupa Öğretmen Sendikaları Konfederasyonu’ Gaziağusa’da Salamis Bay Otel’de bir seminer düzenlemeyi planlamış…
Gelin görün ki bu seminerin yapılacağını haber alan Galleş Rum Yönetimi, allem etmiş, gallem etmiş seminerin yapılmasını engellemiş…
Yani anlayacağınız,
‘Avrupa Öğretmen Sendikaları Konfederasyonu’ nun Rum üyeleri,
Konfederasyonun başka bir üyesinin ülkesinde gerçekleştireceği seminerin önüne takoz koymuş…
Sizce de bu işte anlaşılmaz bir durum yok mu?
Eğer her iki taraf da Konfederasyonun tam üyesi ise;
O zaman Konfederasyon, böyle bir engellemenin gerçekleşmesine izin veremez…
Demek oluyor ki üyelerden birini, “sen de üyesin” diyerek aldatmışlar ve kendi çıkarları için kullanmışlar…
İşte bu olaya, ülkemizdeki,
KKTC’nin tasfiyesini savunan, adanın birleşmesi için politika yapan, Kıbrıs Türklerine bir devlete sahip olmayı yakıştıramayan, sözüm ona barış yanlısı,
İşbirlikçi bir partinin Genel Sekreterinden tepki geldi…
Neymiş?
“Rum Yönetimi’nin Semineri engellenmesi barış istenciyle örtüşmüyor’muş…
Hayretler içinde oluşlarından, bu engellemenin nedenini anlayamadıkları anlaşılıyor…
Bunu duyunca öyle sanırsınız ki;
Türklerle ilgili veya yaşanmış herhangi bir olayda, Rum yönetimi herhangi bir ‘barış istenci’ sergilemiştir…
Şimdiye kadar yaşadıklarımızdan çıkardığımız ders;
Rum Yönetimi, ‘Egemenlik’ söz konusu olduğu zaman asla taviz vermez. Bu semineri de bu yüzden engellemiştir…
Bugüne kadar böylesi toplantı veya seminerlerin Rum tarafında yapılıp yapılmadığını bilmiyorum…
Ama Genel Sekreterin ifadelerinden öyle anlaşılıyor ki yapıldıysa koşa koşa gitmişler, yapılırsa koşa koşa gidecekler. Kıbrıs Türklerinin devletini ve egemenliğini yaralayıp karalama pahasına...
Engellemenin nedenini anlayamadıklarından belli ki ‘Egemenlik’ konusu sözü edilen partinin kapsama alanı dışında...
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti anayasa ve yasalarına uygun olarak ve iznini alarak kurulmuş bir partinin Genel Sekreterinin;
KKTC’nin varlığı ve yaşatılmasını savunmak,
Ve Kıbrıs Türk Halkının ve devletinin egemenliğini ve varlığını savunmak,
Zorunluluğunda iken;
KKTC anayasa ve yasalarına aykırı olarak,
Adeta aşağılarcasına, KKTC’nin varlığını ve yaşatılmasını,
Taksimcilik ve ayrılıkçılık olarak algılaması,
Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı’nın tüm Kıbrıs adına yapıldığına inanç belirtmesi,
KKTC’nin başka bir devletle birleşmesini savunması.
O partinin ve Genel Sekreterinin suçu ve ayıbıdır inancındayız…
Kıbrıs Rumları sözü edilen Partiye, özel görüşmelerinde barış adına ne yumurtlar bilemeyiz…
Ancak Rumların bugüne kadarki davranış ve politikalarında ciddi olarak barış içinde yaşama istenci asla belirtmemiş veya barış derken; “Kıbrıs Kürkleri’nin teslimiyeti” koşulu ile demiştir…
Artık gözünüzü açın,
Rum yönetimi ve Kıbrıs Rumları,
1963’te Türklere Katliam Planı uygularken de,
Binlerce Türk Devlet çalışanını silah zoru ile işten atarken de,
Yüzlerce insanı yollardan toplayıp öldürürken de,
Türkleri katliam çukurlarına atarken de,
Davranışları ‘Barış istenciyle örtüşmüyor’du
Bugün RMMO dışında 80 bin kişilik bir gizli orduya sahipken de,
Görüşmelerde öne sürdüğü koşullar gereği de…
Örtüşmüyor…
Çünkü hâlâ ENOSİS peşindedirler...
Kamil Özkaloğlu
03 Eylül 2012
Son düzenleme: