"Barış Meleği", Azrail Çıkmış!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
"BARIŞ MELEĞİ", AZRAİL ÇIKMIŞ!

Değerli okurlarım. Aradan çok zaman da geçmiş değildir aslında. Daha dün gibiydi ve Hristofyas seçimleri kazanmış, aşırı milliyetçi, Türklerle anlaşmaya bir türlü yanaşmayan Papadopulos alaşağı edilerek; başa Güney komşunun yeni Başkanı, sol görüşlü Hristofyas getirtilmişti…

Güney komşunun en büyük çoğunluğunun ENOSİS taraftarı, aşırı ırkçı, şoven ve azılı Türk düşmanı olduğunu göz önünde bulundurursak; Hristofyas’ın Başkan seçilmesinin ne bir tesadüf; ne de ülkedeki solcuların çokluğundandı. Hristofyas, Kıbrıs Türklerinin başına getirmeyi planladıkları Talat’ı kandırabilecek, Rum ve dolayısıyla Batı dünyasının vb çıkarlarını koruyacak… Elen dünyasını eninde sonunda ENOSİS ve akabinde MEGALİ İDEA emellerine ulaştırabilecek tek adam olarak görüldüğündendi. Ve aynı şekilde bizim tarafta da, yıllardır Kıbrıs Türklerinin haklarını korumuş, kuru gürültülere pabuç bırakmadan, adam gibi siyaset yapmış… Ne dediğini; halkının ne istediğini bilen… Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldıracağı için ve üstelik baskılara, şantajlara ve hatta tehditlere rağmen, Annan Planı’na “Hayır” demekte ısrarlı Birinci Cumhurbaşkanımız Sn. R.R. Denktaş “Mr. NO” olarak yaftalanarak, yabancıların ve işbirlikçilerin gazabına uğratılmış, etkisizleştirilmiş ve müzakereci olarak da yerine, tavizci, teslimiyetçi Talat getirilmişti.

Hristofyas ve yakın dostu, yoldaşı olan Talat’ın ortak inançları ve geçmişte imzalamış oldukları

Anlaşmalar, verilmiş sözleri vardı. Aynı görüşleri, aynı ilkeleri paylaşıyorlardı. Kıbrıs’ı birleştirerek, birlikte devrimler yaratacaklarına inanmış ve neler neler planlamıştı bu iki ‘yoldaş’… Ve bu durum, hem Rum’un, hem “Komşuda pişer bize de düşer” anlayışındaki AB’yi ve ‘diğerlerinin’ de istedikleri bir durumdu. Ancak evdeki hesap, çarşıya uymamış… Ve gelişen hadiseler, ‘Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz’ diyen atasözümüzün doğruluğunu bir kez daha kanıtlıyordu. Çünkü Hristofyas yoldaş; Talat’a söz verdiği gibi Annan Planı’na “Evet” diyeceğine, Hrisosdomuz, pardon Hrisostomos ve Papadopulos’un da desteğiyle 180 derecelik bir dönüş yaparak Plan’a “Hayır” demişti. Ancak büyük bir hayal kırıklığına uğramış; “Hristofyas yüzüne maske takmış, beni kandırdı” demesine rağmen Talat, bu sahte barış meleği tarafından aldatılmaya da devam etmiş... Adamlar haklıymış. Talat, hakikaten dedikleri gibi, Hristofyas tarafından ‘aldatılmaya’ doymayan, taviz vermeye ve istediklerini yapmaya hazır tek adamdı…

Her şey Rum’un, Batılıların ve ‘diğerlerinin’ istedikleri gibi gidiyordu. Halk, Türkiye’nin AB yolunu açacağına… Güney’le birlikte AB üyesi olup dünya ile bütünleşeceğine… Ambargoların kaldırılacağına… Efendim AKP’nin de söz verdiği gibi, Annan Planı’na “Evet” derse, KKTC’yi tanıtacaklarına ve daha bir sürü yalan dolanla aldatılmış… Baskı, şantaj ve tehdit altında bırakılmış ve bu ucube plana “Evet” demişti. Aradan yıllar geçmesine rağmen, verilmiş hiçbir söz henüz yerine getirilmiş değildir! O da ayrı konu tabii…

Talat ve yoldaşlarının ‘Barış meleği’, sözde ‘Türk dostu’ Hristofyas, bugün “Savaşa hazırız” diyerek savaş naraları atmakta! AKEL’in Gen. Sekreteri ise “Sınırlarımız Girne’ye kadardır” demekle, daha şimdiden tüm adaya hakimiyetini ilan ediyor. EOKA, ELAM olarak hortlatılmış, siyasi parti olmuş. 18 yaşını dolduran/doldurmayan gençler silahlandırılmış! “Türk Askeri çıksın” diye feryat eden barış meleklerim, söyler misiniz, ne olmuş Hristofyas’ın ‘Barış Melekliğine? Ben söyleyeyim. Sizin o barış meleği dediğiniz sahtekâr; zaten daha ta başından AZRAİL’miş! Ne yazık ki, siz görememişsiniz...
 
Üst