Başaran Düzgün’e: Bir Süre Daha İnancını Koru!

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Başaran Düzgün’e: Bir Süre Daha İnancını Koru!

Geçen hafta Başaran Düzgün ile “Dünyada devrim yapacak ve KKTC’de gerçekleştirilen bir buluşun yaratıcısı Bilim adamı Hartmut Müller ve öteki yaratıcılarını ” tanıtmak üzere bir araya geldik. KKTC’deki üretimi ve bir yılda katlanarak ekonomideki yerini alacak olan seri buluşları konuştuk. İstendiğinde KKTC’de nelerin yapılabileceğini masaya yatırdık. Ve de 12 Haziran Cuma sabahı bu buluş, Lefkoşa’da Merit Otelde dünyaya açıklandı. Bu bilgi ve emeğin ürünüdür. Buradan ana konuma atlamak isterim.

Başaran Düzgün,KKTC ve dünya ekonomisinin en sorunlu bir döneminde, arkadaşları ile omuz omuza vererek “Havadis” gazetesini yaratan bir isim. Önceden de basın camiasında önemli yeri vardı. Bugün,onun, Pazar günkü yazısına bakarak yazacağım. Dostum Başaran, “Şilinler önde,İngilizler arkada” başlıklı yazısı ile 4 Haziran 1878 günkü Kıbrıs’ı anlattı.Tıpkı Lawrance’in Arabistan yarımadasında yaptığı gibi İngiliz Komutanlığı Kıbrıs adasına askerlerini çıkardığı gün çil çil altınlar dağıttı.Orada Arabistan’da petrol yatakları Osmanlının elinden alınıyordu;burada da Padişah Abdulhamid aldatılarak, bir büyük oyundan ibaret olan Rus tehdidi altında Akdenize egemen ve Doğu Akdeniz yollarının kiliti olan Kıbrıs adası tavla teslim alınıyordu. Bu oyun Balkanlarda başlamış,Osmanlı İmparatorluğunu Anadolu’ya hapsedene kadar sürmüştür.Gerisi biliniyor.

Kıbrıs’a dönersek;Başaran Düzgün,İngilizin adaya ayak bastığı anda, Kıbrıs’ta Osmanlının nasıl ekonmomik darboğazda olduğunu hikâye etti. Memurlar bile maaş alamıyorlardı. Bunun için İngiliz işgâlinin kazasız belâsız atlatıldığını işaret etti Başaran…Elbette günümüzü kastederek. Haksız da değil.Bugün AB, çil çil Euro dağıtmaktadır stratejik öneminden ötürü adayı “AB’ye katmak, içteki ve denizdeki kaynaklara sahip olmak” için…

Benim ilgi duyduğum başka bir nokta vardır o yazıda.İşte Başaran’ın yazısındaki o bölüm:”Kıbrıs Türkü’nün kendi kendine yetecek ekonomik bir yapı” oluşturabileceğine inanırdım. Bu inancımı kaybettim. Eski Maliye Bakanı bunu heceleyip durmuştu.Vergi toplamaya adadı kendini…Kendi kendine yetecek ekonomik yapının önündeki en büyük engel Kıbrıs Türkü’nin kendisidir”.

Aslında Başaran Düzgün’ün yazısında alınacak derslere de işaret ediliyor ama benim konum KKTC’de yatırım-üretim-istihdam ve gelir üzerine…Aynı gazetede bunu Türkiye’de fiilen yaşamış ve başarmış olan Bülent Şemiler’in açıklamaları da var. O yazıyı ve Şemiler’in açıklamalarını bulup okuyunuz.

Ben bugün söylemek istediğimi söyleyeyim. KKTC’de berber, kasap dükkânında;makinist, hastahanede ameliyat masasında; hekim hukukcuların başında sirto çekiyorsa, gerçekten umut yerini umutsuzluğa bırakır. CTP dönemi böyleydi. UBP “Milli Dava ağırlıklı bir orta yol anlaşmanın” sonucunda iktidara getirildi. Uygulamanın 100 gününü ben bekliyorum, başkaları da bekleyerek kararını versin diyorum.Her iktidara o kadarlık hoşgörü olmalı. Sonra beğenmediğimizi yazıp söyleriz.Ben umudumu koruyorum.

&&&

İşte bugün Sayın Başaran’a,Şemiler’e ve genelde herkese anlatmak istediğim…KKTC Halkı önce “kendi kendine yetmese” de üretmek için para kaynağını bulmak ve yatırımı başarmak,iş alanı açmak ve ihracatı başarmak gerek diye düşünüyorum.Ben hem yazan hem de uygulamaktan zevk alan bir kişiyim.Bunu politik hayatımda da yaptım. Arkadaşlarımla alın teri dökerek Koperatif alanında diktiğimiz fabrikalar, bugün bile çalışmaktadır. Bunlar bizim gururumuzdur.Hatta Harup Fabrikamızı Mayıs 1974’de açtık, yepyeni olarak Güneyde Piskobu’da kaldı; Rumlar tarafından tepe tepe kullanılmaktadır.Kimse söz etmese de…

Sayın Başaran CTP döneminden acı duyarak söz etti ve UBP’yi de işaret etti. Ben CTP döneminde yapılabilir ama yapılmayan tek bir projeden söz ederek, başka projelere de yaklaşımın aynı olduğunu işaret etmek istiyorum. YAGA Türkiye’ye bakarak KKTC’de iyi niyetle başlatılan bir uygulamadır.DPT’nin ötesinde projelerin uygulanabilmesi ve tıkanıklıkların giderilmesi için Türkiye’de oluşturulan bu yapı, işledi ve sonuç verdi. KKTC’de sonuç vermedi. Çünkü bundan dev hamleler bekleyen Hükümet,YAGA’ya aldırmayan da Bakanlar oldu.Belki de Başbakan Soyer bunu gerekli gördü,oluşturdu ama Bakanları kendi başlarına buyruk olarak sabote ettiler.

Kıbrıs,Türkiye ve ingiltere ve İrlânda’dan bir grup yatırımcı ile büyük bir proje hazırladık. İlgili Bakanlığa ve Başbakana sunduk. Hatta uzmanları adaya getirerek doğrudan bilgi ve belge sunduk.Yanlışlık olmaması için de basına açıklama yapmadık. Destek sözü aldık.YAGA kuruldu;oraya da projeyi sunduk. Oradan da destek sözü aldık.Üç yılda 2000 kişiye doğrudan ve buna ek olarak 3000 kişiye yan istihdam yaratacak olan bu projeye destek verilmedi. Safsaklandı.KTHY ile ortaklıkla başarılması önerdik. Oradan da yanıt çıkmadı. Koskoca KTHY, araba deynekcisi gibi Ercan’da araba parkından gelir umdu… Herkes kendi türküsünü söyledi ve proje ortada kaldı.Başka amaç ve hedeflerle karıştırıldı.

Şimdi aynı Projeyi ilgili Bakanlığa yeniden verdik.Yurt dışındaki şirketle anlaşmayı yeniledik ve Temmuz ortasına kadar uzattık.Bakanların kabullerini, düğün-dernek ziyaretlerini, atamalarını, nutuklarını, hazırlıklarını olağan kabuıl ettik. Olaya başkalarının projelerini engellememek üzere yaklaştık. Hatta yol ve yöntem tariff ettik. Sanayi Bölgelerinde arazi kiralandığı gibi bizim masûmane isteğimiz de belli yerde uzun vadeli arazi kiralamak. İlkin 10 bin metre kare ve üç yılda 30 bin metreye kareye ulaşmak projenin gereklerindendir. Finansmanı dıştan sağlıyoruz. KKTC’de çalışacak olanaların eğitimini de biz yaptıracağız.Gereken yönetim ve hızmet binalarını biz inşa edeceğiz.Müşteriyi de şimdiden bağladık.Hızmet ihraç edecek, ülkeye döviz taşıyacak, iş alanı yaratacağız.

CTP bu projeyi harcadı. 2-3 bin insana iş olanağı sağlayacak olan projeye kafa salladı ama gerçekleşmesine takoz koydu.Belki partizanlık, seçmen ve belki de oy kaygusu bunu yaptırdı.Belki de beceriksizlik… Bilemem…

Sayın Başaran,KKTC’de ciddi ve büyük yatırım yapılmadıkça, yani Bilim adamı Hartmut Müller ve arkasındaki Gerhard Steinbach gibi yatırımcılar desteklenmedikçe iş alanı açılamaz.Kasap,kahve,çiçekçi dükkânları veya araba tacirliği ile gün öldürülür…

Benim sözünü ettiğim ikinci ve dev projeye UBP destek verecek mi? Henüz Bakanla görüşemeyi başaramadık. Dosyamızı göndermek durumunda kaldık.Tıpkı CTP’de olduğu gibi…Başı aynı,sonu benzemesin…Ama Proje KKTC’de olmazsa elbette başka ülkelerde,yakın komşularda gerçekleştirilebilir.Bundan kim kaybeder ? KKTC.

İşte o zaman Sayın Başaran’ın dediği gibi ben de umudumu yitiririm…Çünkü KKTC’nin kalkınması sünnet düğünlerinde, firkete dükkânı açılışlarında değildir…Onca genç yetişti,bilgisini ve deneyimini ortaya dökmek ister.Yurt dışında yetişen ve yerleşen gençlerimiz ancak bu enli büyük projelerle KKTC’ye geri gelebilirler…Buna olanak tanımamak yazık olur…KKTC 9500 kilometre karelik bir alan sahiptir. Singapur bunun üçte biri değildir.Ama orada kişi başına düşen milli gelir, 40 bin doları buldu. Dünya ekonomisine oradan çomak sokulmaktadır…

Neden KKTC bu duruma gelmesin? Şemiler’in dediği gibi neyimiz eksik?
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Başaran Düzgün’e: Bir Süre Daha İnancını Koru!

Fazlanız var İsmet Bey, endişeniz olmasın, en güzel yere geleceksiniz.
 
Üst