Baskılar, Defterler ve Dosyalar !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BASKILAR, DEFTERLER VE DOSYALAR !

Önce bir gerçeğin altını tekrar çizmek istiyoruz.

Bu ülkede; gözünü ve gönlünü Türkiye’den ayırıp; Rum’un taşeronluğunu üstlenenler hariç halkın kahredici bir çoğunluğu kendisini bu toprakları vatan yapmış Türk halkı olarak biliyor.

Evet; Emperyalizmin yani dış güçlerin oyuncağı haline gelenler, bu güçlerden maddi destek alanlar hariç halkımız Türkiye’yi Anavatan, insanlarını da soydaş kardeş biliyor.

O nedenle; ülkemizde mevki ve makamları ne olursa olsun birileri çıkıp da siyasi ikbal uğruna kendisini daha çok Türkiyeci ilan ederse, halkımızla birlikte bu gibilere gülüp geçeriz.

Birileri çıkıp da; koltuğunu korumak için sırtını Türkiye’deki Hükümete dayayıp; siyasi rakiplerini bertaraf etmeye yeltenirse ki eskiden beri bu devam edip gidiyor; demokrasi adına bu gibilere geçit verilmemesi gerektiğini de vurgularız.

Biz yanlış olduğunu bildiğimiz ve emperyalizmin dayatması olduğu bal gibi ortada olan Annan Planı’na O dönemin Türkiye hükümetine rağmen bayrak açanlardanız.

Gerektiğinde; açıkça ve mertçe; parmağımızın arkasına saklanmadan; sinsiliğe başvurmadan Türkiye’deki geçmişten bugüne gelen tüm Hükümetleri eleştirenlerdeniz. Ancak Anavatanımıza da sadakatle bağlıyız. Bu bağları koparmaya veya zayıflatmaya, bu halkı Rum’a ram etmeye kalkan gafillere karşı da demokratik mücadelenin en ön saflarında yer almayı vatani görev sayanlardanız.

Hatırlayınız; bir dönemin CTP’ Genel Başkanı Sn. Talat “evet; Türkiye’nin gelip bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz, ancak kalması gerekenden daha çok kalmıştır. Buradaki varlığı uluslar arası hukuka aykırıdır” demesine karşın gün gelmiş; dava lideri Denktaş’ı ekarte etmek için sırtını O dönemin Türkiye hükümetine dayamış ve o sayede inanmadığı devletin Cumhurbaşkanı olarak Saray’a oturmayı başarmıştır.

Oysa Sn. Cumhurbaşkanı Eroğlu tüm baskı ve yönlendirmelere rağmen halkın iradesiyle cumhurbaşkanı olmuştur.

Türkiye’deki Hükümetin etkin desteği sayesinde başbakanlık koltuğuna oturan CTP-BG’nin Genel Başkanı Sn. Ferdi Sabit Soyer; yine koltuk değneğine ihtiyaç duyduğu o günlerde; bir gecede bazı milletvekillerinin partilerinden kopartılarak suni bir parti kurulabildiği günleri de unutmadık!

Sizin anlayacağınız, ÖRP ve DGP gibi oluşumların da nasıl ortaya çıktığını bu halk çok iyi biliyor.

Şimdilerde adeta aynı film vizyona konmuş görünüyor. Birileri kendi siyasi gücüne güvenmemiş olacak ki; koltuğu ve siyasi gücünü korumak için ısrarla Türkiye’deki Hükümeti parti içi demokrasiye müdahil etmeye; hür ve eşit koşullarda olması gereken parti içi bir yarışı; şikeli hale getirmeye yelteniyor.

Sn. Kaşif’in altını çizdiği gibi “aylar öncesinden kendisini genel başkan adayı olması yönünde teşvik eden hatta ısrarları ile bunda başlıca etken olan Sn. Sunat Atun bile “bir takım defterler ve dosyalar karıştırılarak” yol arkadaşı Sn. Kaşif’in karşısına dikilebiliyor.

“Kıbrıs Türk Halkının parasız pulsuz bırakılacağı” sözleri ile delege iradesi yönlendirilmeye kalkılıyor. Yemekli toplantılarda delegelere size baskı yaptım mı diye hitap edilerek onlardan Hayırrr! Yanıtı isteniyor! Bu komik olduğu kadar garip tutum bile baskı ve etkilemenin nedenli boyutlara uşaştığını göstermeye yetiyor. Halkımız bu tavırları büyük bir hayret ve hayal kırıklığı ile izliyor!

UBP’nin yıllarca liderliğini yapan Cumhurbaşkanı Sn. Eroğlu bile açıkça “bana gelen pek çok UBP’li arkadaş; konuşamadığını, baskı altında olduğunu, şu veya bu şekilde tehdit edildiğini” ifade etmek zorunda kalıyor.

Ve bütün bunları UBP’li delegelere ve seçmenlere reva görenler “Büyük UBP’yi kurmaktan” söz ediyorlar.

Beyler, Allah’ın dışında kimse büyük değildir.

Büyük olan biri varsa; bu halkın kendisi ve iradesidir.

Birileri bu iradeyi çarpıtmaya ve insanımızı yaratılan “korku dağlarında” susturmaya yelteniyorsa yanlış yapıyorsunuz demek de bizim görevimizdir.
 
Üst