Ben Türk'üm Diyebilenler

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BEN TÜRK'ÜM DİYEBİLENLER

Ben Türk’üm diyebilenler bir araya gelmeliler. Eğer bu gün bir araya gelemezlerse beklide onlarca yıl bunun özlemini çekebilirler. “TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ” Bu gün birleşemezseniz birleşme zamanınız bile olmayabilir. Bu kaygı verici sözler elektronik ortamda yayılmalıdır.

TÜRK GENÇLİĞİ MANKURT OLMUŞ duydunuz mu? Tarihi unutmuş, atasını, anayurdunu, KÜLTİGİN’İN İHTİLALİNİ, ÇANAKKALE’Yİ, KURTULUŞ SAVAŞINI Unutmuş hani o bir metre karesine altı bin merminin düştüğü, hani kazdıkça hala insan iskeleti çıkan ÇANAKKALE’Yİ Unutmuş. Yedi düvelin üstüne karakuş gibi çullandığı KURTULUŞ SAVAŞINI Unutmuş. Bayrağını, yurdunu, ulusal ant’ını unutmuş. Bu saydıklarım gerçekleşirse işte o zaman Türk ulusu denen bir kavram yok olur hızla tarih sahnesinden silinir.

Hasan Sabbah İran’da Kazvin kalesinde kendisine bağlı intihar tugayları yetiştirmişti. İran’ın Horasan’ın Hazar denizinin güney ve doğu kesimlerinde yaşayan bıçkın delikanlıları, güzeller güzeli genç kızları uyuşturucu tuzağına düşürerek amaçları doğrultusunda kullanılmıştır. Hasan Sabah kendi zamanında eğitim görmüş, çevresini ve bölgesini tanıyan, o insanlar üzerinde şeytani planlar hazırlayarak otorite kurmuş bir insandır. O nedenle de dillere destan olayların yaşandığı, uyuşturucu ile kendinden geçen gençlerin yarı çıplak kızlarla yemyeşil çiçek bahçelerinde uyanışları ve bu gördüklerinin gerçek olduğunun farkında olmaları o gençlerin Hasan Sabah’ın kölesi durumuna düşürmüştür.

Türk gençliğinin içine düşürülmeye çalışıldığı durum budur. Ulusalcılık ve ulus bilincinden arındırılmış bir geçlik okyanus ortasında bırakılmış serseri mayınlar gibidir, nerede ve kimin elinde patlayacağı belli olmaz. Yedi bin yıllık Türk ulusu tarihinde bu denli emperyalizmin bilinçli ve planlı bir saldırısına maruz kalmamıştır. Bu ulus, mankurtlaştırılıyor “TEHLİKENİN FARKINDAMISINIZ” . Yeryüzündeki iki yüz yirmi üç devlet içerisinde bir kaçı hariç varlığını gerçek olan ve yaşayan ulusuna borçludur. Ulusalcılık, Milliyetçilik kavram olarak aynıdır. Ulusalcılığı yani milliyetçiliği birbirinden farklı kavramlar gibi bağlamak bu kavrama karşı kin ve nefreti gizlemek içindir. Bu bir emperyalist oyundur. Bu bir devleti tarih sahnesinden silmekle eş değerdedir. Yurdun bölünmez bütünlüğüne karşı aynı oyunlar şu an gündemdedir. Bu gelişmeler, söylemler, eylemler kuzey Irak’taki oluşumu meşrulaştırma planının bir parçasıdır. Ulusalcılığı yok saymak milleti yok saymaktır. Ulusalcılık kavramı yurttaşları bir arada tutan mayadır. Ulusalcılık geleceğe güvenle bakmanın nedenidir. Ulusalcılık yurdu, yurttaşı, gençliği tanımaktır. Ulusalcılık ya da milliyetçilik bir birinden farklı kavramlar değildir. Ulusalcılık Türkçe bir kelime olduğu için yaygın olarak doğrusu söylenmektedir.

Amerikan emperyalizmi dünyaya egemen olmak için birçok planı yürürlüğe koymuş bulunmaktadır. Bu planlara her gün yenileri eklenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu bölge uzun yıllardır emperyalizmin gözetiminde kan kaybetmeye devam etmektedir. Sözde anti demokratik yönetimleri yıkarak demokrasi getirmek amacıyla işgal ettiği bölgelerde kan gövdeyi götürmektedir. İşgal edilmiş bölge insanları yeryüzünün en vahşi yönetimini yaşamaktadır. Yenidünya düzeni Amerika’nın istediği biçimde şekillenmektedir. Bunun yanında bir kısım zavallılarda bu planın bir parçası olmaktan oldukça memnun görünmektedir. Yeryüzünde emperyalizme uşaklık yapanlar halkların tepkisi sonucunda yaptıklarına pişman olacaklardır. O nedenle on yıllardır bölge ülkeleri ve yönetimleri, sınırları, ekonomileri, toplumsal yapıları üzerinde tahrip edici, törpüleyici biçimde saldırılarda bulunulmaktadır.

Ulus devletler yapıları gereği Amerikan Emperyalizminin karşındaki en sağlam kalelerdir. Bu kaleler gücünü sosyal devlet ilkelerinden alırlar. Yurttaşlar arasındaki bağları kuvvetlendiren unsur ulusalcılıktır. Ulusalcılık ya da milliyetçilik ülke gençliğine yaşama zevk ve heyecanı aşılamaktadır. Kim için ne için yaşadığının bilincindedir. Bu duyguyu yok ederseniz ülkenin geleceği olan gençliği mankurtlaştırırsınız. Bu bir ulusa yapılan en büyük ihanettir. Bu girişim ancak bir milleti planlı bir şekilde ortadan kaldırmak için yapılabilecek kötülüktür. Bedeli tarih karşısında ağır bir şekilde ödenecektir.

Şimdi, ben Türk’üm diyebilenlere görev düşmektedir. Bu yüce ulusun geleceği gençlerin mankurtlaştırılması karşısında sessiz kalmayın. Ulusalcılık ya da milliyetçilik yozlaştırılırsa bu güzel yurdu hangi tehlikeler bekler bilirimsiniz. Sivil itaatsizlik, TBMM sine Orduya, Yargıya karşı güvensizlik, vicdani retçilik, vergi kaçakçılığı, vurdumduymazlık, neme lazımcılık, haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk, umutsuzluk, gelecek korkusu ve yaşama heyecanı ortadan kalkar. Geleceğimiz umudumuz gençlik kime hizmet edeceğini ne için çalışacağını, ideallerini umudunu güvenini yitirirse işte o zaman o millet yok olmuş demektir.

Türk gençliği tehlikenin farkında mısın? Emperyalizmin oyununa gelme. Ben Türk’üm diyebilenler el ele vermenin zamanıdır. Amerikan emperyalizmi yerli işbirlikçileriyle seni mankurtlaştırmak istemektedir. Ulusuna, yurduna, bayrağına, atalarının mirasına sahip çık görev zamanıdır. Artık SİN SİN ateşini yakın ve Seğmen dizilmeyi gerçekleştirin. Sen Türksün. Sen Bumin Kağan’ın Rauf Denktaş’ın, Mustafa Kemal’in çocuğusun.

"EY !Türk GENÇLİĞİ BİRİNCİ VAZİFEN..."
 
Üst