Bilişim Suçları Ve Hukuku

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Son yılların popüler kültürü haline gelmiş unsurlar şüphesiz ki bilgisayar, internet, cep telefonu gibi kavramlardır. Teknolojinin getirdiği yenilikleri bilişim sayesinde evimizde ofisimizde kullanmakta, teknolojiyi hayatımıza kendi ellerimizle yerleştirmek zorunda kalmaktayız. Hayatımızı kolaylaştırmanın ve işlerimizi hızlandırmanın yolu teknolojiden geçmektedir. Teknoloji, insanlara değişim ve kolaylık getirmekle beraber bizlere bu değişimin veya bu ilerlemenin suç kavramının da gelecekte daha farklı olacağının sinyallerini vermekte, şimdiden gerek ülkelerin gerekse de kişilerin ve kurumların başını fena şekilde ağrıtmaya başlamaktadır.
Bilgisayar ve teknolojinin hızlı gelişimi sonucu “bilişim bilimi”(Enformatik) kavramı ortaya çıkmıştır. Bilişim bilimi, bilginin, özellikle elektronik makineler aracılığıyla, düzenli ve ussal biçimde işlenmesi bilimidir. Veri işleme ve bununla ilgili iş alanları için genel bir kavram olarak İngilizce "information technology" (IT) yerine Türkçe de bilişim teknolojisi (BT) kavramı kullanılmaktadır.
Bilişim çağdaş yaşamın her alanında kendine yer edinmiş durumdadır. İnternetin yoğun kullanımı bu gelişmeyi güçlendirmiştir. Bilgisayarların dünya çapında ağlaşması firmaların iletişiminde, lojistikte, medyada, ev yaşamında ve daha birçok başka alanda devrim niteliğinde değişimler yaratmıştır. Bilişim, fark edilmese de çamaşır makinesi, fotoğraf makinesi, müzik sistemleri gibi pek çok aygıttaki gömülü sistemler (ing.: embedded systems) vasıtasıyla günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir. Yukarıda da belirttiğim gibi bilişim bilimi bilgisayar,internet,televizyon ve konsollar vasıtasıyla hayatımızı kolaylaştırmış fakat bununla birlikte suç kavramının boyutunu değiştirmiş, sanal insanların sanal ortamlarda suç işlemelerine olanak sağlamış, sanal kimlik arkasına sığınan kişilere hareket serbestliği kazandırmıştır. Belki de gelecekte kullanılacak olan “Sanal Gerçeklik”(ing.:Virtual Reality) ile birlikte bu kimlikler hareket alanını sınırsız boyuta taşıyabileceklerdir. Bu da suçların farklı boyutlarda işlenmesine olanak tanıyacaktır.
Bilişim vasıtasıyla işlenen suçları bilişim suçları olarak değerlendirirsek, bilişim suçu; “bilgisayar, çevre birimleri, poss makinesi,cep telefonu,kredi kartı gibi her türlü teknolojik aletin kullanılması ile işlenilen suçlardır” şeklinde tanımlanabilir. Yani bilişim biliminde suç meydana gelebilmesi için mutlaka teknoloji kullanılmalıdır. Üstteki tanımdan farklı olarak bilişim suçu halk arasında bilindiği gibi “Bilgisayar Suçları” olarak tanımlayabildiğimiz gibi “İletişim Suçları” , “Internet Suçları” , “Dijital Suçlar” , “Teknolojik Suçlar” , gibi tanımlamalar da yapabiliriz. Genel manada bilişim suçlarını tanımlamak gerekirse,”her türlü teknoloji kullanılarak,kanuni olmayan yollarla kişisel veya kurumsal bilgisayarlarda,sistemler üzerinde zarar verici etki bırakmaktır” şeklinde bir tanımlama yapılabilir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü verilerine göre ülkemizde en fazla işlenen suçlar şunlardır :
· Başkalarının adına e-mail göndererek özellikle ticari ve özel ilişkileri zedelemek.
· Başkalarının adına web sayfası hazırlamak ve bu web sayfasının tanıtımı amacıyla başkalarına e-mail ve mesaj göndermek
· Kişisel bilgisayarlar yada kurumsal bilgisayarlara yetkisiz erişim ile bilgilerin çalınması ve karşılığında tehdit ederek maddi menfaat sağlamak
· Şirketlere ait web sayfalarının alan adının izinsiz alınması ve bu alan adlarının karşılığında yüklü miktarlarda para talep etmek.
· Özellikle Pornografik içerikli CD kopyalamak ve satmak.
· Sahte evrak basmak.

Bilişim suçları, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği raporlarına göre altı ayrı başlık altında incelenmiştir. Bu suçlar sırasıyla “Bilgisayar Sabotajı”(Computer Sabotage), “Bilgisayar Sistemlerine Yetkisiz Erişim ve Dinleme”(Unauthorizied Access), “Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık”(Computer Fraud) suçlarıdır. Bunlara ek olarak “Bilgisayar Yoluyla Sahtecilik” ve “Kanunla Korunmuş Bir Yazılımın İzinsiz Kullanımı” suçları ele alınmıştır. “Diğer suçlar” başlığı altında ise “Pornografik Yayınlar”(Child-Adult Porn) incelenmiştir.
Belirtilen başlıkları geniş olarak ayrı başlıklarda inceleyelim.
1) Bilgisayar Sabotajı(Computer Sabotage)
Bilgisayar Sabotajı kavramı genel bir tanımla ”aktif olarak yetkisiz erişim” şeklinde belirtilir. Bu suçu işleyen, yalnız sisteme erişimle kalmamakla birlikte,eriştiği sistem (bilgisayar)‘ın içerdiği bilgileri silme veya değiştirme yoluyla zarar verir. Fiziksel olarak bilgilerin yok edilmesi veya silinmesi yani bilgilere sanal ortam haricinde yapılan dış etkiler de bilgisayar sabotajına girmektedir. Bu suç fiilini işlerken kullanılan kodlar “Virüsler ve Wormlar” dır. Virüsler ve Wormlar bilgisayara zarar vermek için yazılmış,sanılanın aksine çok yer kaplamayan kodlardır. Virüsler bilgisayar sistemine girdikleri anda aktif olamazlar aktif olmaları için kullanıcının virüs ile bilerek yada bilmeyerek etkileşim haline geçmesi gerekmektedir. Bilgisayar kurtları(Worms) virüsler gibi kodlardan türemiştir fakat bilgisayar sistemine girdiği anda çalışmaya başlaması yönünden virüslerden ayrılır. Wormlar virüslerden farklı olarak kopyalandıkları bilgisayarda kalmakla yetinmeyip kendilerine farklı bilgisayarlar aramaya devam ederler. Bir diğer farkı da Bilgisayar kurtları bilgisayar hafızasında yer kalmayana kadar kendilerini kopyalar ve bu bilgisayarın yavaşlamasına hatta çökmesine sebep olur. İlk önce ram’de kendine yer edinen wormlar böylelikle ilk önce bilgisayarı yavaşlatır ve sonra diğer parçalara geçerek bilgisayarı işlevsiz hale getirir. Virüsler ve Wormlar’dan ayrı olarak Zombiler’i de ele alabiliriz. Zombiler(Ddos saldırıları)’in hedefi sistemi etkisiz hale getirmektir. Ddos atağı düzenleyen kişi yakalanmamak için ataklarını “zombi” bilgisayarlar üzerinden yapmaktadır. Bu kişiler saldırılarını IP gizleyerek(Ip spoofing) yapmaktadır ve bu şekilde kimliklerini ele vermemektedir. Bu tür kodların hepsi herhangi bir saldırı olmadığı sürece yasaldır. Fakat herhangi bir kişi yada kuruma zarar verdiği zaman suç teşkil etmeye başlar. Böyle bir suçtan bahsedebilmek için objektif olarak bir hareketin yapılması ve bu hareketin sonucunda ceza hukuku açısından bir netice meydana gelme ihtimalinin kuvvetli olması gerekir.Yoksa sadece kod yazımı ceza anlamında bir anlam ifade etmemektedir. Maalesef Türkiye’de kötü amaçlı kodları yazma bunu yaymaya ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu tür suçlar sadece TCK(Türk Ceza Kanunu)’nun 243. maddesinin 3.fıkrasının,244. maddesinin 1 ve 2. maddelerinde belirtilmiştir. TCK’nın 244. maddesine göre;
TCK
Madde 244:
(1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Son zamanlarda etkili olan “Bilgisayar Sabotajı” suçu ile ilgili olarak birçok örnek vermek mümkündür. Çünkü bu suçlarda mali zarar yüklü miktarda olmakta ve derhal önlem alınması gerekmektedir. Genellikle Rusya,Doğu Avrupa ve Uzakdoğu’da odaklanan hacker,cracker grupları belirli bir örgütsel hiyerarşi ve çalışma sistemi çerçevesinde para karşılığı dijital bilgi çalma,bozma gibi faaliyetler yürütmektedirler.(E-Mafya) Türkiye’de ise bu tür faaliyetler organizasyon şeklinde(e-mafya) şeklinde olmasa bile nadiren gerçekleşmektedir. Bu suçlar gruplar,çeteler oluşturmak suretiyle kişisel yada kurumsal bilgisayarlara saldırı düzenlemek suretiyle gerçekleşmektedir.

2) Bilgisayar Sistemlerine Yetkisiz Erişim (Unauthorizied Access)
Bilgisayar sisteminin bir kısmına, bütününe,bilgisayar ağı veya içerdiği verilere,programlara; casus yazılımlar,virüsler,trojanlar,wormlar vb. ile ulaşma “Erişim”(Access) olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde bilgisayar sistemlerine yetkisiz giriş, özel hayatın gizliliğinin korunması konusuna girmektedir ve gerekli müeyyideler konulması ile birlikte izinsiz kişi yada kurum bilgisayarlarına, erişimler,dinlemeler ve sistemlerine girmek suç olarak kabul edilmiştir. Gelişen teknoloji daha rahat ve modern bir ortam sağlamakta ,gelişen bilgisayar teknolojisi sayesinde işlemler kolaylaşmakta ve kişiler,bankalar,resmi kuruluşlar,ticari kuruluşlar,hastaneler,bilgi depolayan sistemler,istihbarat birimleri,hızlı iletişim gerektiren işlemler çoğu zaman bilgisayar teknolojileri kullanarak yapılmaktadır. İnternet binlerce akademik, ticari, devlet, ve serbest bilgisayar ağlarının birbirine bağlanmasıyla oluşmuştur. Yani insanlar internet vasıtasıyla birkaç tıklama ile birçok bilgiye ulaşabilir, büyük veri yığınlarını kısa sürede yönetebilir, depolayabilir, paylaşabilir yada işleyebilirler. Fakat bu işlemler sırasında belirli bir politikanın yapılmaması, gerekli düzenlemelerin uygulamaya konulamaması sonucunda kişi yada kurumlar küçümsenmeyecek şekilde tehlikelere maruz kalmakta ve sonuç olarak bilişim suçu ortaya çıkmaktadır. Bilgilerin toplandığı sistemlere, bilgisayarlara girmek,bilgilere izinsiz olarak erişmek suç olarak kabul edilmektedir. Kişilerin özel mülklerine savcı izni olman girmek nasıl mümkün olmamakta ise yine kişiler veya kurumlar arası haberleşmenin bilgisayar üzerinden dinlenmesi veya izinsiz bilgilerin alınması da kişilerin şahsiyetlerine taciz olarak kabul edilmekte ve suç oluşturmaktadır.
İnternet bağlantısı sayesinde kurulan ağda kullanıcıların birbirlerinin bilgisayarlarına erişimi mümkün olmaktadır. Bu yüzden personel, şirket yada kurum bilgisayarı ile İnternet'e bağlandığı andan itibaren çeşitli zararlı yazılımların ataklarına mazur kalabilir; hacker diye tanımlanan korsanların bilgisayarı nasıl ele geçirebileceğine şahit olabilir; online-bankacılık aracılığı ile şirket banka hesabı talan olabilir;personel,haberi olmadan polisiye olaya bile karışabilir. İnternet’in kullanım alanı geliştikçe de bunların sayısı çoğalacaktır ve bu kaçınılmazdır.
Hukuki olarak suç sayılmasa da bu başlıkta incelememiz gereken konulardan biri de casus yazılımlardır.Casus Yazılımlar(Spyware) bilgisayara kurulduktan sonra bilgisayarda farklı etkiler bırakarak,ya da bilgisayarı içerisinde deyim yerindeyse casusluk yaparak rahatsız eden yazılımlar olarak ifade edilir. Casus yazılımların belli başlı amaçları; eriştiği bilgisayarlardaki verileri,gezilen siteleri,bilgisayar içeriğindeki bilgilerin işe yarayan kısımlarını belli bir hedefe göndermesine ya da bilgisayardan istenmeyen reklamların çıkmasına,internetten reklam indirmesine yol açmaktadır. Casus Yazılımlar sayesinde açılan reklam pencerelerinden milyonlarca dolar gelir elde edilebilmektedir. Bu pencereler ile milyonlara ulaşılmakta ve casus yazılımlar asıl hedefine ulaşmaktadır. Bu yazılımlar farkında olmadan bir çok yolla bulaşabilmektedir. Yüklenen oyunlarla,download proğramlarıyla,yardımcı araçlarla bilgisayarlara bulaşan bu yazılımlardan anti-spyware proğramlar kullanarak korunmak mümkündür. Casus yazılımların etkisi dışarı veri gönderip reklam alarak kendini gösterir. Bu sayede internet bağlantısı yavaşlar ve bilgisayardan kullanıcının kişisel bilgileri çalınmış olur. Hatta bazı casus yazılımlar (Dialer), yurtdışı bağlantısı kurarak kullanıcının yüksek miktarda telefon faturası ödemesine sebep olur. Dikkat edilmesi gereken konu ise casus yazılımlar herhangi bir suç teşkil etmemektedir. Bu konuda tartışmalar süregelsede yazılım yüklenirken yapılan lisans anlaşmasında, bu yazılımın kullanılması kullanıcı tarafından kabullenilmektedir buda yazılımı yasal kılmaktadır.
3) “Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık”(Computer Fraud)
TCK Madde 157’ye göre dolandırıcılık “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak” şeklinde tanımlanmaktadır. Bilişim suçu açısından ise bilgisayar ve her türlü teknoloji kullanarak yapılan şaşırtma,aldatma,kandırma eylemlerini, bilgisayar yoluyla dolandırıcılık olarak tanımlamak mümkündür.
Genellikle bankacılık işlemlerini ”internet bankacılığı” kullanarak yapan kullanıcıların maruz kaldıkları bir bilişim suçudur. Oluşturulan sahte mail adresleri yoluyla kullanıcıya sahte mail (fakemail) gönderilmekte, bu yolla kullanıcının, kullanıcı ve şifre bilgileri kullanıcının sahte mail adresine cevap yazmasıyla ele geçirilmektedir. Kullanıcı bilgileri ve şifreler kullanılarak banka hesaplarına erişim sağlanmakta ve yüklü miktarda para aktarımı sağlanmaktadır. Bu yöntemden çok farkı olmamakla birlikte sahtecilikte kullanılan diğer bir yöntemde kredi kartı bilgilerini kopyalamaktır. Kredi kartlarının bir benzerinin yardımcı programlarla oluşturulması ile,yetkisiz ve izinsiz erişilen bilgilerin kopyası alınarak istenilen işlem rahatlıkla gerçekleştirilebilmektedir.
TCK Madde 245’e göre sahtecilik ile ilgili suç fiilleri:
TCK
MADDE 245:
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

4) “Bilgisayar Yoluyla Sahtecilik”
Bilişim dünyasında yapılan sahtecilik suçları bazen ileri teknoloji kullanılarak,bazen de basit proğramlar vasıtasıyla yapılmaktadır. Bilişim yoluyla yapılan sahtecilik genellikle avlama(phishing) ve sahte mail(fakemail) vasıtasıyla yapılmaktadır. Başkaları adına mail göndererek ticari ve özel ilişkilerin zedelenmesini sağlamak,başkaları adına web sayfası hazırlamak ve bu sitenin tanıtımı için başkalarına mail göndererek mağdur kişilerin telefon telefonlarını vermek,sahte para,sahte bilet,sahte evrak basmak yoluyla işlenen sahtecilik suçu günümüzde hızlı şekilde artmaktadır. Çok rahat bir şekilde,e-posta hizmetleri,e-bankacılık,e-alışveriş gibi konuları internet üzerinden halledebildiğimiz şu günlerde internetin istismarıda aynı kolaylıkta yapılmaktadır. Sahtecilik konusunda en çok kullanılan yöntem “Phishing” yöntemidir. Bu sayede kullanıcının atm yada kredi kartı numara ve şifreleri,hesap numaraları,internet bankacılığında kullanılan şifre ve kullanıcı kodları ele geçirilmektedir. Phishing yönteminde bilgiler fakemail(sahte mail) kullanılarak ele geçirilmektedir. Bu yöntem kullanıcının alakalı olduğu,kullanıcı adı ve şifre girerek işlem gerçekleştirdiği her türlü web sitesi adına fakemail yollanmak suretiyle uygulanmaktadır. Hedef kullanıcıya gönderilen fakemail, kullanıcıya sanki ilişkisi olduğu web sitesinden geliyormuş hissi verir. Gelen mailde kişiye kullanıcı adı ve şifresinin süre aşımına uğradığı ya da güncelleştirmesi gerektiği vb. türlü yazılar,formlar gönderilir. Kullanıcı bu formları farkında olmadan doldurur ve halen geçerli olan kullanıcı adı ve şifre dolandırıcıların eline geçmiş olur. Bu suretle “Phishing” yapılmış olur.
Dikkat edilmesi gereken husus bu maillere karşı uyanık olmaktır. Hiçbir banka herhangi bir şekilde mail yoluyla kullanıcı adı ve/ya şifre istememektedir yada göndermemektedir. Gelen e-mailler itinayla kontrol edilmelidir.Bu tür form doldurma şeklinde gelen e-mailleri derhal silinmelidir.

5) “Kanunla Korunmuş Bir Yazılımın İzinsiz Kullanımı”( Prohibited copying,Warez)
“Kanunla Korunmuş Bir Yazılımın İzinsiz Kullanımı” yazılımların; yasadışı yöntemlerle kopyalanmasını,çoğaltılmasını,satılmasını,dağıtılmasının ve kullanılmasını ifade eder.En çok kullanılan bilişim suçları terimleri arasında “Korsan Yayın” terimi, İngilizce wares kelimesinden türemiş olan “Warez” sözcüğü ile ifade edilmektedir. Warez kelimesi birincil olarak, telif hakkına sahip materyallerin, telif hakkı yasaları çiğnenerek ticaretinin yapılması anlamına gelir. Bu tanım, genelde arkadaşlar arasındaki “peer-to-peer"(Eşler arası) dosya paylaşımları veya özel sunucular sayesinde büyük grupların dosya paylaşımlarından çok; telif hakkına sahip materyallerin, organize gruplar tarafından yasadışı yayınlarını tanımlar. İlk başlarda sadece çeşitli yeraltı bilgisayar grupları tarafından kullanılan bu tanım, günümüzde Internet kullanıcıları ve medya sektörü arasında da sıkça kullanılmaktadır. ”Warez” terimi kullanılmaya başlandığı zamanlarda korsanlar için büyük dosyaları yavaş modem bağlantıları aracılığı ile yollamak çok vakit aldığından, korsanlar diğer korsanlarla birebir ticaret yaparlardı. Dolayısıyla, yazılım korsanları kendilerini, koleksiyonları ile beraber bir nevi satıcı, tüccar vs. olarak benimsiyor ve uygun kelime olarak da "warez"'i kullanıyorlardı.
Korsan yazılıcımlık, ilk ticari yazılımın satışa sunulmasından beri varolan bir konudur. Bilginin kaydedildiği biçim, kaset veya disket iken, yazılım korsanları bunları kopyalamanın bir yolunu bulur ve arkadaşlarına dağıtırlardı. 1980'lerde korsan yazılımların, disket ve e-posta (mail trading) ile dağıtımı oldukça yaygındı. Özellikle Avrupa Kıtası'nda, lider korsan grupları etkileşim kanalı olarak ilk sırada e-posta üzerinden dağıtımı kullanıyorlardı. E-posta üzerinden yapılan bu ticaret, ayrıca Doğu Bloğu ülkelerinde bilgisayarla ilgilenenler içinde önemliydi. Buradaki insanlar bu yöntemi kullanarak, Batı Ülkelerindeki yeni programlara anında sahip olabiliyorlardı. 1990'lı yıların başına kadar, korsan yazılımcılık çok ciddi bir sorun olarak görülmemekteydi. 1992 yılında Software Publishers Association, "Don't Copy That Floppy" ("Bu Disketi Kopyalama") isimli reklamla desteklediği kampanyası ile korsam yazılıma karşı savaşına başladı. Bunu takip eden zamanlarda birçok büyük örgüt ve kurum kurulmuş, yazılım üreticilerinin haklarını korumak ve adaleti sağlamak amacıyla birçok çalışma yapılmıştır. Bu yasadışı kopyalama faaliyetlerine dünya çapında savaş açılmıştır. Korsanla mücadele için birçok uluslararası dev örgüt, kurum vs. kurulmasına karşın korsan sektörünün bu kadar büyümesi konusunda en önemli etkenleri şöyle sayabiliriz:
1-Bilgisayarın Yaygınlaşması
2-Ağ Bağlantılarındaki Gelişim
3-Toplu Halde Dosya İndirme Teknolojisinin İcadı

Korsan üretim, genelde Çin, Tayvan, Tayland, Rusya gibi Doğu Bloğu ve Asya ülkelerindeki suç örgütleri tarafından yapılmaktadır. Bu suç örgütleri yasadışı olarak; milyonlarca tekstil ürününün, elektronik ürünün, mikroçipin, müzik CD'sinin, video kasetin, CD ve DVD filmlerinin, yazılım uygulamalarının vs. korsan üretimini yapmaktadır. Çoğu korsan yazılımın üretimi, Asya'daki fabrikalarda yapılmasına karşın, genelde bunların dağıtımı, birinci dünya ülkesi olan ve birçok uluslararası tescilli yazılım sahibi firmanın konumlandığı ABD ve Batı Avrupa Ülkelerinde başlar. Asya ülkelerinde rahatlıkla yapılan korsan yazılım satışı Batı ülkelerinde böyle bir dağıtım çok nadirdir. Türkiye'de korsan olgusu ise başlangıçta bilişim alanında faaliyet gösteren genç ama yasalardan bağımsız ve uzak olanların eliyle başlatılmıştır. Bilgisayar kullanımı ve sahibi olma durumu kamu ve özel sektör şirketlerinden tabana doğru hızla yayılmaya başladığı 1995 yılı ve sonrasında da yasa dışı ticari bir faaliyet alanı haline gelmiştir. Türkiyede özelde başta büyük yerleşimlerde korsan satışı üzerine uzmanlaşmış ve bunu bir ticari faaliyet olarak yürüten kişiler vardır. Özellikle Ankara ve İstanbul’da yoğun olarak yapılan korsan satış genellikle “tezgahlar” da yapılmaktadır. İstenilen yazılım, müzik, oyun vb. CD veya DVD'si, korsan satıcıların gizli küçük depolarından anında getirilmektedir. Yapılan yasal takip ve süreçlerin sonucunda Türkiyede üç değişik yol ve yöntem yasadışı olarak tespit edilmiştir.1- Kara, hava ve deniz gümrüklerden yasadışı olarak optik disklere fabrika üretimi (replikasyon) olarak basılmış olan ürünler elde edilmesi. 2-Türkiyede özelde büyük üniversitelerin ağ ortamlarını kullanabilen öğrenciler eliyle warez ortamları olarak adlandırılan ftplerden(Dosya paylaşım siteleri) indirilme ve piyasaya verilmesi.3-Korsan yazılımın evinde ya da işyerinde internet erişimi olanlar eliyle piyasaya çıkarılması.
Korsan konusunda yaygın olarak işlenen suçlar ise şöyledir:
Yazılım Korsancılığı
1-Emek hırsızlığı: Genelllikle, korsanların ücretsiz yazılımlar üzerinde değişiklikler yaparak, yazılımı kendi yazılımları gibi göstermesidir. Bu yöntemde “açık kodlu yazılımlar” tercih edilmektedir.
2-Yeniden Paketleme ve Yeniden Satış: Korsanların para kazanmak amacıyla açık kaynak kodlu yazılımlarda değişikler yaparak bunları kendi yazılımları gibi göstererek bundan gelir elde etmesidir.
3-Değiştirme ve Yeniden Satış: Yeniden paketleme kavramına benzer olarak bu tipteki hırsızlık da kâr amacı gütmektedir. Önceden yazılmış bir açık kodlu yazılımın kodlarını yeni proğrama kopyalanması ve bundan gelir elde edilmesidir. Yeniden Paketleme ve Yeniden Satış" ile "Değiştirme ve Yeniden Satış" kavramları birbirine yakın kavramlar olsada farklılıklar içermektedir. Yeniden paketleme yönteminde bir veya birkaç yazılımdan çalınan kodlara, yeni kodların eklenmesiyle yeni bir yazılım oluşturulmasını tanımlamaktadır. Değiştirme yönteminde ise kaynak kodlar üzerinde ufak değişiklikler yapılarak yeni bir yazılım oluşturulduğu hissi verilmektedir.
Film Korsancılığı
Dial-up bağlantılı internet hızının düşük olması nedeniyle internet üzerinden film dağıtımını çok azdı. Bu nedenle büyük film şirketleri, film korsancılığını imkansız görüyordu. Korsanların bu yıllarda kullandıkları teknik "sıkıştırma yazılımları" ile filmlerin boyutunu ve görüntü kalitesini düşürmekti. O yıllarda tehdit olmasa da sonraki yıllarda geniş bant internet teknolojisinin yükselişi ile, yüksek kalitedeki filmlerin dağıtımının genişlediği görülmeye başlandı. Günümüzde, film korsancılığı çok yaygın olup, film şirketlerinin ve temsilci gruplarının en büyük sorunu halini almıştır.
Korsanlar genellikle kanuni yaptırımlardan kurtulabilmek için, telif hakları konusunda uluslararası farklılıklarından ve ülkeden ülkeye değişmesinden faydalanmaktadır. Rusya'da ilk zamanlarda kanunlar, Rusça olmayan bir yazılımı kopyalamaya açık bir şekilde izin vermekteydi. Bu kanun şu an mevcut olmasa da, ülkede halen telif hakları ihlalleri üzerine davalar çok nadirdir.
Warez üretimi ve/veya dağıtımını birçok ülkede yasadışıdır. Buna rağmen, zayıf ya da hiç olmayan IP takip sistemleri nedeniyle, genellikle gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinde warez görmezlikten gelinmektedir. Bazı gelişmiş birinci dünya ülkelerinde ise kanunlardaki eksiklikler ve açıklar nedeniyle, warez dağıtımı neredeyse yasaldır. Son Zamanlarda çıkan yeni sıkıştırma yöntemleri ile inanılmaz boyutlarda sıkıştırma gerçekleştirilebilir olmuş bu sayede korsanlar rahatlıkla dağıtım gerçekleştirir olmuştur.
Bir telif hakkı ihlali olan Warez çoğunlukla bir insanlık suçu olarak kabul edilmekte ve cezalandırılmaktadır. Warez faaliyetlerine karşı uygulanan kanunlar ve yaptırımlar ülkeden ülkeye büyük çeşitlilikler gösterebilir. Buna rağmen genel olarak telif hakları ihlalleri dört ana başlıkta toplanır, telif hakkı halen geçerli olan bir materyallerin izinsiz üretimi, telif hakkı ihlali, telif hakkının bilerek ihlal edilmesi ve ticari kazan ve/veya güç için telif hakkı ihlali. Ülkemizde 5846 no’lu Fikir ve Sanat Eseleri Kanunu (FSEK) lisanslı yazılımları satın alan kişiye bir adet kopyalama hakkı vermekte,daha fazla kopyanın yapılmasını,satılmasını,yazılımın kiralanmasını yasaklamaktadır.

6) “Pornografik Yayınlar”(Child-Adult Porn)
Internet pornografisi, Internet aracılığıyla (özellikle web siteleri, dosya paylaşım programları, forumlar) dağıtılan pornografidir. 1980’lerden beri internet üzerinde bulunan pornografi, 1991’de World Wide Web(WWW) in ortaya çıkışıyla patlama yaşamış, önceleri yetişkin dergilerinden bilgisayara aktarılan resimlerin yerini artık videolar hatta canlı şovlar almıştır.
Web`te, ticari pornografik siteler bedava sitelerden fazladır. Pornografik sitelere görece olarak fazla tıklanmakta, bu sitelerde bu hizmeti çökmeden verebilmek için bir maddi yük altına girmektedir. Genellikle bedava siteler kısıtlı sayıda fotoğraf bulunduran reklam siteleridir.
Son yıllarda dosya paylaşım programlarının kullanımının artması, “rapidshare” gibi bedava yer veren sitelerin çoğalmasıyla Internet`te bedava pornografik film bulabilmek eskisine göre daha kolaylaşmıştır bu da birçok ticari sitenin kapanmasına yol açmıştır. Bu yöntemi kullanan kişi eğer “bedava dağıtılmayan” bir materyali kullanıyorsa bu materyalin ücretini ödenmediğinden aslında korsanlık yapmakta, suç işlemektedir. Fakat bu durum çok yaygın ve takibi zor olduğundan kişinin cezalandırılması oldukça ender görülür.
Internet pornografi formatları
1-Görüntü dosyaları
Özellikle JPEG formatı, kullanılan en yaygın yoldur. Taranan resimlerin veya dijital kamerayla çekilen resimlerin bilgisayara aktarılmasıyla dağıtılabilir.
2-Video dosyaları
MPEG, WMV ve QuikTime video formatları pornografik video kliplerin dağıtılmasında kullanılır. Daha yeni olarak DVD ve VCD imaj dosyaları da Internet`e koyulabilmekte böylece bütün bir filmi aynı biçimde indirmek mümkün olmaktadır. Birçok ticari pornografik sitede web cam aracılığıyla yayımladığı canlı şovları müşteriye ulaştırmaktadır.
3-Diğer formatlar
Metin ve ses dosyaları içerir. Kimi sitelerde erotik ve pornografik öyküler metin olarak yer almakta, kimi zamanda dinlenebilmektedir.
Internet uluslarası bir ağ olmasına karşın uluslarası bir pornografi yasası henüz yoktur, bu yüzden her ülke pornografiyle kendi imkanlarıyla farklı biçimde mücadele etmektedir. Genellikle dağıtılan pornografik materyal suç kapsamına (çocuk pornografisi vs. ) girmiyorsa yasal sayılmaktadır. Bu kural da kesin olmayıp çeşitli ülkelerin kanunlarına göre değişiklik göstermektedir. Bazı ülkeler, Internet servis sağlayıcılarına filtre koyarak pornografik sitelere girmeyi engellemektedir. Pornografik siteler kullanıcıya 18 yaşının altında olup olmadığını sorar ve siteye bu işlemden sonra devam etmesine izin verir.
Ülkemizde ise TCK madde 226’da pornografi konusunda yasal önlem şöyledir:
TCK
Madde 226
(1)
a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten,
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan, Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

SONUÇ
Teknoloji insanların yaşamını kolaylaştırmakta, rahat alışveriş imkanı,hızlı bankacılık işlemleri,sınırsız haberleşme özgürlüğü,devlet işlemlerini hızlandırma gibi birçok olanak tanımaktadır. Bununla birlikte “Bilişim” kavramının beraberinde getirmiş olduğu “Bilişim Suçları” kavramı her geçen gün daha sık kullanılmaktadır. .Teknolojinin getirmiş olduğu araçlar vasıtasıyla işlenen bilişim suçları ulusal çözümlenebilecek bir suç kavramından çok uluslararası çözümlenebilecek bir oluşumdur. Zaten bilişim suçunun boyutu ulusal olmaktan çok küresel bir olgudur. Bu bağlamda devletlerarası “Bilişim Suçları” konulu sözleşmelere azami derecede ilgi gösterilmeli ve suç üzerine birlikte gidilmesi gerekmektedir.
Bahsedilen tüm suç türlerinde ve bunlar haricinde meydana gelebilecek muhtemel “Bilişim Suçları” ile mücadelede başarıya ulaşılması için teknoloji ile sürekli ilişki içerisinde olan personelin eğitimi yapılmalı, suçların işlenmesini önlemek için elektronik cihaz kullanan herkesin duyarlı olması konusunda paneller,duyurular,seminerler düzenlenmelidir.Ve “Bilişim Suçları”nın caydırıcı olması için ceza hukuki bağlamında da gerekli düzenlemeler ve detaylı suç kavramları ortaya konulmalıdır.
 
Üst