Bir Varmış Bir Yokmuş…Git Artık !

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0

Alper Faik Genç
Bir varmış bir yokmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde…Develer Tellal iken, pireler berber iken…ben babamın beşiğini tıngır-mıngır sallar iken…Yıl 1955…Nisan’ın 1’ri…Rum terror örgütü EOKA’nın doğumu…İstanbul’da Kasımpaşada doğan bir çocuk İmam Hatip okulunda elif-lam-mim okurken..
Camileri mevzi, minareleri mızrak sanıp düşmana saldırırken kendini demir parmaklıklar arkasında bulmuş aniden…
EOKA’YA KARŞI ALINAN TEDBİR: Aradan geçen yıllar içinde…Kıbrıs Rum Örgütü EOKA azınca, dünyanın en “demokratik” Ülkesi İngiltere, Tedhişçi-başı Makaryosu kulağından tuttuğu gibi, Seyşel adalarına sürmüş…Kıbrıs’a da, acımasız Mareşal Sir.John Harding adında bir Vali tayin etmiş…Yasalar hemen değiştirilmiş…Adada Örfi İdare (Sıkı Yönetim) ilan edilmiş. Helikopterlerden atılan “konfetilerde” silah taşıyan herkesin idam edileceği duyurulmuş…
KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANMIŞ:.Acımasız Vali, Kıbrısın her köşesinde, ister Rum olsun, ister Türk olsun gözüne kestirdiği genç grupları dikenli teller arkasına tıkıvermiş…
Esas savaş işte o zaman başlamış…Tüyü çıkmayan deneyimsiz İngiliz askerlerine hangi evden ateş açılmışsa, O ev derhal içindekilerle birlikte havaya uçurulmuş…Yakalanan teröristler iki gün içinde sözüm-ona mahkemelerde idama mahkum edilip hemen ipte sallandırılmış…En az 0n-onbeş kişi acı bedeli ödeyince…ortalık süt-liman olmuş…
DEMOKRASİDEN–İNSAN HAKLARINDAN BAHSEDEN OLMAMIŞ..O zamanlar İngiltere’nin müstemlekesi Kıbrıs’ta yaptıklarını tenkit eden Avrupa Birliği olmadığı gibi, Birleşmiş Milletler de hiçbirşey görmemiş-duymamış…
Kıbrıs’ta terror bir anda yok oluvermiş…İngiliz Vali ülkesine dönmüş..Makaryos da yine İskemlesine kavuşup zoraki barış yapmak zorunda kalmış...
Kıbrıs’ın kısacık öyküsü bu…Ben de o günleri yaşadım…
Masal bitti.. Ben de bıraktım da geldim bugünlere…
GELELİM ŞİMDİLERE…Ülkeyi sekiz yıldır idare etmekle görevli, hiçbir sorumluluk kabul etmeyen gayet yakışıklı bir lider – çenesi düşmüş, durmadan konuşuyor…
lafazanlık mı desek…palavra mı desek? Yetti artık mi desek ne desek acaba?
Bu ‘Lider’ Türkiyemize öyle demokratik bir rejim vaadetmiş ki, terörü söküp atmaya yeminli Paşalar, namuslu yazarlar, profesörler, doktorlar tutuklanmış...
Avrupa Birliği normları o kadar önemli görülmüş ki, ülkede 40 bine yakın kişinin canına malolmuş terör için özel reçeteler bulunmuş...Bu reçeteye de, AÇILIM adı verilmiş...bu açılımın içinde neler yok ki...dağdan inenlere göz yumma, Mecliste temsilci bulundurma...her yerde söz hakkı...vs.vs...
Diğer taraftan AB’yi umacı gibi göstererek Askeri/Orduyu nerdeyse susturmuş...
Çelik yumruklu Mehmetçiğe kadife eldiven giydirmiş...Sınır-ötesi harekatları frenlemiş...
Yine bu Lider o kadar becerikli ki...Şehit cenazelerinde timsah gözyaşı dökmüş ve döktürmüş..Son sekiz yılın bilançosunu hep başkalarına yüklemiş..
Yargıya bile çatmış...Herşeyden – herkesten sorumlu başkaları...
SENİN HİÇ Mİ ROLÜN OLMADI?
Peki, insana demezler mi: Bu Ülkenin başındaki Lider sen değil misin?
Senin hiç mi sorumluluğun yok? Eğer yoksa, o İskemlede niye oturuyorsun?
Daha ne kadar oturacaksın?
Yarım Milyonun üstündeki güçlü Türk Ordusu ‘Açılım’ safsatası ile daha ne kadar eli bağlı duracak? Daha ne kadar, AB ne der? Amerika ne düşünür?
B.Milletler nasıl karşılar? diye saçma hesaplarla oyalanacak?. GİT ARTIK !
Biz, yüreği yanmış Türkler olarak, Türkiyemize yaraşır Liderlik görmeye susadık.
Bu satırları okuyan sevgili okurlarım - siz ne dersiniz acaba?
 
Üst