Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
BİR YEMİN ETMİŞ Kİ...
Değerli okurlarım. Bugün Şener Elcil Bey’in, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurumlarına inanmayıp ve Cumhurbaşkanlığından tutunuz da tüm kurum ve kuruluşlarına alenen hakaret etmiş olmasına ve “kukla devlet” demekle aslında Mahkemelerini de ‘kukla’ saymasına rağmen… Sırf 100 bin TL tazminatını almak umuduyla gelmiş olduğu bu - aslında inanmadığı, tanımadığı - Mahkemede, bir de elini Kuran-ı Kerim’e basarak, böylelikle dinimizi ve inananları da istismar etmiş olmasını şiddetle kınıyorum. Hem bu bay elini Kuran-ı Kerim’e basmış veya İncil’e basmış, ne yazar? Adam ateist olduğunu söylemiyor mu zaten? ‘Ateistim’ demek ‘Tanrı’ya inanmıyorum’ demek değil mi? O zaman, gerek Kuran-ı Kerim, gerekse İncil, o inanmadığı Tanrı’nın kelamlarını taşıyan kitaplar olduğuna göre; bu davranış kasti ve Sn. Hâkim’i de, orada bulunanları kandırmak için bir ‘düzmece’, bir ‘sahtekârlık’ olmaz mı? Kötü bir maksadım veya bir garezim yok; sadece soruyorum. Yani şimdi yemin etmek için elini şu veya bu kitaba bastı diye, inanmalı mıyız – kendi ifşaatıyla Tanrı’sız diyelim - bu adamın dediklerine? Ne ise… Neticeyi beklemekten başka yapabileceğimiz de yok. Hem bugünkü mevzumuz Bay Elcil değildi zaten. Ama adam, şeytanı bile sevindiren öyle bir yemin etmiş ki, üzerinde durmadan geçemedim işte…
Evet değerli okurlarım. Bugünkü yazımı; ille de Rum/Elenlerle birleşmek isteyenlere atfedeceğim. En azından bu ‘birleşme’ sevdaları yüzünden, ileride kendilerini nelerin beklediğini görüp, bir kez değil on kez daha düşünmeleri için…
“Dünya Türklüğü Haber Bülteni’nden gelen iletiye göre; BATI TRAKYA’da son dönemlerde, Cami inşalarına ve ‘azınlık’ basınına astronomik para ve hapis cezaları verilmekte… Bu, ne dünyanın en asil, en uygar ve en ne bileyim ne haspası diye yaygara koparan Yunanistan’a; ne Demokrasinin ‘ağa babası’ AB ne, ne demokrasiye, ne de insanlığa sığar. Ve unutmamalıyız ki Batı Trakya, AB üyesi Yunanistan’ın hegemonyasında ve güya AB üyesi, ancak Türküm diyemeyen, sokakta kendi ana dilini konuşması yasaklanmış… Yunanistan’ın da ‘Müslüman Yunanlılar’ dediği ve AB üyesi de olmasına rağmen, kadıyı kadıya şikâyet etmekten başka çaresi kalmamış… İnsanca yaşayabilme ve ibadetini serbestçe yapabilme savaşı vermekte olan bir ‘azınlıktır’. Ve bu, barış meleklerim, Birleşik bir Kıbrıs’ta sizi de bizi de bekleyen bir durumdur; haberiniz olsun. Hem adamlar bizi OSMOSİS yoluyla eritip tüketeceklerini, yani bizi ‘benzeteceklerini’ açık açık söylemiyorlar mı zaten?
Evet. İskeçe’nin Dolaphan Camii Mütevelli Heyeti’ne; Camiye ‘kapsamlı’ tadilat yaptırdıkları için 700 (yedi yüz bin) Euro; Dedeağaç’ın Hasanlar köyündeki minare işçilerine de 3 ay hapis ve 2 ‘azınlık’ gazetesine de; okul dışında ırkçılık ve kışkırtmacılık yapan bir Yunan öğretmeni eleştirdikleri için 270 (iki yüz yetmiş bin) Euro para cezası verildi! İşte size AB’nin Dinlerarası Diyalog aldatmacası ve alın size Din ve Basın Özgürlüğü!
Ben de, Caminin çatısını olsun açık, bir duvarını da eksik bıraksalardı, herhalde bu cezaya lüzum görülmezdi diyorum…