Bize Ne Oluyor ?

Ahmet Ötüken

Onursal Üye
Katılım
17 Nis 2012
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BİZE NE OLUYOR?

Günübirlik yaşadıklarımız, toplum içinde karşılaştığımız olaylar ne yazık ki bize şu soruyu ister istemez sorduruyor!

Evet; bize ne oluyor?

Doğrusunu isterseniz; hiç de hoş olmayan, bizi aydınlık yarınlara taşımak yerine, karanlılara boğacak manzaralar gün geçtikçe artıyor.

Birbirimizi çekiştirmeyi çok iyi beceriyoruz.

Birbirimizi karalamayı çok iyi başarıyoruz.

Birbirimizi dinlememekte ve kendi bildiğini okumakta üstümüze yok!

İlla ki benim doğrum tek doğrudur havalarında, başkalarının da doğruları olabileceğini asla kabullenmiyoruz.

Birbirimizi kötülemekte, birbirimizi karalamakta adeta yarış halindeyiz.

Bir toplumu bir arada tutacak ne kadar güzellik, ne kadar değer yargısı varsa, birer birer tümünü berhava etmişiz.

Adeta birbirimizle olan köprüleri dinamitledik, gemileri yaktık.

Kim, kiminle ne için karşıt, neden didişiyor anlamak mümkün değil.

Genellikle denilir ki insanlar zor zamanlarında ayrılıklarını bir kenara koyarlar.

Denilir ki; zorluklar insanları kucaklaştırır, bütünleştirir!

Demek ki biz zor zaman kavramını da lugatlarımızdan sildik.

Açıkçası biz birbirimizi sevmek bir yana, birbirimizi de adam yerine koymak olduk.

Birbirimizi beğenmiyoruz.

Makamlar arsı kavgaları izliyoruz, iler tutar tarafı yok!

Paylaşılamayan nedir, onu da anlamıyoruz.

İşin ilginç yanı illa ki; zorlanıyorsunuz, taraflardan birinin yanında yer alacaksınız.

Almazsanız, kapılar yüzünüze kapanır, hakkınızda, fermanlar verilir.

Yapmak istediğiniz güzel şeyleri bile yaptırmamak için ellerinden gelen çomağı sokarlar!

Hakikaten; bu ülkeyi iyi yönetmek, bu ülkeye ileriye taşımak gibi bir görevin ötesinde halkın yetki vermediği makamların, kendini hesapları zemininde kavga etmek, toplumu, insanı, örgütleri ile ki taraf haline getirmek ve gelmeyenlere makam kapılarını sonuna kapatmak yetkisini kim kime verdi ki?

Beyler!

Bulunduğunuz makamlar, halen sürdürdüğünüz görevler bileceksiniz ki; hepsi ama hepsi toplum içindir.

Bileceksiniz ki; makamlar kalıcı değildir.

Bir gün halk arasına karışacaksınız!

İşte o zaman ektiklerinizi biçeceksiniz!

Gecen gün bir gazetede bir zamanların ünlü siyaset insanlarından birinin içime acı veren mülakatını okudum.

Güçlü olduğu günlerdeki haliyle, etrafındaki insan kalabalıkları ile şimdiki yalnızlığından mukayese ederek dert yanıyor.

“Kapımı bile çalan, arayan soran allahın kulu bile yok” diyor!

Vefa, insanlık, dostluk, arkadaşlık, kardeşlik bu kadar mı erozyona uğradı!

Vefa eğer bir toplumda yok olmuşsa; incir çekirdeğini doldurmayan meseleler yüzünden birbirimizin yüzüne bakamaz hale gelmişsek ve “ben” merkezli egoizm sarmalında sürüklenip gidiyorsak gidiyorsak halimiz ne olacak?

İlla ki hakkın rahmetine kavuşup musalla taşında cenazemiz kılınırken mi; yüzleşeceğiz gerçeklerle?

Beyler işaret parmağım sizi gösteriyor!

Bu topluma, insanımıza güzel örnekler gösterme de görevleriniz arasında yer alıyor!

Gelin kinden, husumette, ufak çıkar hesaplarından arının!

Çünkü bu tük hesapların, bu tür kavgaların sonu yok!

Ve bu böyle kavgalardan karlı çıkan da olmamıştır.

Kendinize göre gerekçeleriniz olabilir!

Ama bunların toplumsal menfaatlerle, toplum birlik duygularıyla ne alakası var!

Bunu düşünün ve devlet gibi davranın!

Davranın ki; tepelerden esecek meltem tüm toplumu kucağına alsın!

Çok zor kendi hırslarınızdan arınmak!

Çok mu zor dostça kucaklaşmak ???
 
Üst