Bravo Adamlara !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BRAVO ADAMLARA !

Kim ne derse desin sendikacı kisvesi altına sığınmış bu adamlar, propaganda yapmayı ve günden oluşturmayı çok iyi biliyorlar. Bu işin doktorasını yaptılar dersem yeridir!

Evet; bu adamalar ne yapıp edip her gün gündemde kalmayı, kendilerinden söz ettirmeyi bal gibi de başarıyorlar.

Gazeteler, televizyonlar, ülkede ve dünyada başka hiçbir konu yokmuş, ya da kalmamış gibi attıkları her adımı, söyledikleri her sözü hatta nefes alıp verişlerini bile haber konusu yapıyor.

Haklı olarak da; artık kendilerini dev aynasında görmeye başladılar. Pohpohlandıkça, o kadar şımardılar, o kadar kendilerinden geçtiler ki; kendi asli görevlerini bir kenara bırakmış; “rejimi değiştirmekten” ve “başkaldırı”dan söz eder hale geldiler.

Doğrusu bu adamlar, başarılarından dolayı tebrik edilmez de ne edilir?

Bırakın basını; hükümet erkanı bile; bu adamların yaptıklarına laf yetiştirmeğe çalışmaktan ülkenin asıl sorunlarına bakamaz ve “çözüm üretemez” konuma düştüler!

Yasa dışı toplu kalkışma girişimleri bile bu adamlar sayesinde her geçen gün toplumda taban oluşturuyor. İşine gelmeyen; eğer birazcık gücü varsa, ya da “hadi” dediğinde harekete geçireceği bir çıkar tabanına sahipse, seyreyleyin, nutukları, seyreyleyin havaya kalkan yumrukları, seyreyleyin, ekranlara yansıyan kabadayılıkları!

Ve seyreyleyin bilmem hangi müzik grubu’nun devrim şarkıları eşliğindeki “isyan ateşlerini!”

Adamlar haksız mı? Her yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Öyle olduğu için de; yolda sokakta, büyük işler başarmış; devlete ve hükümete kök söktürmüş, kahramanlar pozunda toplum içinde adeta sükselerinden geçilmiyor!

Hemen her konuda ahkam kesiyorlar!

Hemen her sorun ve her konu için kendi çözümleri hazır! “Olmaz, olamaz, yapamazlar, edemezler” dedikten sonra bayatlamış sol sloganları papağanlar misali tekrar edip duruyorlar.

Bir bakarsınız ki; aynı adamlar; ABD ve AB fonlarından desteklenen bir sürü etkinliğin de içinde.

Bir bakarsınız; aynı adamlar, bir gün Prag’da; bir gün Brüksel’de; bir gün Oslo’da, başka bir gün Hristofyas’ın sarayında ya da Akel’in merkez binasında kendi ülkelerini, kendi yöneticilerini şikayet edip duruyorlar.

O kadar ki; Hristofyas’a bile yüklenir pozlarında “Türkiye’nin Kıbrıs’a nüfus naklini neden şikayet etmediğinin” hesabını bile soruyorlar!

Devrimcilik konu oldu mu mangalda kül bırakmayan, diyalektik materyalizm ve Marksizm konularında ellerine su dökülemeyen bu adamlar, neredeyse emperyalist merkezlere yaptıkları seyahatlarda Evliya Çelebi’yi bile geride bıraktılar?

Adamlar haksız mı?

Devletin ya bir kurumunda kamu görevlisi ya da bir okulumuzda güya öğretmen. Ancak; devletten ödenekli izinli statüsünü kendilerine öyle bir tapulamışlar ki; maaşını ödendikleri kurumun neredeyse yerini bile unutmuşlar.

Ne kadar güzel değil mi?

Bu devletin ya öğretmeni olacaksınız, ya da memuru ancak; o devleti yıkmak; o hükümeti istifa ettirmek için her Allahın günü slogan atarak sokakları arşınlayıp duracak, ya da “kedinin fareyi taşıdığı” gibi; “bugün burada, yarın başka bir yerde” keyfi grev ve eylemlerle hizmetleri aksatmaya kalkacaksınız!

Adamlar haksız mı?

Yasaları hiçe sayıp; yasa dışı eylemleri böbürlene böbürlene, ilgili makamlarda görev yapanlarla dalga geçen havalara girecekler, hizmet birimlerini sabote edecekler, ilgili bakanlığa rağmen alternatif diploma törenleri düzenleyecekler, binlerce öğrenciye karnelerini vermeyip, öğrenci ve velileri rehin almaya kalkacaklar ancak haklarında zerre kadar bir yasal işlem yapma yoluna gidilmeyecek!

Bu adamlara bravo demeyelim de ne diyelim, Allah aşkına!

Ülkeyi yönetilemez konuma düşürenlere, her tavır ve hareketleriyle ülke yöneticileriyle dalga geçmekten öte, devlete meydan okuyanlara “bravo” denmez de ne denir?

Bu tablo karşısında; vatandaş ürperiyor! Nereye sürükleniyoruz diye feryat ediyor!

İlgililerse; “ya da dışı eylemlere başvuranlar halkımızı karşılarında bulacaklar” diyerek görevlerini yerine getirmenin huzurunu yaşıyorlar!

Bravo doğrusu!
 
Üst