Bunların Dibi De Tutmuş, Kokuyor!

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BUNLARIN DİBİ DE TUTMUŞ, KOKUYOR!

Hristofyas’ın yıllardır yapmakta olduğu kalleşlikler; pişkinliğinden de ileri, artık dibi yanmışlığındandır. Ve bu dibi yanmışlık; hala Hristofyas’a uşaklık yapmaya ve ekmeğini yediği devletine ve bugünkü yaşamını borçlu olduğu Anavatan’a karşı nankörlüklerine devam etmekten yüzleri de kızarmayan Elcil, İzcan ve bahsetmeye de değmez diğer ‘buçuk’ hainler için de geçerli.


Hristofyas iktidara gelirken, kapı beslemelerine vermekte ve yaydırmakta olduğu mesajlar; Türklerin haklarını koruyacağı ve kendisinin bir Türk dostu olduğuydu. Ve bu ‘beslemeler’ o’nu yere göğe sığdıramayıp, omuzlarında taşımaktaydılar. Hristofyas’ın art niyetli mesajlarını yiyenler yedi tabii! Hatta yemekle de kalmadı, çiğnemeden yuttu! Ve ne acıdır ki, Hristofyas’ın art niyetliliğine rağmen; bu sahtekârın ispiyonculuğuna devam etmekteler. Hâlbuki 5. Kolluğuna soyundukları bu sözde ‘Türk dostu’, gün geçmiyor ki Türkleri OSMOSİS’le tüketip Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a bağlayacağını ifşa etmesin. O zaman, Türklerin haklarını ENOSİS’le mi koruyacakmış bu sözde ‘dost’?


Soruyorum bu Rum ‘beslemelerine’; Yunanistan’a bağlanmış bu adada, sizin yeriniz nere olacaktır acaba? Hiç düşündünüz mü ciddi ciddi? Yoksa bugün hıyanetiniz karşılığı aldığınız paraların, yarınlarınızı kurtaracağını mı zannediyorsunuz? Çoluk çocuğunuzun, bu ENOSİS’li yarınlarda başlarına nelerin geleceğinden hiç mi kuşku duymuyorsunuz? AB üyesi Yunanistan’ın ‘azınlığı’ Batı Trakya’daki ırkdaşlarımızın neler çekmekte olduğundan da mı haberiniz yok sizin? Yoksa unutmuş musunuz, EOKA ve Yunan askerlerinin bize kan kusturdukları 1963 Kanlı Noel gecesini? Veya Coni ve KC’ti zamanında da, mahallede, biri Türk diğeri Rum iki çocuk arasında çıkan ufak bir tartışmanın ne boyutlara çekildiğini? Önce iki çocuğun aileleri, sonra sokaktaki Türk ve Rum komşular… Derken tüm mahalle ve çevresinin kanlı bıçaklı olduğunu? O zaman da ‘kadıyı kadıya’ şikâyet ediyorduk! Veya 1963 gecesinin cehenneminden, Mehmetçiğimizin bizi soykırımdan kurtardığı 1974 Barış Harekâtı’na kadar bu bir avuç Kıbrıs Türkünün, bu şimdi ‘dost’ dediklerinizin elinden çektiklerini? Neler oluyor size? Özgürlük, huzur, bolluk ve güven mi battı bir tarafınıza? Nedir bu ille de birleşip, dost, kardeş gibi bir arada yaşamak sevdası? Siz hangi ‘dost’luktan, ne tür bir ‘kardeş’likten bahsediyorsunuz Tanrı aşkına? Yani birkaç ayyaşın, içki masalarında Rumlarla kadeh tokuşturmasıyla mı olunurmuş dostluk ve kardeşlik? “En iyi Türk, ölü olandır” dediklerini de mi duymuyorsunuz? Nedir sizin, ekmeğini yediğiniz devletinize ve canınızı, malınızı borçlu olduğunuz Anavatan ve Mehmetçiğe bu gareziniz, bu nankörlüğünüz? Siz sadece pişkin değilsiniz oğlum, sizin dibiniz tutmuş, kokuyor be! Çünkü sizin, Kilise kapılarında onursuzca uşaklık yapanlarınız bir yana; elinizdeki hıyar ve turpla el âleme maskara olmaktan da utanmıyorsunuz!


Hristofyas’ın, RMMO’yu sürekli en modern silahlarla donatması… Her geçen gün toptan tüfekten tutunuz da, füzeler, uçaksavarlar ve daha nelerle sınırda konuşlanması karga avı için mi? Yoksa siz ispiyoncuları, planlamakta oldukları cehennemden muaf tutacaklarını mı zannediyorsunuz? Bir laf vardır “Batan gemiyi, önce fareler terk eder” diyen. Ancak burada Türkoğlu Türkler varken; ne bu gemi batacak; ne de siz ve siz gibiler HESAP VERMEDEN bu gemiyi terk edebileceksiniz! Haberiniz olsun! Hem kirlettiğiniz bu dünya, öyle zannettiğiniz kadar küçük de değildir artık!
 
Üst