Büyük Kürdistan Projesi

Miktat ALGÜL

Onursal Üye
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
BÜYÜK KÜRDİSTAN PROJESİ


1984de ki PKK’nın ilk eyleme başladığı günlere doğru dış dinamiklerin içerde yapay çelişkiler çıkararak ortamı tetikleyerek başlattıkları bir sürece doğru hızla gidiyoruz.

Türk Milletinin bu oyunların niteliği konusunda uyanık olması gerekiyor.

Bu uyanıklık, düşmanların istediği kızgınlığı, paniği küskünlüğü değil, sağlam bilgili olmayı ve dik durmayı getirir.

Türk medyasında başta Şemdinli provokasyonu olmak üzere bana da gelen bilgiler doğrultusunda yazdığım Şemdinli provokasyonu adlı yazımla bana gelen bilgiler yeniçağda Hasan Demire de gitmiş ve aynı konuyu yazmış dört önemli haber irdelenmeye değerdi.

Yukarda belirttiğimiz gibi, benim yazım ile Yeniçağ''da 28 Kasım 2005de Hasan Demir dostumuzun yazdığı Şemdinli provokasyonu İngiliz istihbaratının 700 bin dolarıyla mı gerçekleşti? Başlığını taşıyor.

Aynı haber kaynağına sahip olduğumuz Hasan Demir çok kesin bilgilerle hadisenin İngiliz istihbarat servisi MI5in Bağdat ofisi tarafından tezgahlandığını isimler saatler vererek ortaya koyuyor. Acaba Hasan Demir''e bilgi veren çevreler ki bunların Türk istihbarat yetkilileri oldukları açık Hasan Demiri yanılmış olabilirler mi? Hiç sanmıyorum çünkü Demirin yazdıklarının teorik çerçevesi birbirleri ile hiç ilgisi olmayan köşe yazarları tarafından da onaylanıyor. Bir süre önce Washington’da görüşmeler yapan Cüneyt Ülseverin 30 Kasım 2005de Şemdinli Üzerinden Kuzey Irak (ıı) başlıklı yazısı Demirin yazdıklarını doğrular nitelikte. Ülsever Washington’da artık Pentagon ve Cumhuriyetçi Parti karşısında bile zor duruma düşmüş olan Yeni-Muhafazakarların Irakta 2006da başlayacak olan Amerikan geri çekilmesinden sonra bölgede kendi menfaatlerine çalışan unsurları bir nebze olsun koruyabilmek için Türkiye’yi işin içine sokmayı planlıyorlar. PKK’nın son ataklarına Türkiye’ye gel gel yapmak için göz yumulmaktadır demektedir.

Benim www.huryıldız.com ve diğer bir çok yerde yayınlanan Soruna Neresinden Baktığımız Önemli başlıklı yazımda da provakatif eylemi şöyle ortaya koymaktaydım.


‘Sürekli yazılarımda Türkiye’nin uçurumun dibine çekildiğini vurguladım.Bunda hem iç hem de dış etkenlerin varlığının önemini vurgularken önemli olan iç işbirliklilerinin tavsiyesine yönelik çalışmaların yapılmasının gerekliliğini yazdım durdum.

Bakıyorsunuz süreç üzülerekten de olsa bizi haklı çıkarıyor

Bir Şemdinli provokasyonunda ivme kazanan puslu ortam ,tüm hızıyla devam etmekte.İngiliz istihbaratının Şemdinli provokasyonundaki etkileri ve Türk istihbarat içinde yer alan kişileri tabir caiz ise tongaya düşürdükleri düşündürücü.

Şimdi Şemdinli provokasyonuyla ilgili ortaya sızan belgelere bir bakalım.

Jandarmaya çalışan muhbir eshabil polatoğlu’nun PKK aracılığı ile İngiliz gizli servisi MI5 tarafından angaje edilerek üniter esnekliklerin bulunduğu Şemdinli ilçesinde “olmayan JxxEM” ve doğrultusunda devleti/ TSK yı yıpratmak, pkk nın meşruiyetini bulmak amacı ile Bağdat MI5 bürosuna götürülmüştür. &: ( Şahıs “eshabil polatoğlu” henüz yakalanmadığı için X muhbir ve şuan suçlu bir kaçaktır. İsminin verilmesi suç sayılır.)--- 1 temmuz 2005 te MI5 bağdat bürosu bu muhbir tarafından aranmıştır. Muhbir Elazığ-palu nf. Kyt lı 20 dosya dan aranıyor. Şuan istanbul’dadır.3 temmuz da görüşme gerçekleşmiştir. 0094669xxxx-3xxx no’lu telefonu kendi cep telefonundan aramıştır. Kendi cep telefonu iran-sat menşeili bir gsm dir. Seferi xxx x ihracat ithalat işi ile uğraşıyor görünen, Türkiye ye tekstil,kuru gıda işi için gelen, iş tel: 00980441xxxx5 urumiye ye kayıtlı esendere sınır kapısından giriş çıkış yapan şahsın gsm no sudur.Bu şahıs iran ve Türkiye aleyhine MI5 tarafından kullanılan ve İngiliz konsolosluklarında kayıtlı bir şahıstır.--- angaje gerçekleştikten sonra jandarma nın hakkari ve şemdinli bölgesindeki etkinliği, istihbarat ağı ve muhbir zinciri üzerinde çalışılmıştır. Jandarma bölgede daha etkin rol oynamasından dolayı ve kuzey ırak bölgesindeki varlığından dolayı İngiliz servisi ve kürt gruplar ile pkk tarafından tehdit unsur olarak görülmesinden kaynaklanan çökertme işlemine geçilmiştir.--- 6-7eylül olayları organize edilmiş dernek ve STÖ lerin Hakkari Van şb lerine sefer paxxx adlı şahıs aracılığı ile: stö ler tayad ,dth, Merkür tv, welat,roj yayınları,Yüksekxx haxx gazetesi ve Internet sitesi, Şemdinli oda ve dernekleri,özxxr gxxxem gazetesi, dxhxp bölge temsilcileri,pkk,muhtarlar,belediye başkanları,vekil öğretmenler,vekil imamlar,sözleşmeli veya ücretli diğer kamu personellerine MI5 tarafından,5 eylül 2005 saat 4:35 te van maraş cad. deki bir tekstil giyim deposunda provokasyon ve organizasyon masrafları ve teşvik primi olarak 700.000 $ verilmiştir.Parayı alan şahıs 053722xxxxx nolu telefonu kullanmıştır. Bu telefon k.ırak kerkük nf kyt lı o dönemlerde Türkiye de konya,izmir antep ve van da ticari faaliyet yapan yaşar süleyxxx telefonudur.--- 6-7 eylül olayları esnasında sefer ve jandarma nın x muhbiri eshabil bölgede bulunmuş sonrasında ise sefer iran a dönmüştür.bu olayların akabinde eshabil polatoğlu adlı şahıs eğitim ve psikolojik destek programlarını tamamlayarak 120 kg lik bir koli için çukurca dan katır almıştır. Pkk militanlarının da yardımı ile a-4 / c-4 patlayıcıları çukurca dan şemdinli kırsalına taşınmış, akabinde 1. patlama gerçekleştirilmiştir.patlama gününün özellikle bayram arifesine denk getirilmesi tesadüfi değildir. Çünkü o tarihlerde jandarma,mit,emniyet mensuplarının bayram izninde ve kalan personelin bayram rehavetinde olduğu tespitleri uxxt kitxxevi telefonundan pkk istihbaratına iletilmiştir. 2. patlamanın da aynı tarihlerde olması ve bayram sonu veya dönüşüne denk gelmesi ile rehavetin yol kontrol, uygulama ve güvenlik noktalarında devam ettiği öğrenilmiştir. bayram rehaveti ile termal kamera gözlemleri esnekleşmiş, 1. patlamanın başarılması ile 2. patlamanın bayram sonrası dönüş rehaveti ve motivasyon eksikliği göz önünde tutularak gerçekleşmesi tesadüfi değildir. Bayram rehaveti her kurumda Türkiye nin her yerin de oluşur. Ancak bu bölgenin esneklik gösterdiğini planlı istihbarat yaparak MI5 çözmüştür.--- muhbirin il j. İstihbarat şb ile görüşme talebi uygun görülmüştür.Çünkü;muhbirin geçmiş ihbar performansı ve geçmişte verdiği bilgilerin doğruluğundan kaynaklanan güven ve itimattan patlama günü istenilen yere ve noktaya gidilmiştir.---olayda kullanılan el bombalarının menşei ve seri no.ları hakkari – şırnak karayolunda öldürülen bir teröristin envanterinde yazılı olarak bulunmuştur. El bombalarının eylemci X muhbir ve pkk militanlarına cilo dağında teslim edildiği ve “umut” (Kürtçe) rumuzlu olayda kullanılacağı belirtilmiştir. Öldürülen terörist hıristiyan ve ermeni asıllı bir kadın teröristtir.eshabil polatoğlu nunda içinde bulunduğu ekibin; İngiliz askeri üssünden aldığı a-4 ve c-4 leri yola döşerken çıkan çatışmada öldürülen teröristin ajandası ve dokümanların bir benzeri çukurdere de öldürülen diğer bir militanın üzerinde de bulunması tesadüf değildir. Öldürülen kadın terörist suriye li olup delan kod adlı ermeni asıllıdır. İngiliz üssü ise el amadiyah havaalanıdır. MI5 büroları ise kerkük-erbil- zaho-dohuk da konuşludur. MI5 finanseyi bu bürolardan uluslar arası Hxxxx bankası aracılığı ile bölgeye indirmiş, askeri araçla kandil dağına götürülmüş ve bu 700.000$ para buradan Türkiye ye geçirilerek dağıtılmıştır. Bu dağıtımı yapan en önemli temas sefer adlı İranlı iş adamıdır. Bu iş adamının para ve patlayıcılar veya MI5 bağlantısının İngiltere-abd ikilisinin Suriye yi vurma ve iranın güney batısını karıştırma programı çerçevesinde olduğu bilinmektedir. Bölgenin mit elemanları bu konuda teyit edici duyumlar elde etmişlerdir. Pkk nın içindeki gizli servis hücrelerinin sızdırmalarından ve kandil dağı çevresinde son 4 ay içinde dolaşan söylenti ve duyumlar bu yöndedir. Türkiye nin de suriye ye karşı duruş sergilemesi için suriyeli kadın terörist kullanılmıştır. iranlı iş adamının olayda rol alması ise iran nın bölgedeki konumu ve son 4 ay da bölge dengelerine bakış açısına Türkiye nin de sokulması içindir. Olayda kullanılan el bombalarının terör örgütünün ve öldürülen teröristin envanterinde yazılı, teslim kısmındaki sayfa da seri no ları aynen şöyledir:1.----- “ HGR Z DM 72 > LOS EMP-157> HGR DM 41 SPLİTTER> COMP-B > LOS FMP-157 “ 2.----- “ LOS FMP 158 “ 3.----- “ LOS FMP 156 “ dır.

-------------------------------------SORULAR--------------------------------------

1- neden el bombaları aynı seri dedir?

2- Devlet attıysa el bombalarını aynı seride nasıl ve ne yoldan ali kaya ya ulaştırdı.

3- Devlet bu el bombalarını aynı seri de tedarik ettiyse, JİxxM e geçtiyse, bir uzman çavuş veya astsubay el bombası eğitimi almasına ve bunca askeri tecrübeye rağmen el bombaları neden umut kitapevi sahibi ve eski pkk lı seferi yılmaz ı öldürmedi?

4- 30 AK 933 plakalı araç olay yerine çok uzakken neden halk patlama yerine değil de, araca doğru yürümüştür?

5- ROJ TV nasıl oldu da bölgeden canlı yayına kısa sürede geçebildi?

6- mutkili ali bu olaya çekilirken; bölgede pkk ya karşı etkin istihbarat yapması ve umut kitapevi faaliyetlerini çözmesi, MI5 in hem bu olay ile infial ve karışıklık projesi ve hem de pkk nın istihbarat noktasının deşifresi ile umut kitapevinde vazgeçilmesi etkili olmuş mudur

7- mitinglere çevre illerden katılımcı sempatizanlar nasıl oldu da ani bir organizasyon ile getirildi. Bu kadar para ve katılımcıların yol masrafı yeme içme gibi ihtiyaçları bu 700.000$ ile mi karşılandı?

8- eğer JİxxM var ise ve bu olayı JİxxM yaptıysa gündüz halkın kalabalık olduğu bir anda neden yapıldı? seferi yılmaz başka şekillerde her halükarda öldürülemez miydi?. gece neden yapılmadı? JİxxM yaptıysa neden el bombası kullandı? Eğer JİxxM bu kadar güçlü ise ve derin devlet bu ucuz olayı yaptıysa el bombası ile neden yaptı. el bombaları ve a-4,c-4 ler pkk tarafından kullanılırken vali,emniyet ve jandarma yetkililerine karşı suikast girişimleri bölgede defalarca tekrarlanırken; bölge vatandaşı neden ayaklanmamış, neden nüfus cüzdanları yakılmamış ve neden dağa çıkılıp hesap sorulmamıştır?
9- bölgedeki jandarma ekiplerinin daha önceki görev yerlerinin yine bu bölge olması ve bölgeye yeniden tayin edilmesi ve önceki dönemlerde PKK nın bu ekipler tarafından etkisiz hale getirilmesi MI5 ve PKK ile kuzey ırak ta ki Kürt oluşumların hoşuna gitmiş midir?

Şimdi yukarıdaki tespitler bize bir ışıktır.Burada Türkiye’nin ne tür bir tehlikeyle karşı karşıya kalması ve sürecin kimler aracılığıyla nasıl işletildiği açısından önemli..Miktat Algül/Gazeteci-Yazar


Gene Ülsevere dönersek. Ülseverin ifadesinden PKK-ABD işbirliğini okumak mümkün. Gerçekten de gerek İran gerek Suriye’de PKK’nın ya da en azından KDP denetimine girmiş PKK’lıların Amerikan çıkarlarını temsil eden bir çizgiye girdikleri görünüyor. Eldeki bir çok veri de bunu doğruluyor. Gündüz Aktan’ın yazısı bunlardan birisi. Aktan eski bir büyükelçi. Analizlerinin temelinde Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının verilerinin bulunması hiç şaşırtıcı olmaz.

26 Kasım 2005de Radikaldeki köşesinde Büyük Pazarlık-3 başlıklı yazısında Gündüz Aktan ise Washington’da gayri resmi çevrelerde ki bunlar stratejik araştırma merkezleri olsa gerek Büyük Pazarlık dedikleri bir kavramı ortaya attıklarını yazıyor. Nedir bu Büyük Pazarlık? ABD Iraktan zorunlu olarak çekilecek. (Bence Kuzey Irakta güçlü bir Amerikan askeri varlığı kalacak ve Türkiye üzerinden lojistik temin edecek) Amerikan çekilmesi sonrasında Irak üçe bölünür ve iç savaş çıkarsa Arapların nefret ettiği Kürtlerin Türkiye’nin desteğine ihtiyacı olacak. Büyük Oyun burada başlıyor. ABD Türkiye istese de istemese de Kürtleri himayesi altına alacak koruma verecek diyor. Üstelik Kerkük’te Türkmenlere yönelik etnik temizlik yapılmasını kabul edecek ve Kerkük-Ceyhan petrol boru hattını açık tutarak Kürtlerin petrol akıtmasına ve zenginleşmesine destek olacak.

Gerçekten Kuzey Irak her anlamda Türkiye''ye muhtaç. Barzani ABD’YE gitmek için bile İncirliği kullanmak zorunda. Ancak halen Türkiye değil Barzani sınırı etkili olarak kullanıyor. Türk Kızılayın Iraktaki durdurulan yardımları bile MİT Müsteşarı Emre Tanerin Barzani’yi ziyaretinden sonra başlayabildi. Özetle Türkiye büyük bir zaaf döneminden geçiyor. Sınırın Kuzey Irak tarafında etkisi yok. Türkiye tarafında da azalıyor. PKK Hakkari Valisini görevden alıyor. Memurlara buradan defolun deniliyor. Hal böyle iken ABD 1990lı yıllarda Çekiç Güç himayesinde büyüttüğü fiili Kürt Devleti için nasıl Türkiye’ye baskı yaptı ise şimdi de federe Kürt devletini bağımsızlığa giden yolda yine Türkiye’yi kullanarak korumak ve kollamak istiyor. Aktan’a göre Türkiye’nin bunu kabul etmesi için PKK eylemlere başladı. Ankara ABD’nin Büyük Oyun ağına direndiği sürece PKK’nın eylemleri tırmanacak. Türkiye sert önlemler alacak ve AB süreci duracak.

Bu arada bölgeden gelen haberler PKK’nın Kuzey Iraktaki alt yapısının bir kısmının Barzani’nin denetimine girdiğini gösteriyor. DEHAP’lılar bile daha önceleri aşağıladıkları ve sert tepki verdikleri Barzani’ye artık açıkça saygı içeren ifadelerle anmaya başlamış durumdalar. Barzani’nin PKK kadroları dışında zaten geleneksel olarak etkili olduğu Hakkari ve hemen çevresinde etkisi gittikçe artıyor.

Barzani’nin ilerleyen etkisine rağmen bölgede PKK-Barzani çatışması devam ediyor. Öcalan’ın tamamen bittiğini düşünmek mümkün değil. Askeri kaynaklar TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerine verdikleri bilgide Temmuz ayından bu yana ilçede PKK-Barzani çatışmasının ürünü olan 11 bombalama yapıldığını 11 askerin şehit olduğunu ve 9 Kasım 2005de gerçekleşen patlamada kimsenin ölmemesi üzerine PKK dağ kadrolarının hesap sorduğu bilgisini vermiştir.(Milliyet 26 Kasım 2005)

Barzani bölgede kimlik dağıtmakla öğrenci davet etmekle kalmıyor. Türkiye’den Kuzey Irak’a göçü teşvik ediyor. Türkiye’deki bütün mal varlığını satıp Kuzey Irak’a yerleşen ailelerin sayısı gittikçe artıyor. Kuzey Irakta bulunan yeni petrol kaynakları ve 2007de Kerkük’ün Kürt denetimine hukuken de girmesinden sonra Kerkük-Ceyhan boru hattının açık kalması durumda Kuzey Irakta kişi başına düşen gelir hızla 8000 Doların üzerine çıkacak bazı hesaplara göre. O zaman kişi başına düşen gelirin 1000 Dolar olduğu Nusaybin üzerinde Zahonun çekiciliği daha da artacak. Bütün bunlar olurken Mustafa Balbay 29 Kasım 2005de Güneydoğudaki Kanlı Bulmacanın Parçaları başlıklı yazısında Olaylar hep Van’ın güneyinde yaşanıyor. Geçmiş dönemde terör örgütünün etkili olduğu iller var. Oralarda sessizlik hakim. Bunu da hayra yormak zor. Senaryo yazmaya girişirsek sonu gelmez ama insan ister istemez acaba Kürtlerin Türkiye’deki eylem sahası daraltıldı mı daha önce Kürtlerin doğal uzantısı saydığı illerle ilgili Sevr hayali mi var diye soramadan edemiyor.

Mustafa Balbay’ın sorusu haksız değil çünkü Kuzey Irakta hazırlanan Kürdistan Bölgesi Anayasa Taslağında açık bir şekilde Sevr Anlaşmasının çiğnendiğine dair atıflar bulunuyor.(Milliyet 26 Kasım 2005) Birileri Türkiye’nin bölünme projeleri üzerinde çalışıyor.

Peki Ankara’da birileri de Türkiye’nin birliği projeleri üzerinde çalışıyor mu?

Benim bildiğim kadarı ile hayır.

Net haberin 08 Kasım 2006 Çarşamba günü yaptığı habere göre; Sabah gazetesinin Metehan Demir imzasıyla manşetten verdiği habere göre, Amerikan Merkezi Haber alma Teşkilatı CIA'nın, Türk uydusundan kiraladığı hatla İran'daki iletişimi izlediği, halka radyo-TV yayınları yaptığı ve elektronik karıştırma faaliyeti yürüttüğü ortaya çıktı. Türk makamlarının bilgisi dışındaki faaliyet Tahran'ın dikkatini çekti.

Tahran yönetimi "Kendi imkânlarınızı bize karşı kullandırmanız kabul edilemez" diye Ankara'ya resmi uyarıda bulundu. Dışişleri Bakanı Gül devreye girerek İran üzerinde aktif olan sistemi hemen kapattırdı.

Olay üzerine asker ve sivil üst düzey yetkililer "acil çok gizli" koduyla bilgilendirildi. ABD-İran geriliminin kritik aşamasında CIA'nın Türkiye'yi zor duruma sokan böyle bir skandala imza atması Ankara'yı kızdırdı.

CIA'nın Türk uydusu ile İran üzerinde propaganda yayınları yaptığı, e-mail trafiğini bile izlediği söyleniyor.

İRAN KIZGIN
Türk makamlarının haberi olmadan yürütülen bu gizli CIA harekatının durdurulması amacı ile İran, Ankara nezdinde protesto amacı ile diplomatik girişimde bulundu. İran, Türkiye'ye "Kendi imkan ve kabiliyetlerinizi ABD tarafından bize karşı kullandırmanız kabul edilemez" yönünde resmi uyarıda bulununca, Türkiye derhal harekete geçti ve Türk uydusunun CIA tarafından paravan isimle kiralanan yansıtıcısını kapattırdı.

'ACİL' BİLGİ
Washington-Ankara-Tahran ekseninde sarsıntı yaratan gelişme Türkiye'nin de büyük tepkisini çekti. Olayın ortaya çıkmasının ardından, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün devreye girerek, talimatla İran üzerinde aktif olan sistemi derhal durdurduğu öğrenildi. Olaydan sonra başkentte askeri ve sivil üst düzey yetkililer de "acil çok gizli" koduyla bilgilendirdi. Bazı kaynaklar, ABD'nin gelişmiş uydularının faaliyetlerinin farkında olan İran'ın elektronik karşı istihbaratını şaşırtmak amacı ile, beklenmeyen bir noktadan takip edilmesi amacı ile CIA'nın bu yola başvurduğunu ileri sürüyorlar. Daha önce, Hizbullah'a silah taşıdığı gerekçesi ile gelen dış istihbarat paralelinde İran uçaklarını indiren Türkiye ile İran arasında bu yüzden ciddi rahatsızlık oluşmuştu.

TAKİP BAŞLADI
Bu gelişme ile daha da gergin hale gelen Tahran- Ankara hattındaki krizin giderilmesi amacı ile Türk diplomasisi de yoğun bir faaliyet içine girdi. Türkiye, ayrıca halen Türk uydularında CIA tarafından paravan isimle kiralanan başka hat olup olmadığına araştırmak için güvenlik kodlarını yeniden incelemeye aldı. Bir süreden beri, bazı Türk uydu hatlarının İsrail ve ABD tarafından kullanıldığı iddia ediliyordu.
Evet.Büyük Kürdistan’ın kurulma sürecinin sivil ayağını ve teknolojik ayağının gelişimine baktığımızda,bugün asgari alt yapının Federasyon olacağı bilinmelidir.Tüzüğünde federasyonu kullanan HAK_PAR’ın kurulmasına izin verilmesi bir noktada toplumu alıştırmaktan öte bir şey değil.
Bunun kabulü neredeyse el altından sağlanmaya başlandığı gibi, İmralı cezaevine mahkum nakillerde Kürt Mandela yaratma projesinin sürecinin başladığının somut işaretinden başka bir şey değil.
Büyük Kürdistan projesinde Türkiye, Irak, İran’da yaşayan Kürt bölgelerini kapsayacaktır. Şimdi ele geçmeyen bir Ülke kaldı İran.

Kartlar bundan sonra onun üzerinde oynanacaktır. Bu kâğıt oyununun ası PEJAK’tır

Miktat Algül

Gazeteci-Yazar

NOT:Kayseri Erciyes Üniversitesinde kurulan ABD iletişim bürosuna dikkat.Bu ve buna benzer bürolar tüm üniversitelere kurulcaktır.
 
Üst