C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Akdeniz'in, Kıbrıs'ın da içinde yer aldığı doğu kesimi, Türkiye için jeostratejik bir önem taşımaktadır. Zira Kıbrıs, Türkiye'nin güneyden kuşatılmasında bir platform oluşturmaktatır. Aynı zamanda Kıbrıs, dünyanın jeopolitik bakımdan ana çatışma alanlarından olan Uzak Doğu, Orta Doğu ve Avrupa?nın ulaşım yollarını kontrol eden bir konumda bulunmaktadır.
Ana vatan için stratejik bakımdan çok önemli olan Kıbrıs?ta yaşayan soydaşlarımız daima bunun bilincinde hareket etmişlerdir.
Kıbrıs, tarihin hiçbir döneminde Yunanistan?a ait olmamıştır. 1571 yılında onbinlerce şehit vererek fethedilmiştir.
Bu dönemle birlikte adanın karanlık devri sona ermiş, aydınlık devri başlamıştır. Venedikliler döneminde her türlü medeni haktan yoksun bırakılan yerli halka başta din serbestisi olmak üzere her türlü hak verilmiş ve zorla çalıştırılma (angarya) kaldırılmıştır. Ağır vergilerin tümü iptal edilmiştir. Fetih sırasında sürgünde bulunan başpiskoposun adaya serbest şekilde dönmesine izin verilmiş ve despothane kiliseye devredilmiştir.
Kültür varlıklarıyla bir Türk adası haline getirilen Kıbrıs, 1877 yılında Rus tehdidi karşısında sözde yardım vaadinde bulunan İngiltere?ye geçici olarak devredilmiştir. Kıbrıs tarihinde Türkler için en önemli safha bu dönemde başlamaktadır. Zira bu dönemde Kıbrıslı Rumlar, bu aşamayı fırsat bilerek adayı Yunanistan?a bağlama gayretlerini artırmışlardır. Bu gayretler 1895 yılında Tahtakale?de, 1915 yılında Leymosun ve Hamit mandıralarında Türklere yönelik kitle imha saldırılarına dönüşmütür.
Birinci Dünya Harbi yenilgisi Kıbrıs Türkleri?nin durumunu daha da kötüleştirmiştir. Zira bu tarihten itibaren Yunanistan?la birlikte İngiltere ve Fransa?nın da desteği ile Rumlar tarafından adayı ilhak yolunda ciddi çalışmalar başlatılmıştır.
Kıbrıs Türkler?i, İngiliz sömürge yönetimine ve Rum baskılarına, inancından ve öz değerlerinden taviz vermeden direnmişlerdir. Bu zor şartlarda dahi Türkiye?deki gelişmeleri takip etmiş, ekonomik ambargolara rağmen kıt imkanları ile Türk milli mücadelesine katkıda bulunmuşlardır.
Adanın Türkiye için jeostratejik ve jeopolitik önemi dün olduğu gibi bugünde artarak devam etmektedir. Bunun bilincinde olan güçler; 307 yıl fiilen Türk egemenliğinde kalan Kıbrıs?ta yaşayan Türklerin çektiği sıkıntıları ekonomik ambargoları, onlara yapılan toplu katliamları dünyaya unutturarak, 1960?lı yıllardaki statüsüne dönülmesine ve adanın tamamının Rum yönetimine girmesine çalışmaktadırlar.
Ayrıca Akdeniz, dünyanın jeopolitik bakımdan belli başlı muhtemel çatışma bölgelerinin ilgi alanında yer almaktadır. Akdeniz hem okyanuslara ulaşmada hem de okyanuslar arası geçişte kestirme bir güzergahtır. Ayrıca sularındaki, çevresindeki ve tabanındaki doğal kaynaklar ile bilhassa petrol ve boru hatlarının çıkış bölgesi olması, ticari ve ekonomik imkanları dolayısıyla refah ve güvenlik bakımından ihmal edilemeyecek bir değer taşımaktadır. Üstelik Akdeniz, Atlantik ve Pasifik bölgeleri arasındaki Orta Doğu?nun jeopolitik bakımından müşterek konumuna dahil bulunmaktadır.
Dünya jeopolitiğinin belli başlı mihverleri Akdeniz?in doğusunu da kapsayan orta doğu alanının içinden veya kuzeyinden geçmektedir. Dünya hakimiyet teorilerinden Mackinder?in ?Dünya Adası ve Kalpgah Teorisi?, ?Mahan?ın ?Deniz Egemenliği Teorisi? ve bunları bağdaştıran, Spkkman?ın ?Kenar Kuşak Teorisi? yönünden kilit bir konuma sahip olan Akdeniz, eski dünyanın yumuşak karnı sayılabilir. Bölge tarihindeki büyük imparatorluklar ancak Akdeniz?e hakim olunarak kurulabilmiş, bu sayede uzun ömürlü olabilmişlerdir.
Görüldüğü gibi Doğu Akdeniz?de deniz hakimiyetinin sağlanmasında ? konumu itibarıla ? Kıbrıs, çok büyük bir rol oynayacaktır. Savaşta bir üs olarak kullanılabilecek, ikmal ve ulaştırma faaliyetlerine büyük katkısı olacak, Türkiye?yi Güneyden gelebilecek tehditlerden koruyacaktır. Ayrıca ada, önemli bir hava üssü olma özelliğine sahiptir. Zira buradan havalanacak uçaklar Süveyş, Suriye, İran, Irak, Libya, Balkanlar ve Kafkaslar gibi ülke ve bölgelere kolaylıkla ulaşabilecektir. Ada, barışta ise bir ticaret merkezi gibi görev yapabilecektir.
Özetle sabit bir uçak gemisi, bir deniz üssü gibi görev yapabilen ve Türkiye?nin yumuşak karnında yer alan bu adanın, Türkiye için ne derece önem taşıdığı bu kısa girişten kolayca anlaşılmaktadır.
Özellikle de şu sebeplerle stratejik önemi hayli büyüktür;
Halen dünyanın en zengin petrol rezevlerine sahip olup politik bakımdan da dünyanın en hassas bölgesi Orta Doğu?yu konumu itibarıyla doğal şekilde kontrol eder.
İskenderun - Basra Körfezi - Süveyş Kanalı üçgeni Doğu Akdeniz?in stratejik kilit bölgesidir. Kıbrıs cografi bakımdan bu üçgene en yakın olan adadır.
Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz?i Hint Okyanusuna bağlayan deniz ticaret yollarının üzerindedir.
Çok hassas bir bölgede değerli bir deniz ve hava üssüdür. Çıkarma ve hava indirme harekatı ile hava sahasının kontrolü yönünden bir yığınaklama bölgesidir.
Enerji ulaşım hatlarının denetimi yönünden önemli bir güvenlik rampası oluşturur.
Kıbrıs adasının özellikle Türkiye için stratejik önemi ise şöyle özetlenebilir:
Güneyden Türkiye?nin coğrafi güvenliğini sağlar. Düşman eline geçerse Türkiye?nin Güney kıyıları tehdit altına girer.
Türkiye?nin derinliklerine tesir edebilecek hava ve deniz üssü karakterindedir.
Türkiye?nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle olan deniz ticeret yollarını kontrol altında bulundurur. Söz konusu deniz ticaretini kolaylaştır veya güçleştirir.
Türkiye?nin Doğu Akdeniz?de etkinliğini ve egemenliğini korur.
Ulu Önder, dahi asker Atatürk, Kıbrıs?ın jeopolitik ve stratejik açıdan değerlendirmesini büyük bir ileri görüşlülükle yapmıştı. Çeşitli savaşları yöneterek bilinçlenen o büyük asker üç yanı denizlerle çevrili Anadolu yarımadasının Akdeniz?den beslenen şartlara bağlılığını, Akdeniz?in doğal stratejisinin önemini elbette unutamazdı. ?Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz?dir, İleri!? sözleriyle ulusal güvenlik stratejimize açıkça işaret eden büyük kurtarıcı Atatürk?ün, Kıbrıs?a ve Kıbrıs Türklerine verdiği önemi düşüncelerinde görmekteyiz.
Güneyde Askeri bir tatbikatı izleyen Atatürk, etrafında bulunan subaylara: ?Türkiye?nin yeniden işgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve imkanlarımız nelerdir?? sorusunu sorar. Subaylar birçok görüş ve düşünce ileri sürerler. Atatürk hepsini sabırla dinler, sonra elini haritaya uzatır ve Kıbrıs?ı işaret ederek: ?Efendiler? Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs?a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.? Demiştir.
İstanbul Emekli Vali muavini Şevket Yurdakul, anılarında Kıbrıs?tan Türkiye?ye göçün durdurulmasını Atatürk?ün bizzat direktif verdiğini, Türkiye?de ilk kez kurulan Kıbrıs Türk talebe birliğinin Atatürk?ün himayelerinde çalıştığını, Atatürk?ün emirleriyle Kıbrıs?lıların bütün fakültelere kabul edildiğini anlatmaktadır.
İngiltere?nin adayı 5 Kasım 1914?te resmen ilhakından sonra;
Kıbrıs Türklerinin zor günlerden geçtiği bu dönemde, Ana Vatan?da da zor günler yaşanmaktadır. Mustafa Kemal ve arkadaşları, Anadolu?da dağılan imparatorluktan yeni bir Türk devleti yaratmanın mücadelesini vermektedirler. Kıbrıs Türkleri bu mücadeleye yüksek sesle yanıt vermekte gecikmediler.
Kıbrıs Türklerinin Ana Vatanlarına ve Atatürk?e olan bu bağlılıkları, Atatürk?ün bir gün kendilerini de hürriyetlerine kavuşturacağına olan güvenlerini pekiştirerek onlara direnme azmi vermiştir.
Bu azim ve Türkiye?nin kararlı tutumu, bu gün özgür topraklar üzerinde kurulu bir ?Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti?nin kurulmasında başlıca etken olmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti?nin kurulmasıyla Rumların Enosis planlarına dur denmiş ve Türkiye için stratejik önemi büyük olan yavru vatanda Türk?ün kesin egemenliği sağlanmıştır.
Ulu Önder Atatürk?ün Saffet Engin?e (Arın Engin) verdiği söz, ?Kıbrıs?ın da kurtulmasının sırası gelecektir? sözü gerçekleşmiştir. Bunu Atatürk?ün vasiyeti olarak kabul edersek vasiyet yerine getirilmiş ve Kıbrıs?ta yaşayan Türkler de kazandırılmıştır.
Kesintisiz devam eden bu yoğun tarihsel bağlar gelecekte de Kıbrıs?ın Türk kalmasının ve Kıbrıs?ta Türklerin güvence içinde yaşamasının başlıca teminatı olacaktır.

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Kıbrıs'ın sahip olduğu stratejik önem, gerek iç huzur gerekse uluslararası düzeydeki antlaşma ve ihtiyaç duyulan gereksinimler bakımından büyük bi niteliğe sahiptir!!!

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Hata bizde zamaninda bütün rumlari o adalardan cikarmamisiz,acin bakin bir haritaya irili ufakli nerden baksaniz yunanlilarin egede 200 adasi var,burnumuzun dibine kadar gelmisler.

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Merak etme onlar anca yanaşabilirler zaten, hiç bişey yapmaya yürekleri yetmez!!! bizdeki yürek yoktur onlarda!!!!

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Aklın yolu birdir..
Atamız da gereken uyarıyı yapmış..
Bir de iktidarlarımız bu uyarıyı dikkate alabilse....

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

İktidarlar anlamaya çalışsaydı Atam'ı şimdi zaten bu belalarla uğraşmak zorunda kalmazdık.

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Kibris Türk milletinin can damaridir damarsizlar anlamasada

Düzenleme//KÜLTEGİN

"Türk" kelimesi özel isimdir.Baş harfi küçük yazılmaz.

Cevap: C¤ Atatürk Nasihatı "Kıbrısa dikkat ediniz."

Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz?i Hint Okyanusuna bağlayan deniz ticaret yollarının üzerindedir.
Çok hassas bir bölgede değerli bir deniz ve hava üssüdür. Çıkarma ve hava indirme harekatı ile hava sahasının kontrolü yönünden bir yığınaklama bölgesidir.
Enerji ulaşım hatlarının denetimi yönünden önemli bir güvenlik rampası oluşturur.
Kıbrıs adasının özellikle Türkiye için stratejik önemi ise şöyle özetlenebilir:
Güneyden Türkiye?nin coğrafi güvenliğini sağlar. Düşman eline geçerse Türkiye?nin Güney kıyıları tehdit altına girer.
Türkiye?nin derinliklerine tesir edebilecek hava ve deniz üssü karakterindedir.
Türkiye?nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle olan deniz ticeret yollarını kontrol altında bulundurur. Söz konusu deniz ticaretini kolaylaştır veya güçleştirir.
Türkiye?nin Doğu Akdeniz?de etkinliğini ve egemenliğini korur.
Ulu Önder, dahi asker Atatürk, Kıbrıs?ın jeopolitik ve stratejik açıdan değerlendirmesini büyük bir ileri görüşlülükle yapmıştı. Çeşitli savaşları yöneterek bilinçlenen o büyük asker üç yanı denizlerle çevrili Anadolu yarımadasının Akdeniz?den beslenen şartlara bağlılığını, Akdeniz?in doğal stratejisinin önemini elbette unutamazdı. ?Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz?dir, İleri!? sözleriyle ulusal güvenlik stratejimize açıkça işaret eden büyük kurtarıcı Atatürk?ün, Kıbrıs?a ve Kıbrıs Türklerine verdiği önemi düşüncelerinde görmekteyiz.
Güneyde Askeri bir tatbikatı izleyen Atatürk, etrafında bulunan subaylara: ?Türkiye?nin yeniden işgal edildiğini ve Türk kuvvetlerinin sadece bu bölgede mukavemet ettiğini farz edelim. İkmal yollarımız ve imkanlarımız nelerdir?? sorusunu sorar. Subaylar birçok görüş ve düşünce ileri sürerler. Atatürk hepsini sabırla dinler, sonra elini haritaya uzatır ve Kıbrıs?ı işaret ederek: ?Efendiler? Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bu bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs?a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.? Demiştir.