C¤ Hatice İntaç - Şarkılar Dayanır Kapına

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
hatc44d9d2b9mk6.png


Hatice İntaç müzikal varlığını sürdürmeye kararlı...



ŞARKILAR DAYANIR KAPINA...



“Birgün şarkılar dayanır kapına / Hesap sorarlar sana / Nerde o sevgili diye / Mor lacivert bir akşamda / Boynu bükük sığınırlar / Gecenin matemli kuytularına...”

Hatice İntaç’ın bugünlerde çıkan ikinci CD / kaset’ine adını veren bestenin girişinden aldım yukarıdaki dizeleri.

Hatice İntaç, İstanbul elçiliğimizde gerçekten de çok başarılı, üretken ve sevecen kişiliğiyle sürekli artılarını çoğaltan bir kültür elçimiz... Ama bana göre en büyük artısı, müziği tutkunluk çizgisinin de ötesine taşıyarak, “Türk Musikisinin” o engin sularına kendinden ve dolayısıyla Kıbrıs’tan da damlacıklar katma çabaları... Ki, sanatta kendini farklı kılıyor.

Ülkemiz sanat ortamını ve bu ortama çok zayıf denecek kadar bile katkı konmaması düşünüldüğünde... İntaç’ın söz ve müziğini kendisinin gerçekleştirdiği eserlerini yine kendi çabalarıyla, Türkiye’de kaliteli bir yapımcı (Süleyman M. Ataman) ve grupla gün ışığına çıkarması kutlamaya ve sahiplenmeye değer... (Hatice İntaç tatil için Kıbrıs’ta... Gelirken kaset ve CD’lerini de getirmiş. Gereken ilgi ve paylaşımı göreceğini umuyorum...)

Her iki kaseti de dinleyen biri olarak diyebilirim ki, bu çalışmasında İntaç daha da ileri adımlar atmış. Şarkılarını, sesindeki gizemi yansıtarak okuyor. (Şarkılar, aşk / sevgi üstüne... Yaşama dair... Adım adım ilerleyen bir çaba bu...

Kasetteki besteler: “Yine akşam oldu, Buram Buram, Giderken Bu Şehirden, Anahtarı Kayıp, Terket Beni... Şarkılar Dayanır Kapına, Yaseminler Kokuyor (Kıbrısım), Mumla Ararsın, Aşk Bitti ve Gelmene Gerek Kalmadı...” (Değindiğim gibi, bu çalışma birinciden daha ileri gibi geliyor bana... Tabii, daha gidilecek çok yol var ama... Bu her sanat ve sanatçı için de geçerli... Ve, Hatice İntaç bu yol(culuğ)u sürdürecek gibi... Çünkü yaptığı işi seviyor ve üzerine titriyor...

Sonucu olumlu etkilemek bize kalmış... Bizlere... O kaset ve CD’leri sevgi ve dayanışma ruhu ile alıp dinlemesi gerekenlere...



BİZ BİZE YETERİZ SANIYORUZ...

Kaseti / CD’yi dinlediğiniz zaman hemen farkedeceksiniz ki gerçekten de “Ben amatörüm” diye ısrarla belirtse de, parçalar üzerinde uzun bir süre ve titizce uğraşılmış. Henüz ikinci albüm olmasına karşın ayırt edilir bir çalışma. Nüanslar ve yorum özelliklerinde gittikçe daha da duyarlı olacağı açık... Duyarlı anlayış ve katkısı, temiz tonlaması ile umut vaadediyor bu çalışma. (Çok az sayıda satışa sunulan kaset ve CD’leri paylaşmakla.... Ülkemizin henüz daha emekleme pozisyonunda olan (diğer sanatlar gibi) Türk Musikisine katkı yapmak... belki de her yanımızı cehennemi yokedişlerin sardığı bu dönemde bir nebzecik olsun rahatlatır insanı... Değil mi ki, devlet olarak sanat ve sanatçılarına ilgisizliği hep söz konusu olan ülkemizde... kendi özel çabalarıyla varolmaya / bir yerlere gelmeye çalışanlara bir katkı... aslında önce kendimize / insan yanımıza da bir katkıdır...

Değil mi ki... Varolmadan var edemiyor insan...

Ve onca içe kapanmışlık... Onca yok sayılmışlık... Onca direnç / varoluş ve var ediş eksikliği karşısında... sadece dıştan yardım alış (her anlamda, sadece parasal değil...) var edemiyor insanı...

Oysa, uluslar dünya genelinde sanatçılarıyla, yaratıcılarıyla vardırlar...

Bunu artık – bilinmezden gelinse bile- duymayan yok...

Haydi edebiyat kanalıyla evrenselliğe soyunmak dil engeli yüzünden kolay değil (ki o da aşılabilir / aşılmalı... Kültür Bakanlığı, kültürümüzü yansıtan kitapları süratle çeviri yoluyla dünyaya tanıtmaya başlamalı... Ama, hatır / gönül / yandaş... metoduyla değil... tam anlamıyla tarafsızca...)

Bilelim ki, Edebiyat gibi, plastik sanatlar, müzik gibi (ki bu ikisinin dili zaten evrenseldir) evrensel olan sanatlarda söz sahibi olamazsanız ulus olarak ne kadar değeriniz olabilir ki! (Ha bir şeyi de anımsayalım ülkemizde, çoğu gerçekten başarılı bir şekilde gerçekleştirilen festivaller gibi festivallere biz de çağrılı olduğumuzca başarılı sayılırız... Yoksa seyircisi kalırız hep...)

Sanatçısına arka çıkmayan... Onu eser yaratmaya zorlamayan, yarattığı eserlere sahip çıkmayan, yaymayan, ona eser ısmarlamayan... hatta onu görmezden gelen önemsemeyen bir ulus olarak dünya genelinde söz sahibi olmayı beklemiyoruz / istemiyoruz zaten...

Biz bize yeteriz sanıyoruz !!!
 
Üst