Canım Annem

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Canım Annem

Bugün herkesin dilinden şu iki sözük düşer:”Canım Annem!”…Hayatta olanlar için büyük şans…Yıllarca önce aramızdan ayrılanların anıları ile yaşamak kalıyor…O anılara,o günlerin sıkıntılarına bakarak bugün şükretmek kalıyor geride…

Bugün içimden başka yazı yazmak gelmiyor.Geriye bakıyorum,18 yaşında kaybedilen bir baba,20 yaşında kaybedilen annenin anıları var.Onların fedkârlıklarına yanıt verme fırsatım bile olmadı…

Gerilere sarkarak yaşananları anımsamak,bugünlerin değerini ölçmeye yarar.Mihenk taşı o gerilerde…

İkinci Dünya Savaşı,Kıbrıs’ın yokluk günleridir. Köyden gelen un insanımızı açlıktan kurtarıyordu. Köylünün alın teri,el emeği ve tarlalarda verdiği uğraş kurtarıyordu Kıbrıs insanını…

Anneciğim, o bir torba unu üç güne bölerek,hem evin geçimini hem de beslenmesini sağlayan sihirbaz olarak anımsıyorum. Fırınımız ek teknemizdi.O savaş günlerinde ve de daha sonra,hamuru yoğuracaksın,çörek,ekmek yapacaksın.Onu fırınlamak,derlemek,toparlamak,satmak ve ucundan üç kuruş kazanmak…Elbette sihirbazlık isterdi.O zincirin son halkası kolun taktığı sepetle önce Mağusa’da sonra da Maraş’ta sokak sokak gezip çörekleri kafes ve peksemetleri satmak geliyordu…

Annem,babam,ninem 9 boğazı doyurmak için çırpınıyordu. Mağusa yokluk dönemini yaşıyordu.Kimsede para yoktu. Gençler işsiz,etraf yıkık,liman arada sırada uğrayan ticaret gemilerinde vüç beş hamala ekmek sağlıyordu.Orada sıra kapmak kolay değildi.İş arslanın ağzında…

Gençler ya askere gidecek ve bilinmeyen topraklarda İngiliz askeri olarak çarpışıp ölecek,ya da Kıbrıs’ta kalıp sürünecekti.Alman uçaklarının bombaladığı,taş taş üstünde bırakmadığı Mağusa’da hayatla ölüm burun burunaydı…

İşte anneler bu daracık aralıkta ailelerini ayakta tutmanın savaşını veriyordu…Ben annemi anımsıyorum,siz de sizinkini.Ne fark eder,her ikisi de anne!Fedakâr,asla kendine bir şey istemeyen,hep ailesi,evlâtları için çabalayan,her zaman sığındığımız,başımız ağrıdığında,dara düştüğümüzde sığınmak istediğimiz sıcacık bir kâlp…Yaş önemli değil.O hep annedir…Hatta aramızdan ayrılsa da!

Kıbrıs’ın anneleri savaşın acılarını sarmadan,sıkıntıları ile savaşa soyundular.Benim annem de öyle.Savaş bitti derken Süveyş Savaşı geldi;ülke bir yığın rezil yabancı asker doldu.Sokaklar geçilmez,evler yaşanmaz oldu.Tehlike kol gezdi.

Yetmedi EOKA belâsı ülkeyi tanınmaz hakle soktu.1 Nisan sabahı Halkın Sesi gazetesini okurken,annem,ninem,yerde masasında çörek yapıyorlardı.Gazete “Kıbrıs Radyosuna bomba kondu” diyordu.Annem bizi yumuşatmak için “1 Nisan şakasıdır oğlum,sen aldırma” diyordu…Ana yüreği.Rumlarla takışacağımızı hissetti…
O günden sonra annemin gözü hep üzerimde oldu.Hep açıklaırmnı kapattı.Hatta İngiliz polis benievden alıp giderken bile…Ona az çektirmedim.Bunun bilincindeyim.

En büyük oğlu,Pulat abim, savaş sonrası işsizlikten Londra’ya göç etmişti.İngilter’ye ilk göç edenlerdendi.Hasan abim denzi aşığı idi.Limanda İngilizin Z’craftlarında çalışıyordu.Limana gelen İsveç gemisinde tayfa oldu,gitti.Her ev gibi bizimki de boşalıyordu.Yan komşular asker olmuşlardı…Anneler evlâtlarının ardından bakıp ağlıyorlardı.Annem de…

Bu sürüp gitti.Gençler Liseden sonra Üniversite kapılarını zorlamaya başlamıştı.Ben de abim Ali Dinçer gibi bu kervana katıldım.Mezun olanlara adada yine iş yoktu.İngiliz yönetimi elini okullardan çekmemişti…

İşte o 1960 yılında olan oldu.Annem düştü,akciğeri tahrip oldu.O günün koşullarında “Ağır grip” dediler.Tedavi gecikti.Ankara’ya ulaştırdığımızda artık vücut iyice zayıftı.Akciğerin delindiğini söylediklerinde yıkıldık.Ameliyatı kaldırmadı…Hastahane kapısında yıkıldım kaldım…Anneme ilk kez yardım elimi uzatmış ama başarılı olamamıştım… Onu kaybettik.

O günü hiç unutmadım.Doktora,hemşireye herkese kızgındım.Oysa o gün şimdiki gibi elektronik aletlerle teşhis nerede…Onlara öfkelenmem neyi geri getirirdi?...Haziran 1960 ‘da onu kaybettiğimi zor kabullendim.

Bugün bile onu hep yanımda hisseder,arada kendisi ile konuşurum adeta…Anne bu;kaybı kabullenilemez…Ekmeği taştan çıkararak bizlere hayat veren devdi o!...

Annenize sahip çıkınız.Onun yerini hiç ama hiç dolduramazsınız…

Canım annem…Seni şükranla,minnetle anıyorum.Az mı kahrımızı çektin?
 
Üst