Çıkmaz Sokak Kalmasın ???

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ÇIKMAZ SOKAK KALMASIN ???

Bu başlık KIBRIS gazetesinin, Yeşilırmak Kapısı’nın açılışı ile ilgili manşet haberi idi. Kıbrıs’ta Türk ve Rum bölgelerini birbirinden ayıran sınır kapılarından biri olan bir kapının daha iki halkın liderlerinin anlaşması sonucunda açılmasına karar verilmesi, uzun zamandır tartışılan bir konunun daha sonlandırılması açısından önemli olabilir. İki halkı birbirine daha da yakınlaştıracağı umudu ile ve seyahat özgürlüğüne bir imkan daha yaratmak, esas amaç olarak düşünülmüşse daha önceki deneyimlerin sonuçlarına bakıldığında böyle olmadığı görülecektir. Hele bu tip yaklaşımlar birçok sınır kapısının daha açılması isteğini gündeme getirmişse tümüyle yanlıştır. Çünkü kısa yoldan iki taraf arasındaki teması kolaylaştırmaktan öteye Türk tarafı için hiçbir faydası olduğu da iddia edilemez.

Sözde Rum Hükümeti’nin Türklere karşı tutumunda hiçbir değişiklik olmadığı gibi Türk tarafı ile ticari alanda bir iyileşme de söz konusu değildir. Rum- Türk yakınlaşması olarak yutturulmak istenen bu tip faaliyetlerin Rum halkının Türk insanına karşı tutum ve davranışında en ufak bir iyi niyeti ve dostluğu da sağladığı kesinlikle söylenemez. KKTC ye uygulanan ambargolar ve izolasyonlar aynen devam ettiği gibi, Avrupa’nın serbest ticaret tüzüğü gibi daha diğer vaat ettiği konularda bir gelişmeyi sağlamak bir yana gündemden düşürülmesine kadar vardırılan kötü niyetleri de açık seçik ortadadır. Bir iş yapılırken kişi veya o halka bir fayda sağlamayacaksa onun üzerinde ısrar etmenin ancak gündemin saptırılmasına veya o halka zarar verilmesine yarar ki bugün tüm iyi niyetlerimize rağmen yaşadıklarımız, şu veya bu şekilde Rum ve batının bize reva gördüğü haksızlık ve onların ahlaksızlığının sonucudur.

Bugüne kadar yaşananlar, Rum tarafına açılan her kapı ile daha da iki halk arasındaki anlaşmazlığı körüklemiş ve Kıbrıs sorununu içinden çıkılmaz bir yere getirmiştir. Bir kere ticari bakımdan bizi Rum’a daha bağımlı hale getirmiş, kazancımızın büyük bir kısmının Rum tüccarlarına akıtılmasına sebep olmuştur. Onların bize karşı takındığı tavır ve davranış olsun, insanımıza yapılan hakaret ve insanlık dışı uygulamalar olsun, aşağılama can ve malımıza verilen zarar her gün daha da artmış nerdeyse bizi karşılıklı bir dövüşe kadar getirmiştir. Aradaki sınır olmasa 1963 olaylarından sonra yumuşayan ve yine 1968-74 dönemlerinde açılan yollarla, kaldırılan barikatlarla, iç içe yeniden geçtiğimiz devrede yaşadığımız 1974 harbi gibi. Gidiş ayni uygulamalar ayni. hani tarih tekerrürden ibarettir, deyimini yaratmak mıdır esas amaç? Çıkmaz sokak kalmasın derken 1963 öncesine dönmenin yolları mı aranıyor? Bu yanlış gidişin bize ne yararı olacak ki?

Kim ne derse desin iyi niyet hep bizden olduğu sürece kaybeden de hep yine biz olacağız. Nedeni ne olursa olsun çizilen hat ve iki halkı birbirinden ayıran sınırlar askerimizin denetimi altında olduğu sürece istikbale daha güvenle bakabiliriz. Şunu iyice kafamıza koymalıyız ki sınırlarımızı her gün bir yerinden deldirirsek yarın Rum’un içimizde yaratacağı olumsuzlukları karşılamakta çok geç kalmış olacağız. Bütün dünya düşman olmuşsa onlara karşı durabilmenin yolu Devletimize ve sınırlarımız ile belirlenmiş vatanımıza sahip çıkmakla ancak mümkün olacaktır. Mücahidin andı budur ve asla değişmeyecektir.


AHMET GÜLAY
 
Üst