Çocukların Cinsel İstismarı

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi (1989) (ÇHS), dünyada hemen hemen tüm ülkeler tarafından kabul görmüş, 0-18 yaş grubunun haklarını tarifleyen, uygulanması için ilkeler belirleyen temel kaynaktır.

Türkiye ÇHS’ni imzalayan ilk devletler arasındadır. ÇHS’nin iç hukukumuzda tanınması ise ancak 09 Aralık 1994 tarihinde Meclis’in onaylamasıyla mümkün olabilmiştir (27 Ocak 1995 tarihli, 22184 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4058 sayılı yasa). Çocuklarımızın haklarının tanınması 5 yıl geciktirilmiştir. Bugün hala çocuk meselelerinin ertelenmesi tutumu kamuda yaygındır. Çocuklarımız, öncelikli konu kabul edilmemektedir.

Türkiye, ÇHS’nin Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk Pornografisi Ek Protokolüne’de (2001 de kabul edilmiş) (Ek Protokol) imzacı olmuştur. Ancak, ÇHS’nin ve Ek Protokol’ün imzalanmasından ve Meclis’de onaylanmasından itibaren geçen sürede özellikle medeni kanun, iş kanunu ve ceza kanununda yapılan değişikliklerin yeterli olmadığı, özel koruma tedbirlerine ihtiyaç duyan çocuklar konusunda gerekli tedbirlerin alınamadığı ve mevcut kanunların yürütülmesinde, uygulamada başarılı olunamadığı gözlenmektedir.

Günümüzde toplumda ve aile içinde çocuk, haklarının temel ilkeleri açısından bile gerektiği şekilde eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalandırılmadığı gibi, çocuğun her türlü sömürüsü ve istismarı da giderek yaygınlaşmaktadır. Toplum ve çocuklar henüz çocuk hakları üzerine bilinçlenmemiştir. Avrupa Sosyal Şartına Kollektif Şikayet Sistemi getiren Ek Protokol (1995) ve Çocuk Haklarının Kullanımına İlişkin Avrupa Sözleşmesi (1996) de toplum tarafından duyulmamıştır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 19 Mayıs 2000 tarihinde kabul ettiği, üye devletlere Cinsel Sömürü Amacıyla İnsan Ticaretine Karşı Eylem Konulu 11 sayılı Tavsiye Kararları ise Avrupa Birliği’nin kapılarını zorlayan Türkiye tarafından maalesef bugüne kadar ciddiye alınmamıştır. Tavsiye kararları içerisinde yer alan “Cinsel sömürüyle bağlantılı sağlık risklerine ilişkin bilgiyi geniş biçimde yaymak” hususunda ise bugüne kadar herhangi bir merci tarafından herhangi bir tedbir alınmadığı bilinmektedir. Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği’nin Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Üreme Sağlığı Programı kapsamında başlattığı, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Çocuklara Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Destek Hattı: Çocuğa Karşı Cinsel İstismarın Gün Yüzüne Çıkartılması Projesi (Destek Hattı) diğer faaliyetlerin yanısıra bu görevi de üstlenmiştir.

KAVRAMLAR


Çocukların ticari seks aracı olarak kullanılmaları 1996 yılında Çocukların Cinsel Açıdan Sömürülmesine Karşı Dünya Kongresinde şöyle tanımlanmıştır:

“Çocukların cinsel açıdan sömürülmesi çocuk haklarının çok ciddi bir ihlalidir. Çocuğa veya üçüncü kişilere para ve benzeri verilmesi karşılığında çocuğun yetişkin tarafından cinsel olarak taciz edilmesidir. Çocuk cinsel ve ticari bir obje olarak görülür. Çocukların cinsel açıdan sömürülmesi çocuğa bir çeşit şiddet uygulamaktır ve günümüzde köleliğin bir çeşidi sayılır.”




Çocuğa yönelik cinsel istismar tipleri arasında cinsel sömürü günümüzde sıklıkla konuşulmaya başlamıştır.


Çocuğun sadece cinsel açıdan kullanılmaları değil bunun yanı sıra çocuktan cinsel amaçlı kullanım yoluyla para kazanılması cinsel sömürü olarak tanılanmaktadır. İstismardan sorumlu olan kişi kendi cinsel doyumundan çok parasal kazanç için bu tür faaliyette bulunur.



Çocukların cinsel açıdan sömürülmesi, aşağılayıcı ve onur kırıcıdır, ve çocuğun hayatını tehdit eden sonuçlar doğurur. Başlıca üç tip cinsel sömürü vardır: (1) Pornografi, (2) Fuhuş ve (3) Çocuk seks turizmi.


Çocuk pornosu; bir çocuğun gerçek veya kurgulanmış herhangi bir cinsel aktivite içinde gösterilmesi veya vücudunun belli yerlerinin cinsel amaçla gösterilmesidir. Cinsel doyum diğer cinsel istismar türlerinden farklı olarak çocukla cinsel bir aktivitede bulunmak yerine, çocuklarla ilgili materyale bakmak veya izlemekle sağlanır.

Görüntüler; (1) Fotoğraflar, filmler, CD’ler veya video kasetler halinde olabilir, (2) İstismarcının özel kullanımına ait olabileceği gibi, pornografi pazarında ticareti de yapılabilir, (3) Etkiyi arttırıcı küçük bir hikaye ile porno magazinlerinde yer alabilir, (4) Cinsel istismar türlerini sergiliyor / bunları özendiriyor olabilir, (5) Çocukların baştan çıkarıcı bir pozda görüntülendiği veya banyo yapmak gibi aslında normal olan ama cinsel yönden heyecanlandırıcı bulunabilecek görüntüleri de içerebilir.



Temelde iki tipi vardır: (1) Baştan çıkarıcı ve çıplak görüntülerin kullanılması, (2) Çocukların cinsel ilişki içinde gösterilmesi.

Yeni teknolojiler pornonun doğasını değiştirmiştir; Dijital kameralar ve fotoğraf makinelerinin ürünleri, çoğaltılırken eskimediği ve bozulmadığı için üretim kolay ve ucuz hale gelmiştir. Internetin takip edilemezlik ve sınırları aşma özelliği de eklenince çocuk pornosu engellenmesi çok güç bir duruma dönüşmüştür. Bütün bunlara ek olarak, günümüzde dijital grafik programları iki görüntüyü birleştirme veya fotoğrafları bozarak ve değiştirerek yeni görüntüler elde etme becerisine sahiptir. Bu durumda, aslında pornografik olmayan fotoğraflar pornografik hale kolaylıkla getirilebilmektedir. Böylece “sanal çocuklar” yaratılmaktadır. Ancak, çocuk pornosu sadece çıplak çocuk fotoğraflarına indirgenemez. Gerçek ya da sanal bile olsa gerçek hayatta çocuk taciziyle direkt bağlantısı bulunmaktadır.


Evlerinden kaçmış çocuklar gibi sömürüye müsait çocukların ticari amaçla görsel materyal üretenler tarafından çocuk pornografisinde kullanılmalarına rastlanmaktadır. Ebeveynlerin amatör video ekipmanlarıyla kendi çocuklarının pornografik filmlerini çektikleri ve bunların ticaretini yaptıkları da görülmektedir.

Çocuk pornosunda, kurban sömürüldüğünün farkına varmayabilir veya utanç ve korkuyla bu konuda sessiz kalmayı tercih edebilir. Ayrıca tehdit ve korkutma yoluyla da konuşmamayı tercih etme sıklıkla gözlenen bir olaydır. Özellikle son dönemde artık bebeklerin bile bu tarz cinsel sömürüde kullanıldıkları tespit edilmiştir.

Günümüzde yaygın kullanımı bulunan internet, çocuk pornosu malzemelerine ulaşılmasını ve bu tür malzemelerin dünyada serbest dolaşımını çok kolay hale getirmiştir. Internet pornografinin yaygınlaşmasına hizmet etmiştir. Dünyada çocuk pornografisi milyonlarca dolarla ifade edilen bir sektördür. Onaltı yaşından küçük yaklaşık 600.000 çocuğun sektörde sömürüldüğü ve Amerika Birleşik Devletleri’nde toplam sektörün %7’sinin çocuk pornosuyla ilgili olduğu bildirilmiştir (freejesse.net, 2005). Bunun dışında hemen hemen tüm pornografi sitelerinin bir bölümü çocuk pornografisine ayrılmış durumdadır.

Dünya’da bu kadar yaygın olan suç eyleminin Türkiye’de varlığını ve azlığını inkar etmek olanaksızdır (Tablo 1). Az sayıda tespit edilen olgular dışında olgular olma olasılığı çok yüksektir ve suç tespitlerinin az bulunması problemin küçük olduğu anlamına gelmez.

Çocuk fuhuşu; çocukların fuhuş sektöründe yetişkinlere pazarlanmasıdır. Hem erkek hem de kız çocuklar fuhuşta kullanılabilir. Doğu Avrupa’daki kurbanların arasında erkek çocukların sayısının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Kurbanın cinsiyetinden bağımsız olarak, müşteriler hemen her zaman erkektir. Olguların çoğunda kurbanlar erken adolesan dönemde veya adolesan dönemdedirler. Daha küçük yaşlardaki çocuklara da rastlanır.



Çocuk seks turizmi; çocuklarla cinsel ilişkiye girmek üzere kişinin kendi ülkesinin sınırları dışına çıkması, genellikle daha az gelişmiş bir ülkeye seyahat etmesidir. Çocuk seksi turistleri her türlü sosyal altyapıdan gelirler; (1) evli-bekar, (2) kadın-erkek, (3) zengin turist veya bu iş için para biriktiren kişiler, (4) belli bir ülkeyi belli amacı için seçen pedofiller veya (5) gezisini özel olarak bu sebep için düzenlemeyenler gibi bir çok farklı grupta karşımıza çıkabilmektedirler.




Kimliksizlik, çocukların kolayca erişilebilir olması, kendi ülkesinin ahlaki ve sosyal sınırlamalarından özgür olmak, bu tür davranışı sıklaştırır. Bu kişiler bulundukları ülkede çocukların daha erken yaşta olgunlaştığını ya da aslında çocuğa para yardımı yaptıklarını söyleyerek davranışlarını kendi vicdanlarında meşrulaştırırlar. Denetimsiz oteller, barlar, gece kulüpleri, ve aynı zamanda ülkenin egzotik imajına katkısı çocuk seks turizmini besleyen faktörler olabilmektedir.




Çocuğun cinsel sömürüsü yasadışı ticari bir sektör olarak düşünüldüğünde arz ve talep ilişkisinin doğduğundan bahsetmek mümkündür. Talep edenler açısından bakıldığında karşımıza pederastlar ve pedofiller çıkmaktadır.


Pederastlar; 18 yaşın üzerinde olan, 12 ve 16 yaş arasındaki erkek çocuklara cinsel ilgi duyan erkeklerdir.

Tipik bir pederast şu özelliklere sahiptir: (1) Genç veya orta yaşlıdır, (2) Ortalamanın üzerinde bir eğitime sahiptir, iyi bir işi vardır ve henüz evlenmemiştir, (3) 18 - 19 yaşlarındayken, 13 - 14 yaşlarında erkek çocuklara karşı erotik çekicilik duyduğunun farkına varır. Yaşı ilerledikçe bu yaştaki erkek çocuklarına olan düşkünlüklerini devam ettirir.

Pederast, erkek çocuğu bir kadının yerine koyar. Cinsel davranış bir duygusallık ve sıcaklık eşliğinde gerçekleşebileceği gibi, pederast agresif veya sadist davranışlar da sergileyebilir.

Pedofiller; ergenlik yaşı öncesindeki bir kız veya erkek çocuğa yönlendirilmiş cinsel davranışlarda bulunan, genellikle erkek yetişkinlerdir.
Pedofillerin genel özellikleri şunlardır;


Bazı pedofiller kızlar yerine erkekleri tercih ederler ve yine bazıları vardır ki her iki cinsi tercih ederler.

Kızlara yönelenler 8 - 10 yaşlar arasındaki çocukları tercih ederler, erkeklere yönelen pedofiller ise biraz daha büyük çocukları kurban seçerler.

Diğer bir ayırım sadece çocukları tercih eden (exclusive) ve çocuklar olduğu kadar yetişkinlere yönelenler (non-exclusive) arasında söz konusudur.

Pedofiller, amaçlarına ulaşmak için bazen farklı derecelerdeki zorlamalar olduğu kadar farklı yollarda kullanırlar. Kalıplaşmış bir davranış modelinden bahsetmek mümkün değildir.

Pedofiller iki ana grupta incelenmektedir:
DURUMSAL PEDOFİLLER
Bazı yetişkinler, çocuklara hiçbir cinsel çekicilik hissetmeden pedofili davranışını gerçekleştirebilir. Bunlar, patolojik kişilik yapısına sahip kimselerdir. Bu tarz pedofillerin gerçekleştirdiği fiiller birbirleriyle bağlantıları olmayan, denetlenemeyen fiillerdir. Pedofil cinsel ilişkiyi çocukla da denemek ister. Bu tarz pedofillerin düşük sosyo-ekonomik gruptan geldikleri söylenebilir.
TERCİHE BAĞLI PEDOFİLLER


Pedofil cinsel tercihini çocuktan yana yapmıştır. Asla bu eğiliminden söz etmez ve eğilimini açıkça sergilemez. Bu tarz pedofili bütün sosyo-kültürel çevrelerde ve sosyal sınıflarda meydana gelebilir. Pedofiller, gözlerden uzak, karanlıkta avını yakalamaya çalışan kimseler değildir. Aksine, bu kişi herhangi birinin arkadaşı, topluma iyi entegre olmuş, şüphe uyandırmayan biri olabilir.




Böylece her sosyo-ekonomik gruptan, her demografik özelliğe sahip kişiler arasından çocuğa talep gelmektedir ve bu durum çocuğa yönelik cinsel sömürülerin engellenmesini ve ortaya çıkartılmasını zorlaştırmaktadır.




NEDENLER


Ekonomik yoksulluk çocuğun cinsel sömürülmesinin en önemli nedenidir. Ancak, çoğu olguda sosyal yoksulluk nedeniyle evden kaçarak fuhuş sektörüne girme durumuna rastlanmaktadır.

Fuhuş sektöründe çalıştırılan çocukların büyük kısmının aile içi şiddete ve cinsel istismara maruz kaldığı bilinmektedir. Bu sebeplerle sokağa kaçan çocuklar sokakta da fiziksel ve cinsel istismara uğrarlar ve zaman içinde bağımlı olurlar ve fuhuş sektörüne itilirler. Bu risk ailesiyle birlikte kalan ancak sokakta çalıştırılan çocuklar için de geçerlidir. Aynı şekilde annesi fuhuş sektöründe olan çocuklar, küçük yaşta zorla evlendirilen çocuklar için de risk büyüktür.

Internete hızlı ve rahat erişim çocuk pornografisinin yayılması ve elde bulundurulmasını kolaylaştırmaktadır. Modern teknolojinin bu derece yaygın olması, ticareti de kolay hale getirmektedir. Ülkemizde internet kullanıcılarının %80’i ağa internet cafelerden ulaşmakta ve çocuk pornografisi indirebilmektedirler. Buralardaki denetimler yetersizdir.



Zenginlik, çocuk seks turizminin büyük boyutlarda gerçekleşmesinde etkili olan önemli bir etkendir. Turistin ülkeyi terk ettiği andan itibaren yargılanmaktan kurtulması özendirici bir hukuksal uygulamadır. Bakanlar Komitesi’nin Avrupa Konseyi’ne üye ülkelere yönelik Cinsel sömürü, Pornografi, Çocuk ve Genç Fuhuşu ve Ticareti konulu R (91) 11 sayılı Tavsiye Kararına göre; “Avrupa’nın son yıllarda cinsel sömürü amacıyla insan ticaretiyle bağlantılı faaliyetlerde ciddi artış yaşadığını, bu tür getirisi yüksek faaliyetlerin organize suç gruplarınca uyuşturucu ve silah ticareti, para aklama gibi faaliyetleri finanse etmek ve genişletmek için kullanıldığı ölçüde bu faaliyetlerin çoğu kez organize suç örgütleriyle bağlantısı olduğu akılda tutulmalı”dır. Türkiye bu bölgededir.




Çocuğa yönelik cinsel sömürü çocuğun ilerideki sağlıklı cinsel yaşamını ve üreme sağlığını tehdit eder. Erken yaşta gebelik ve doğum, sağlıksız koşullarda ve hekim uygulaması olmaksızın düşük yaptırma ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılması gibi sağlık sorunlarını da bünyesinde barındıran cinsel sömürü önemli bir halk sağlığı problemidir. Kurbanın küçüklüğü nedeniyle ortaya çıkması çoğu zaman tesadüfidir.




Günümüzde ticari cinsel sömürünün kurbanı olan çocukların sayısını belirlemek için elimizde geçerli bir yöntem bulunmamaktadır. Bunun sebeplerinin başında böyle bir metodolojinin geliştirilememiş olması ve konuyla ilgili tanımların ülkeden ülkeye değişiyor olması gelmektedir. Ayrıca, mafyanın işin içinde olması da gerçek durumu gösteren sayısal verilere ulaşmayı engelleyen faktörler olarak dikkati çekmektedir. Çocuğun cinsel sömürüsü suçtur ve suçun doğası gereği gizli kalması için her türlü tedbir alınmaktadır.

SHÇEK verilerine göre, korunma altına alınma nedenlerinden ensest, ailenin fiziksel ve duygusal istismarı ile, aile dışı cinsel istismar olgularında dikkat çekici oranda artış olduğu bildirilmiştir. Çocukların sokağa kaçma ve fuhuş ile pornografi sektörüne düşme olgularında sebep görülen ensest, ailenin fiziksel ve duygusal istismarı ile, aile dışı cinsel istismar nedeniyle korunma altına alınan çocuklar, 2000 yılı içinde koruma altına alınan tüm çocukların %7’sini oluşturmaktadır. 2002 yılında bu oran %12’ye yükselmiştir. Arz edilecek ürün gözüyle bakılan çocukların sayısında da bu orana paralel olarak artış olduğunu söylemek doğru olur.

Jandarma kuvvetlerinin tespit ettiği asayiş olaylarında mağdur olan çocuklarla ilgili yapılan incelemede; 2001 yılında (8.477), 2002 yılında (15.772) ve 2003 yılında ise (19.608) çocuğun asayiş olaylarında suça maruz kaldığı, 2003 yılında Çocukların suça maruz kaldığı olay türleri incelendiğinde; Kız-Kadın-Erkek Kaçırmak (1.649), Cinsel suçlar (Müstehcen Hareketler, Irza Geçmek, Irza Tasaddi, Evlenme Vaadiyle Kızlık Bozma, Fuhuşa Teş .Kadın.Tic. ve Aracılık) (735), olayları görüldüğü bildirilmiştir.


HUKUK



Bu konuda uluslararası bağlayıcılığı olan birkaç sözleşme vardır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi en önemli olanıdır. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 34. Maddesi Taraf Devletlerin çocuğun cinsel açıdan sömürülmesine karşı tüm önlemleri almasını zorunlu kılar. Sözleşmenin 35. Maddesi çocukların bu amaçlarla kaçırılmasının veya satılmasının engellenmesi gerektiğini söyler.

Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi
Madde 34 - Taraf Devletler, çocuğu, her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suistimale karşı koruma güvencesi verirler. Bu amaçla Taraf Devletler özellikle: a) Çocuğun yasadışı bir cinsel faaliyete girişmek üzere kandırılması veya zorlanmasını; b) Çocukların, fuhuş, ya da diğer yasadışı cinsel faaliyette bulundurularak sömürülmesini; c) Çocukların pornografik nitelikli gösterilerde ve malzemede kullanılarak sömürülmesini önlemek amacıyla ulusal düzeyde ve ikili ile çok taraflı ilişkilerde gerekli her türlü önlemi alırlar.
Madde 35 - Taraf Devletler, her ne nedenle ve hangi biçimde olursa olsun, çocukların kaçırılmaları, satılmaları veya fuhuşa konu olmalarını önlemek için ulusal düzeyde ve ikili ve çok yanlı ilişkilerde gereken her türlü önlemleri alırlar.

Birleşmiş Milletler’in Çocuk Hakları Sözleşmesinin Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk Pornografisi Ek Protokolüne göre Türkiye konuyla ilgili her türlü yasal düzenlemeyi yapmanın yanısıra, uygulamanın işlerliğini sağlamaktan ve çocuğa yönelik cinsel sömürüyü önlemekten sorumludur.

Çocuk istismar ve ihmalinin, özellikle cinsel istismarının önlenmesi ile ilgili önem taşıyan bir sözleşmedir.

B.M. Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinden kaynaklanan çocukların ekonomik istismardan;
· çocuk açısından tehlike arz edebilecek
· çocuğun eğitimini aksatabilecek
· çocuk sağlığına - çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ya da sosyal gelişimine
zarar verebilecek herhangi bir işte çalışmaktan korunma hakkının bulunduğu göz önünde bulundurulmuştur.

Giderek artan çocukların satışı, çocuk fahişeliği ve çocuk pornografisinden ve çocuk pornografi ve istismarının internet ve diğer gelişen teknolojiler üzerinde artan erişebilirliğinden ciddi endişe duyularak çocuğun;
· korunması,
· uyumu,
· gelişimi
için her halkın geleneklerinin ve kültürel değerlerinin önemi de dikkate alınarak anlaşma sağlanmıştır.
Protokole uygun olarak Devlet;
· Çocuk mağdurların ve tanıkların duyarlılıklarını kabul ederek yürütme esnasında bu çocukların özel ihtiyaçları da dahil olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak usulleri geliştirecek ve uygulayacaktır.
· Çocuk mağdurları adalet sürecindeki rolleri ve sahip oldukları haklar konusunda bilgilendirecektir.
· Çocuk mağdurların görüşlerinin dile getirilmesine imkan verecektir.
· Yasal sürecin tümü boyunca çocuk mağdurlara uygun destek hizmetlerini sağlayacaktır.
· Çocuk mağdurların mahremiyetini ve kimliklerini uygun şekilde koruyacak ve kimliklerin tespit edilmesine yol açabilecek bilgilerin uygunsuz bir biçimde yayılmasını önlemek için gerekli tedbirleri alacaktır.
· Çocuk mağdur ve tanıkların ailelerinin de güvenliklerini sağlayacaktır.
· Yargılama sürecinin her aşamasında gereksiz ertelemelerden kaçınacaktır.
· Çocuk mağdurlar ile çalışan kişilerin özellikle hukuki ve psikolojik eğitim almaları için gerekli tedbirleri alacaktır.

Devlet, çocuk mağdurların yasal sorumlulardan zararlarını kanuni yollardan ayırım gözetmeksizin tazmin edilebilmelerine imkan sağlayacaktır.

Protokol çerçevesinde Devlet’in bu tür suçların mağduru çocukların sosyal açıdan topluma geri kazandırılmaları, fiziksel ve psikolojik yönden tamamen iyileştirilmeleri ve eğitilmeleri hususunda her türlü önlemi alma zorunluluğu vardır.
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Günümüzde Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, bu Ek Protokole ait Türkiye’nin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından 2006 yılında hazırlanarak sunulan dönemsel raporu hakkında; (1) üstlenilen eşgüdüm ve denetim faaliyetlerinin yetersizliğinden, (2) çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisine özgü merkezi ve yerel özel bir Eylem Planının olmayışından, (3) internet kullanımına ilişkin 2005-2015 Ulusal Eylem Planında öngörülen önlemler hakkındaki bilgi eksikliğinden, (4) İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Eylem Planının uygulanması için doğrudan bütçe tahsis edilmemiş olmasından, (5) kamunun, devlet görevlilerinin ve güvenlik, sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık gibi kamu idaresi sektörlerinin bilinçlendirilmesi çabalarının yetersizliğinden, (6) Ek Protokol hükümlerinin, okul müfredatı yolu da dahil olmak üzere özellikle çocuklara yaygın şekilde öğretilmemesinden, (7) Ek Protokolde düzenlenen konuların pratikte uygulanması hakkındaki bilgi (yaş, cinsiyet ve azınlık grubuna göre dağılımı yapılmış veriler ve ülke genelinde çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisinin yaygınlaşması hakkında yapılan araştırmalar çerçevesinde edinilen bilgiler gibi) eksikliğinden, (8) çocuklara yönelik cinsel sömürü vakalarında bildirilen artıştan, (9) ne konu hakkında yararlanılabilir tam bilginin ne de sistematik denetim ya da şikayet mekanizmasının olmayışından ve böylece nedenlerin, temel sebeplerin kapsamının ve bağlı sorunların ele alınmalarının zorluk arzetmesinden, (10) Ek Protokol’de yasaklanan suçlardan mağdur olan çocuklar için sunulan mevcut hizmetlerin her zaman sistematik ve ülke genelin de de olabildiğince geniş şekilde temin edilmiyor olmasından ve bu tür hizmetlerden kimin sorumlu olduğunun ve hizmet sunanlara hangi düzenlemelerin yol gösterdiğinin açık olmamasından, (11) çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisi meselelerinin kamuda tartışılmıyor olmasından ve bu konulara ilişkin kamu bilincinin halen çok sınırlı olmasından, (12) Ek Protokolde düzenlenen suçları oluşturan eylemlerin önlenmesi, bu eylemlerden sorumlu kişilerin araştırılması, soruşturulması, kovuşturulması ve cezalandırılması için yapılan bölgesel ve özellikle iki taraflı düzenlemeler hakkındaki bilgi eksikliğinden endişe duyduğuna dair nihai gözlem raporu vermiştir.



Türkiye’de durumun tespiti açısından bu nihai gözlem raporunun önemi büyüktür ve rapor durumun vahim olduğuna işaret etmektedir. Ek Protokolün imzalanmasından itibaren günümüze kadar çok yavaş ilerleme olduğu ve edimlerin birçoğunun yerine getirilmemiş olması, bazı çalışmaların henüz ve çok kısıtlı olarak başlatılmış olmasına dikkat çekilmiştir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komisyonu, Türkiye’nin verdiği rapora istinaden ciddi endişelerini bildirmiştir. Buna rağmen gerek yerel bazda gerekse merkezde çocuğun cinsel sömürüsünün ülkemizde yaygın olduğu inkar edilmekte ve çalışmaların yeterli ve başarılı olduğu yetkililerce beyan edilmektedir. En son veriler olarak Komisyona 2003 yılı verileri sunulabilmiştir.




Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çocuğun cinsel açıdan sömürülmesinin en kötü çalışma tiplerinden biri olduğunu söylemekte ve 18 yaşının altında bu tür işlerde çalışmanın engellenmesi için devletlerin tüm gerekli hareket planlarını oluşturmasının ve acilen uygulamasının önemini vurgulamaktadır. Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin ülkemizde uygulanmasında Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu görevlidir. Kurum 2003 yılında hazırladığı konuyla ilgili yetersiz eylem planından başka ne yerel çapta ne de ulusal çapta güncel bir eylem planı hazırlamamıştır.




İç hukukumuz açısından gerekli yasal düzenlemelerin özellikle Yeni Türk Ceza Kanunumuzla gerçekleştirildiği bilinmektedir ancak uygulamada başarılı olunamamaktadır. Özellikle hakimlerimiz ve muayenede sağlık personelimizin yetersiz olduğu, konuyla ilgili eğitimlerinin yetersiz olduğu son ortaya çıkan olgulardaki tutumlarından anlaşılmaktadır.


Müstehcenlik, Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Genel Ahlaka Karşı Suçlar kapsamındadır.

Madde 226 - Müstehcenlik
1. (a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya dinleten, (b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği ya da görebileceği yerlerde, ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan, okutan, söyleyen, söyleten, (c) Bu ürünleri içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden, (d) Bu ürünleri bunların satışına mahsus alış-veriş yerleri dışında satışa arz eden, satan veya kiraya veren, (e) Bu ürünleri sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısı ile bedelsiz olarak veren veya dağıtan, (f) Bu ürünlerin reklamını yapan kişi 6 (altı) aydan 2 (iki) yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.
2. Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi 6 (altı) aydan 3 (üç) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
3. Müstehcen görüntü yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi 5 (beş) yıldan 10 (on) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da başkalarının kullanımına sunan kişi, 2 (iki) yıldan 5 (beş) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
4. Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi 1 (bir) yıldan 4 (dört) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
5. Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, 6 (altı) yıldan 10 (on) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
6. Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
7. Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; 3.fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşulu ile sanatsal ve edebi değeri olan eserler hakkında uygulanmaz.

Fuhuş, Yeni Türk Ceza Kanunu’nda Genel Ahlaka Karşı Suçlar kapsamındadır.

Madde 227 - Fuhuş
1. Çocuğu fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhuşuna aracılık eden kişi, 4 (dört) yıldan 10 (on) yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
2. Bir kimseyi fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi 2 (iki) yıldan 4 (dört) yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Fuhuşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması fuhuşa teşvik sayılır.
3. Fuhuş amacı ile ülkeye insan sokan veya insanların ülke dışına çıkmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre cezaya hükmolunur.
4. Cebir veya tehdit kullanarak hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhuşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar arttırılır.
5. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üst soy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak sureti ile işlenilmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
6. Bu suçların, suç işlemek amacı ile teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
7. Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
8. Fuhuşa sürüklenen kişi tedavi veya terapiye tabii tutulur.



Bu düzenlemelere rağmen uygulamada maddelerin hayata geçirilebilmesi için gerekli tedbirler alınamamıştır. Özellikle mağdurların rehabilitasyonu, tedavisi ve terapisi konusunda uzmanlaşmış hizmet birimleri yapılandırılmamıştır. Cinsel sömürü mağduru çocuklar diğer Kurum bakımı altındaki çocuklarla birarada barındırılmaktadır.




İstanbul’da en yoğun Beyoğlu ve civarında çocuk fuhuşu olayları görülmektedir. Bar ve kafelerde bu tip olayların yaşandığı görülmektedir. Özellikle “seni seviyorum” diye kandırılmanın çok sık görüldüğü, sevgi açlığı çeken bu çocukların buna kanarak kişiyi izledikleri görülmektedir. İstanbul’da ayrıca Ataköy, Avcılar, Ayazağa, Bakırköy Belgrad Ormanı, Bostancı, Dolapdere, Galata, İstinye, Kadıköy, Kilyos, Maltepe, Merter, Yenikapı ve Sefaköy en sık bu tip olayların izlendiği yerlerdir. İstanbul’da 500 kız çocuğunun seks işçisi olarak çalıştığı ortaya çıkarılmıştır. 11 ay boyunca Emniyet Müdürlüğü ile Deri ve Zührevi hastalıklar hastanesinde yapılan araştırmada ilk cinsel deneyimin başlama yaşının 10 yaşına kadar düştüğü saptandı. Irza geçme veya müşteriyle ilişki şeklinde gerçekleşen cinsel ilişkiler olduğu ortaya çıkarılmıştır. Barlar, masaj salonları, özel evler, bazı otel ve moteller mekan olarak kullanılmaktadır. Ayrıca önemli sayıda bir grubun da telekız olarak çalıştıkları, yol kenarlarında otostop yaparak pazarlandıkları saptanmıştır. (Kuntay ve Erginsoy, 2001)



Bu çalışmaya rağmen günyüzüne çıkarılabilen olgu sayısı çok azdır. Destek Hattına gelen çağrılara bakıldığında, yurttaşlar kimlikleri ortaya çıkacak korkusuyla polise ihbarda bulunmaktan çekinmektedirler ve kamu kurum ve kuruluşlarından sonuç alınamayacağı gibi bir güvensizlik içindedirler. Çağrıların önemli kısmı olayı defalarca polise ve sosyal hizmetlere bildirdiği ancak sonuç alınamadığı yönündedir. Buradan yasal düzenlemelerin yetersizliği ve hizmet sunanların hizmet-içi eğitimlerinin eksikliği ortaya çıkmaktadır.



TÜRKİYE’DE DURUM TESPİTİ



Birleşmiş Milletler’in Çocuk Hakları Komitesi tarafından da işaret edildiği gibi;


Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Ek Protokol hükümlerinin ve ilkelerinin denetlenmesinden ve uygulanmasından sorumludur ancak üstlendiği eşgüdüm ve denetim faaliyetleri yetersizdir. Eşgüdüm ve denetim faaliyetlerini, merkezi ve yerel düzeyde güçlendirmeye ve bu eşgüdümü strateji ve politika gelişimi için kullanmaya ihtiyaç vardır.

İnsan Ticaretiyle Mücadele Ulusal Eylem Planı, Ek Protokol’de düzenlenen bütün konuları içermemektedir. Çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisine özgü özel bir Eylem Planı oluşturulmalıdır. Burada aktif görevin Devlet güdümünden uzak sivil toplum kuruluşlarına verilmesi gereklidir. SHÇEK çocuk menfaatini ön planda tutması gerekirken savunu içerisine girmiş bir tutum sergilemekte ve olayların konuşulmasından rahatsızlık duymaktadır. Bütçeden bu eylem planının uygulanmasına ilişkin özel bir ödenek ayrılmamıştır. Bütçesi olmayan bir eylem planından bahsetmek akılcıl olmadığı gibi samimiyet göstermekten uzaktır.

2004 yılında Türkiye’de sosyal hizmetlere ayrılan bütçe toplam bütçenin sadece %0,19 oranındadır ve çok yetersizdir.

Internet kullanımına ilişkin 2005-2015 Ulusal Eylem Planını ve siber suçlara ilişkin kanun tasarısı üzerinde çalışılmaya başlanmıştır ancak, uygulamaya ve internet üzerinden çocuk pornografisinin dağıtımının önlenmesi amacıyla Planda öngörülen önlemler hakkında bilgi eksikliği olduğu anlaşılmaktadır. Siber suçlarla ilgili tasarısının acil olarak kabul edilmesi, çocuğun cinsel sömürüsü durumlarına özel olarak atıfta bulunulması gereklidir.

Kamu personeline yönelik hizmet-içi eğitimler sayıca çok azdır ve özellikle Ek Protokol’de düzenlenen konular hakkında, kamunun, devlet görevlilerinin ve güvenlik, sosyal hizmetler, eğitim ve sağlık gibi kamu idaresi sektörlerinin bilinçlendirilmesi çabaları yetersizdir. Eğitim programlarının gerçekleştirilmesi için gerekli eğitim materyalleri yoktur. Ayrıca, Ek Protokol hükümlerinin, okul müfredatı yolu da dahil olmak üzere özellikle çocuklara ve eğitimcilere yaygın şekilde öğretilmesi yönünde hiçbir tedbir alınmamıştır.

Sağlıklı sosyal politikaların oluşturulması, eylem planlarının hazırlanması için gerekli veri toplama çalışmaları olmadığı gibi mevcut durumun tespiti açısından bilgi edinme hakkı çerçevesinde kurumlardan elde edilen bilgiler yetersizdir. Özellikle Jandarma’dan bilgi alabilmek, ek çalışma gerektirdiği ve yasada buna gerek duyulmadığı gerekçesiyle, mümkün olamamaktadır. Uygulamanın izlenebilmesi için yaş, cinsiyet grubuna göre dağılımı yapılmış veriler ve ülke genelinde çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisinin yaygınlaşması hakkında yapılan araştırmalar mevcut değildir. Ölçümleme yapılamamaktadır.


Kanunlar açısından bakıldığında çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisine ilişkin hükümlerin Ceza Kanuna dahil edilmiş olması önemlidir ancak konuyla ilişkin suçlar bakımından daha etkili yaptırımların ve daha yapıcı ağırlaştırılmış haller düşünülmelidir. Ulusal sistemde, internet üzerinden çocuk pornografisi bakımından birtakım boşluklar vardır.

Türkiye henüz 2001 tarihli Siber Suçlara İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ile 2005 tarihli İnsan Kaçakçılığına Karşı Sözleşmeyi imzalamamıştır ve bunlara uygun olarak yasal sistemini güçlendirme çalışmalarına başlamamıştır.

Mevcut Ceza Yasasının yönetmeliklerle güçlendirilmemiş olması dikkat çekicidir. Uygulamada özellikle bilgisizlikten kaynaklanan sıkıntıların olduğu geçtiğimiz günlerde İzmir’de yaşanan 17 aylık bebek olayında da bir kez daha gözlenmiştir.

Çocuklara yönelik cinsel sömürü olgularında artış olduğu SHÇEK tarafından Çocuk Hakları Komitesine raporlanmıştır. Ancak konu hakkında yararlanılabilir tam bilgi, sistematik denetim ya da şikayet mekanizması yapılandırılmamıştır. SHÇEK ALO 183 hattı çalıştırılamamaktadır. Bu hatta Ekim 2005’ten Nisan 2006’ya kadar sadece 10 çağrı geldiği raporlanmıştır (soru önergesine verilen cevap, 2006). Bağımsız, kolay erişilebilir bir şikayet mekanizması yoktur.

Merkezi olarak düşünülen tedbirlerin yerelde uygulanmasının sınırlı kaldığı tespit edilmiştir. Farklı kurumlar arasında görev ve selahiyet konularında bilgisizlik mevcuttur. Çoğu merci sorumluluk almaktan imtina etmekte ve doğrudan SHÇEK’i işaret etmektedirler. Koruyucu önleyici faaliyetler açısından yetersiz kalınmıştır ve çocuklara kendilerini koruyucu öğretiler sunulmamaktadır.

Ücretsiz adli yardım, tıbbi ve psikolojik bakım, barınaklara veya geçici konutlara erişim dahil olmak üzere sağlanan hizmetler duyurulmamakta, bu tür hizmetlerden hangi hükümet kurumunun sorumlu olduğu ve bu konuda hükümet dışı örgütlerle yapılan işbirliğinin esasları açıkça belirtilmemiştir. Sivil toplum kuruluşlarının tespitlerine ve önerilerine (işbirliğine) karşı duruş ve savunu tutumu yaygındır. Sivil toplum tarafından önerilen hizmetlere kuşkuyla yaklaşılmaktadır. Destek Hattı tarafından ihbarda bulunulduğunda kurumlardan “Neden sizi aradılar” gibi sorular gelmektedir.

Kamuda hizmet vermekle yükümlü olan kuruluşların bu konuda çalışmaları sürmekteyse de bu tip suçlarda akademisyenlerin, STK ların ve ilgili tüm tarafların katılımıyla ortak çözüm arayışlarının yapılması çözüm üretilmesi için ilk koşuldur. Bunların yanı sıra toplumun konuyla ilgili bilgilendirilmesi ve tehlikeden haberdar edilmesi de koryooc önlemler olarak vazgeçilmez aşamalardan birisidr. Bunun da yolu çocuk satışı, fahişeliği ve pornografisi konularının kamuda tartışılması ve konuşulmasıdır. Bundan hizmet veren birimler başta olmak üzere hiç kimsenin rahatsızlık duymaması gerekmektedir. Bu konulara ilişkin kamu bilinci halen çok sınırlıdır. Ek Protokolde düzenlenen suçları oluşturan eylemlerin önlenmesi, bu eylemlerden sorumlu kişilerin araştırılması, soruşturulması, kovuşturulması ve cezalandırılması için yapılan bölgesel ve özellikle iki taraflı düzenlemeler hakkında kamuda bilgi eksikliği olduğu Destek Hattı çalışmaları sırasında gerçekleştirilen toplantılarda uzman kamu personeli ile yüz yüze yapılan görüşmelerde anlaşılmıştır.

Birleşmiş Milletler’in Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi ile Ek Protokol hakkında yaygınlaştırma çalışmaları yok denecek kadar azdır.

Mevcut demografik yapının ve yüksek göç etkilerinin tüm olumsuzluklarına rağmen Destek Hattı kapsamında 7 ilde yapılan çalışmalar neticesinde konuyla ilgili suçlarda tespitlerin çok az olduğu görülmüştür. Buna göre genel kanının ve yurttaşlardan alınan duyumların aksine İl Emniyet Müdürlüklerinden (polis bölgesi) bildirilen veriler;

Tablo 5 : Yeni Türk Ceza Kanunu Madde 226 (1) a) - Müstehcenlik - Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri vermek, içeriğini göstermek, okumat, okutmak veya dinletmek suçlarından illerde 2006 (Eylül’e kadar) yıllarında açılan davalarda mağdurların yaşlarına ve cinsiyetlerine göre dağılımı


Polis selahiyet bölgesinden gelen resmi veriler böyle bir tablo çizmekteyken Destek Hattına gelen çağrılar arasından seçilen ihbarlar aşağıdaki gibidir:



12 Kasım’da Ege’de bir sahil kasabamızdan arayan bir bayan 6 yıldır başka illerden çalışmak üzere gelen 10-12 yaşlarındaki çocukların çete tarafından toplanıp dağlık araziye götürülerek porno görüntülerinin kayıt edildiğini ve olayda uyuşturucu da olduğunu ihbar etti. Bayan konunun defalarca kolluk güçlerine iletildiğini ancak üstünün örtüldüğünü ve tehdit aldıklarını bildirdi. Olayın bildirimi için Jandarma ve Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazıldı.




Ekim’de Marmara Bölgesinde bir kasaba otelinde çocuk fuhuşu olduğu ve bunun halk tarafından bilindiği bildirildi. Bildirimi yapan pişmanlık duyan bir müşteri. Polise bildirildi.




Ege’de bir sahil ilçemizde ilçenin meydanındaki pansiyonlarda ve otellerde çocukların pazarlandığı ihbarı geldi. Çocuk polisine bildirildi. Geri bildirim olarak pansiyon ve otellere gidildiği ancak o zamanda iki yabancı uyruklu bayan dışında buralarda fuhuş yapıldığına rastlanmadığı bildirildi.




6 Eylül tarihinde arayan emekli bir bayan, İstanbul’un en işlek yerlerinden birinde olan evlerinin sokaklarındaki bir apartmanda, 14 ve 15 yaşlarındaki 2 genç kızın ailesi tarafından fuhuşa zorlandıklarını ihbar etti. Açık adres verilmesine rağmen polisten alınan geri bildirim adresin yetersiz olduğu gerekçesiyle ulaşılamadığı şeklindeydi.




22 Şubat’ta arayan bir bayan, 55-60 yaşlarında bir şahsın, para karşılığı 9-10 yaşlarında özürlü bir kızla cinsel ilişkiye girdiğini ihbar etti. Çocuk polisine bildirildi. Geri bildirim alınamadı.




4 Kasım’da arayan bir bayan, komşusunun yaşları 14 ve 20 arasında değişen 3 kız ve 1 oğlu olduğunu ve annenin kızlarına fuhuş yaptırdığını ihbar etti. Çocuk polisine ve sosyal hizmetlere bildirildi. Geri bildirim alınamadı.




28 Ekim’de arayan bir bey, bir internet sitesi adresi vererek, burada çocuk pornosu görüntülerinin olduğunu söyledi. Çocuk şube müdürlüğü arandı ve oradan bilişim suçları bölümüne yönlendirilecekleri söylendi.




17 Kasım’da arayan bir bey, Topkapı eski garında bulunan bir gazete bayiinin 100m ilerisinde çocuk pornosu CDlerinin aleni satışa sürüldüğünü bildirdi. Polise bildirildi. Geri bildirim alınamadı.




Istanbul’da bir inşaatta inşaat kalfasının 10-12 yaşlarında kız ve erkek çocukları sattığı ihbarı alındı. Polise bildirildi. Geri bildirim olarak inşaata gidildiği, inşaat bekçisiyle görüşüldüğü ancak o sırada inşaatta çocuğa rastlanmadığı belirtildi.




Bunların dışında çok sayıda porno sitesi ve satış noktası ihbarı Destek Hattına yapılmıştır.




ÖNERİLER

İlk adım olarak mecliste Araştırma Komisyonu kurulması gerekmektedir. Çocuk fuhuşu, çocuk pornosu ve cinsel istismar konularında durum tespiti yapacak ve önlemleri ortaya koyacak geniş kapsamlı , detaylı bir çalışmayı yapacak olan meclis komisyonu çalışması gizli kalan olguyu tüm boyutlarıyla kamuoyunun gündemine taşıyacaktır. Acil olarak meclis araştırma komisyonunu kurmak zorundadır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komıtesi’nin Üye Devletlere Cinsel Sömürü Amacıyla İnsan Ticaretine Karşı Eylem Konulu R (2000) 11 Sayılı Tavsiye Kararlarına uygun olarak;

Genel önlemler


İnsan ticareti kurbanlarının ve özellikle en korumasız ve etkilenen grup olan kadın, ergen ve çocukların hak ve çıkarlarının korunmasını güvence altına almak için hem yasal ve hem de pratik önlemler alınmalıdır.


Rehabilitasyon programları uygulayarak, insan ticareti kurbanlarına yardım konusuna ve kurbanların tüccarlardan korunmasına öncelik verilmelidir.


İnsan ticaretiyle uğraşanların hepsini yakalamak, kovuşturmak ve cezalandırmak; seks turizmini ve bu tür ticarete yol açabilecek her türlü faaliyeti engellemek için girişimde bulunulmalıdır.


Cinsel sömürü amacıyla insan ticaretini, uluslararası organize suçlar kategorisine giren ve bu nedenle ulusal ve uluslararası düzeylerde gerçeklikle uyumlu eşgüdümlü müdahale gerektiren bir olgu olarak ele almak gereklidir.


Eylem ve yöntemlerin temeli


İlgili sosyal, adli, idari, gümrük makamlarıyla sivil toplum örgütleri, göçmenlik, emniyet ve asayiş güçlerini kapsayan çok disiplinli bir yaklaşımla eşgüdümlü eylem planı hazırlanmalı ve planın uygulanması için bütçe ayrılmalıdır.


Bu eylemlerin sağlam ve güvenilir bir temele oturması için aşağıda sayılan alanlarda ulusal ve uluslararası araştırmaları teşvik edilmelidir.

– medyanın ve özellikle yeni bilgi ve iletişim tekniklerinin cinsel sömürü amacıyla insan ticareti üzerindeki etkisi;

– seks ticaretinin müşterileri, talep eğilimleri ve bunların cinsel sömürü amacıyla insan ticareti üzerindeki etkileri;

– insan ticaretinin kökeni ve bu ticaretle iştigal edenlerin kullandığı yöntemler.


Cinsel sömürü amacıyla insan ticareti konusunda uzmanlaşmış araştırma birimlerinin kurulması acilen gündeme alınmalıdır.


Ulusal ve uluslararası düzeyde cinsel sömürü amacıyla insan ticareti olgusunu aydınlatacak veri ve istatistikleri geliştirmek için adımlar atmak ve mümkünse bu olgunun Avrupa Konseyi’ne üye devletlerde nasıl geliştiğini karşılaştırmak önemlidir.
 
Üst