Çözüm Derken Bağımsız Devletten Vazgeçmek Demekse!!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Çözüm derken bağımsız devletten vazgeçmek demekse!!
VOLKAN GAZETESİ
13 Mart 2009 Cuma – Sayı: 402

Bazı aklıeveller ille de çözüm deyip duruyorlar. Bu insanları dinlediğim zaman, tıpkı İstiklal Savaşı döneminde Amerikan veya İngiliz mandacılığını kabul etmek için ağızlarından salyalar akarak böyle bir düşünce tarzını savunanlar aklıma gelir.
Halbuki verilen İstiklal Savaşı’nın sonunda, Türk milletinin kendi coğrafyasında tam bağımsız olarak varlığını sürdürmesi vardı. Maksat buydu, hedef buydu.
Bu gün bazı insancıklarımız çözüm derken, bana İstiklal Savaşı esnasında Mandacılığı benimseyen bazı alikemalleri hatırlattı.
Halbuki bu zavallı insanlar, kuşlara bakarak bir ibret almaları gerekirken, illede çözüm diyerek vatandaşı tam bağımsızlık kavramından uzaklaştırmak için dereden tepeden bahaneler üreterek nasıl olursa olsun bir çözümü hedef göstermeleri anlaşılır gibi değildir. Kuşlar bile bir yuvaya sahip olmadan asla üremezler ve varlıklarını devam ettiremezler.
Bir taraftan iki bölgeli ve siyasi eşitlik derken, diğer yandan içimize girmek için sırada bekleyen azılı EOKA’cıları gördükce midem bulanıyor.
Hangi amaca hızmet ettikleri belli olan bu zavallı Donkişotlar, Kıbrıs Türk insanına tekrar 1974 öncesi koşulları yaşatmanın aceleciliği içinde olmalarından nefret eder duruma geldim.
Bir taraftan Papadopulos Annan Planı döneminde bu günkü ortamın yaratılmasını Makarios’un Enosis’e olan inancına bağlarken ve Kıbrıs Elen Cumhuriyeti’nin Makarios’un ta 1963 yılından itibaren tüm dünyaya kabul ettirdiğini Rum halkına anlatırken, elde edilen sahte Kıbrıs Cumhuriyeti’nden vazgeçmemesinin nedenini, 1963 yılında tüm dünyaya kabul ettirilen Kıbrıs Elen Cumhuriyetinden zerre kadar taviz vermiyeceğini televizyon ekranlarından ağlayarak Rum halkına açıklarken, Çözüm yanlısı bizim Donkişotların hala daha Rum tarafının niyetini anlamamaları, akıl işi olabilir mi?
Çözüm dediler, barış dediler ve nihayet Annan Planı sayesinde halkımızı sımsıkı bağlı olduğu kendi devletinden çözmeyi başardılar.
Ancak gelin görün ki, dış güçler tarafından verilen destekle bunu başaranlar, iktidara geldikleri zaman, ekonomimizi darmadağın ederek halkımıza sadece bir tercih bıraktılar. Yani ya sonucu ne olursa olsun bir uyduruk anlaşma, yani birleşik Kıbrıs, ya da yokoluşa gidiş için çaresiz çırpınma..
Ve bu gün bu insanlar halkımızın önüne geçip bizi seçiniz diyecekler. Peki ama hangi yüzle? Halk sizi seçti de siz ne yaptınız? Hani Rum tarafına giden işçilerimizi ve iş bulamadıkları için yabancı ülkelere giden gençlerimizi ikide birde temcit pilavı gibi zamanın hükümetinin önüne koyarken ve bunu yüksek sesle halkımıza şikayet ederken, bu gün acaba Rum tarafında çalışan insanlarımızın sayısında bir azalma mı oldu, yoksa eskisine oranla katlanarak çoğaldı mı?
Peki işsiz kaldıkları için dış ülkelee giden gençlerimizin sayısı ne kadar. Bunu halkımıza açıklama yüzleri var mı?
14 bin dolara çıkan milli gelir sayesinde mi binlerce vatandaşlarımız bu gün çek yasağına girdiler. Hatta haciz davalarıyla boğuşan vatandaşlarımız, acaba 14 bin dolar milli gelirden etkilenerek mi hacize uğradılar?
Kimse bize katakulli okumasın. Her şey meydanda. Halkımız bir an önce 19 Nisan’ın gelmesini bekliyor. Bekliyor, çünkü sırtındaki gömlek kirden giyilmiyor, ve yeni bir gömlek giymenin heyacanı içinde. Gömlek değişmedikce de kirli gömlekten kurtulmanın mümkün olmadığının da bilincinde.
Ne Kurtluyakalı ve ne de İz-ocan halkımızı sırtındaki kirlik gömlekle sonsuza kadar kendilerine evet efendim, baş üstüne beyim demesini talep etme hakkına sahip değildir.
Çözüm dediler, halkımızı bayağı davadan uzaklaştırarak çözdüler. Ama 19 Nisan seçimleri, çözümün bir başka yüzünü halkımıza mutlaka gösterecektir.
Bu arada Cumhurbaşkanımız Sn. Talat’a şu naçizane görüşümü hatırlatmak isterim. Siz demokrasiye inanan bir insan olarak sakın halkımızın iradesine ipotek koymaya çalışmayınız. Halkımız büyük bir heyecanla ilan ettiği devletini sonsuza kadar yaşatmak için iradesini 19 Nisan seçimleriyle ortaya koymaya çalışırsa, siz lütfen fazla gölge etmeyiniz. Çünkü halk size CTP’li gözüyle bakmayı benimsememektedir.
Bilmem anlatabildim mi?
 
Üst