Çuval Öncesini Biliyor Musunuz?

Fevzi Moray

New member
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
57
Tepkime puanı
0
Puanları
0


“ÇUVAL” ÖNCESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ? F.MORAY



“ÇUVAL” ÖNCESİNİ BİLİYOR MUSUNUZ? F.MORAY

Sevgili dost ve silah arkadaşlarım, O4 Temmuz 2010 , gizemli “ÇUVAL” hadisesinin yedinci yıl dönümüdür… Ancak unutan toplum olduğumuzdan olayın gerçekleştiği tarihin altı yıl öncesine kısa bir yolculuk yapmamız , tüm gerçekleri hatırlamamız ve canlı tutmamız gerekiyor..

Çünkü, Unutulanları Hatırlamak ve Hatırlatmak Savaşta bir adım önde olmaktır..

Haydi şimdi , emperyalistlerle birlik olup , Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya ant içmiş içimizdeki gafillerin gizli oyunlarını kısaca kronolojik olarak hatırlamaya çalışalım..

1997 yılı, TSK ‘i yıpratma çalışmalarının miladıdır..

Başkan Bill Clinton ikinci başkanlık yemin töreninde ( 1996) “Çıkarımız için her yere , her şeye karışırız”bildirisiyle Milli Hedef ve Menfaatlerini açıkça dile getirmektedir..

Mayıs 1997’de ise aynı başkan “Yeni bir Yüzyıl için Ulusal Güvenlik Stratejisi” adı verilen belgeyi imzalıyor ve“Amerika’nın çıkarları için gerekirse silah gücümüzü hiç çekinmeden kullanırız ” diyerek küresel devin doyumsuz ve acımasız emellerini tüm dünyaya haykırıyordu.

1991 de SSCB dağıldıktan sonra her geçen gün ABD’nin tavrının değiştiğini gören ve bu çerçevede Türkiye’ye biçilen tehlikeli görevi algılayan Genelkurmay Başkanlığımız 1997 yılında artık devrededir ve büyük bir yüreklilikle “Milli Askeri Strateji Konseptini (MASK)” değiştirdiğini tüm dünyaya duyurmaktadır.

Diğer bir değişle bu girişimle Türk Silahlı Kuvvetlerimiz , silah yapımında ABD ye bağlı kalmayacağını ve kendi silahını kendisinin yapacağını açıklamaktadır.

Burada bir hususu mutlaka dile getirmeliyim..ABD’ in Orta Doğu’ya yerleşmesine ve sonrası olabilecek tehlikeli oyunlarına Türkiye’nin bütün hayati kurumlarıyla karşı koyması gerekirken yalnız Türk Silahlı Kuvvetlerinin tepki vermesi üzüntü vericidir.. Tek başına bırakılan askere içimizdeki sapkınlarca vurulan bir darbedir.. Kısacası talihsizliktir ve son derece manidardır.

Tek tesellimiz kurduğu Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatmaktan vazgeçmeyen cengaver bir Türk Ordusuna sahip olmamızdır…O nedenledir ki, tarihi kahramanlıklarla dolu Türk Silahlı Kuvvetlerimizin var oluşu Türk ulusunun en büyük şansıdır..Allah başımızdan eksik etmesin….

Yine konumuza dönecek olursak, Amerika’nın çıkarlarını korumak üzere kurulduğu da bilinen NATO’nun bu değişime tepkisini haklı olarak merak ediyorsunuzdur. O halde lütfen okumaya devam edelim..

Hiç şüpheniz olmasın ki, Türkiye’nin Brüksel veyaWashington’a danışmadan bu değişimi hayata geçirmesi ABD’yi herkesten fazla rahatsız etmiştir..

Bu nedenledir ki, Küresel Jandarma 1999 yılında NATO vasıtasıyla bütün dünya uluslarına “Güç bende, bana sormadan hiçbir şey yapamazsınız” diyerek gizemli ve fakat aynı zamanda acımasız yüzünü ortaya çıkarmıştır..

Siyasi gücümüzün yetersiz kalması nedeniyle Küresel Gücün bizlere yaşattıklarını ve daha neleri yaşatacağını kestirmek o kadar zor olmasa gerektir…

Tam da burada Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün 1923-1938 yılları arasında dile getirdiği bir sözünü hatırlatmanın yararına inanıyorum:

“ Ulusal Bağımsızlığı olmayan ülkeler yok olurlar...”

Milli Güç Unsurları ( MGU) zayıf olan ülkelerin bu dünyada yaşam şansı yoktur.. Emperyalistlerin kol gezdiği evrende yalnız Silahlı ve Ekonomik gücünü kaybetmiş ulusların bile vasıfsız , itilip kakılan toplumlara dönüştürüldüğünü aklımızdan çıkarmamalıyız…

Bu kadar açıklama bile Türk askerinin yıpratılması için yeterlidir sanırım..

Ancak biz kronolojik çerçevede olayları sıralamaya devam edelim..

Önce 1 Mart 2003 tezkeresini kısaca hatırlayalım.

Teskere ile "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması için Hükümet'e yetki verilmesiisteniyor.

İktidar, teskerenin meclisten geçmeyişinin faturasını Silahlı Kuvvetlere çıkarınca Küresel Dev, ülkesinin Bağımsızlık gününde ( 04 Temmuz 2003 ) Türk Silahlı Kuvvetlerine kurguladığı ilk hamlenin ( Çuval olayı) fitilini ateşlemiştir..Yürürlüğe konan ilk etkin eylemle Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde bulunan 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu derdest edilmiş ve Türk ulusunun gurur ve izzet-i nefsi ayaklar altına alınmıştır

Deniz kuvvetlerinin, Berk’lerin , Alan’ların ve nice isimsiz kahramanların üzerine gidilmesinin altında “bağımsızlık girişimleri”ne çıkarılan bu fatura bulunmaktadır..

Sonuç olarak diyorum ki; Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün izini yılmadan sürenler bu savaştan mutlaka galip çıkacaktır..Bundan kimsenin şüphesi olmasın..

En derin sevgi ve saygılarım ; kalkınmamızı , barış içinde yaşamamızı istemeyenlerin karşısında dimdik duranlara , atalarımızın kemiklerini sızlatmamanın andını içenlere ve gerçek bilgileri Türk Milletinin vefakar insanlarıyla paylaşanlaradır…04 Temmuz 2010

Fevzi MORAY

E.P.KD.ALBAY



 
Üst