Davasını Yazanlar Mı.. Satanlar Mı Kazanacak?..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
DAVASINI YAZANLAR MI..
SATANLAR MI Kazanacak?..

‘’ Kıbrıs Milli Davamız tarih sayfalarına Kan ve Can Bedeli ödenerek yazılmıştır. Bu davayı ‘ Satanlar’ değil!..’ Yazanlar’ kazanacaktır..’’

İnsanlar kuşaktan kuşağa aktarılan, atalarından emanet aldıkları miras zenginliklerinden, duygu birikimlerinden Vatanımız diyerek ezberletilen ve kendi ceddini sarıp sarmalayan toraklarından kısacası ‘’ Vatanından ‘’ vazgeçer mi?..Vazgeçebilir mi?..
Bir halk düşünün ceddinin tarihinin yazıldığı Kıbrıs Adasın da varolduğu günden buyana hür ve bağımsız yaşamanın özlemini çeksin..Bu uğurda binlerce evladını feda etmekten çekinmesin..Ve sonunda hedefine ulaşarak kendi devletini kursun..24 Yıldır bu devleti tüm kurumları ile yaşatsın..Egemenliğinin en önemli sembolü olan ve ‘’ Şehitlerin’’ Kan ve Can bedeli ile renklenen Bayrağını göndere çeksin..Ama bugün birileri istiyor diye tüm bu bedellerden ve devletinden vazgeçsin!..Hiç böyle bir şey olabilir mi?..Hele, hele Yüce Türk Ulusunun ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk Halkı böyle bir şey yapar mı?..Tabii ki hayır.. Binlerce kez hayır..50’li yıllardan beri Türk Ulusunun milli davası olan Yavru Vatan Kıbrıs’tan ne Türk Milleti ve ne de Kıbrıs Türk Halkı asla vazgeçmeyecektir..Bu tarihi gerçeği tüm milletler camiası ve onların ada da ki işbirlikçileri iyice bellemelidirler..
2002 Yılından beri Kıbrıs Türk Halkını AB’ye gireceğiz, Avrupalı olacağız masalları ile uyutan ve Rum’ların K.K.T.C’yi ortadan kaldırmak amacı ile kurdukları tuzaklara göz yuman, görmezden gelen yeni yetme yöneticiler; Rum lider Hristofyas ve yoldaşları ile birlikte Mart 2008 den beri hiçbir eleştiriye, ikaza aldırış etmeden hedefledikleri ‘’ Birleşik Kıbrıs ‘’ istikametinde yoğun çalışmalarını sürdürmektedirler!..
Ancak K.K.T.C’de ki mevcut iktidar yöneticilerinin görmezden geldikleri, yok saydıkları çok önemli bir husus ve gelişen bir ortam mevcuttur..Kıbrıs Türk Halkı son dönemde Rum’larla yapılan görüşmelerden çok rahatsızdır..Özellikle Hristofyas’ın Tek Devlet, Tek egemenlik ve Tek Millet söylemleri!..Türk Askerinin adayı terk etmesi gerektiği ve Türkiye’nin garantörlüğünün söz konusu bile olamayacağını sık, sık tekrarlaması!..Ve gelecekte bir gün Rum’un insafına terk mi edileceğim? Korkusu; Kıbrıs Türk Halkını çok tedirgin etmektedir..
Kıbrıs Türk Halkının milli direniş tarihinde yaşananlar tüm çarpıcılığı ile ortada iken, bu acılı yıllar ve Rum’un mezalimi tarihin derinliklerin de kalmıştır açıklamalarına kimse sığınamaz!..Kaldı ki Kıbrıs Türk Halkını top yekun imha etmek adına yaptıkları Acritas planı tarih sayfalarına geçmiş olan Rum Yönetimi; bugüne kadar yapmış oldukları bu tarihsel katliamlar için Kıbrıs Türk Halkından hiçbir şekilde özür bile dilememiştir!..Aynı acıların yaşanmayacağını kim garanti edecektir?..Bir de Türk Askeri ada dan ayrılacak olursa!..
23 Mayıs 2008 Tarihinde K.K.T.C Cumhurbaşkanı Sn.Talat ve Rum lideri Hristofyas’ın birlikte deklare ettikleri ortak açıklama asla kabul edilemez..Ancak burada vurgulanması gereken husus liderlerin ortak olarak görüş verdikleri çözüm zemininin BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesine uygun olarak gelişeceği yönündedir!..Ancak bu zemin Türkiye’nin son MGK kararları ve Dış İşleri Bakanlığının açıklamaları ile çelişkiler içermektedir!..BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun görüşler, Sözde Kıbrıs Cumhuriyetini tanımakta K.K.T.C Devletini illegal saymaktadır!..Zaten Hristofyas’ın istediği de budur..Kıbrıslı Türkler Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti halkının bir parçasıdır!..Rum’dan, Maronit’ten ve Arap’tan bir farkı yoktur!..Türkiye’nin savunduğu çözüm şekli ise eşit ve iki egemen halk, iki devlet, iki demokratik yapıdır. Türkiye’nin Garantörlüğü ve Türk Askerinin ada da ki varlığı; Kıbrıs Türk Halkının güvenliği için kabul edilebilir ve kalıcı çözümün vazgeçilmezleridir..
Peki birbiri ile taban tabana zıt olan bu iki görüşe rağmen ve Sn.Talat’ın Türkiye Hükümeti ile uyum içerisinde çalışmaktayız açıklamaları ortada dururken; Rum’ların istekleri doğrultusunda ve tam bir işbirliği içerisinde yürütülen görüşmelerde hedeflenen nedir?..
Kıbrıs’ta liderlerin resmen başlatacakları müzakereler öncesinde bu görüşmelerin alt yapısını hazırlayanlar ve meclisinden yetki almadan, Kıbrıs Türk Halkına yeterince açıklamalar yapmadan Rum’larla birlikte çalışanlar, bizim siyasi stratejimiz bu şekildedir diyebilirler mi?..Hristofyas’ın iki cümlesinden bir tanesi; Türk Askerinin ve K.K.T.C’nin ada da var olamayacağını vurgularken, böyle bir siyasi teslimiyet olabilir mi?..
Rum’ların yapmış oldukları ve kendi milli doğruları çerçevesindeki çok net açıklamalara kararlı bir biçimde yanıt vermeyen K.K.T.C ve Türkiye’deki yönetimler; görüşmelerin BM çatısı altında yapılacağını vurgulayarak günü kurtarmaya çalışmaktadırlar!..
Kıbrıs Türk Halkını ekonomik, sosyal ve moral yönü ile çöküntüye uğratmak için planlı bir şekilde uygulanan bu teslimiyet sürecine mani olarak Vatan Topraklarına sahip çıkmak yine Kıbrıs Türk Halkının öncelikli görevidir..
Halkın bu görevini yapabilmesi için K.K.T.C’de ki muhalefet partileri ve ulusal mücadeleye destek veren sivil toplum kuruluşları; Kıbrıs Türk Halkı ile yek vücut olmalı ve Kıbrıs Milli Davasının feda edilme noktasına gelinen bugünlerde; CTP-ÖRP ortaklığını demokratik bir şekilde iktidardan göndermenin yollarını aramalıdırlar.. Gün sen ben kavgalarının yürütüldüğü gün değil; tam tersine K.K.T.C Devletine sahip çıkma günüdür..
Kıbrıs Türk Halkının ve Türk Ulusunun bu haklı davasının son 50 yılı değerlendirildiğinde; Kıbrıs hiçbir dönemde olmadığı kadar Hristiyan aleminin tehdit’i ve kuşatması altındadır.
Bu kuşatmanın ve tehdit’in tek bir hedefi vardır!..Bu stratejik adanın Türk Milleti’nin elinden çeke, çeke alınmasıdır. Tıpkı Girit’te olduğu gibi..Rum ve ardında ki emperyalist güçler büyük bir sabırla bu ENOSİS’İN peşindedirler. Hiç acele etmemektedirler!..Onlar şunu ümit etmektedirler!..Şu anda K.K.T.C’de ve Türkiye’de ki yönetimler Kıbrıs konusunda pek çok tavizler verdiler! Bu tavizlere nasıl olsa bir yenisini daha ekleyeceklerdir!..Türkiye’nin AB’ne girişi uğruna bu yıl Kıbrıs Konusu mutlaka çözülecektir!..
Ama unutulan çok önemli bir gerçek vardır!..Kıbrıs Milli Davamızı Türk’ün Şanına, Gururuna ve Onuruna yakışan bir biçimde savunarak Yepyeni bir Türk Devleti Yaratan Yüce Türk Milleti ve Bu mücadelenin kahramanı Kıbrıs Türk Halkı; bu gerçeği Kan ve Can bedeli ödeyerek tarih sayfalarına yazmışlardır..Bu sayfanın sonu ‘’K.K.T.C Devleti kurulmuştur.’’ diyerek biter..
Bu devletin kuruluşunu tarih sayfalarına kan ve can bedeli ödeyerek yazanlar, Kıbrıs Milli Davamızı kendi siyasi gelecekleri ve Rum’un isteklerine uygun olarak sonlandırmak isteyenlere asla müsaade etmeyeceklerdir.
Davayı satanlar değil!..Yazanlar kazanacaktır..



 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
AB birliği denen Hristiyan Haçlı ordusunun kurucularu ve azılı Türk düşmanı olan bir gruba benim insanlarım nasıl umit bağlar? Batı denen tek dişi kalmış canavar nasıl oluyorda kardeş Türk devletlerimizden daha ilgi çekici oluyor. Seneledir başımızda bela bitmemesinin sebebpler AB ABD dir. Kıbrısa çıkartma yaparsınız Sultanahmeti bombalarız diyenler bunlardır. Bize ambargo koyan bunlardır. Bugün bile yaptıklarından geri kalmıyorlar. Güzel vatanım Türkiyemin başına musallat olan pkk nın en büyük destekçisi bunlardır. Göz göre göre bu sinsi düşmanların yanında nasıl saf tutabiliriz.

Aşağıdaki linkte pkk nın yurtdışında faliyet gösterdiği kurumlar vardır. Bu devletler ise bu kurumlara hala göz yummaktadır.

http://www.kibris1974.com/yurtdisinda-faaliyet-gosteren-pkk-kurumlari-t10205.html
 
Üst