Davosa Düşen Gölge "Osmanlı Doğuyor Mu?"

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
DAVOSA DÜŞEN GÖLGE "OSMANLI DOĞUYOR MU?"

Sayın Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta, Gazze Zirvesinde yaptığı cesur hareket aslında takdire değerdi. O sahneleri seyrederken hepimizin yüreği kabardı ve İşte budur Türk dedik.
Fakat o harekete bir gölge düştü ki bunu da seyrederken benim yüreğim daraldı. İçimi bir korku sardı. Davos zaferini hezimete uğratan bu görüntü de Türkiye'de Başbakanı karşılamak için toplananlar arasındaydı.
Başbakanı karşılamaya gelenlere mikrofon uzatılıp hisleri soruluyordu. Spiker,
"Neler hissediyorsunuz!" dediğinde, yaşlı bir vatandaş, gözlerinde zafer pırıltıları, tüm yüzünü aydınlatana bir gülümseme ile
"Osmanlı Doğuyor. Onun için geldim buraya!" dedi.
Oysa Başbakan Davos'ta,
"Ben kabile reisi değilim. Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyım!" demişti.
Osmanlının Torunuyum bile dememişti. Peki, bu vatandaş nereden böyle bir kanıya varmıştı da Osmanlı Doğuyor demişti.
Demek ki bu his vatandaşa aşılanmış. Türkiye Cumhuriyetinin içinde yetkililerce yapılan bazı hareketler, sarf edilen bazı sözler vatandaşın bu fikre inanmasını sağlamıştı.
Evet, davos'ta büyük bir zafere imza attı Erdoğan ama ne yazık ki o zafere de bu sözlerle gölge düştü. Osmanlının doğuyor olması her halde pek de sevinilecek bir olay değildir. Yeniden saltanatın gelmesi, Hilafetin başlaması, haremlik selamlık günlerinin yeniden yaşanır hale gelmesi her halde özlenen bir şey değildir. Ama görüyoruz ki bunu özleyenler ve o özleyenlere de ümit verenler var. Bu gün Davos'ta yapılan gayet doğal bir hareketi bu şekilde değerlendirip, hava alanını dolduran o halk demek ki bunu özlüyor.
Tüm bunları göz önüne aldığımda Başbakanın o hareketini de inceleyip tartmak zorunda kalıyorum. Başbakan orada tribünlere oynadı demek ki diyorum. Orada yaptığı o sert çıkış belki önceden hesaplanmamıştı ama gelişen olayları da çok güzel bir şekilde hanesine artı olarak geçirmeyi bildi Başbakan.
Bu olay partili partisiz herkesi mutlu etti çünkü. Yukarda da dediğim gibi, yüreğimizi gururla kabarttı o an. O anın sarhoşluğu geçtiğinde ise mantıklı bir şekilde düşününce hele hele gözlerden kaçan o vatandaşın konuşmasını da hatırlayınca bu zaferin hiçte öylesine bir anda gelişiveren bir olay olmadığını düşünüyor insan ister istemez.
Evet, tamda seçim arifesinde vatandaşın aklı son Ergenekon tutuklamalarıyla karışmışken ve nefret okları Başbakana ve partisine yönlemişken yapılan bu sert çıkış, "Bir Türk Dünyaya Bedeldir!" dedirten o çıkış vatandaşın aklını yeniden karıştırıp, kararlarını yeniden sorgulatır hale getirdi.
Seçim ortamında bundan daha güzel bir propaganda yapılamazdı. Vatandaşı en hassas noktasından vurmak buna denir işte. Türklüğünle, Türkün yüceliği ile övündürmek ve onun yerlere serilmiş olan gururunu yeniden yükselterek dünyanın karşısına çıkarmak. Bundan daha güzel propaganda olabilir mi?
Bu hareketle her iki kesimi de sevindirmiş oluyor Sayın Başbakan! Türküm diyenler bir Türk Başbakanın tüm dünyanın Gözü önünde nasılda devleştiğine şahit olup, işte budur Türk diyerek sevinirken, Osmanlı özlemi içinde olan vatandaşlarımızda, o gün Davos'ta karşılarında bir Fatih, Bir Yavuz Selim, ya da bir Sultan Süleyman görerek mutlu oluyordu. Onların Tüm Avrupa'ya meydan okuyuşunu o gün Sayın Başbakanda gören bu halk Osmanlının yeniden doğuşuna şahit oluyordu.
Evet, bu hareket her bakımdan takdire değerdi gerek diplomatik yönden, gerek siyasi yönden, gerekse Türklük ve Osmanlılık yönünden takdire değerdi. Çünkü herkes mutlu olmuştu. Herkesin nabzına göre şerbet verilmişti.
Bunun diğer ayağı olan kafa tutulan milletler ise bu tür çıkışlara alışık oldukları için kısa bir özürle gönlümüzü almayı bilmişlerdir. Onlar da biliyorlar ki bu sertlik aslında ilerde gelecek olan teslimiyetin ön hazırlıklarıdır. Yani bunun AKP'nin devamlılığının sağlanması için yapılması gerektiğini onlar da biliyorlar. Diplomatik bir sorun çıkartmaya da kimse yanaşmaz. Türkiye onların vazgeçemeyecekleri bir av sahasıdır çünkü.

31.01.2009
Ayla Berkin
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Davosa Düşen Gölge "Osmanlı Doğuyor Mu?"

Bunun diğer ayağı olan kafa tutulan milletler ise bu tür çıkışlara alışık oldukları için kısa bir özürle gönlümüzü almayı bilmişlerdir. Onlar da biliyorlar ki bu sertlik aslında ilerde gelecek olan teslimiyetin ön hazırlıklarıdır. Yani bunun AKP'nin devamlılığının sağlanması için yapılması gerektiğini onlar da biliyorlar. Diplomatik bir sorun çıkartmaya da kimse yanaşmaz. Türkiye onların vazgeçemeyecekleri bir av sahasıdır çünkü.

Ne de güzel yazmışsınız kaleminize sağlık.Müsadenizle ben de düşüncelerimi maddeler altında belirtmek isterim.

1- Filistin'in arab ülkesi olduğunu biliyoruz.Gazze'de canice öldürülenler de araplardı.Nasıl oluyor da arapların hakkında konuşurken celallenen başbakan Türk Milliyetçisi oluveriyor.Milliyetçilik bu kadar ucuz mu?Neden daha önce yapılan toplantıda, %20 si ermeni işgali altındaki Azerbeycan ile ilgili bir konuda sergilemiyor Türk milliyetçiliğini.

2-İsrail için söylediği sözlerin hiçbirisini neden pkk belasını yaşatan kürtler için söyleyemiyor?Kendi ülkesinde binlerce vatan evladının şehit olması gazzedeki araplardan daha mı değersiz?

3-Neden bu milli duyguların patlaması oyunları hep seçim dönemlerine geliyor?Havaalanında rteyi karşılayan grup gecenin bir yarısında " davos fatihi" yazılı dövizleri nereden buluyor?Bu hazırlık kalplarine mi doğuyor?

4-Tek bir askeri için dünyayı yıkmaktan çekinmeyen israil, cumhurbaşkanı canlı yayınlarda azarlanırken, tüm yahudiler katil ilan edilirken nasıl bu kadar sakin kalabiliyor?Acaba gazze saldırısı öncesi ayaklar altına düşen rte karizmasını balon gibi şişirebilmek için bu kadar büyük bir sabrı neden gösteriyor?

5-ABD'nin 2. osmanlıyı kurmak düşüncesi olduğunu herkes duymuştur sanırım.Okyanus ötesinden elini ateşe sokmak yerine, Ortadoğuyu, ön asyayı ve balkanları bir maşa ile tutmak sanırım abdnin hayallerinin en büyüğü.Bu amaç için itaat kültürü ile yetişmiş dinci bir lider aranmış ve bulunmuştur.Türk'ten başka herkesi kucaklayan (!) ılımlı (!) islam adı altında bölgeye nufuz etmeye çalışan padişah namzeti kendisine verilen görevi yerine getirmek için tiyatro sahnesine çıkmıştır.Bakalım oyunun sonunda kimler gülecek kimler ağlayacak.


TTK
 
Üst