Demokratik Özerklik, Kent Meclisleri, Adalet Komisyonu = Bölücülüğün Kanıtları

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
DEMOKRATİK ÖZERKLİK, KENT MECLİSLERİ, ADALET KOMİSYONU= BÖLÜCÜLÜĞÜN KANITLARI

“Demokratik çözümün sesi olacağız” sloganıyla 12 Haziran seçim beyannamesini açıklayan “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu”, “demokratik öz yönetim” anlamına gelen demokratik özerkliği, demokratik cumhuriyetin özüne uygun niteliklerin pekiştirilmesi olarak gördüklerini belirtiyor. Söz konusu beyannamede, demokratik özerkliğin iddia edildiği gibi bölünme ve parçalanma anlamına gelmediği, demokratik birliğin, doğrudan ve katılımcı demokrasi modelinin güvencesi olarak hayata geçirilebilmesi için yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte siyasi ve idari yapılanmada köklü bir reforma gidilmesi gerektiği vurgulanıyor. Beyannamenin buraya kadar olan binlerce “demokratik” kelimesiyle dolu olan kısmında, görünürde herhangi bir bölücülük anlamı dikkat çekmiyor ancak “Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacağına” dair cümleler, parçalanmanın açık kanıtı olarak görülüyor.

BDP-DTK ortaklığı sonucu yayınlanan “Demokratik Özerklik Bildirisi”, Öcalan’ın ve Kandil’in talimatlarıyla düzenlenen “Özerklik Çalıştayı” gibi ne anlama geldiği, neler savunulduğu kendi mensuplarınca bile anlaşılamayan belge ve toplantılarla Kürtlerin kafalarını karıştıran, demokratik olmaktan çok demokratiksizlik örneği teşkil eden bu konularda, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki il ve ilçelerde karmakarışık uygulamaların sahnelendiği ve sıkıntılı günlerin yaşandığı bildiriliyor.

Başbakan’ın ziyaretinden de bilindiği üzere BDP’den başka partilerin esamesinin bile geçmediği Hakkari’de, KCK paralelinde oluşturulan Kent Meclisleri bünyesinde göreve sevk edilen sözde Adalet Komisyonlarının, halk arasında meydana gelen anlaşmazlıklara arabuluculuk yapmak üzere görev yaptıkları iddia ediliyor. BDP Teşkilatının gözetiminde kurulan, adı adil olan ama faaliyetleri için aynı kelimenin kullanılamayacağı sözde komisyonların, anlaşmazlıkları çözmek şöyle dursun, sözde vergilendirme çalışmaları kapsamında, tahsil ettikleri paraları kendi zimmetlerine geçirdikleri yönünde örgüt üst yönetimine şikayetler yağıyor. PKK üyelerinin ve BDP yöneticilerinin iştirak ettiği, her seferinde farklı adreslerde gerçekleştirilen komisyon toplantılarında, sözde davalar için temsili mahkemeler kurularak örgütsel yargılamalar yapılıyor.

Demokratik Özerklik kavramından seçim beyannamesine, seçim beyannamesinden Kent Meclislerine, Kent Meclislerinden Adalet Komisyonlarına kadar sirayet eden, PKK, BDP ve nihayet “Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu” bileşenlerince demokratik çözümün kendisi olduğu iddia edilen bütün bu uygulamalar ve uygulamaları gerçekleştiren bilimum şahıslar, aslında bölücülük yapmaktan başka bir anlam ifade etmiyor. Kendi içlerinde bile adaleti sağlayamamış, maddi ve manevi anlamda birbirlerini dolandıran, sevgiyi suç sayan örgütsel anlayış yüzünden haksız yargılamalar yapan bir sistemin demokratik olmaktan çok uzak olduğu düşünülüyor.

Hakkari’de yaşayan bir yurtseverin, PKK/KCK-BDP (ya da bu kısaltmaların yanına her ne yakışıyorsa)…’nin demokratiklik anlayışına örnek teşkil etmesi açısından anlattığı olay ile yazıyı bitirmenin uygun olacağı değerlendiriliyor.

Kent merkezinde büro, emlakçı, komisyoncu veya herhangi bir işyeri görünümünde dükkan kiralayan PKK/KCK/BDP mensuplarından biri, sözde, halkın dertlerini dinliyor. Sorunlarına çözüm bulunması karşılığında, halktan para, değerli takı, elektronik eşya veya herhangi değer verdiği bir şeyi (Çocuğu bile olabilir) emeklerinin karşılığı olarak alan bu şahıs, adalet dağıttığını ve bunu Kürtlerin haklarını kollamak için yaptığını dile getiriyor. Bütün bu hikaye, Hakkari kent merkezinde, herkesin gözü önünde ve açık açık, hiç çekinmeden geçiyor. Daha fazla yorum yapmaya gerek duyulmuyor. Durum ortada. İşte demokratik özerklik!


Helin Demir

 
Üst