Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
DEPREM!..
Şiddeti ne olursa olsun bu sözcüğü duyduğumuzda ister istemez içimiz ürperir.Yaşlı dünyamızda yerkabuğu hareketleri yani depremler küresel ısınma ile birlikte daha bir süregen hale geldi.Gün yok ki dünyanın herhangi bir bölgesinde deprem olmasın.
Ben iki büyük deprem biliyorum. İlkinin yaptığı ağır tahribatı bizzat gördüm!
Türkiye’de yıl 1999, Ağustosun 17’si ! 7.5 şiddetinde ve taş taş üstünde kalmayan büyük bir deprem. Tesadüfen o günlerde eşimle Zümrüt Turizmin düzenlediği Karadeniz Turuna çıkmıştık. Ankara’da öğrendik deprem olduğunu. Kara yoluyla tura devam edildi. Otobüs yolculuğu sırasında gördüğümüz manzara kelimenin tam anlamıyla bir felaketti. Evler birer moloz yığını halindeydi. Sakarya yöresi adeta ölü şehir olmuştu. Sanki hiç canlı kalmamıştı.
Marmara Depremi diye de anılan bu yüzyılın en büyük depremi; Ankara’dan İzmir’e geniş bir alanda hissedilen bu depremde; ölü sayısı 17.480, yaralı sayısı 23.781. Ekonomik kaybın bilançosu ise 300bin konut ve 43bin civarında işyeri yerle bir olmuş, 600bin insan evsiz barksız kalmıştı. Türkiye bu yüzyılın en büyük depreminin yaralarını sarmak yıllarca için canhıraş uğraştı. Ölenler geri gelmedi ama sakat kalanlar ve depremin şokuyla ruh sağlığı bozulan ve filmlere konu olan kişilere hala o bölgede rastlarsınız.
24 EKİM VAN depremi bunu hepimiz hatırlıyoruz. 7.2 şiddetindeki VAN depreminde ölü ve yaralı sayısı ve maddi hasar Marmara depremine göre az. Ama depremin olduğu yöreler boşalmış durumda. Kara kışta insanlar hala çadırlarda yaşıyorlar. Öğrencilerin psikolojisi bozuk. Çok sayıda genç öğretmen hayatını kaybetmiş durumda. Erciş yerle bir oldu. Depremin yaraları henüz tam sarılabilmiş değil. Hala bölge insanları hayırsever vatandaşlardan da yardım bekliyor.
Peki bu depremleri bana hatırlatan ne derseniz? Elektronik ortama düşen bir haber okudum AK DENİZ’in doğu baseninde 4.6 şiddetinde deprem meydana gelmiş. Deniz içinde olduğu için can ve mal kaybı yok.
Allah korusun bizde bir depremin olmayacağını kim garanti edebilir? Ülkemizde ve Türkiye’de yapılan konutların depreme dayanıklılığının kontrol edildiğini söylemek mümkün mü? Konut satışlarının tavan yaptığı şu ortamda; evin konforundan ziyade kaygan bir zeminde oturup oturmadığını yani depreme dayanıklılığını da araştırmak gerekir sanırım.
Geçenlerde okumuştum güya bizdeki evlerin depreme dayanıklı olup olmadığı kontrol edilecekmiş. Şükürler olsun! Her şeyde olduğu gibi aklımız yeni başımıza geldi.
Doğa ile aşık atmak olanaksız ama kayıpları asgariye düşürmek mümkün. Bu da ancak önceden alınacak önlemlerle mümkün.
GELELİM DÜNYAYI KIRIP GEÇİREN EKONOMİK KRİZ DEPREMİNE!..
AB Euro bölgesi ha dağıldı ha dağılacak. Yetkililer, başta Yunanistan olmak üzere iflas içindeki ülkelere ACI REÇETELER içeren yaptırımlar dayatıyorlar. Yunanistan’da ikinci yardım paketini alabilmek için işbaşındaki hükümet; EURO BÖLGESİ maliye bakanlarının beklentisi olan önlemleri meclisten geçirdi. Atina sokakları ise savaş alanına döndü!
Yunanistan’da ikinci bir hükümet krizi olur mu bilinmez? İnsan şunu sormadan edemiyor: Yönetenlerin hatalarının cezasını hep halk mı ödeyecek? Genciyle, yaşlısıyla, kadın ve çocuğuyla Yunanistan halkının günahı nedir ALLAH AŞKINA!. Bu durum krizdeki diğer AB ülkeleri için de söz konusu. Güneydeki ekonomik tabloda da hemen hemen aynı!.Orada da Hristofyas, ekonomideki kara tabloyu; KIBRIS SORUNUYLA perdeleme uğraşında. Sizin anlayacağınız bu yolla halkı yatıştırıp gazını almaya çalışıyor. Ama işsizliğin ve borçların tavan yaptığı bir ortam da bu nereye kadar sürdürülebilir ?
Ya bizdeki durum. Çalışanın eline geçen para her geçen gün erirken; alın size bir artçı deprem! Asgari ücret değişmedi yani 1300TL de kaldı. Ama tüp gaza yine zam geldi! Sn. Hükümet yetkilileri “KIB-TEK gırtlağına kadar borç batağında” deyip biryandan personel iskanını da elden bırakmıyorlar. Elektrik paraları aldı başını gidiyor! Bekleyiniz elektriğe bir ZAM daha gelebilir! Deprem olur mu belki olur! Olması da KAÇINILMAZ!
Kardeşim sen KURUMU iyi yönetememiş ve borç batağına saplamışsan bunun ceremesini vatandaş mı ödeyecek OLMAZ ÖYLE ŞEY!..
ALLAH TÜM İNSANLIĞI VE BİZLERİ FİZİKİ DEPREMLERDEN KORUSUN!