**Dilbesteyim Fermanına**

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde





dilbeste.jpg


Susamış toprağın ey dost yoğu sensin varı sen!
Çatlamış bir dudağın çöldeki rüyaları sen!


(Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu)

Çölleşen gönüller, dosttan gelecek teveccühün intizarındadır. Çünkü gönül dosttan dostça gelen sevgi dolu fısıltı, ilahi bir nefhadır. Susuzdur, ümidi ancak rahmet diyarındadır. Bir yanı toprağa, bir yanı dosta bakar. Fani âlemde baki olandan haber bekler:

“Dilbesteyim Fermanına Kapında köleyim yar
Haber gönder mesûd eyle yolunda öleyim yar
İsyan yağar gözlerime leyli gibi simsiyah
Köprü kurup diyarına ruhsârın göreyim yar”

(Mustafa Uçurum)

Gönül alemi aydınlıktır. Şuaları geceyi gündüz yapacak kadar pırıltılıdır. Fena ikliminde bu nuru ancak günah kirleri perdeleyebilir. Günah kirlerinin kör ettiği gönüller, dosttan her iki âlemde de ayrı düşecektir. Bu korkunç akıbetin korkusu mü’min gönülleri her dem canlı, her dem uyanık, her dem diri tutacaktır. Bu diriliğin hayat iksiri duadır. Gönül gözlerini kapatan isyan bulutları, nedametle sökün eden gözyaşı tufanları ile dağılacaktır.

“Kıtmir olsam ağlasam eşiğinde senelerce
Müjdenle kurtar beni bahar gibi açayım yar.”


Nedametle dökülen gözyaşı, ilahi rahmeti tahrik eden en kuvvetli yakarış, tazarru ve niyazdır. Dost kapısına dek ulaşan gözyaşlarına dosttan gelecek en güzel karşılık, mağfiret gülleridir. Ki onda dostun doyumsuz kokusu vardır. Bu koku kalplere huzur, gönüllere inşirah verir. Bütün genişliğine rağmen dar gelen yeryüzü bu rayiha ile eski haline dönüşür. Çünkü onda dosttan bir haber, bir müjde, bir af mesajı vardır. Bu mesajı alan gönül, bülbül misali şakımaya, dostun kokusuyla mest olup ağlamaya, feryad edip inlemeye başlar:

“Bülbül-i nâlan olup
Çağırırım dost dost
Goncaya hayran olup
Çağırırım dost dost”

(Sultan Mustafa)

Dost çağrısının adı duadır. Her ne surette olursa olsun, hangi hacet dilenirse dilensin, semaya açılan eller; gönül ile dost arasında gidip-gelen manevi akışın sembolüdür. Acziyetin, yokluğun, itirafın, aşkın, vecdin, istiğrakın görünmeyen görüntüsüdür. Yaratılanın yaratana sığınma iştiyakının tezahürüdür. Dua sevgiyi tazeleyiş, ruhu ve asli vatanı hissediştir. Dua yüce kudrete açılan en kutlu kapı, bekçisiz nöbetçisiz, zahmetsiz giriştir. Dua fukaranın besini, gurabanın değişmez mevsimidir. Mutlak sevgiliye giden yolun adıdır, adımlarıdır. Bu yolculukta dosta, şairin diliyle içten bir sesleniştir:

“Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ah! Uzatma dünya sürgünümü benim
Sevgili!
En Sevgili!
Ey Sevgili! “


(Sezai Karakoç)
 
Üst