Dilde Birlik Ülküsü

metetuncay

Dost Üyeler
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
438
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Türkeli
Web sitesi
www.dildebirlik.org
Dilde Birlik ülküsü, Tük Budunu(milleti) için vazgeçilemez bir akımdır. Bu akımı başlatmak da bu akımı sürdürmek de bizlere düşmektedir.

“Ben tek başıma ne yapabilirim” bahanesine yaslanmış olanlarla bu işin yürümeyeceği yıllardır ortada iken neden hala adım atmakta zorlanıyoruz? Çünkü ilk öğretimden itibaren kafamız başka konularla doldurulmaktadır.

Yeni gelen eğitim sistemi de çocuklarımızın yabancı dil özentiliğine girmesine ve hiçbir ereği olmayan uygulamalarla zekasının boşaltılmasına neden olmaktadır. Yeter ki kafasını kaldırıp derslerden başka bir şey göremesin, bu budun için yararlı çalışmalar yapamasın.

Milli Eğitim sisteminin “Milli Eritim”e dönüştürülmesi, her alanda çocuklarımızın önünü kapatmaya uğraşan Batının yıllarca sürdürdüğü oyunlardan yalnızca biridir.

İnternational Association for the Study of Child Language (Uluslar arası Çocuk Dili Araştırmaları Derneği) adlı kuruluşun Almanya’nın başkenti Berlin’de yapılan onuncu kongresinde, Türk çocuklarının 2, en geç 3 yaşına kadar kendi dillerini dil bilgisi kurallarını da yerli yerinde kullanarak mükemmel biçimde kullandıklarını kanıtlıyor. Bu yetenek Alman çocuklarında 5, Araplarda 12 yaşına kadar uzayabiliyor.(1) Ana dili Türkçe olan çocuklar, öteki milletlerin çocuklarına bakarak üç yaşına kadar zeka seviyesi en yüksek olanlardır. Sonradan annenin eğitim seviyesinin düşük olması, ana sınıfında yeterli eğitimi almamış olması ve İngilizce ninnilerin, oyunların çocuğun yaşamına sokulması çocuğun zekasını yavaşlatan ve durduran başlıca etkenlerdir.

Dil, elbilgisinin(kültürün) aynasıdır sözünden hareketle çocuklarımızın elbilgisi yozlaşmasına itilmesi tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Yapılması gereken yabancı dille eğitim değil çocuğun meslek seçimine göre ona yabancı dil eğitiminin ileriki senelerde verilip verilmeyeceğine karar verilmesidir.

Türkçe, “turkcheleshmeden” yabancı dil özentiliğine son verilmelidir. Biz önce kendi soyumuza, elbilgimize (kültürümüze), dilimize iye(sahip) olalım ki bizi yönetenler de değişmek istediğimiz kararlılığını görebilsinler.

Burada Dilde Birlik ülküsünü başlatmaya çalışırken ilk önce ülkemizdeki yabancı dil özentiliğinden çocuklarımızı, gençlerimizi, yetişkinlerimizi caydırmak zorundayız.

Atatürk, Türk kimliğini Türkçe ile tanımlamıştır: “Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca müessirdir (etkendir). Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkelerini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Turan ülküsünün gerçekleşmesinde birincil etkenlerden olan Dilde Birlik ülküsü Türkçe’mizi yabancı dil özentiliğinden kurtararak başlayacaktır. Türk budununun her bireyi bu aşamadan sonra en az iki lehçe öğrenmelidir. Kıpçak Türkçesi ve Uygur Türkçesi benim önereceğim lehçelerdir.

”Türk demek, Türkçe demektir. Ne mutlu Türk'üm diyene.”
M.Kemal ATATÜRK

Esen kalın…
Şahin Mete Durmuş
 
Üst