Din Allah'a Teslimiyeti Emreder Siyonistlere Değil..

Katılım
26 Kas 2008
Mesajlar
83
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Din Allah'a Teslimiyeti Emreder Siyonistlere Değil.
Dinde asıl hedef bir Müslümanın gönüllü olarak ve seve seve Allah'a ibadet etmesini sağlamaktır. Bu mertebede ibadet insana zor gelmez, tersine ona haz ve huzur verir. İbadet halinde olmaması ise onu rahatsız eder. Hz. Peygamber zamanında var olan bu anlayış ondan sonra gelişerek devam etmiştir. Bu hareketin en önemli temsilcisi hicrî II. (VIII.) asrın ikinci yarısında yetişmiş olan ünlü sûfî Râbia el-Adeviyye'dir (ö. 185/801). Bu tarihten sonra bu anlayışın yaygınlaşarak ve gelişerek devam etmiş tasavvufun İslâmî bir hareket olarak doğmasına neden olmuştur. Tasavvufta Allah sevgisinin ne kadar önemli olduğunu göstermek için sûfîlerin üzerinde özenle durdukları ve önemle açıkladıkları şu hadîs-i şerife bakmak yeterlidir. Kutsî hadiste şöyle buyrulmuştur: "Kulum farz ibadetlerle yaklaştığı kadar başka hiçbir şeyle bana yaklaşamaz. Nâfile ibadetlerle de bana yaklaşır. O kadar çok yaklaşır ki ben onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Artık o benimle görür, benimle işitir, benimle tutar, benimle yürür. Böyle bir kul bana sığınırsa onu korurum, benden bir şey isterse dileğini yerine getiririm" (Buhârî, "Rikak", 38).

Tasavvuf kulun Allah'a yaklaşması ve O'nunla böyle bir mânevî ilişki kurmasıdır. “..Allah kuluna şah damarından daha yakındır.” (Kaf 50/16). Allah'ın bir ismi "el-karîb"dir. Yani o her zaman herkese yakındır. Fakat sevdiği kullarına özel bir anlamda yakındır. Allah'ın yakınlığını kazanan insanlara mukarreb denir.

Fe emmâ in kâne minel mugarrebîne(mugarrebîne). Fe revhun ve reyhânun ve cennetu naîm(naîmin). (el-Vâkıa 56/88-89).

Amma o mukarrebînden ise Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. (el-Vâkıa 56/88-89).

Allah mukarreb kullarına ve sırf Allah rızasını ve Allah sevgisini gözeterek ibadet eden Salih kullarına çok daha yakındır. Bu yakınlık Kaf suresi 16. ayetin ifadesiyle “şah damarından daha yakın” şekildedir.

Salih amel kavramı Kur’an’da bir çok ayette yer alan önemli bir kavramdır. Salih ameli anlayabilmek için iki kelimenin de anlamlarını ayrı ayrı bilmek gerekir.

Salih kelimesinin kökü:
Salah ve sulh “tan gelir. Karşıtı ise; fesat-bozgunculuk, fitne ve fücurdur. Salat- salah kurtuluş demektir. Hayyaalassalah, haydin namaza, haydin salaha, barışa“ örneğinde olduğu gibi...

Yüce Allah Ku’ran’da şöyle buyuruyor:
Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yugîmûS Salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul gayyimeh(gayyimeti). (98/Beyyine sûresi, 5)

Hâlbuki onlar, doğruya yönelerek, dini yalnız Allah’a has kılarak O’na kulluk etmek, namazı kılmak ve zekatı vermekle emrolunmuşlardı.” (98/Beyyine suresi âyet, 5)

Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resûlü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir. (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:1)

Dünya hayatındaki tek amaçları Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak olan ve Allah'a gönülden teslim olan müminler tüm hayatlarını Allah için yaşarlar. Kuran'ın "De ki: "Gul innî Salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâti lillâhi rabbil âlemîn (e) )Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162) ayetinde görüldüğü gibi, yaptıkları her işte, gösterdikleri her tavırda Allah'ın rızasını kazanmayı hedeflerler. Sahip oldukları her şeyi Allah'ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmaya adayan müminlerin sevgileri de yine ancak Allah içindir. Allah'ı tüm sıfatlarıyla tanıyan, O'nun gücüne ve kudretine her an şahit olan, Rabbimiz'in rahmetini, sevgisini ve şefkatini tüm hayatı boyunca her an hisseden bir müminin Allah sevgisi, hiçbir sevgiyle kıyaslanmayacak kadar güçlüdür.

Cenâbı Hak Kur’an’da sık sık,”Hanginizin daha iyi amel işleyeceğini sınamak için ölümü ve hayattı yarattım” (67/Mülk,2) buyurur. Salih amel işleyenleri rızasını kazanmakla ve cennetle müjdeler. (Bk. 11/Hud,7;18/ Kehf,7;Nur,38; 103/Asr,3)

ALLAH SADECE KENDİSİNE TESLİMİYETİ EMREDER, SİYONİSTLERE DEĞİL..
Allah sadece kendisine ibadeti, şirkten ve gösterişten uzak kalarak teslimiyeti emreder, dindar görünerek, dinden ve müslümanlardan geçinmeyi, fayda temin etmeyi ve kendisini bırakıpta Yahudi ve Hıristiyanlara teslimiyeti, onlardan emir ve icazet almayı yasaklar. Bu tür davranışlara münafıklık, bu davranışları sergileyenlere de Münafıklar der..



Muharrem Günay Sıddıkoğlu
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst