Doğan Kaya

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
1951 yılında Sıvas'ın Acıyurt köyünde doğdu. İskender ve Kadriye'nin oğludur. Altı çocuklu ailenin üçüncü çocuğudur.

Kaya, Sivas'ta Dört Eylül İlkokulu, Atatürk Ortaokulu ve Sivas Lisesini bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi (1970). 1974'te bu bölümden mezun oldu. Sivas Lisesi, Diyarbakır Dicle Öğretmen Lisesi, Aksaray Ortaköy Lisesi, Bakırköy İmam-Hatip Lisesinde edebiyat öğretmenliği yaptı. Askerlik hizmetini yedek subay olarak Kırklareli'nin Vize ilçesinde yerine getirdi. 1983'te Cumhuriyet Üniversitesinin açmış olduğu Halk Edebiyatı Uzmanlığı kadrosu imtihanına girip başarılı oldu ve bu göreve getirildi. 1988'de C.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü "Mahmut ile Nigâr Hikâyesi Üzerinde Mukayeseli Bir İnceleme" konulu tezini vererek Yüksek Lisansını, 1991'de G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsünde "Sivas'ta Âşıklık Geleneği ve Âşık Ruhsatî" konulu teziyle de doktorasını yaptı. Aynı yıl, Folklor Araştırmaları Kurumu tarafından, "İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü-91" ödülünü, 24 Aralık 2001 günü de MOTİF Halk Oyunları Eğitim Derneği Gençlik Kulübü tarafından verilen “Halkbilim Araştırma ve Teşvik Ödülü” nü aldı.

İlmi çalışmalarının yanında lise döneminden beri şiirler de yazan kaya, bazı şiirlerinde Mahcubî mahlasını kullanmaktadır. Şiirleri genellikle mistik, millî ve aşk konuludur.

İLESAM, Türkiye Yazarlar Birliği ve Folklor Araştırmaları Kurumu üyesi olan Kaya, halen Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmakta olup evli ve Sibel, Zeynep Aslıhan, Tâhâ Tuna adında üç çocuk babasıdır.

Kaya, yayın pek çok halkbilim ile ilgili süreli yayınlarda 150’den fazla makalesi yayımlandı. 1984'ten itibaren alanı ile ilgili olarak 54 millî ve milletlerarası kongre ve sempozyuma katıldı. Bugüne kadar 18 kitabı yayımlandı. Başlıca kitapları şunlardır:

1. Âşık İsmetî, Sivas, 1984, Esnaf Matbaası, 200 s.
2. Ruhsatî'nin Uğru ile Kadı Hikâyesi, İstanbul, 1985, Erenler Matbaası Anadolu Sanat Yayınları, 40 s.
3. Şairnameler, Ankara, l990, T.C. Kültür Bakanlığı HAKAD Yayınları : l28, Halk Edebiyatı Dizisi: 24, Gazi Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu Matbaası, 102 s.
4. Âşık Ruhsatî Bibliyografyası, Ankara, 1992, T. C. Kültür Bakanlığı HAGEM Yayınları : l80, Biyografiler-Bibliyografyalar Dizisi: 28, Sistem Ofset, 47 s. (Türk Halk Şairleri Bibliyografyaları : 12, Ali Abbas ÇINAR, Âşık Kâtibî Bibliyografyası ve Yrd. Doç. Dr. Ali Berat ALPTEKİN- Yrd. Doç. Dr. Esma ŞİMŞEK, Posoflu Âşık Müdamî Bibliyografyası ile birlikte.)
5. Mahmut ile Nigâr Hikâyesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma , Ankara, 1993, T.C. Kültür Bakanlığı HAGEM Yayınları: 187, Halk Edebiyatı Dizisi: 42, Ceylan Matbaacılık Sanayi ve LTD. ŞTİ, l74 s.
6. Âşık Minhacî, Sivas, 1994, Dilek Matbaası, 80 s.
7. Sivas'ta Âşıklık Geleneği ve Âşık Ruhsatî, Sivas, l994, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları No: 55, Dilek Matbaası, 635 s.
8. Âşık Sefil Selimî-Çobanın Can Pınarı, Sivas, 1996, Dilek Matbaası, 240 s.
9. Âşık Zakirî, Sivas, 1996, 80 s.
10. Sızırlı Âşık Hasan (Coşarî), Sivas, 1997, Dilek Matbaası, 136 s.
11. Sivas’ta Âşıklık Geleneği, Sivas, 1998, Dilek Matbaası, 132 s.
12. Âşık Ruhsatî, Sivas, 1999, Dilek Matbaası, XVI+494 s.
13. Acıyurtlu Halk Şairleri, Sivas, 1999. Dilek Matbaası, 148 s.
14. Anonim Halk Şiiri, Ankara, 1999, Akçağ Yayınları, XVIII+672 s.
15. Halk Hikâyeleri-1 (M. Sabri KOZ ile birlikte), İstanbul, 2000. 314.
16. Âşık Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul, 2000, Kitabevi, 472 s.
17. Âşık Veysel Hayatı- Sanatı- Şiirleri-Türküleri (Uğur Kaya ile birlikte)
18. Folklorumuzda Beddua Söyleme Geleneği ve Türk Halk Şiirinde Beddualar, AKM Yayını, Ankara, 2001, XVI+282 s.
19. Bir Destan Kahramanı Mehrali Bey, Bakı, 2001, 50 s.




DUY BENİ CANIM

Olanca aşkımla kendimi sana
Vermek istiyorum duy beni canım
Sevgi bahçendeki gonca gülünü
Dermek istiyorum duy beni canım

Ne zormuş ayrılık ne zormuş acı
Bilirsin ki sensin başımın tacı
Varlığınla vereceğin ilacı
Sormak istiyorum duy beni canım

Yıllar önce vadettiğim söz ile
Hasretinle sana bakan göz ile
Sana bağlı seni saran öz ile
Sarmak istiyorum duy beni canım

Nasıl anlatayım bilmem ki nasıl
Derdimi sorarsan hep fasıl fasıl
Yalnızken Kıbrıs’ta seni velhasıl
Görmek istiyorum duy beni canım


N’OLURDU?

Neden birden bire karşıma çıktın
Çıkmasaydın çıkmasaydın n’olurdu
Bir sözünle sanki dünyamı yıktın
Yıkmasaydın yıkmasaydın n’olurdu

Sordum hep kendime; “Ne oldu bana?”
Sözlerimi sakın atma yabana
İki günde soldum gör yana yana
Yakmasaydın yakmasaydın n’olurdu

Gönül kuşun havalarda uçurdun
Bana sevgi şarabını içirdin
Dudak büküp sonra göğüs geçirdin
Bükmeseydin bükmeseydin n’olurdu

Aşkın yaşı olmaz derler bil bunu
Seven ayrı kalmaz derler bil bunu
Yarsız kadeh dolmaz derler bil bunu
Akmasaydın akmasaydın n’olurdu

Birlikte dinlerken dalga sesini
Gönlüme bıraktın dertle yasını
Keşke ta başından aşkın süsünü
Takmasaydın takmasaydın n’olurdu
GAYRI

Felek sillesini vurdukça vurdu
Şaşırdım şaşırdım şaşırdım gayrı
Vücut sarayımı dertle doldurdu
Taşırdım taşırdım taşırdım gayrı

Çektiğim (vah)lara el fizah etti
Çile keder derken yaş kütah etti
Yandı kara bağrım yandı ah etti
Pişirdim pişirdim pişirdim gayrı

Gönlüm göçti bahçelerden bağlardan
Ne haldeyim haberim yok sağlardan
Gam yükünün kervanını dağlardan
Aşırdım aşırdım aşırdım gayrı

N’eyleyim iradem gittiği ırağa
MAHCUBÎ’yim gönlüm döndü çorağa
İşin hakikati gözüm toprağa
Düşürdüm düşürdüm düşürdüm gayrı


NE OLDU?

Gelimli gidimli fani dünyanın
Her telinde az-çok çaldım ne oldu
Ne yazık hepsi de boş hülya imiş
Olur olmaz şeye güldüm ne oldu

Yıllarca kör nefsin peşinden koştum
Boşuna çağladım boşuna coştum
Bir gaye uğruna hayli savaştım
Nihayet maksudu buldum ne oldu

Yazık ehl-i kemâl blinmez oldu
Akıbetten bir ders alınmaz oldu
Hakikat yolunda kalınmaz oldu
Düşüne düşüne soldum ne oldu

Sen-ben kavgasının illeti nedir
Acep münkirliğin zilleti nedir
Âlemin var oluş hikmeti nedir
İrfan deryasına daldım ne oldu

MAHCUBÎ arıdan ibret almalı
Arayı arayı Hakk’ı bulmalı
Gerekirse Hak yolunda ölmeli
Bunca yıl âlemde kaldım ne oldu.
 
Üst