Doğu Türkistan'a ekonomik baskı

SALUR

Dost Üyeler
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
859
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
(the_aci_show)
DOĞU TÜRKİSTAN'A EKONOMİK BASKI
C.gif
Doğu Türkistan, kitabın önceki bölümlerinde değindiğimiz tüm yer altı zenginliklerine ve bereketli topraklarına rağmen, şu anda Çin'in en fakir bölgelerinden biridir. Bu çelişki, Çin ekonomisinin temel hammadde sağlayıcısının Doğu Türkistan olduğu göz önünde bulundurulduğunda biraz daha anlaşılır bir hal almaktadır. Doğu Türkistan'ın uranyum, doğal gaz, petrol, altın gibi madenleri Çin'e transfer edilmekte ve bu doğal kaynakların kullanımı her yönüyle merkezi yönetimin denetimi altında tutulmaktadır. Bu kaynakların gerçek sahibi olan Doğu Türkistan Müslümanlarının ise "ne kadar üretim yapıldığı, kar paylarının ne olduğu" gibi konularda bilgi edinmeleri dahi mümkün değildir.
139.jpg
Her türlü doğal zenginliği Çin tarafından sömürülen Doğu Türkistan halkının mücadele etmesi gereken bir diğer önemli sorun da açlık ve fakirliktir.​
Doğu Türkistan'ın doğal kaynaklarının Çin için ne kadar hayati bir değer taşıdığını görmek için istatistiksel rakamlara kısaca göz atmak yeterlidir. Örneğin 1989 yılının ilk çeyreğinde Doğu Türkistan, Çin'e 7.68 milyon varil ham petrol, 906 ton kömür, 444 ton da işlenmemiş tuz göndermiştir. 1993 yılında ise Doğu Türkistan'da 10.4 milyon varil ham petrol çıkarılmış, ancak karın tamamı Çin hükümetine gitmiştir.67 Çin, kendi ekonomisi ve vatandaşları için Doğu Türkistan'ın kaynaklarını sömürmekte, Müslüman Türk halkını ise fakirliğe ve açlığa mahkum etmektedir.
Ekonomik baskı, Çin'in Doğu Türkistan'da uyguladığı soykırımın çok önemli bir parçasıdır. Bugün Doğu Türkistan halkının büyük kısmı fakirlik içerisinde yaşamakta, %80'inden fazlası da açlık sınırının altında hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadır.http://www.doguturkistan.com/CinIskencesi.html#68 Bununla birlikte eğitim alanında sistemli olarak uygulanan ayrımcı politikalar nedeniyle Müslüman Türkler, kendilerini yetiştirip daha iyi iş imkanları bulmaktan mahrum edilmektedir.
Doğu Türkistan'da iş sahalarının hemen hepsinin Çinlilerin elinde bulunması nedeniyle, Müslüman halk işsizlik sorunuyla mücadele etmektedir. Buna rağmen hükümet bu bölgelerde çalışmak üzere Çin'in batısından sürekli Çinli transferi yapmaktadır. Bu şekilde, bir yandan bölgedeki nüfus dengesi Çin lehine bozulmaya çalışılırken, bir yandan da Doğu Türkistan ekonomisi denetim altında tutulmaktadır. Bu konudaki rakamlar da, Çin'in baskıcı politikasını göstermesi açısından son derece dikkat çekicidir: Urumçi'deki endüstriyel işçilerin sadece 200 bini Uygur Türk'ü, geri kalanı ise Çinlidir. Urumçi yakınında bulunan büyük bir tekstil fabrikasında çalışanların sadece %10'u Türk'tür. Kaşgar yakınlarında bulunan ve 12 bin kişi çalıştıran bir fabrikada Uygurlu işçi sayısı sadece 800'dür. Urumçi yakınındaki bir başka fabrikada 2.100 işçi çalışmaktadır, ancak bunların sadece 13 tanesi Türk'tür. 1986'da Poskam'da yeni bir petrol rafineri tesisi kurulmuştur, burada çalışan 2.200 kişinin hepsi Çinli'dir.
ÇİNLİLER REFAH İÇİNDE YAŞARKEN, MÜSLÜMAN HALK FAKİRLİĞE MAHKUM EDİLİYOR​
140.jpg
140A.jpg
140B.jpg
Doğu Türkistan'da Çinli yerleşimcilerin olduğu bölgeler ile Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler arasında yaşam standartı açısından çok büyük fark vardır. Örneğin Çinlilerin bulunduğu başkent Urumçi (üstte) tam bir modern şehir görünümündeyken, Müslüman nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı Kaşgar (sol sayfada), 19. yüzyılın başında donup kalmış gibidir. Halkın büyük çoğunluğu geçim sıkıntısı çekmekte, ulaşım toprak yollar üzerinden at arabalarıyla sağlanmaktadır. Bunun asıl nedeni ise komünist Çin yönetiminin Doğu Türkistan halkı üzerinde yarım asırı aşkın bir süredir devam eden zulmüdür. Her türlü ekonomik, siyasi ve hukuksal hakları ellerinden alınan Doğu Türkistanlı Müslümanlar, sadece Komünist Parti'nin kendilerine çizdiği sınırlar içinde hayatlarını devam ettirmek zorundadırlar. Lüks otellerin, alış veriş merkezlerinin, plazaların bulunduğu, ulaşımın otobanlardan sağlandığı Urumçi'de sayıca az olan Müslümanlar ya küçük lokantaları işletmekte, ya da temizlik veya kapı görevlisi olarak çalışmaktadırlar. Herhangi bir yatırım ve ticaret hakkı bulunmayan halk, sadece bu gibi işlerde çalışabilmektedir. Bu durum, köklü bir medeniyetin beşiği olan, zengin doğal kaynaklara sahip Doğu Türkistan halkının kendi vatanlarında ikinci sınıf insan muamelesi gördüklerinin ve tam anlamıyla esaret altında olduklarının açık bir göstergesidir.
141.jpg
141A.jpg
Aynı şekilde 1989'dan itibaren, özellikle Tarım Ovası'nda petrol aramak için gelen yeni şirketlerin sayısı hızla artmış, ne var ki bu bölgede çalışan 20 bin işçinin neredeyse hepsi Çinli nüfus arasından seçilmiştir.http://www.doguturkistan.com/CinIskencesi.html#70 Doğu Türkistan halkına karşı uygulanan bu ayrımcı politika o derece ileri gitmiştir ki, bölgenin tarihi, kültürü ve medeniyeti hakkında hiçbir bilgisi olmayan Çinliler turist rehberliği görevini üstlenmeye başlamıştır. Üstelik bu şekilde bölgeye gelen yabancılara bilgi akışı da Çin denetimi altında gerçekleştirilmekte, bir anlamda Doğu Türkistan Müslümanlarının seslerini dünyaya duyurmaları engellenmektedir.
142.jpg
Zamanlarının çoğunu kendi memleketlerinde bir esir gibi çalışmakla geçiren Türk çiftçiler, varlık içinde yokluk yaşamaktadırlar.​
Öte yandan geçimini tarımdan sağlayan Müslüman halk, Kızıl Çin'in yeni kanunları nedeniyle daha fazla vergi ödemek zorunda bırakılmaktadır. Bazı bölgelerde çiftçiler ürünlerini yarı fiyatına devlete satmaya mecbur bırakılmakta, Çinli çiftçilerin ürünleri ise daha yüksek fiyattan alınmaktadır. Bazı Müslüman çiftçilere toprakları zorla sattırılmakta ve onlar da Doğu Türkistan'ın işsizler ve fakirler ordusuna katılmaya mahkum edilmektedir. Tüm bunların yanı sıra sadece Doğu Türkistan Müslümanlarına mahsus "haşer" olarak adlandırılan ücretsiz mecburi hizmet, zaten fakir olan çiftçileri daha da zorlamaktadır. Bu adaletsiz sisteme göre Doğu Türkistanlı her Müslüman Türk, yılın bir veya bir buçuk ayını Komünist Parti'nin kendisine vermiş olduğu mecburi bir işi, ücret almadan yerine getirmek zorundadır. Ama Çinliler, kanunda belirtilen müddete aykırı olarak, başta çiftçiler olmak üzere halkı yılda 5-6 ay arasında ücret ödemeden mecburi işlerde çalıştırmaktadırlar. Zamanlarının çoğunu kendi memleketlerinde bir esir gibi çalışmakla geçiren Türk çiftçiler, varlık içinde yokluk yaşamaktadırlar.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Doğu Türkistan'a ekonomik baskı

Onların içlerinden bir Kürşat ve 39 arkadaşını çıkarması gerekiyor, anlaşılan.

Fakat bir şeye çok dikkat etmek gerekiyor.

Her şeye dozunda yaklaşmak lazım. Batı Trakya Türkleri çok daha kötü şartlardalar. Neden hatırlanmazlar? Çünkü kimse hatırlamamızı söylemiyor, ondan hatırlamayız.

Ayrıca amerika Uygurları çine karşı kullanmak istiyor. Bu hareketini pek çok şeyden çıkarmak mümkün.

çinde Uygurları, İranda Türkleri, Türkiyedeki kürtler gibi kendi menfaatleri için kullanmak istiyorlar.

Bu konuda yazmaya başlarsak veriler arka arkaya geldiğinde anlayacaksınız ancak çok uzun ve ilgi pek olmayacaktır.

Biz ve bu ülkelerde yaşayan Türkler, ne bugün ülkemize ihanet eden kürtler, neden birinci dünya savaşı ve sonrasında ihanet eden ermeni ve rumlar gibi emperyalizmin uşakları olmamalıyız. Bizi ahmak yerine koyan amerika ve onun kullanıcısı ingiltereye inat, çin ve irana düşmanlık, kin değil, yararlarımıza işbirlikleri geliştirmeliyiz. Elbette kişilikli olmalı bu gelişmeler.

çin ile yapılması planlanan askeri tatbikat bu nedenle önemli ve değerlidir.

ermenistanla yapılan tek yanlı kişiliksiz yakınlaşma ile bu düşüncem karıştırılmamalıdır.
 
Üst