Edebiyatın İnceliği

GULSEMIN

New member
Katılım
17 Nis 2009
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yavuz Sultan Selim Han, Şair Vehbi'yi yanlışlıkla üzüp, yanından uzaklaştırır. Şair de epey yer aradıktan sonra, nihayet Van Müftüsü'nün kâtipliğini yapmaya başlar. Bir müddet sonra Yavuz şairi bulmak ister. Fakat nasıl bulacaktır?
Sonra şöyle düşünür: "Ben bir mısra yazayım ve bir yarışma düzenlensin. Benim mısramı beyte tamamlayan en güzel mısra yazana mükâfat vereceğimi ilan edeyim. Şüphesiz ki Şair Vehbi de dayanamayıp katılacaktır. O vakit, onu üslubundan tanırım.
Ve şu mısraı yazar:

"Bütün dünya benim olsa, gâmım gitmez nedendir bu?
Sultanın başlattığı yarışma ilan edilir. Yarışmaya katılan çok olur. Fakat padişah aradığını bulamaz.

Van müftüsü; Bir de ben deneyeyim, nasib ise olur deyip, bir mısra yazmaya çalışır. Kendince bir şeyler yazdıktan sonra, bir de kâtibine gösterir. Şair Vehbi de, Şurası şöyle olsa. Şurası da böyle olsa.. derken ortaya aşağıdaki mısra çıkar:

"Taa Ezelden gam türabıyla yoğrulmuş bir bedendir bu."

Yavuz, Van müftüsün den gelen beyti okuyunca Hemen haber salın bu mısraın şairine, saraya gelsin! Diye emir verir. Müftü, büyük bir heyecanla gelir saraya.
Padişah aradığını bulmuş olmanın rahatlığıyla sorar:

Bu mısra ile mükâfatı hak ettin. Lakin benim anladığıma göre, bu mısraın hakiki şairi sen değilsin!

Müftü efendi, hemen doğruyu söyler. Padişah şairine kavuşur.

Edebiyatımıza da aşağıdaki beyit, hatıra kalır:

Bütün Dünya Benim olsa Gamım Bitmez Nedendir bu...
Taa Ezelden Beri Gam Turabla Yoğrulmuş Bedendir bu...
Gelen Gider Giden Gelmez iki Kapılı Handır bu...
Sakın insafı Terk etme Makamı imtihandır bu.
 
Üst