Alper Faik Genç
Kırk altı yıldan bu yana uzayıp giden Kıbrıs konusunda gözlerini Anavatanı Türkiyeden çevirmeyen Kıbrıs Türkü bu gün son kırk altı yılın en belirsiz dönemini yaşamaktadır.
TÜRKİYE’YE UMUT:
Anavatan Türkiye’ye her zaman umutla baktık…Ve Anavatan da bizleri terk etmedi; en karanlık anlarımızda hep yanıbaşımızda oldu ve birlikte yaşanan dayanışma sonucu 26 sene evvel Devletimizi kurduk. Daha önceki boşa çıkan toplantılar bir yana, bu 26 sene içinde Rumlarla anlaşmak umuduyla yüzlerce toplantıya katıldık…
Her defasında Hıristiyan dünyasının oyununa geldik…
Bu, zaman oldu Amerika/İngiltere oldu, zaman oldu Birleşmiş Milletler/Avrupa Birliği oldu…Zaman oldu AB’deki Türk düşmanı Almanya, Fransa, Avusturya, Belçika, Lüksemburg devletleri oldu..
TÜRK DÜŞMANLIĞI ZİRVEDE…
Her defasında Türk düşmanlığı, Türk karşıtlığı, Türk aleyhtarlığı zirvede oldu…
1- Türkiye AB’nin kapısında yarım asır bekletildi.
2- Milletin dini Müslümandır diye bekletildi,
3- Nüfusu kabarıktır diye bekletildi,
4- Genç işçi nüfusuyla Avrupayı ele geçireceği korkusuyla bekletildi,
5- Kültürü, inançları değiştirilmek istendi.
6- Toprakları parçalanmak, eyaletlere, federasyonlara bölünmek istendi…
Sanki diğer AB üyesi Devletlerin azınlık sorunları yokmuş gibi,
kültür çelişkisi yokmuş gibi onlara hep göz yumuldu…
Sıra Türkiye’ye gelince , ortaya ‘İmtiyazlı ortaklık’ teklifi atıldı.
ŞİMDİ SIRA PROTOKOLLERİN UYGULANMASINDA..
2004 yılında Türkiye’ye imzalattırılan protokollerin uygulanması, içinde bulunduğumuz Aralık ay’ında Türkiyeden bekleniyor.
Buna gore Türkiye, Güney Kıbrıs Yönetimine tüm limanlarını açacak…
Bu da yetmez: AB’nin gümrük Birliği normlarına gore, Ada’ya ithalat ve Kıbrıstan tüm ihracat Güney Kıbrıs üzerinden olacak Yani KKTC’nin varlığı inkar edilmiş ve Devletimiz resmen ortadan kalkmış olacak…
TEZATLI BEYANLAR: K. Kıbrıs’a gelen T.C. ileri gelenleri bize, rahatlatıcı beyanlar vermeye devam ederken, diğer yandan Güney Kıbrıs’ın “De facto” tanınması eşiğimize gelmiş bulunuyor…
Bşb. Yrd. Cemil ÇİÇEK, daha geçenlerde Lefkoşe’de: “Bize KKTC’mi, yoksa AB’ mi diye sorsalar, biz KKTC’yi tercih edeceğiz” dememiş miydi? Öyleyse:
a)- FBI Başkanı Robert Müeller son ziyaretinde Ankara’da Kıbrıs’ı görüşmedi mi?
b)- Sn. TALAT Ankara’da Erdoğan beyle ve Lefkoşe’de HRİSTOFYAS ile neyi
konuşup, tartışıyor…Hatta bazı konularda anlaşıyor?
c)- İngiltere, Üslerinin bir kısmını Güney Kıbrıs’a vermeye neden razı oluyor ve
Garantörlüğünden neden feragat ediyor?
d)- Sn. Erdoğan gelecek hafta Amerika’da Başkan Obamanın hangi önerilerini
alacak?
Endişemiz odur ki, bütün bunların arkasındaki gerçekler biz Kıbrıs Türklerinden gizlenmektedir; Ve bugüne kadar bizi destekleyen Anavatan Türkiye’den inandırıcı güvence beklemekteyiz.
BUNA DA HERKESTEN ÇOK BİZİM HAKKIMIZ VARDIR !