Erdoğan İntikam Almaya Devam Ediyor

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ERDOĞAN İNTİKAM ALMAYA DEVAM EDİYOR.

Yüzde elli oy oranıyla iktidar olmak, bir partiye istediği gibi at koşturtmak olanağını vermez. Çünkü oy veren nüfusun geriye kalan yarısı kazanan parti ile ayni düşüncede değildir demektir. Bir de seçime katılmayan yüzdeliğin ekseriyeti de ( ALTI MİLYON CİVARINDA) yine iktidarı desteklemediğine göre oran epeyce düşmüş olacak. Tabii bunun yanında seçim listesine kaydını yaptırmayanlar, ülke dışında yaşamak durumunda olan seçmenler ve geçersiz oylar da ( BİR MİLYON) dikkate alınırsa bugün AKP nin oy oranının yüzde otuz beşlere kadar düştüğü görülür. Ama seçim sistemi AKP yi büyük bir çoğunlukla yani milletvekili sayısıyla iktidar yapar. Yani yüzde otuz beşlik bir oran yüzde altmış beşe üstün gelir. Hesap bunun neresinde demeyiniz. Sistem bu sonucu çıkarır.

Buraya kadar hesap yanlış olsa da, sistem böyle olduğuna göre çaresiz doğruluğu kabul edilecektir. Yalnız bundan ötesi yanlış. İktidar oldum diye halkın yüzde altmış beşi ile dalga geçmek, her fırsatta partilere çatmak, çamur atmak ve onur kırıcı söylemlerde bulunmak bir parti liderine yakışmadığı gibi, Türkiye’yi çağ atlatacağı iddiasında olan bir Başbakan’a hiç ama hiç yakışmamaktadır. “Bunlar tükürdükleri tükrüğü yalayacaklar. Göreceksiniz yalayacaklar.” Diye nutuk atmak, bir başka parti için “yanlış merkez seçmişler. Toplanılacak yer Ankara’dır.” Diye alay etmek, insanların izzetinefisi ile oynamak gibi bir megalomani içine girilirse karşı taraf da savunma yapma gereğini duyar ve haliyle senin kirli çamaşırlarını ortaya dökmekten çekinmez. Hele söylemler intikam almak amacına yönelik olursa tepkisi de ayni nispette sert olur. Ya sivil bir Anayasa yapmak için partiler arası bir mutabakat sağlamaya ve haliyle milletvekillerini yemin etmeye çağırıyorsun ya da patileri aşağılamak için yarış yapıyorsun. Aslında siyasetin tepesindeki bu kavgayı körüklemek AKP nin işine geliyor. Çünkü uzlaşmaz bir muhalefeti susturmak ve halkı buna inandırmak başta Yeni Anayasa olmak üzere yapmak istediklerini yapma olanağı vereceğinden tercih edilmektedir. AKP ipler kendi elinde olduğu sürece halkı, uzlaşmaz muhalefet üzerine daha rahat sürebilecek, hoşnutsuzluk yaratıp kendi isteklerini halka kabul ettirecektir.

İntikam duyguları Sn. Başbakanı okadar aşmıştır ki sekiz ay hapislik cezası çektiği şiiri Büyük Millet Meclisi kürsüsünden dokunulmazlık zırhına bürünerek yeniden okumak gafletine düşüyor ve içindeki kini ve hazmedememişliği millete meydan okurcasına gururla okuyor. Yani artık benim sırtımı yere getirecek bir kuvvet göremiyorum dercesine. Bana dokunan herkesi mahvettim, mahvederim de demek istiyor. Nitekim Cem Uzanlar, Doğan Medya gurubu, generaller, amiraller, profesörler, gazeteciler, çeşitli meslek guruplarına ait insanlar ve asker böyle susturulmadı mı? Şimdi de Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a dokunmaları boşuna mıdır? Ergenekon ve Balyoz davalarından tutuklu olanlar gerçekten darbeci mi? Nedim Şener, Ahmet Şık’ın gazetecilikten öte bir uğraşı oldu mu? Aziz Başkan’ın şikeci olduğuna kim inanır? Bütün bunlarla amaçlanan halkın dikkatini “en büyük benim, benim seviyeme kimse gelemez. Geleni ben böyle mahvederim, kim olursa olsun ona dokunurum. İmparator benim, Fenerbahçe İmparatorluğu olamaz.” diye halka göz dağı vermek ve halkı sindirmek değil midir amaç? Yaratılan polis devleti ve uzaktan kumandalı hukuk sistemi ile herkesi korkutarak susturmak olağan yaşam biçimi haline getirilmemiş midir?

Bir memlekette konuşulanlar “Aman kimse duymasın, yazını sakın bana gönderme, bunlarla uğraşma yanarsın” diye fısıldaşıyorsa, hatta konuşmaktan çekiniyorsa, o memlekette sesini çıkaranlara yönelik doğrudan bir tehdit ve doğrudan bir sindirme operasyonu uygulanıyor demektir. Bunun örnekleri hergün yeni bir senaryo ile gece geç vakit evlerinden alınıp, günlerce hastanelerde, karakollarda ve mahkemelerde çektiği çile ve insanlık dışı uygulamalarla Türkiye halkı tarafından yaşandığını kim inkar edebilir?. Allah aşkına suçlu zannı ile kat elbise, kıravatla elleri kelepçeli memleketin elit insanlarının, suratında bir karış sakalı ile polisim havasındaki hapishane kaçkını görünümündeki insanlar tarafından ensesinden bastırılarak sağa sola götürülüşü kabul edilebilir bir hareket midir? Kim zanlı kim polis diye sorulsa veya bu sahneleri gören bir yabancı ne der sizce? Bunlar mı polis diye endişeye düşmez mi? Bir yanda masum insanlar diğer yanda eli sopalı zebaniler. Allah kimseyi bunların eline düşürmesin telkininde bulunanlar haksız mıdır? İpleri elinde tutanlar da başarılarına kıs kıs gülmekte, temiz olmayan elleriyle “Temiz Eller Operasyonu” yaptıklarına inanarak sevinsinler bakalım. Nekadar daha ve nereye kadar sürcek bu insafsısca uygulamalar? Herşeyin bir sonu vardır elbet !

Ahmet Gülay

 

Alper Faik GENÇ

Onursal Üye
Katılım
13 May 2009
Mesajlar
93
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Erdoğan İntikam Almaya Devam Ediyor

Sn. Gülay,
Öyle bir makamdaki şahsın çocuksu tavırları gerçekten ne kendisine, ne de Türkiyemize yakışmıyor..
Elbet birgün Erdoğan bey de gidecek ve arkasında iyi bir iz bırakmayacaktır.
Temennimiz Türkiye'ye daha fazla zarar vermeden erken gitmesidir.
Seam ve saygılarımla,
Alper Faik Genç
 
Üst