Erenköy Savaşı

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Erenköy Savaşı

3 Temmuz 1964'de Atina'ya giden Grivas, Atina'daki temaslarının tamamladıktan sonra 6 Ağustos 1964 akşamı Lefkoşe'ye döndü ve Kıbrıs Rum Silahlı Kuvvetleri Genel Karargahındaki toplantıda Rum Silahlı Kuvvetlerinin son durumu hakkında bilgi aldı. Silahlı Kuvvetler Başkomutan Muavini Prokos'un Tillirga bölgesindeki askeri yığınak hakkında bilgi vermesinden sonra Grivas, Lorovouno tepesinin ele geçirilmesi için hücuma geçmeye karar verdi. Daha sonra Grivas, Alevkaya'nın hemen güneyindeki Lorovouno tepelerinin ele geçirilmesi için Makarios'un onayını istedi. Grivas'ın bu talebinden sonra Rum Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağıran Makarios, Bakanlar Kurulu'ndan oybirliği ile "Harekatın yapılması" kararını aldı.
Makarios, Bakanlar Kurulu kararını Grivas'a duyururken de, "Harekata girişmeden önce Yunan Hükümeti'ne danışılarak Yunan Hükümeti'nin izninin alınması gerektiğini" söyledi. Grivas da, Yunan Dışişleri Bakanı Kostopulos ile görüşüp onayını almadan harekete geçmeyeceğine dair söz verdi. Ancak bu sözünü tutmadığı anlaşılan Grivas'ın Tillirga bölgesine saldırı emrini vermesiyle 6 Ağustos 1964'de Türk-Rum çatışması başladı.

Bu saldırı sırasında Erenköy bölgesinde bulunan bir avuç Türk, zor durumdaydı. Mücahitler arasında, saldırıdan kısa süre önce Ada'ya gizlice çıkan Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş da bulunuyordu. Durumu telsizle Ankara'ya bildiren mücahitler, yardım istediler. Bir süre sonra Türk savaş uçakları bölge üzerinde ihtar uçuşlarına başladılar. İhtar uçuşlarına rağmen Rum saldırılarının devam etmesi üzerine Türk uçakları, Rum askeri birliklerine karşı harekatı başlatmış ve saldırgan Rum kuvvetleri bozguna uğratılmışlardı.
Bunun üzerine derhal Bakanlar Kurulunu toplayan Makarios, yenilginin sorumlusunun Yunanistan'a haber vermeden saldırıya geçen Grivas olduğunu ileri sürdü ve Sovyetler Birliği'nden yardım istedi. Makarios'un yardım çağrısından sonra Sovyetler Başbakanı Kruşçev, Başbakan İsmet İnönü'ye bir mesaj göndererek, Türkiye'nin "Kıbrıs'a saldırıda bulunarak üzerine sorumluluk aldığını" iddia etti. 9 Ağustos tarihinde İnönü'ye gelen mesaj 13 Ağustos'da cevaplandı. Cevabi mesajda, Kıbrıs Rum tarafının gayri insani ve gayri ahlaki davranışlarına dikkat çekilerek, Sovyetler Birliği'nin bu türlü hareketlerin durdurulmasına yardımcı olması(*) istenmiştir.
Diğer yandan Yunanistan Savunma Bakanı Garufalyas, saldırının geceleyin devam etmesini ve muhtemel bir Türk çıkarma harekatına karşı birliklerin sahildeki yerlerini almasını istemiş, bunun üzerine Grivas tekrar komutanlık karargahına geçmiştir. 9 Ağustos günü çarpışmaların tekrar başlaması üzerine Türk uçakları Rum kuvvetlerine karşı tekrar saldırıya geçtiler. Türk jetlerinin müdahalesi sonucu Rumlar saldırıyı durdurmak zorunda kaldılar.
Harekatın tamamlanmasından sonra Erenköy sahillerine yanaşan bir Türk gemisi, bölgedeki yaralılarla birlikte, 1 Ağustos 1964'de, Erenköy'e gizlice çıkan Denktaş'ı Türkiye'ye getirdi. Harekat sırasında uçağı düşen Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel şehit oldu.
Erenköy savaşının başlarında, "Türkiye müdahale ederse kurtaracak Türk bulamayacaktır" diyen Makarios, Türk savaş uçaklarının iki günlük harekatından sonra ateşkese razı olmuştur. Erenköy savaşı sırasında Rumlar 53 ölü, 125 yaralı verirken; Türklerin kaybı 12 şehit, 4 kayıp ve 32 yaralı olmuştur.

Erenköy çarpışmalarından sonra Kıbrıs Türklerine tam bir ekonomik abluka uygulayan Makarios, stratejik madde olduğunu ileri sürdüğü çimento, demir, çivi, kereste, benzin gibi maddelerin Türk bölgelerine girişini yasaklamıştır. Bununla da yetinmeyerek, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'nın değiştirilmesine engel olacağını da iddia etmiştir. Ancak Türkiye'nin Eylül ayında kuvvet kullanarak Kıbrıs Türkleri'nin ihtiyaç duyduğu maddeleri Ada'ya taşıyacağını açıklamasından sonra Makarios Türk yardım malzemesinin Türk bölgesine ulaşmasına göz yummak zorunda kalmıştır.
DİPNOTLAR:
(*) Nihat Erim, Bildiğim ve Gördüğüm Ölçüler İçinde Kıbrıs, Ankara, s. 253; Pierre Oberling, s. 96-98.
 
Üst