Ergenekon, Altındal ve Tavernise!

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
Ergenekon, Altındal ve Tavernise!

Ruhat Mengi, 30.01.2008, Vatan Gazetesi

Bir süredir bazı ‘mail'lerde karşıma çıkan soruyu bu kez bazı köşe yazılarında da görünce yazmaya karar verdim. Daha olayın ne olduğunu, kimin ne yaptığını anlamamış olsam da yazacağım.

Çünkü yazmazsam “ısrarla yazmayanlar” olarak birilerinin (yine) etiketleme hakkı bulduğu yazarlar arasına gireceğim... Yazmayanlar “darbeci, demokrasi karşıtı, AB karşıtı” filan oluyormuş ve bunu söyleyenler arasında öğretim üyesi yazarlar da var. ‘Aman' diyeyim, hem ordunun “askere karşı” dediği yazarlar listesinde olmak, hem birilerinin “darbeci” listesinde yer almak, hem de AKP'nin “hoşlanmadığı yazarlar” listesinde bulunmak benim olmasa da okurumun kafasını karıştırabilir.

Düşünün yani herkesin kara listesindesiniz... Hiç hoş değil!

Ergenekon'un “darbe yapmak niyetinde olduğu” söylenen ve Susurluk, Hrant Dink suikastı, Orhan Pamuk'a suikast düzenleme plânıyla ve bazı ordu mensuplarıyla bağlantılı bir terör örgütü olduğu belirtiliyor. Tutuklananlar arasında JİTEM'in kurucusu Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, susurluk sanığı Sami Hoştan ve milliyetçi Avukat Kemal Kerinçsiz de var.

Bu ülkede artık huzur içinde yaşamak isteyen, ülkenin karanlık olaylardan, faili meçhul cinayetlerden, iç içe anlaşılmaz ilişkilerden kurtulmasını bekleyen her vatandaş suçluların hak ettiği cezayı almasını istiyor.

Ben de bunların başında geliyorum.

Sadece Hrant Dink cinayeti ve Orhan Pamuk'a suikast plânı bile (ilişki ve suç kesinleştiği takdirde) böyle bir örgütün kökünün kazınmasını istemek için yeterli. (Sadece Ergenekon değil, keşke tüm gizli örgütler, tüm gizli ilişkiler ortaya çıkarılsa ve hepsinin kökü kazınsa!)

Ama bu arada çok önemli bir noktayı atlamamak gerekiyor; Taraf gazetesi başta olmak üzere bazı gazete ve köşe yazarları “derin devleti yakalamışken tüm suçları üstlerine yıkabiliriz” mantığıyla hareket eder gibi son yıllarda ortaya çıkan tüm olay ve cinayetleri “iddia ediliyor, söyleniyor” diyerek tutuklananlara veya yazışmalarda adı geçen kişilere bağlıyorlar. Henüz yargıda olan bir davada bunların da yanlış olduğu tartışılmaz.

“ONLAR MI DARBE YAPACAK?”

28 Ocak Pazartesi günkü Taraf gazetesinde Önder Aytaç ve Emre Uslu'nun köşesinde bir akademisyen ile istihbaratçı askerler arasında geçen MSN konuşmaları verildi. Bu konuşmalarda Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal'ın da ismi geçiyordu: “Ondan ilginç bir mesaj aldım... Çok ciddi gelişmelerden söz ediyordu. Burada söylemeyeyim” gibi cümleler...

Altındal'ı tanıyorum, şu sıralarda yurt dışında bir araştırma üzerinde çalışıyor. Merak ettim, arayarak haber verdim ve sordum. Kendisinden söz edildiğini duymamış, ben okuyunca güldü ve şunları söyledi:

“Ben Veli Küçük'ü de, o isimlerin hiçbirini de tanımam. Ayrıca 3-5 kişi, bu adamlar darbe filân yapamaz. Sevgi Erenerol, Güler Körmükçü mü darbe yapacaklar, güldürmesinler adamı... Benim ise böyle dandik işlerle hiçbir ilişkim olamaz. Ortaya 7-8 yıl önce böyle lâflar attılar, örgütü bile bana kurdurttular. MİT Eski Başkanı Mikdat Alpay ile ikimiz kurmuşuz. Aydınlık gazetesi ile Perinçek'in palavralarıydı. En ufak bir endişem olsa Türkiye'ye gelmezdim ama çok yakında geliyorum.”

Aytunç Altındal bunları söylüyor...
Asıl ilginç olanı ise New York Times'ın zamanının çoğunu Türkiye'de geçiren ve her nedense “Laiklik ve Atatürk düşmanı” kesilmiş bulunan (militan gibi, inanılmaz bir durum) muhabiri Sabrina Tavernise'nin yazdıkları.

Şöyle bir cümle var:

“Bu grubun orduyu, yargıyı ve ülkenin bürokrasisinin büyük bölümünü kontrol eden katı laik elitin eski tüfekleri ile ne ölçüde bağlantılı olduğu belli değil.”

Mutlaka laikliği ve rejimin korunmasına özen gösterenleri saf dışı bırakacak ya kurnazca ve küstahça Ergenekon örgütüyle laikler arasında bağlantı kuruyor.

“Belli değil ise ne hakla yazıyorsun küstah” demek gerekmez mi bu kötü niyetli cadaloza?



 
Üst