ERGENEKON MU İSRAİLİ, İSARAİL Mİ ERGENEKON'U GÖZDEN KAÇIRIYOR?
Ergenekon soruşturmalarının gündemi değiştirmek için yapıldığını söyler dururuz! Hatta ben bile bir yazımda Kıbrıs'ta liderlerin tek vatandaşlığı, tek egemenliği kabul ettikleri müzakere gününe gelen, Ergenekon göz altılarını buna bağlamıştım ve liderlerin yaptıkları anlaşmayı sessiz sedasız kabul ettiklerini ve ettirdiklerini söylemiştim.
Fakat şimdi mantıklı bir şekilde düşününce bu Ergenekon'un gündem değiştirmek, ya da bir şeyleri gözden kaçırmak için yapılan hareketler olmadığını görüyorum.
Diyelim ki Kıbrıs'ta liderlerin görüşme gününe denk gelen o gözaltılar bu görüşmede ki tek devlet, tek millet, tek egemenliğin kabulünü gözden kaçırmak için yapıldı.
Fakat bu konu daha sonra yine gündeme geldi ve neticede bir değişiklik olmadı. Hata öyle bir olay dahi olmasaydı bile, o gün bizim Toplum Liderimiz Sayın Talat bu teklifleri kabul edecek ve müzakerelere baştan yenik olarak başlayacaktık. Ergenekon göz altıları olsa da olmasa da bu olacaktı. Biz yine bu görüşmeye karşı çıkacaktık onlar da bildikleri yoldan aldıkları dersten dışarı çıkmayarak önlerine konan yolu takip edeceklerdi tıpkı şimdi İsrail saldırısında olduğu gibi.
Evet, İsrail saldırısında da gündemi değiştirmek için bu Ergenekon soruşturmaları yeni baştan alevlendi deniyor. Bu gözaltılar bir tek şeyi değiştirdi oda İsrail saldırıları medyada ikinci haber oldu. Birinci haber Ergenekon! Netice de bir değişiklik var mı, İsrail saldırısı birinci haberken de bir şey değişmiyordu, ikinci haber olduğunda da bir şey değişmedi. Bu Ergenekon gözaltları yeniden başlamasaydı bile bu haber artık eskimeye başlamıştı. Daha saldırının 3. gününden itibaren sıcaklığını kaybetmeye başlamıştı.
Arkadaşlar! iyi düşünelim. Bizler bu tür haberlere artık alıştık. Bir zamanlar Körfez savaşını canlı yayında sanki heyecanlı bir film izlercesine coşkuyla izlediğimiz günleri hatırlayalım. Hatta ikinci Irak savaşında artık canlı yayın yapılmayacak denildiğinde içimizde bir burukluk hissetmedik mi? Çünkü biz artık o savaş sahnelerine alıştırılmıştık. Artık o ilk heyecanı vermiyordu. Orada insanların ölmesi, yıkılan binalar bize film kareleri gibi geliyordu. Bunu ABD ilk savaşında başarmıştı. Gerçek acıyı görmekten uzaktık. Düşen bombaların düştüğü yerde ne yaptığını değil de havada uçan o ışık selinin ardından çıkan gürültüye odaklanmıştık artık.
Şimdi İsrail saldırıları da buna benziyor. Önce nefret ve kinle baktığımız sahnelere daha sonra bağışıklık kazanmış bir gözle bakmaya başladığımız andan itibaren de ilgimiz azalıyor, başka haberlere yöneliyoruz. İşte Ergenekon olayı bunu çabuklaştırmaya yaramıştır. Yoksa dediğimiz gibi Erdoğan'ın asıl amacının gizlenmesi için yapılmamıştır. Erdoğan zaten bu savaşı yeterince kullanmıştır. Gerek kendisinin bol keseden attığı nutuklarla, gerekse hanımının gözyaşlarıyla etkilemek istediği kesimi zaten etkilemiştir. Fakat gerçekleri gören kesimi ise etkileyememiştir.
Aslında ortalığın toz duman olduğu bir dönemde Ergenekon soruşturmasına yenilerinin eklenmesi İsrail saldırısını gözden kaçırmak için değil, asıl Cumhuriyete vurulacak darbenin giderek daha da derinleştirilmesinin gözden kaçırılması olamaz mı?
Bu Ergenekon olayı o kadar da basit değil. Başbakanın İsrail karşısında elinin kolunun bağlı olduğunu bilmeyen yok. ABD'nin dur demediği bir yerde her ne kadar Eş Başkan da olsa hükmünün geçmeyeceğini oda biliyor. Fakat Türkiye'de hukuki açıdan tescillenmiş olan bir suçun mümessili olarak, gerçekten kendisine ve Partisine karşı giderek büyüyen, tehdidin farkına vardığı için, Türkiye de suları bulandırmak ve bu bulanıklıktan faydalanabilmek için bu göz altılarını İsrail saldırısı dönemine getirmesi de bir olasılık değil midir?
Aslında bunlar çok iyi düşünülmüş, çok ince hesaplarla ortaya konmuş, ABD tezgâhlarıdır. Bu tezgâhlarda satılanlar ise Atatürkçülerdir ve muhaliflerdir. Satanları ise söylemeye gerek var mı BOP'nin Eşbakanı ve kabinesidir.
Bilmiyorum buda sade vatandaş olarak benim bir görüşüm. Olayı birde bu açıdan görmek istedim.
17.01.2009
Ayla Berkin