Ermeni Terörü 1

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Haçin Katliamı – Kahrolsun Ermeni Terörü…
17 Nisan 1909 ; Kozan'ın doğusunda bulunan Haçin kasabası ikibinden fazla haneden meydana gelmekteydi. Bu hanelerin bir kısmı Müslüman’dı. Fakat çoğunluğu Ermeni hanelerinden oluşmaktaydı. İşte Adana'lı asıl yerli Ermenilerin bir kısmı vilâyetin son kuzey sınırına rastlayan burada yaşamaktaydılar. Burada yaşayan Ermeniler de, Osmanlı İmparatorluğu'nun öteki bölgelerinde yaşayan soydaşları gibi isyan etmek için harekete geçmişlerdi. Nitekim 1890 yılında, zamanın Haçin kaymakamı Tevfik Bey, gençler arasında silah yapıldığını tespit etmesi ve gereken tedbirleri alması üzerine çıkacak olayları önlemişse de, zamanla Tevfik Bey'in buradan alınarak Belen'e (Hatay) tayin edilmesi Ermenileri cesaretlendirmişti. Bunun sonunda Haçin'de 1892-1895-1901-1904-1909 yıllarında ayaklanma düzeyine varan olaylar meydana gelmişti . Bu arada Orta Toros Geçitleri'ni ele geçirerek, büyük devlet konumuna gelmek amacıyla hareket eden Fransa bu emelini de gerçekleştirmek arzusuyla yola çıkmış ve Hacın Ermenilerini unutmayarak, bunları da kendi çıkarları için kışkırtmıştı. Böylece Fransa, Haçin Ermenilerinden ekonomik açıdan güçlenmelerini ve bu vesile ile Türklerin ellerindeki topraklarını satın alıp, geniş araziler ele geçirerek büyük çiftlikler kurmalarını istemişti. Buna dayanarak hareket eden Haçin Ermenileri, Yukarı Çukurova'daki (Feke-Haçin-Mağara) toprakların büyük bir kısmını ele geçirerek, büyük çiftlikler kurmuşlardı . Ermenilerin asıl amaçları Haçin'de özerk bir idare kurmaktı. Bu gaye ile hareket edip, Avrupa kamuoyuna davalarını anlatarak destek sağlamışlardı. Özellikle bu desteği Fransa'dan bulmuşlardı . Çünkü Fransa ileride Çukurova bölgesine yerleşmek amacındaydı. Böylece Fransa'nın eline fırsat geçmiş ve kendi politikası doğrultusunda Ermenileri kullanarak, hedefine ulaşmak istemekteydi. Daha sonra Hacın'da Ermeniler Bahadiryan Minas adındaki Ermeni'nin başkanlığında bir cemiyet kurmuşlardı. Bu cemiyet çalışmalara başlamış ve bu çalışmalarında yurt dışından bir çok silah ve cephane getirmişti . Nitekim, Hacın'da yapılan aramalarda yüzlerce silah, bomba, dinamit, haritalar ve bayraklar bulunmuştu. Ayrıca Haçin Ermeni Manastırı'nda saklanmış gaz tenekeleriyle barutlar ve Beloğlu Yeprem tarafından da mağaralara stok edilmiş 150 kilo barut bulunmuştu .
Yapılan bu hazırlıklardan sonra, 14 Nisan 1909 günü Adana'da patlak veren Ermeni olayları çok geçmeden 17 Nisan 1909 günü Haçin'e sıçramıştı. 17 Nisan günü Ermeniler kasabanın giriş ve çıkışını tutarak eyleme başlamışlardı. Sonuçta Haçin'de Ermeniler, Türklere karşı saldırıya geçerek, kanlı olayların çıkmasına sebep olmuşlardı. Bu arada Teğmen Teber Efendi parça parça edilerek öldürülmüştü. Mehmet onbaşı, reji kolcusu Hacı Ağa ve oğlu Saadettin ve Kağnıpazarı'nda sekizi kurşunlanmak suretiyle toplam 27 işçi katledilmişti. Böylece bu olayları bastırmak amacıyla yola çıkan Misis Taburu gelinceye kadar otuzu aşan bir sayıda Türk öldürülmüştü .
Olayları bastırmak amacıyla Mayıs (1909) ortalarında kasabaya gelen Misis Taburu sükûneti sağlamıştı. Olaylar esnasında köylere kaçabilen Türkler kasabaya geri dönmüşlerdi. Ayrıca hükûmet binasına sığınan Türkler kasaba içine de çıkmışlardı. Yapılan kovuşturmada bir Ermeni suçlu görülmüştü. Artık bundan sonra öldürme ve yaralama olmadıysa da, Türklerle Ermeniler arasındaki dostluk kökten bozulmuş ve ilişkiler de eski şeklini alamamıştı.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 2

ERMENİLERİN 1919-1920 ADANA KATLİAMLARI
I.Dünya Savaşı öncesi kilise,kolej,azınlık ve yabancı okullardaki misyonerler marifetiyle Anadolu’daki Ermenilerin fikri ve fiili değişimleri sağlanmıştı.Daha önceleri ileri karakolu görevini yapmaya devam edeceklerdi.Ermenilerin Zeytun’da yapacakları isyanın Dörtyol’dan başlatılacağı Hükümet tarafından öğrenilmişti.İngilizlerin denetimindeki Mısır’da Ermeni komitelerince yapılan toplantıda Adana ve çevresinde bir isyan yapılması kararlaştırılmış.Taşnaksütyun Komitesi mensubu Sivaslı Gazaros 20 Mayıs 1914’te[1]bölgeye gelerek çalışmalarını başlatmıştı.İtilaf devletleri Yunanistan’dan silah, Kıbrıs’tan silah taşınmasını sağlayacaklar,Maraş,Adana ve İskenderun’daki[2]ayaklanmayı çıkarma hareketi ile destekleyeceklerdi.Bölgedeki Ermeni isyanlarına destek amacı ile 23 Ocak 1915’te 60 kişilik müfrezeyi Adana’ya çıkaran İngilizler[3]ateşler karşılık görünce geri çekilmişlerdi.Bu olaylara 1915 Şubat ayı içerisinde Abraham Salcıyan,Artin,Bedros, Köşker Torosoğlu,Muallim Agop ve Dağlıoğlu Artin’in İskenderun kıyılarında İtilaf Devletleri hesabına casusluk[4]faaliyetleri eklendi.Bölgede yapılan aramalarda ele geçirilen yüzlerce silah,bomba,dinamit ve barut[5]Ermenilerin direniş hazırlıklarının göstergeleri idi.
Osmanlı Devleti bir çok cephede Çanakkale’de olumsuz şartlarda vatan savunması için çarpışırken Ermenilerin casusluk sabotaj, ihanet ve isyanlarıyla uğraşmak,kuvvet ayırmak zorunda bırakılmıştır.İsyanın genişlemesini önlemek isteyen hükümet 24 Nisan ve 23 Mayıs 1915 talimatları ile Adana,Antakya ve İskenderun bölgesinde zararlı faaliyetleri tespit edilenlerin Halep’in Güneydoğusu ile Zor ve çevresine[6]sevk edilmesine karar vermek zorunda kaldı.Alınan sevk kararına uymak istemeyen bölge Ermenileri[7]Samandağı’na bağlı yedi köydeki isyancılarla birlikte Musa Dağına[8]çekilerek 41.Tümen Kuvvetlerine direnmişlerdir.21 Temmuz’da başlayan direniş,geceleyin sahile gelen Victor Hugo Henri Quatre ve bazı İngiliz savaş gemileri 5.000’e yakın isyancıyı Mısır’ın Port Sait[9]Limanına kaçırmaları üzerine sona ermişti.
Ermeni göçmenleri Fransa’ya kaçınılmaz bir fırsat Vermişti.İngilizlerin bilgisi içinde Fransa Savaş Bakanlığı 15 Kasım 1916’da Kıbrıs’ta bunlardan Legion d’Orient kurulmasına karar verdi.[10]Her biri 200’er kişilik altı bölükten kurulu bu Doğu Lejyonu’na[11]160 Suriyeli gönüllü Ermeniden oluşan bir bölük dahil edildi.Kıbrıs’taki Magosa yakınlarında bulunan Monarga (Boğaztepe)askeri kampında sıkı bir disiplin ile eğitim Lejyon,1917’de Filistin’de[12]Suriye’de[13]Albay Allenby’ye göre “.... hakkın ve medeniyetin savunucuları(!)ile birlikte cephelerde...“dövüşen lejyona[14]Fransızlar,Ermeni Lejyonu adını vererek I.Dünya Savaşının galibi sıfatıyla 1918 Aralık ayının ortalarında işgale başladıkları Çukurova’ya taşıdılar.
Haçlı seferlerinden itibaren Ermenilerle kültürel bağlarını sürdüren Fransızlar Çukurova’nın zengin kaynaklarına sahip olmak için onların 1915 tehcir olayından kaynaklanan intikam almak duygularından yararlanmak isteyeceklerdir.
Fransız hükümeti,Çukurova’ya 1918’de ve 1919 yılının sonlarına kadar Ermenistan adını vermişti.Başbakan Clemenceau,Suriye ve Çukurova için Suriye ve Ermenistan Yüksek Komiseri ünvanı ile Georges Picot’u askeri idareci olarak atamıştı.Albay Bremond’un Ermenistan Baş Yöneticisi sıfatıyla seçildiği Çukurova’da sancak ve kazalara Gouverneur[15]denilen Fransız subayları tayin edilecektir.Posta,demiryolu,polis teşkilatlarında ise Ermeni asıllı memurlar görev başına getirilecektir.İşgalin ardından Fransızların çabalarıyla bölgeye Amerika,Mısır,Suriye,Kıbrıs ve Fransa’dan 120.000 civarında[16]Ermeni göçmen getirildi. Cezayir ve Tunuslu Müslüman askerler[17]de Fransa adına işgal hareketine dahil edildiler.
İngilizler,başlangıçta Rusya ile doğrudan komşu olmamak için Musul’u Fransa’ya bırakmıştı.1917 Bolşevik İhtilali ile Rusya ortaklıktan çıktığına göre,Ortadoğu’da fedakarlık yapmaya gerek yoktu.ingilizler,Suriye,[18]Kilis ve Toros geçitlerindeki askerlerini geri çekmek tehdidinde bulundular.Petrol alanlarına yönelik görüşmeler sonunda 15 Eylül 1919’da Suriye itlafnamesi taraflarca kabul edildi.Buna göre,1 Kasım 1919 tarihinden itibaren İngiliz kuvvetleri Çukurova ve Suriye’den çekilecek,Şam,Hama,Humus ve Haleb Arap Devleti sınırları içinde kalacak,Sykes-Picot çizgisinin batısındaki garnizonlar Fransızlara bırakılacak;Filistin,Musul dahil olmak üzere Mezapotamya’nın[19]kontrolü İngilizlerde kalacaktı.İngilizler Suriye ve Çukurova’yı Fransızlara devrederken,Suriye’deki Arapları onların aleyhinde silahlandırmak[20]suretiyle sonuç alamayacakları bir maceraya itiyorlardı.


 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 3

Ermenilerin Adana’da 1919 Yılı Katliamları

Fransızlar Ermenilerden 70.000’ini Adana köylerine 12.000’ini Dörtyol’a 8.000’ini Haçın’a(Saimbeyli)diğerlerini de Osmaniye, Kars(Kadirli)ve Sise (Kozan)yerleştirdiler.[21]Sömürgelerinden getirdikleri Müslüman askerlere,Türklerin İslamiyet’ten ayrılarak Bolşevik olduklarını ve Halifeye karşı isyan ettiklerini[22]devamlı telkin ettiler.
Batılıların Ve Komitecilerin tahrikleriyle şartlanmış Ermenilerden uysallık göstermeleri beklemezdi.Adana’da Türklerin elindeki silahlar tehdit yoluyla toplanıyor,silahlandırılan Ermeniler tarafından her gün birkaç Türk katlediliyor,Fransızlara kurdurulan Tesviye-i Mesalih Komisyonu marifetiyle Türklerin malların el konuluyordu.
10 Ocak 1919’da Kahya oğlu Çıvarında Abdo Ağa’nın Çiftliği’ni basan askeri kıyafetli 15 Ermeni Abdo Ağa,kızı ve savunmasız 15 işçisini katlettiler,[23]Adana Emniyet Müdür Muavinliği’ne getirilen Kel Parsumoğlu Vahan marifetiyle yağma ve katletme olaylarını[24]arttırmaları üzerine 19 Şubat’ta toplanan İngiliz-Fransız savaş komitesi Ermeni lejyonlarından bir kısmının[25] dağıtılmasına karar Verdi.Adana Valisi Haşim Bey[26]Anadolu dışına sürgüne gönderildi.Adana bağlarında ve mahallelerinde adları tespit edilemeyen Türklerin katlinden sonra,25 Şubat 1919 Salı gecesi sarraf Vanlı Ahmet Efendinin Saracan Mahallesi’ndeki evi komşusu Agop ve 15 kadar Ermeni askeri tarafından basıldı.Ahmet Efendi katledildi.Çocuğu dipçikle yaralandı.Boğulmaya çalışılan karısının feryatları üzerine kaçan Ermeniler evden çok sayıda para ve mücevheri gasp ettiler.[27]
Adana 4 Mart’ta bağ evinde katledilen Dellal Ahmet’in[28]haberi ile çalkalandı.Şehrin saygın ailelerine dayak atılmak,ucu telli kırbaçlarla çarmıha germek,suretiyle[29]gözdağı veren İngiliz-Fransız askeri yetkililerinin ve Ermeni zulmü nedeniyle Türkler,Ermenilerin semtlerine[30]gidemez oldular.
Kolonel Normand adlı İngiliz subayı,Kara Yusuf Çetesini arama bahanesiyle avdan dönen Sislioğlu Ali Ağanın infazını Ermenilere yaptırdı.Kayıkçılar ve çiftliklerdeki Türklerden yakalananlar çeteye yardım ettikleri iddiasıyla Karşıyaka ve Kumluk Meydanı’nda[31]Ermeniler tarafından kurşuna dizdiriliyordu.Adana’da güzel sesiyle tanınan Dabağoğullarından Ragıp, Kızıldağ Yaylası civarında dönüş hazırlıklarını yaparken Kuzucuoluk Ermenileri tarafından gözleri oyulmak suretiyle şehit edildi.Hafızın iki arkadaşı ise başları kesilerek[32]katledildi.Bremond,çete oldukları suçlamasıyla bir çok Müslüman’ı kurşuna dizdirdi.[33]
Fransız işgal kuvvetleri kumandanı Bremond’un emriyle 28 Nisan 1919 tarihinden itibaren Adana’da silahlarını teslim etmeyenlerin idam edilecekleri duyuruldu.Evinde kıyma bıçağı bulunan Yorgancı Şerif,Polisçi Mustafa Ve İmam Ziya’ya falaka ile dayak atıldı.Aramada evine mermi koydukları Tevfik Kadri Ramazanoğlu’nu 2 Mayıs’ta köprü başında çarmıha gererek,çıplak sırtını ucu telli kırbaçla mosmor oluncaya kadar 20 kez kırbaçladılar.13 Temmuz’da Üsteğmen Thibault’un komutasında Fransız askeri elbiseli iki tabur Ermeni askeri şehre getirildi.Bu sırada Ermeni fedaileri askeri mühimmat deposunu koruyan Yüzbaşı Osman Bey’i şehit[34]etmekten çekinmediler.
Komitecilerin Ermeni devleti kurma isteğini hayal olarak gören ve hapse atılan Arşavuk ile iki Ermeni arkadaşı komiteciler tarafından Türk casusu suçlamasıyla feci şekilde[35]öldürüldüler.Yönetime kendi adamlarını getirmek isteyen komiteciler Temmuz ayında Yafalı Ermeniler aracılığı ile Hükümet dairesinde memur olan Kemal Beyi bina içinde katlettiler.Fransızlar, Türklerle evlenerek çocuk sahibi olan Ermeni kadınları evlerinden alarak Ermeni Kilisesi’nde zorla din değiştirmelerini sağladılar.Onların çocuklarını ve kimsesiz Müslüman çocukları Ermeniler sahiplendiler.[36]
Yaz ayları Adana’daki Ermenilerin azgınlıkları artmıştı.Türkler bir mahalleden diğerine gidemez olmuşlardı.Durumu bilmeden dışardan şehre gelenlerin arabaları Döşeme Mahallesi yolunda Ermeniler tarafından durduruluyor,eli-kolu bağlanan Türkler su kuyularına veya göle atılarak öldürülüyordu.Bağlarına üzüm toplamaya gidenlerin sonları da aynı olmaktaydı.[37]
Fransız-Ermeni işbirliği ile şehirdeki Türkler çeşitli suçlamalarla Seyhan Nehri kıyısındaki Kumluk’ta,Hacıali Tekkesi’nde kurşuna diziliyor,para ve mallarına el konuluyordu.[38]
Heyet-i Temsiliye Çukurova’da olanlardan haberdardı Bölgenin Milis kuvveti kullanılarak kurtarılması amaçlanmıştı.Bu yönde yayın yapan basında Fransızları tahrik edici ifadeler yer almazken,Ermenilerin yaptıkları mezalim için zaman zaman“Vahşet”[39]yakıştırması yapılmıştır.
“Zavallı Adana daha ne kadar katil ellerde kalacaktır.”diye yakınılan Adana’da Hükümetin acizliği[40]Türk milletine şikayet edildi.Fransızlar Adana Vilayet bütçesine el koymuşlar,[41]silahlandırmaya devam ettikleri Ermenilere her gün sekiz on Türk’ü[42]kurşuna dizdirmeyi sürdürdüler.Halk can,ırz ve namusundan emin olmadan gün geçirmekteydi.[43]
22 Aralık 1919 Pazartesi günü Adana’nın Eski istasyon civarındaki Ermeni mahallesinde 14 yaşlarında parçalanarak öldürülmüş bir Türk çocuğunun cesedi bulundu.[44]Gülek Boğazı’nda 3 Türk jandarması da Ermeniler tarafından çok feci şekilde katledilmiştir.[45]Fransızlar zulümde Ermenileri aratmıyorlardı.İloğlu Köyü’nü işgal ettikleri sırada İslam halkı bir eve toplanarak,çoluk-çocuk demeden 20 kadar[46]nüfusu katlettiler.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 4

ERMENİLERİN ADANA’DA 1920 YILI KATLİAMLARI

Ermenilerin taşkınlıkları nedeniyle Adana esnafı dükkanlarını kapatmış,halk komitecilerin nutuklarıyla intikam naraları atan Ermenilerin insafına terkedilmişti.Kenarda bucakta yalnız yakalanan Türkler üzerinde imha politikası devam etmekteydi.2 Şubat 1920’de Ermeni gençlerine silah dağıtılacağı haberinin[47]ardından,10 Ocak’ta biri İncirlik yolu üzerinde,diğeri Şakirpaşa yönünde şehre gelen iki Türk komiteciler tarafından şehit edildi.[48]Fransız subayları Ermenilerle birlikte varlıklı Türklerden tehditle rüşvet ve para toplamaya[49]başladılar.

Maraş’taki Türk direnişi üzerine Fransızlar 27 Ocak-4 Şubat tarihlerinde Beyrut’tan altı tabur asker sevki yaptılar.[50] Ermeni ve Asurilere silah dağıtımı[51]yapılırken,Avrupa kamuoyunu yanlış haberlerle[52]etkilemeye çalışıyorlardı.
22 Şubat’ta Sırkıntı nahiyesinden hayvan almak üzere Adana’ya gelmekte olan Beğceli Köyü’nden Hatib’in oğlu Abdulkadir ve amcazadesi Osman ve Sarıgeçit merkez nahiyesinin sabık muhtarı Hallacoğlu Mehmed güpe-gündüz önlerine çıkan 7 silahlı Ermeni tarafından feci[53]şekilde katledildiler.
6 Mart 1920’de Bağlar bekçisi Karaköseoğlu Mustafa’nın yeğeni Dadağ Mahmut,Ermenilerin pususuna düşerek öldürüldü.Aynı gün, Kozan’a yarım saat mesafede Uyuzpınar mevkiinde posta sürücüsü olan Hasan Ağa da Ermeni çetelerince katledildi.7 Mart gecesi Kayarlı Karakol Kumandanı Mustafa Efendi’yi karakolda bulunan Ermeni jandarmaları uyurken öldürerek firar ettiler.[54]13 Mart’ta şehirde müthiş bir patlama oldu.Abidinpaşa Caddesi’nde Ermeni Kilisesi Piskopusu Muşeg’in evinden papazın kardeşinin, Arşak’ın ve 5 Ermeninin cesedi çıkarıldı.Yıkıntılar arasında yapımı yarım kalmış 600 bomba,8 Alman mavzeri ve binlerce mermi bulunması[55]masum Ermenilerin ne tür oyuncaklarla uğraştığının göstergesiydi.
6 Nisan’da Adana’nın eski ailelerinden olan Abuzade Ali Efendi,6 Nisan’da bağına giderken gündüz vakti Ermeniler tarafından öldürüldü.Aynı gün gece yarısı 6 kişilik bir Ermeni çetesi Bahçelidam’da Kaplan Bey’in çiftliğini basarak iki ameleyi,bir bekçiyi öldürdüler.[56]10 Nisan’da Belemedik’i düşüren Milli Kuvvetler,Ermenilerce yüzlerine katran sürülerek,güneşin altında günlerce bırakıldıktan sonra ölen birçok Müslümanın cesediyle karşılaştılar.30 Nisan’da demiryoluna bomba koydukları iddiasıyla üç Türk kurşuna dizildi.[57]Ermenilerin şuursuzca Türklere saldırmalarının nedeni,11 Şubat 1920’de Maraş’tan atılmalarının kızgınlığından kaynaklanan intikam alma saplantısıydı.
Fransızların en güvendiği Pozantı Garnizon Kumandanı Binbaşı Mesnil,19-21 Mayıs 1920 II.Kavaklıhan Muhabereleri’nde taburu ile küçük sayıdaki Milli Kuvvetlere yenilmiş,daha sonra da çıkış yapmak için geldiği Karboğazı’nın Panzın Çukuru mevkiinde 42 Türk köylüsüne[58]teslim olmuştu.Çukurova’da Türk direnişinin gelişmesi karşısında TBMM Hükümetinin muhatap kabul eden Fransız Hükümeti,Robert de Caıx başkanlığındaki heyetin Mustafa Kemal Paşa ile 23 Mayıs 1920’de görüşmesini sağladı.Sonuçta 29-30 Mayıs 1920 gece yarısından geçerli olmak şartıyla 20 Günlük Ateşkes Anlaşması[59]imza edildi.Ateşkes anlaşmasından önce 24 Mayıs’ta Boladlı Köyü’ne giren Fransız askerleri kızları,kadınları evlere kapayarak ırz ve namuslarına saldırmışlar,halkın Fransız işgal kamutanlığına rezaleti[60]şikayet etmesi ise sonuçsuz kalmıştı.
Geçmiş tarihte olduğu gibi,Fransızlar bu ateşkesi kuvvetlerini takviye etmek,Antep,Maraş ve Pozantı’nın olumsuz izlerini silmek amacıyla yapmışlardı.Ateşkese rağmen,3 Haziran’da Gök Alioğlu Duran Ali ile 5 adamının,Karaoğlanlı Köyün’den 10 Türk’ün Ermenilerce katledilmesi[61]bunun göstergeleriydi.15 Haziran’da topluca imhasına çalışılan İncirlik’in boşaltılmasının ardından köy Ermenilerce yakıldı.[62]Olanlardan habersiz ele geçirilen Cingöz Bekir,İskender,Mehmet Şerifi karısı Hediye ve iki oğlu Ermenilerce katledildi.[63]Kozan’ın Karacaali Köyü’nden olan Arap Mehmet’i kurşunla yaralayan[64] Ermeniler 4 çobanı öldürdüler.Kulaklarını ve diğer uzuvlarını keserek[65]vahşet sergilediler.
İncirlik’te,Adana-İncirlik şosesi üzerinde,Hamid Kuyusu civarında terör estiren Mülazım Agop,Kirkor,Acar Agop,Mirin,Etmekçi Mihail,Berber Ayn ile çetesi 1 Haziran’da Kürkçü Köyü sakini Gökfakıoğullarından Ahvan Ali Efendi’yi 5 hizmetçisiyle birlikte Adana’ya gitmek üzereyken Hamid Kuyusu civarında katlettiler.Mazlumların gözleri oyulmuş,vücudları Fransız süngüleriyle delinerek alet-i tenasiyyeleri kesilerek ağızlarına verilmişti.[66]
11 Haziran 1920 Kahyaoğlu Katliamı’nda 43 erkek,21 kadın ve sayısı belirlenemeyen çocukların acıklı sonu[67]Adana’yı ve Ankara’yı yasa boğdu.Katliamı yapan Ermenilerden 4’ünün Adana’daki Ermeni jandarmalarından,diğerlerinin de Kozanlı Ermenilerden olduğu yaralıların ifadelerinden anlaşılmıştı.Ezalim nedeniyle Şambayadı ve Karahan’a sığınan aileler açık arazide sefil bir duruma düşmüşlerdi.Olaydan hemen sonra şehit yakınlarının cenazelerini götürmeleri katledilenlerin kesin sayısını tespit etmeye imkan vermemişti.Olaydan 6’sı erkek,6’sı kadın,2’si erkek çocuğu olmak üzere 14 kişi[68]yaralı olarak kurtulmuştu.
11 Haziranda Sarıhamzalı’ya doğru Tılan Şosesi batısında bir ailenin 4 çocuğu Ermeniler tarafından katledildi.Çocukların ailesi olaydan sağ kurtuldu.Tahsildar Mustafa Efendi ve Mübaşir Ali efendiler aileleriyle iki araba ile Adana’dan ayrıldıkları sırada yolları kesildi.Ermeni eşkiyaları tarafından kadınların bütün takılarını ve sandıktaki 4.000 liraları alındıktan sonra bunların çığlıklarını duyan 12 Arap uşağı sayesinde[69]katliamın eşiğinden dönmüşlerdi.
Her gün ve her gece Türklere yapılan soygun ve katliamların yanı sıra,Ermenilerin 8-10 yaşlarındaki küçük sabi kızlara dahi tecavüzde bulunmaları,[70]halkın ve müfreze komutanlarının tahammül sınırlarını zorlamaktaydı.
12 Haziran’da Kavaklıhan Grup Kumandanlığı’na ulaşan haberlere göre;Tarsus’ta sivil Ermeniler bütün ulemayı camiye doldurarak üzerlerine insan tersi atılmakta,yoldan geçenler yanında evdeki kadınlara da saldırılar olmakta,üzerlerinden takıları alınan kadınlara“merak etmeyin,siz bizimsiniz”diye tehditler yapılmaktaydı.Tarsus Hapishanesi’nde 60 Müslüman ise Ermenilerce katledilmişti.Grub’a sığınan Yunusioğlu,ulemayı kiramdan Mesud Efendi ve itibarlı ailelerden Gafur Efendizade Mahmud Efendi ağlayarak olanları nakletmişlerdi.[71]
Ermeniler aynı gün Adana bahçelerinde halka ateş açarak 2 kişiyi öldürdüler 7 kişi de yaralandı.[72]Ateşkesi denetlemekle görevli Binbaşı Şemsettin Bey anlaşmanın ihlal edildiğini,çarpışmaların kendiliğinden başlayacağını Fransız askeri yetkilisi Dufieux’ya bildirdi.[73]
14 Haziran’da Çameli ve Gürcüler köylerinde 5 kişi hariç toplu katliam yapıldığı haberi[74]şehir halkını inletti.15 Haziran’da Camili ve Dedepınar[75]köylerini basan 575 kişilik Ermeni-Asuri çetesi toplam 95 nüfuslu Türkü Ceyhan Nehri kıyısında katlederek suya attılar.[76]Asuri Dilhun şikayet üzerine katliamı doğruladı ve Fransızlar tarafından kurşuna dizildi.Olaydan sağ kurtulanların ısrarı üzerine bir Fransız subayı ile nehir kenarına gelen köylüler,Abdioğlu’ndan Kapılı’ya kadar vücutları şişmiş çocuk,kadın ve erkek cesetleriyle karşılaştılar.Havace Fethullah oğlu Çolak Beşare,Abdioğlu’ndan Acar Agop,Karamünük Şinityan Artin ve yeğeni Akbar,Sübyani Tado,Köyün muhtarı Maşe ile Ekizce’den Bebe,Kasap Çerçi’nin at üzerinde kumanda ettikleri katliamdan,Şevki Çiftçioğlu[77]kulağının üst memesinden aldığı mavzer kurşunu ile yaralanarak kurtulabilmişti.
25/26 Haziran akşamı Misis’te Höyük altındaki İslam mahallesini basan Ermeniler eşraftan Ali Efendi,Hacı Ömer Efendizade Mustafa Efendi ve kayınbiraderiyle birlikte erkek,kadın ve çocuklardan toplam 40 kadar Müslümanı katlettiler.Misis Grup Kumandanı Kethüdazade İbrahim Bey ayni günün akşamı Misis’e girerek sabaha kadar süren çarpışmalar sonunda,[78]halkı kasaba dışına çıkararak katliamdan kurtarmıştı.
28 Haziran 1920 tarihinde Fransız karakoluna 200 metre uzaklıktaki Merzaçılı Mahallesi’ne giren 40 kadar Ermeni ve Asuri çetesi,halkın bütün eşyalarını yağmaladıktan sonra,Süleyman Çavuş adlı bir delikanlıyı feci şekilde katledip,Leyla adında 7 yaşındaki kız çocuğunu beş yerinden ağır şekilde,annesini de karnının dört yerinden süngüyle,Bedri Ahmed ile Mahzuli Ahmed’i ve hizmetkarı Mehmed’i çeşitli yerlerinden süngüyle ağır şekilde yaralayıp eşyalarını gasp etmişlerdi.Durumu Batı Kilikya Cephesi Kumandanı Sinan Paşa’ya olayın ertesi günü bildiren Doktor Bahri Bey,Fransız yanlısı Ferda gazetesi ile Vali Vekili Hafız Mahmud’un olumsuz propagandalarının[79]bu tür olaylara neden olduğunu açıklamaktaydı.
2 Temmuz’da Yüreğir Ovası’nın köylülerinden bir kısmı Ermeni-Asuri zulmünden Adana’ya sığındılar.Mihmandar Köyü’nün basıldığı ve 99 Müslümanın öldürüldüğü haberi[80]halk arasında şok etkisi yaptı.Fransızların 4 Temmuz akşamı ilan ettikleri sıkıyönetime rağmen Ermenilerin sistemli katliamları sürmekteydi.Ermeni hükumeti kurmaya çalışan Hınçak Komitesi Başkanı Doktor Mihran Damadian ile birlikte çalışan Kafkas kökenli subay olan Şişmanyan marifetiyle şehir merkezinde Türk soykırımı yapılmaktaydı.5 Temmuz’da Tahtalı Camii’nin imamı Külahizade Mehmed Efendi ile oğlu Abidinpaşa Caddesi’ndeki Ermeni Kilisesi’nde şehit edildiler.Nalbant Usta Halil de burada başına çekiç vurula vurula[81]öldürülmüştü.
Bölge halkının“Kaç-Kaç”adını verdiği 10 Temmuz Olayında Fransızlar Adana mahallelerini iki saat süreyle ateş altında tuttular.Halk perişan bir halde şehir dışına sığındı.Eşyalarını almak üzere Mamıküllü’deki çiftliğine geri dönen Vanlı Ahmed Efendi Ermeni çetesinin baskınına uğramış,soyulduktan sonra sürüklenerek bıçak darbeleri[829altında şehit edilmişti.
Osmaniye’nin Hasanbeyli nahiyesinde Ermeni Cumhuriyeti kurduğunu ilan eden[83]Manok Şişmanyan,Abidinpaşa Caddesi’ndeki Ermeni Kilisesi’ni katliam yeri haline getirmişti.Katledilen Türklerin kemiklerinden yığınlar oluşmuştu.[84]Kozan’da yüzlerce Türk acımasızca katledildi.Muhasebeci Hamdi,Yazı İşleri Müdürü Ali Rıza,emekli yüzbaşı Mehmet beyler Ermenilerin işkencelerinden sonra fırında[85]diri diri yakılmak suretiyle katledildiler.
Osmanlı idaresinde Türlere göre çoğunlukta bulundukları Haçın nüfusu sayesinde Ermeniler mebus çıkarmışlar,Amerikalı misyonerler burada kolej bile açmışlar,[86]çoğu zaman Fransız,Rus ve Amerika ile temas ederek bağımsızlık yollarını araştırmışlardı.
Fransız işgaliyle birlikte 1915 tehcirinden dönen Ermeniler Haçın’a akın ettiler.Fransız işgali,yıllardır hayallerini kurdukları bağımsız Ermenistan düşünü gerçekleştirebilirdi.Bu nedenle Adana Ve Haçın’a nüfusta görülmeyen organizatör ihtilalciler doluşacaktır.ilk iş olarak Türk memurların işine son verildi.1909 Adana Olayları’nda yönlendiricilik yapan Çalyan Karabet Kaymakamlık görevine getirildi.12 kişiden oluşan intikam komitesinin başkanı Terziyan Manik’in oğlu Aram Çavuş’tu.Kazadaki Ermeni Milli Meclisi’nin aldığı karar üzerine her biri 700-800 kişiden ibaret silahlı iki tabur kuruldu. Fransız usulüyle talim yapan bu taburların komutanı Cebeciyan,Doğu Anadolu’da Türk kanı akıtmakla tanınan Antranik’in intikam alayında görev almış[87]bir Ermeni subayı idi.
Askeri teşkilatlanma işlerini tamamlayan Ermeni komitecileri kasaba içinde yerli ve yabancı Türkleri misafir etme bahanesiyle öldürerek,”kendi cenazemizdir”bahanesiyle Ermeni mezarlığında bir çukura atıyorlardı.[88]Civar köylerin durumu da yürekler acısıydı.
Köseler Köyü’nde Ermeni jandarması Agop ile Artın’ın sataşmasına karşılık veren Emine,yediği dayaklardan sonra altı aylık çocuğunu[89]düşürdü.Gizik Duran’ın karısı Şerife,Kozan Bölgesi İşgal Komutanı Taillardat’nın emrine çalışan jandarma Teğmeni Misak tarafından tecavüze uğradı.[90]Taillardat,Feke’nin Bozat Köyü Muhtarı Hamza ve kardeşi Musa’yı[91]kurşuna dizdirtti.
Haçın merkezine yarım saat uzaklıkta,Ermeni fedailerinin 11 yaşlarında 2 Türk çocuğunu kuzu gibi boğazlamalarına müdahale eden Lozade İsmail adındaki genç,diğerleri gibi kulağı,burnu kesilmek ve gözleri oyulmak suretiyle katledildi.[92]Kasabadan tehditle uzaklaştırılan Halil İbrahim’in evine zorla giren Jandarma çavuşu Artin,onun kız kardeşine tecavüz etti[93]Bölge Kuvayı Milliye Komutanı Kemal Doğan Bey ve yardımcısı Osman Tufan’ın[94]Develide bulunmaları Ermenileri kızdırmıştı. Komiteciler yörede katırcılık yapan Develili Hikmet oğlu Kamil,Vahap oğlu Mehmet,Mehmet Oğlu Halit,Derviş oğlu Emin ve Mehmet,Salihoğlu Ali ile Cırtlaz Mehmet’i koyun boğazlarcasına keserek[95]şehit ettiler.İğdelibel Köyü’nden İsmail Bey Obruk Beli’nde öldürüldü.[96]Maraş’tan kovulan Ermenilerin de bölgeye gelmesiyle,Mart 1920’den itibaren civar köylerdeki Türkleri toplayan komiteciler Saimbeyli’de adları tespit edilebilen 172 masum insanı[97]türlü işkencelerle katlettiler.
Ali Efendi’nin ayaklarından kan fışkırıncaya kadar dövülmesi,sobada kızdırılan çay taşının mazlumların koltuk altlarına konulması,[98]Cebeciyan’a namusunu teslim etmeyen Kaytancızade Mürsel Bey’in hanımı Fatma Hatun’un Kalekilise’de hazırlanan idam sehpasında[99]Milli Kuvvetlere teşhir edilmesi yapılan vahşetin boyutlarını gösterir.
Haçın kuşatmasını yöneten Kemal Doğan Bey’in isteği üzerine Doğu Kilikya Bölgesi Komutanı Osman Tufan Bey cepheye çağrılmış ve göreve başlamıştı.Yaş grupları değişiklik arz eden gönüllü kuvvetler eğitimsiz ve acemi insanlardı.Askeri eğitimli,seçme Ermeni birliği ve kullandıkları silahlarla daha üstün durumdaydılar.29 Mart’tan itibaren kuşatılan Haçın’daki esirlere yerden işleyen siperler kazdırmışlardı.Milli Kuvvetler 15 Mayıs 1920 itibariyle Haçın’nın kuzey yönündeki altı binadan oluşan mahalli[100]ele geçirmişler,dört mermisi kalan[101]top yardımıyla kuşatmayı sürdürmüşlerdi.
Fransızların Çukurova'da batağa saplandıklarını gören pek çok Ermeni ailesinin Amerika’ya gitmek üzere bölgeden ayrılırlarken,Fransızların Milli Kuvvetlere karşı direniş[102]ve katliamları[103]devam etmekteydi.Bölgede milli hareketin başarı göstermesi,Fransız-Ermeni katliam,tecavüz ve tedhiş hareketlerinin[104]boyutlarında tırmanış göstermiştir.
Adana ve civarındaki gelişmelerinden tedirgin olan,bekledikleri erzak ve asker yardımını alamayan komiteciler Aram Çavuş’un 200 seçilmiş intihar timi ile 1 Ağustos 1920 başlarında Saimbeyli’den kuşatmayı yararak çıkış[105]yapmışlar,katliam yapılacağı endişesi kuşatma kuvvetlerinin bir kısmının dağılmasına[106]neden olmuş,kuzey yönünde çıkış yapanların Zeytun ve Göksun Ermenileriyle birleşme ihtimali[107]endişeleri arttırmıştı.23 Eylül’deki çıkış hareketi sırasında Rumlu Köyün’de bulunan Doğan Bey katliamdan[108]yaralı olarak canını kurtarmıştı.Kozan taraflarında ateş gücü etkili silahlarıyla çarpışarak Ceyhan’a ulaşan Aram Çavuş’un timi geridekileri kendi kaderleriyle baş başa bırakacaktır.
Dağlık arazi şartlarında dağınık kuvvetlerin yeniden toparlanmasıyla[109]Eylül başlarında Osman Tufan Bey komutasında harekete geçen Milli Kuvvetler 4 Eylül’de Şar’ı[110]ele geçirmişlerdi.Çarık,yemeni cephane sıkıntısı[111]içindeki 10 kişilik Feke kuvveti 7 Ekim’de Amerikan Koleji’ni[112]işgal etti.Esir tutulan masum Türklerin insanlığa sığmaz işkence yöntemleriyle toptan katledildiği Saimbeyli,Osman Tufan Bey’in 15 Ekim gecesi[113]düzenlediği genel saldırı sonucu ele geçirildi ve Türk düşmanlığının odak noktası olarak yıllarca görev yapan bu katliam yuvası tamamen susturuldu.[114]Çukurova’da ise,acımasızca katledilenler üzerine yakılan ağıtlar,yıllarca değişik şekilde,dilden dile söylenip durdu.
Mustafa Kemal Paşa’nın organizesinde başarıya ulaşan Çukurova’daki milli direniş,emperyalistlere güvenerek Türk kanı akıtan Ermenilerin Ermenistan ümitlerini sona erdirmişti.Varlıklarının yegane teminatı Türk idarelerine karşı ihanet ederek bir çok ülkeye göçen soykırımcı Ermenileri vatansızlık ve aldatılmışlığın acılarıyla dolu yeni bir maceralı yaşam bekliyordu.Rüzgar ekerken fırtına biçeceklerini unutmuşlardı.
yakınlarının,komşularının,çocukluk yıllarında anılarının ortağı dostlarının insanlık onuruna sığmayan işkence yöntemleriyle katledilmelerini gözleriyle gördü ve bir canlı belge niteliği taşıyan duygulu ağıtı söyleyip yakınlarına yazdırdı.Haçın’ın ele geçirilmesinden sonra bir bohça içinde bulunan bu ağıt[115]Çukurova’yı derinden sarstı ve benzerleri uyarlanarak çekilen acılar değişik ağızlardan dile getirildi.

 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 5

AĞIT

Amir memur demiyerek
Hep bir ipe bağladılar
Bekir oğlu Dede Ağa’yı
Demirinen dağladılar.

Sekiz gavur bir gelince
Osmanımı şaşırdılar
Baban çetebaşı deyi
Hacı Ahmed’i bişirdiler.

Gadanı alayım gayınım
Son görgün de bumuyudu
Çifte kurşun sıkılınca
Döşek yerin sumuyudu.

Meydan gazanı gurdular
Bebekleri gaynattılar
Gün görmedik hanımları
Süngüyünen oynattılar.

Gapı gapı geziyorlar
İfadeyi yazıyorlar
Düşman başına vermesin
Oğlak gibi yüzüyorlar.

Kele Dudu kele Dudu
Ganlı gömlek yu diyorlar
Bebekleri gaynatmışlar
Guzu eti ye diyorlar.

Yaşa babam oğlu yaşa
Bu da gelirimiş başa
Gaytancı Hüseyin Efendi’nin
Sarığın sardılar daşa.

Muşambaya oturtmuşlar
Etrafında geziyorlar
Sen çete topladın deyi
Çalgıyınan yüzüyorlar.

Feke’ye sevkedeceğiz deyi
Taşköprüyü aşırdılar
Yoldan geri kaçtın deyi
Gurşununan bişirdiler.

Başkatibi öldürdüler
Deyneğinen döve döve
Kürt Genco’yu yüzüyorlar
Özne gibi öve öve.

Örflüyüdün Genco Çavuş
Gavurlara eyle zavır
Bebeğimi öldürüyor
Çamsaroğlu koca gavur.

Şefikamı öldürmüşler
Mektebin önünde yatar
Babam oğlu goç Bilal’im
Bunu duysa neler yapar.

Zabıt katibi Memedi
Topuzunan dövüyorlar
Enfiyeci Hüseyin’i
Tellerinen boğuyorlar.

Aman bu ne acı işler
Babasını öldürmüşler
Atfiyeme selam söylen
Göğ yüzünde uçan guşlar.

Haçın oldu ganlı guyu
Uyu Osman oğlum uyu
Hücumunan alınmadı
Yıkılasın Sultan Suyu.

Kara Osmanım ağ Mesudum
Onları ben eliminen verdim
Bu ne hikmet ey Allah’ım
Gavura el aman dedim.

Hançer bıçak açıcılar
Gayrı bizi kesiciler
Ayan olsun Doğan Beyim
Urumlu’yu basıcılar.

Bohçalarda altın saat
Ben bunları neyleyim
El aman olsun Aram Çavuş
İki destan daha söyleyeyim
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 6

SONUÇ
Geçmişte Armenia denilen,zaman içerisinde Ermenistan şeklinde anılan coğrafi bölgede adı Ermeni olan salt çoğunluğa dayalı bir millet yaşamamıştır.Ermeniler kendilerine Hayk,ülkelerine de Hayasdan demekteydiler.Zamanla bu coğrafyada yaşayan karma toplum yapısının Ermeni,yurtlarının da Ermenistan olarak anıldığını görmekteyiz.
Ermeni olarak bilinen topluluğun yaşadığı Anadolu’nun daha doğusundaki bölge Roma ve Bizans’ın ilgisine neden olmuş,bu iki devlet zoruyla Trakya,Anadolu ve Kıbrıs’a,Sasaniler tarafından da Acem ülkesine sürgün edilmişlerdir.Bu toplulukla yabancılar Haçlı Seferleri sırasında başlattıkları siyasi ve kültürel ilişkilerini,XIX.Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin stratejik yapısını yeniden şekillendirmek amacı doğrultusunda geliştirdiler.
Rusya,Fransa,İngiltere ve misyonerler milliyetçilik içgüdüleri uyandırılan Ermenilerin Kafkaslarda ve Anadolu’da Türklere yönelik soykırım trajedilerinin gerçek sorumlularıdır.İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kaynağı Fransa,minnet duygularıyla Osmanlı Devleti‘ne müttefik olacak yerde,ikiyüzlü siyasetiyle hoşgörülü Osmanlı vatandaşlarını birbirine kırdırtmak suçuyla sicillenmiştir.
Dünya Savaşı sonrası askeri eğitimden geçirdiği Doğu Lejyonu’na mensup Ermeni fanatiklerini Çukurova’da sömürge uygulaması için kullanan Fransızlar ve onların maşaları Ermeniler,bölgede soykırıma uğrayan on binlerce Türk’ün vebalinin gerçek sorumlusu olarak tarihe geçmişlerdir.
Anadolu dışında yeni bir yaşantıya başlayan Ermeni fanatikleri Türk coğrafyasından ilgilerini kesmediler.Sevr Antlaşması’na girmesini sağladıkları Anadolu’da Ermenistan saplantısını canlı tuttular.Fransa,Amerika ve yerleştikleri diğer ülkelerde sayı oyunlarıyla oluşturdukları hayali soykırım ile zalim Türk,mazlum Ermeni imajını sürekli yenilediler.Anadolu Selçuklu Devleti bağlısı olarak Sultanın izniyle bastırdıkları paraları aracılar marifetiyle toplattırıp,batılı mercilere geçmişte bu topraklarda devletleri,toprakları olduğu tezini işlediler.Asılsız resim ve belgelerle tarihi tahrif ederek batılıların hassas oldukları hayali insan hakları ihlallerini canlı tuttular.
Babalarının Türkler üzerindeki düzmecelerini gören 1960’ların kuşağı Ermeni gençleri anlatılanları,yazılanları gerçekmiş gibi kabul ederek yaşadı.Dünya coğrafyasında sığıntı olarak yaşadıkları pek çok ülke toprakları bulunurken Anadolu üzerindeki isteklerinden vazgeçmediler.Kurdukları Asala terör örgütü vasıtasıyla 1970 ve 1980’li yıllarda yurt dışındaki Türklere,Türk kuruluşları ile görevlilerine yönelik terörle dünya kamuoyunun dikkatlerini çekmeye çalıştılar.
Gerek Türkiye gerekse Türkiye dışında Ermenilerin katliamına uğrayan Türkler iken haksız ve dayanıksız Ermeni propagandalarının uzun süre ciddiye alınmaması sonucu bir adım ilerleyen hep Ermeniler olmuştur.Türkler bu toprakları Bizans’ın bağrından sökerek almak suretiyle vatanlaştırdılar.Bu gerçeğe inanıyorsak namuslarına,canlarına,mallarına tecavüz edilen,ailesiz ve yetim kalan Türk insanlarının trajedilerini,bunlara neden olanları dünya kamuoyuna taşımaktan çekinmemeliyiz.
Dışarıda güçlü lobiler oluşturmak için içeride tutarlı ve güçlü olmak zorundayız.Adana’da Camili,Dedepınar köylerindeki Ermeni mezalimi için anıt dikilmesi çabaları bürokrasiye takılıyor,Abidinpaşa Caddesi’ndeki Merkez Bankası’nın bulunduğu binaya soykırım tabelası asılamıyor,Ermenileri mazlum gösteren filmler karşısında resmi kurumlarımız tutarlı ve milli davranmıyorlar,fakültelerimizin tarih bölümlerinde konuya yönelik yeterince tezler yaptıramıyorsak dışarıda ne derecede başarılı olabiliriz?.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş Türkiye idealini gerçekleştirmek için millet yapımızdan,onun Misak-ı Millisinden taviz vermeden Türk bilim adamlarının ve siyasilerin zengin kaynaklarımızı harekete geçirmeleri gerekmektedir.

 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Ermeni Terörü 1

Ermeni Terörü 7

KAYNAKÇA
[1]Ali Arslan,“İngilizlerin İskenderun’u İşgal Projesi ve Osmanlı Devletinin Aldığı Tedbirler.(1914-1915)”,IV.Hatay Tarih ve Folklor Sempozyumu(18-19 Ekim 1996),Antakya 1997,s.16.
[2]Salahi R.Sonyel“Yeni Belgelerin Işığı Altında Ermeni Tehcirleri”,Belleten,C.XXXVI,sayı:141(Ocak 1972),s.36.
[3]İhsan Sakarya,Belgelerle Ermeni Sorunu,Ank.1984,s.253.
[4]Cemal Anadol,Tarihin Işığında Ermeni Dosyası,İst.1982,s.308.
[5]Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-ı İhtilaliyesi,Milli Kongre,İst.1332,s.228-229.
[6]90 BOA,DH-ŞFR,52/93 ve 53/97’den naklen:Ali Arslan,a.g.m.,s.17.
[7]Bunların ileri gelenleri Fransız İhtilalinden ve Rusya’dan etkilenmiş eylemci kimselerdi.Bkz.:Franz Werfel,Musa Dağda Kırk Gün,Çev.Saliha Nazlıkaya,Belge Yay.,İst.1997.
[8]Bu olay,daha sonraları Viyana’daki Ermeni Piskoposu’nun asılsız sözlerine kanan Yahudi Franz Werfel tarafından abartılarak yayınlanacak ve Ermeniler mazlum gösterilecektir.Bkz.:Belgelerle Ermeni Sorunu,ATASE Askeri Tarih Yayınları,Genelkurmay Basımevi,Ank.1983,s.248.
[9]ATASE arşivi numara 1/1,klasör 13,Dosya 63,Fihrist 16’dan naklen:Azmi Süslü,Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı,100. Yıl Üniversitesi No.5 Ank.1990,s.93.
[10]Ünsal Yavuz,”Fransız Dışişleri Bakanlığı Belgelerinde Ermeni Kırımları Sorunu“,D.T.C.F.Atatürk’ün 100.Doğum Yılına Armağan Dergisi,Ankara 1982 s.661.
[11]Lejyonun kurulması için çaba gösteren Kahire‘deki Fransız Askeri misyon şefi Albay Bremond 9 Ocak 1919’da Adana’ya gelen işgal kuvvetlerini genel vali sıfatıyla Çukurova’da idare edecektir,Bkz.:Yeni Adana,8 Ocak 1953 s.2.
[12]Erdal İlter”Milli Mücadele’de Doğu Lejyonu”,Atatürk Yolu,A.Ü.T.İ.T.E. Dergisi,Mayıs 1989,yıl:2,sayı:3,s.424.
[13]Salahi R.Sonyel,Türk Kurtuluş Savaşı ve Dış Politika I,T.T.K Basımevi,Ank.1987,s.22.
[14]Yöre halkının“Ermeni İntikam Alayı”,“Kamavor”yakıştırmasını yaptığı Fransız askeri kıyafetli lejyonerler intikam saplantısı içindeydiler.Bkz.:Yusuf Ziya Bildirici,Adana’da Ermenilerin Yaptığı Katliamlar ve Fransız-Ermeni İlişkileri,Köksav Yayınları:15,Ank.1999 s.106.
[15]Türk İstiklal Harbi IV.Güney Cephesi,Genelkurmay Başkanlığı,Ank.1966,s.106.
[16]Albayrak,30 Ekim 1919,27 Kasım 1919.
[17]Harp Tarihi Vesikaları Dergisi,Haziran 1955,sayı:12,belge no:308.
[18]İngilizlerin Emir Faysal ile arası iyiydi ve onun burada Fransız hakimiyetine karşı olduğunu biliyorlardı.Bkz.:Laurence Evans,Türkiye’nin Paylaşılması 1914-1924.Çev.Tevfik Alanay,İst.1972,s.134.
[19]Laurence Evans,a.g.e.,s.215.
[20]Kazım Karabekir,İstiklal Harbimiz,Türkiye Yayınevi,İst.1919,s.360.
[21]Kasım Ener,a.g.e.,s.38.
[22]İhsan Ilgar“Türk İstiklal Harbi Güney Cephesi VI”,Belgelerle Türk Tarihi Dergisi,sayı:12,İst.1968,s.17.
[23]Yeni Adana,7 Ocak 1953.
[24]Yeni Adana,6 Ocak 1953
[25]Zeki Sarıhan,Kurtuluş Savaşı Günlüğü,Ank.1982,s.138 vd.
[26]Kasım Ener,a.g.e.,s.33.
[27]Yeni Adana,26 Aralık 1977.
[28]Yeni Adana,9 Ocak 1953 Kasım Ener,a.g.e.,s.30.
[29]Kasım Ener,a.g.e.,s.34;Damar Arıkoğlu,a.g.e.,s.77-79.
[30]Yeni Adana,12 Ocak 1953.
[31]Yeni Adana,13 Ocak 1953.
[32]Yeni Adana,14 Ocak 1953.
[33]Kasım Ener,a.g.e.,s.37.
[34]Kasım Ener,a.g.e.,s.34-35.
[35]Damar Arıkoğlu,Hatıralarım,İst.1961,s.84.
[36]Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadolu’da Ermeni Mezalimi III 1919-1920,Dev.Arş.Gen.Müd.,Ank.1997,s.70-71.
[37]Kasım Ener,a.g.e.,s.43.
[38]Damar Arıkoğlu,a.g.e.,s.134-135.
[39]İrade—i Milliye 8 Aralık 1919.
[40]Albayrak,21 aralık 1919.
[41]ATASE Arşivi,kl.93,dos.169-337,fih.23.
[42]T.İ.T.E.Arşivi Belge no:10/2710.
[43]“Adana Ahvali”Adana’ya Doğru gazetesi,22 Aralık 1918.
[44]ATASE Arşivi kl.93 dos.169-337,fih.25-1;İrade-i Milliye,12 Ocak 1920.
[45]“Gülek Boğazında Mezalim”,Adana’ya Doğru gazetesi 22 Aralık 1919.
[46]Hakimiyet-i Milliye,28 Ocak 1920.
[47]ATESE Arşivi,kl.189,dos.33-102,fih.35;İrade-i Milliye,9 Şubat 1920.
[48]Yeni Adana,2 Şubat 1953.
[49]Hakimiyet-i Milliye,20 Ocak 1920.
[50]ATASE Arşivi,kl.307,dos.25-34,fih.15.
[51]Yeni Adana,5 Şubat 1953.
[52]Öğüd,7 Mart 1920.
[53]Öğüd,11 Mart 1920.
[54]Yeni Adana,17 Şubat 1953;Kasım Ener,a.g.e.,s.126.
[55]Faik Üstün Kadirli,Adana’nın İşgali ve Milli Mücadele,İst.1955,s.12-15;Tevfik Coşkun,Kadirli Milli Mücadelesi ve Hatıralar,Kadirli 1967,s.26-29.
[56]135.Yeni Adana,21 Şubat 1953;Kasım Ener,a.g.e s.126 7 Nisan’da bir hoca da bağlarda ölü bulunacaktır.
[57]Kasım Ener a.g.e.,s.68;ATASE Arşivi,kl.594,dos.9-140,fih.54-1.
[58]Taha Toros,Kuva-yi Milliye Dergisi,sayı:143,Mersin 1972.
[59]ATESE Arşivi,kl.946,dos.1-3,fih.178.
[60]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.4,fih.(65).
[61]Kasım Ener,a.g.e.,s.156.
[62]Nakil olayından önce Ermeniler,Hacı Durmuş Ağa’nın hizmetçisini Gazgüden Deresinde dikenli telle boğmuşlardı.Samime Acar, 1942 İncirlik doğumlu.1317 doğumlu annesinin anılarını nakletti.Görüşme tarihi:7 Ağustos 1992.
[63]Mahmut Aydınoğlu,1325 İncirlik doğumlu,Görüşme tarihi 18 Ağustos 1992.
[64]Ahmet Turan Saylan,1320 İncirlik doğumlu,Görüşme tarihi:18 Ağustos 1992.
[65]Kasım Ener,a.g.e.,s.157.
[66]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.10.
[67]ATASE Arşivi,kl.593,dos.5-139,fih.38;Yeni Adana,1/4/5 Mayıs 1953;Abdurrahman Bozdağ,1325 Adana doğumlu.Görüşme tarihi:23 Mart 1993 Katliamdan sağ kurtulan görgü şahididir.
[68]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.31.
[69]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.34.
[70]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.40.
[71]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.35.
[72]ATASE Arşivi,kl.539,dos.5-139,fih.40.
[73]ATASE Arşivi,kl.593,dos.5-139,fih.40.
[74]ATASE Arşivi,kl.593,dos.5-139,fih.56.
[75]Şevk-i Çiftçioğlu,1336 Dedepınar doğumlu,Görüşme tarihi:15 Ağustos 1992.Olay sırasında altı aylık çocukken sağ kulağına aldığı kurşun yarasıyla katliamdan kurtuldu.
[76]Yeni Adana,5-21 Mayıs 1953;28 Aralık 1977.
[77]Şevki Çiftçioğlu’nun anlattıkları.
[78]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.80.
[79]ATASE Arşivi,kl.946,dos.4.5,fih.88,88-1.
[80]Kasım Ener,a.g.e.,s.171.
[81]Kasım Ener,a.g.e.,s.173.
[82]Kasım Ener,a.g.e.,s.174.
[83]ATASE Arşivi,kl.593,dos.s.139,fih.40-21(12/13 Haziran 1920 tarihli telgraf metni)
[84]Hayri Aydın,1944 Adana doğumlu.Görüşme tarihi:19 Ağustos 1993.Kazı sırasında bulunanlardan.
[85]T.İ.T.E.Arşivi,belge no:10/2866;Ahmet Cevdet Çamurdan,a.g.e.,s.136-140;Yeni Adana,22 Aralık 1977;ve Kozan Sancağı ile Mülhekatınn Kurtuluş Hatıraları,Bahar Matbaası,(Belirsiz)1964,s.86;Ahmet Cevdet Çamurdan,a.g.e.,s.142.
[86]Osman Tufan,a.g.e.,s.96.
[87]Mehmet Özdemir,Milli Mücadelede Develi,Kayseri 1973,s.121,125.
[88]Mehmet Baykal,Haçin-Saimbeyli Kurtuluş Savaşı Hatıraları,Adana 1989,s.32.
[89]Mehmet Özdemir,a.g.e.,s.92.
[90]Mehmet Özdemir,a.g.e.,s.101—107.
[91]irade-i Miiliye,8 Aralık 1919.
[92]Ali Saip Ursavaş,Kilikya Faciaları ve Urfanın Kurtuluş Mücadeleleri,Ank.1340,s.21.
[93]Adana’ya Doğru,22 Aralık 1919.
[94]Asıl ad ve rütbeleri Topçu Binbaşı Kemal ve Piyade Yüzbaşı Osman Nuri olan Mustafa Kemal’in yakın silah arkadaşları 1 Ekim 1919’da Sivas’ta göreve atanarak bölgeye hareket etmişlerdi.Bkz:T.İ.H.Güney Cephesi,IV.,s.8.
[95]Mehmet Özdemir,a.g.e.,s.70.
[96]Mustafa Onar,a.g.e.,s.80.
[97]Mustafa Onar,a.g.e.,s.100-106.
[98]Çalyan Karabet,Çalyan Belgeleri(Tarihsiz),s.98.
[99]Osman Tufan,a.g.e.,s.105.
[100]ATESE Arşivi,kl.872,dos.II,fih.13.
[101]ATESE Arşivi,kl.872,dos.II,fih.14.
[102]Öğüd,4 Mayıs 1920.
[103]ATESE Arşivi,kl.872,dos.II-3,fih.12;kl.594,dos.9.140,fih.42,24;kl.946,dos.4-4fih.(65)9,169.
[104]ATESE Arşivi,kl.594,dos.9.140,fih 65;kl.946,dos.4.5,fih.80,88.
[105]ATESE Arşivi,kl.725,dos.(1)2,fih.28-3.
[106]ATESE Arşivi,kl.725,dos.(1)2,fih.30.
[107]ATESE Arşivi,kl.725,dos.(1)2,fih.31;kl.595,dos.10(143),fih.31.
[108]ATESE Arşivi,kl.726,dos.(1)2,fih.149.
[109]ATESE Arşivi,kl.595,dos.(1)2,fih.40-2.
[110]ATESE Arşivi,kl.597,dos.(1)2,fih.53.
[111]ATESE Arşivi,kl.2490,dos.(1)2,fih.49.
[112]ATESE Arşivi,kl.726,dos.(1)2,fih.2.
[113]ATESE Arşivi,kl.726,dos.6,fih.83.
[114]ATESE Arşivi,kl.726,dos.6,fih.84.
[115]Yusuf Ziya Bildirici,Adana’da Ermenilerin Yaptığı Katliamlar ve Fransız-Ermeni İlişkileri,Kök Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Serisi:5,Ank.1999,s.159.
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Ermeni Terörü 1

Daha yüzlercesi yaşandı, binlerce onbinlerce canımız hain elinde harab oldu.Hala bir uydurmadır.Önemli olan gerçek değil menfaat günümüzde.TTK
 
Üst